13 Haziran 2006 Salı

Kültür ve Tabiat Varlıkları-Tekkeköy


TARİHİ
Tekkeköy ve civarında yapılan araştırmalar sonucunda paleolitik dönemden itibaren yerleşimin var olduğu öğrenilmiştir. Tekkeköy’ ün güneyinde yer alan bu yerleşimin tarihi M.Ö. 600.000-10.000 ‘li yıllara dayanmaktadır.

İlçedeki araştırmalarda Hitit dönemine ait katmanlara rastlanmıştır.  Frigler ‘e ait kalıntılar da bulunmuştur.

Yöre M.Ö. 3.yy ortalarında Pontus devletinin sınırları içine girmiş, daha sonra sırasıyla Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu devletinin eline geçmiştir.

Selçuklular Anadolu’ya yerleşmeye başladığı zaman Bizans devletinin egemenliği altında olan yöreyi Türklere ve İslamiyet e açmak için, bölgenin önemini de dikkate alarak büyük Türk velisi Şeyh Zeynüddin’i buraya göndermiş ve bir tekke kurdurmuşlardır. Tahminen 1250-1330 yılları arasında yaşayan Şeyh Zeynüddin Kurduğu tekkede yolcuları, düşkünleri ,fakir fukarayı kazan kurarak doyurmuştur. TEKKEKÖY adının buradan geldiği söylenmektedir.

1399’da Tekkeköy Osmanlı egemenliğine girmiştir. 1402 Ankara savaşından sonra Kubat oğullarının eline geçmiştir.1419’da çelebi Mehmet Tekkeköy’ü tekrar Osmanlı topraklarına katmıştır.

Osmanlılar döneminde burada Türkler ve Bizans döneminden kalma Rum halkı barış içerisinde yaşamışlardır. Ancak I.Dünya savaşı sırasında Türk ve Rum halkı arasındaki barış bozulmuştur. Kurtuluş savaşı sonrasında yapılan Lozan antlaşması gereği buradaki Rum halkı Batı Trakya Türkleriyle yer değiştirmiştir.





TEKKEKÖY ÖREN YERİ
Hitit ve ilk Tunç Çağı dönemlerine ait buluntular ele geçmiştir. Bu buluntulardan; Çarkta çekilmiş deve tüyü, al renkli keramikler çoğunluktadır.

Burada bulunan mezarların ilk Tunç çağına ait olduğu saptanmıştır. Gömütlerin yanında keramik, bıçak, kama gibi gereçlerin bırakıldığı görülmüştür. Siyah üzerine ak boyayla yapılmış geometrik desenlerle süslü, dişli, yivli bezemeli kapların yanında, kabartma insan yüzlü vazolar ilgi çekici buluntulardır.

Bu mezarlardan çıkan eşyaların Anadolu da bir benzerine daha rastlanmadığı belirtilmektedir.


Tekkeköy Mağaraları:  Kalkolitik dönemi sergileyen yerleşim yerleridir.Bu mağaralar doğal oluşmuş ufak mağaraların genişletilerek ve oyularak iskan edilmesi sonucu meydana gelmiştir.Ana kayanın işlenmesiyle oluşturulmuş sarnıç, burç, depo, yol ve merdiven gibi eserler de yer almaktadır. Önceleri denizin mağaraların hemen yanında başladığı, hatta mağaralardaki bazı şekillerden buralara gemilerin bağlandığı daha sonra ise Yeşilırmak’ın getirdiği alüvyonlu topraklarla kıyının dolarak denizin yaklaşık 4 km. uzaklaştığı  tahmin edilmektedir. Burada Roma ve Bizans dönemine ait Kilise, Çeşme ve köprü kalıntılarına da rastlanmaktadır.


Şeyh Yusuf Zeynüddin camii ve Türbesi: Şeyh Yusuf Zeynüddin, Anadolu Selçuklu devleti zamanında yaşamış büyük islam velisidir.Gavs-ıAzam Şeyh Abdülkadir-i Ceylani hazretlerinin torunudur. Camii kendisi tarafından 1285 yılında yapılmıştır. Türbesi ise caminin bahçesinde yer almaktadır.


Çınaralan Köyü camii: Bugün sadace kuzey cephesi ayakta olan bir kiliseden camiye çevrilmiştir.


Yel değirmeni: Kutkent-Çırakman mahallesinde kendi adı ile anılan ve rüzgarı çok olan tepeye 1905 yılında Rusya’ya çalışmaya giden Rum halk tarafından yapılmıştır.


Kemerli çeşme: Kutlukent-Çırakman mahallesindedir.Halen kullanılmaktadır.


Altınkaya Kilisesi: Kutlukent - Altınkaya mevkiindedir.


Altı Pencere(Kaya Mağaraları):  Kutlu kent-merkez mahallede yarık kaya mevkiindedir. Sarp kayalar üzerindedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder