30 Haziran 2006 Cuma

Yavuz NUFEL



(1960, Samsun, Havza). 17 yıldır Hollanda’da yaşıyor.
Lise Yıllarında Gırgır Dergisi’nde yayınlanan esprileri ve fıkraları ile yazmaya başladı. Çeşitli gazete ve dergilerde yazdı; şimdilerde SESVER adlı haftalık gazetede köşe yazarlığının yanı sıra, Hollanda’da yayın yapan Demet TV’de “Basında Bu Hafta” adlı proğramı yapıyor.

Ayrıca İnternet üzerinden dinlenebilen Radyo Deniz, her perşembe akşamı “ Yavuz Nufel ile Şiirmatik” adlı  şiir ve sohbet  proğramı yapmakta.

Hollanda’da, ‘Yatsıda Sönmeyen Mum Işığında’ ve ‘Şiirmatik’ adlı şiir kitapları yayınlandı.

Nufel’in en büyük projem dediği, Gurbetçi Destanı ve ilk 13 bölümü Sesver Gazetesi’nde yayınlanan “Yavuz Nufel’in kaleminden 40 yıl önce, 40 yıl sonra Hollanda’da Türkler” başlıklı söyleşileri.

Kasım 2003’de kitap olarak basılacak söyleşilerin ardından, manzum Gurbetçi Destanı yayınlanacak. Hiç bir okulu bitirememekten, ömür boyu öğrenci olmaktan, kardeşliğin, dostluğun, eşitliğin ve özgürlüğün tahsilatını yapmaya çalışmaktan çok mutlu. Evli ve üç çocuk babası olan Nufel, dünya çocuklarını savaşlardan, açlıklardan; şiiri de kirlenmekten kurtarmak için kendince bir mücadelenin içinde.




Bir Şiiri;

ENKAZ ALTINDA


Baba bak!
O görünen annemin eli; senin aldığın yüzükten belli
Kardeşlerimi düşünme! Onlar, şu anda parktadır belki.
Oyuncak helikopter alamamıştın ya hani
alma artık istemem.
Bak! Onlarca helikopter, hem hepsi de sahici
Kıpırdat gözlerini, konuş benimle baba
"Elle gelen düğün bayram" derdin ya hep
bu nasıl düğün, bu nasıl bayram
Neden yerde yatıyor
teyzem, halam, dayım , amcam?
Ne olur bir şeyler söyle, konuş benimle
hadi benim aslan babam...
İstemezsen bu sene okula da gitmem
Eğer gidersem, geçen seneki idare eder,
yeni önlük de istemem
Bir kerecik "Oğlum" de yeter.
Bacaklarında kan var
kırıldı mı yoksa?!
Hemen alçıya alsınlar
Duyuyor musun geliyor ambulanslar?...
Sen iyileşinceye kadar
ben su satar, simit satar size bakarım.
Annemin çamaşır ipleri yine kopmuş
sen üzülme ben takarım!..
Daha dün senin kocaman adamındım;
berbere götürecektin hani,
uzadığı için saçlarım...
"Yavrum" de okşa saçlarımı,
öp yanaklarımı.
Babacığım ne olursun, hadi kalk
sen de bağır, sen de çağır
her taraf yanıyor cayır cayır
" Erkekler ağlamaz" dersin ama
ağlamak istiyorsan ağla
vallahi kimseye söylemem baba.
Gözlerine toz dolmuş, silsene baba!
Baba!!!
Baba!.. Baba!..
Yoksa baba!...
BABAAAAAAAAAAAAAAA!!!!!

Yavuz Nufel


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder