14 Haziran 2006 Çarşamba

ATATÜRK’ün Samsun’da Okuduğu Kitaplar



Atatürk Samsun’a dördüncü gelişinde Afet Hanım vasıtasıyla o zamanki Gazi Kütüphanesinden "Cihan Tarihi", "Büyük Adamlar Serisi" ve "Tarihte Güzel Kadınlar" isimli üç kitabı okumak için istemiş, bunlardan Enis Behiç'in Tarihte Güzel Kadınlar adlı kitabında Madam Rolan'ın "Hürriyete" ait makalesinin 96, 97 ve 98. sayfalarında altlarını mor ve kırmızı kalemle çizdiği satırları çok önemli gördüğümüz için burada bahsetmek ve aynı satırları yazmak ihtiyacını duyuyoruz.


96. sayfada "Hürriyet" bil( kaydü şart serbest olmak değildir. Onun kayıtları; şartları vardır. Bil( kaydü şart serbest olmak, ormanlarda yaşayan hayvanlara mahsustur. İnsanlar ise içtimai muhitlerde bir takım adetlerde, teamüllerde ülfet etmiş, bir terbiye...

97. sayfada "bazı kavimler nezdinde de epeyce zamanlar sakal salıvermek adeti (hürriyet) zannolunmuştur." satırlarının altını çizdikten sonra devamla "Hürriyet-i Siyasiye her istenilen şeyin yapılmasından ibaret değildir. Bir devlette, yani kavanine malik bir heyet-i içtimaîye de hürriyet arzu edilmesi lazım gelen şeyin yapılmasında ve arzu edilmesinde icap eden şeyin yapılmasında cebr ve tazyik altında kalınmasından ibaret olabilir. İstiklal ve hürriyetin ne olduğunu fikre koymak lazımdır." satırlarını mor renkli kalemle çizmiştir.

98. sayfada ise "ilmi esaslara nazaran ferdin hududu hürriyeti, gayrı hududa hürriyeti ile mahdut olduğundan başkasının hak hürriyetini tanımaya kendi hak ve hürriyetini tanıtamaz...(kırmızı kalemle) "Maksat ve gaye bir olduktan sonra ittihat edemezler miydi? Vatan için daha müfit çalışamazlar mıydı? Hayır... İhtiras denilen manevi düşman bunların yakalarından tutmuş, küçüklüğe sürüklemiştir." satırlarının altlarını çizerek, "kütüphane memurlarına;" mor boyalı kalem ile işaret ettiği yerleri "halkımıza okut." emri vermiştir.

Atatürk bütün bu seyahatlerinde Samsun'un Anadolu’ya açılan bir kapı olduğunu hissettirmiş, milletin derdini, ıstırap ve düşüncelerini yakından görmüş ve öğrenmiştir. Zaruri olan inkılapların tespit teşebbüs ve uygulama yapmış, milletlere kendini tanıtmak ve itimadını kazanmak istemiş, Cumhuriyet ve yükselme fikrini halk tarafından benimsendiğini görmüş ve halkla bütünleşmiştir.

Samsun ve Samsunluları seven Atatürk'e minnet borcunu ödemek isteyen Samsun halkı onu bir anıtla ölümsüzleştirmek ister. Atatürk'ü iyi tanıyan Avusturyalı heykeltıraş Krippel'e 19 Mayısın ruhuna uygun bir anıt yapılması görevini (1928) verilir. Krippel bu anıta heybeti, gururu, ileri düşünceyi, azmi, korkusuzluğu, Türkün ve Türklüğün gücünü, Milli Birlik ve beraberlik ruhunu vermeye çalışmıştır. 1931'de dikilen bu anıt Atatürk'ü anlatmış, kuvvetin, azmin, cesaretin ve üstünlüğün simgesi olmuştur. Samsunlular Atayı bağımsızlıklarıyla özdeşleştirmiş, onu sonsuza kadar yaşatmayı kendilerine şiar edinmişlerdir. Ruhu Şad olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder