7 Haziran 2006 Çarşamba

Kızılırmak Deltasında Hoverkraft



Haberci ekibi Kızılırmak deltasına doğru yolda. Burası Karadeniz’in tek sulak alanı. Bu özelliğiyle de Karadeniz’i aşan kuşların durakladıkları bir alan. Bölgede 320’ye yakın kuş türü tespit edilmiş durumda. Ancak deltanın büyük bölümü kurutularak tarım alanına dönüştürülmüş. Bu da bölgedeki doğal dengeyi bozuyor.

Haberci Kızılırmak deltasında ilginç bir deneyim peşinde. Uçak mühendisi olan Yusuf Kahvecioğlu, bölgenin sayılı girişimcilerinden. Aynı zamanda SamAir’in sahibi, ancak vergileri nedeniyle uçaklarını birer birer satmak zorunda kalmış.

Yusuf Bey, Türkiye’de ultralight ile uçan ilk kişi. Bu alanda bir de birinciliği var. Bugün Haberci’ye ilginç bir destekte bulunuyor. Sahip olduğu hovercraft ile deltada beraberce bir tur atacağız.

Yusuf Bey’in kuzeni Selim Erel de, 19 Mayıs ilçesinde THK başkanı. Ailecek gökyüzüne sevdalılar anlaşılan. Duyduğumuz kadarıyla Yusuf Bey’in kardeşi de yamaç paraşütçüsüymüş. Hatta tellere takılıp, cep telefonuyla yardım istediği de dilden dile dolaşıyor.

Yola çıkmadan önce, kısa bir çay molası vermekte fayda var. Yusuf Bey’in anlatacak hikayesi çok ne de olsa... Sohbet sırasında, kardeşiyle ilgili hikayenin gerçek olduğunu da öğreniyoruz. Yusuf Bey’in anlatacakları çok ama konvoyun yola çıkma vakti geldi.

Deltaya doğru konvoy halinde yoldayız. Oldukça ilginç bir konvoy oluşturduğumuz ortada. Hovercraftla gezintinin bedeli de bu olsa gerek.

Yolumuz uzun değil ama yavaş ilerlemek durumundayız. Malum yükümüz ağır. Üstelik, deltanın bereketi daha yolun başından kendisini gösteriyor. Kızılırmak’ın alüvyonlarının beslediği bu topraklarda değişik bitki türleri yetişiyor. Aralarında en güzeli nilüferler. Burada adeta nilüfer tarlaları var.

Deltanın ziyaretçileri sadece kuşlar değil. Mandalar da deltayı sevenler arasında. Üstelik burayı öyle seviyorlar ki, bizim varlığımız bile onları rahatsız etmiyor. Çamurun rahatını terk etmek pek zor olmalı. Yine de bize kızdıklarını anlamak o kadar da zor değil.

Hovercraftla gezinti yapacağımız noktaya geldik. İşin ayrıntısı çok. Önce teknenin suya indirilmesi gerek. Selim Bey, jipiyle tekneyi suya indiriyor.

Tekne suya indi ama jip sudan çıkacağa benzemiyor. Yusuf Bey, jipiyle çekmeye çalışıyor ama dört çekeri bozuk olduğu için sonuç başarısız. Sırada Haberci jipi var. Neyse ki, başarılı oluyoruz.

Hovercraftın indirilmesi için ekibin tüm üyeleri yardıma koşuyor. Hem karada hem de suda gidebilen hovercraftla küçük bir deneme yapmakta yarar var. Biraz tozu dumana katacağa benzer ama yine de oldukça zevkli gözüküyor. Sonucu hepimiz merakla bekliyoruz.

Hovercraft indirildikten sonra, Yusuf Bey karada deneme yapıyor. Etraf toz dumana kesiyor. Coşkun için bu son derece keyifli bir an. Ve işte başlıyor. Hovercraft yola çıkıyor. Kızılırmak’ın eşsiz doğasında hovercraftla keşfe çıkıyoruz.

Deltada hovercraft ile gezmemizin bir nedeni var elbet. Suyun dibi sazlık.. Bu da motorla dolaşmayı engelliyor. Bu nedenle deltaya en uygun araç hovercraft. Sesi yüksek olsa da, bir süre sonra alışılıyor. Bu duruma kuşlar bile alışmış görünüyorlar.

Deltanın kuşlardan başka sakinleri de var. Sazlık kesme mevsimi değil ama sazlıklar çoktan kesilmeye başlanmış. Gelişimiz onları biraz tedirgin etse de, cevapları hazır: Malum ekmek parası.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder