3 Haziran 2006 Cumartesi

Osmanlı Öncesi Orta Karadeniz Tarihi-II



Trabzon’a yapılan akınları önlemek için III. Aleksios; Hacı Emir İbrahim Bey’i kendisine enişte yaparak Türk akınlarını bertaraf etmişti. Bu husus, Hacıemiroğulları Beyliği’nin doğuya olacak akınlarını epeyce engellemişti.[49]

Tacettinoğulları tehlikesini ortadan kaldıran Süleyman Bey, tekrar Trabzon tarafına yönelmişti. Trabzon Krallığı’nın en önemli şehirlerinden Giresun’u ilk defa Hacıemiroğlu Süleyman Bey 1397 yılının ilkbaharında fethetmiş[50] ve o tarihe kadar Müslümanların eline geçmeyen Giresun Kalesi’nin fethedilmesi, Süleyman Bey’in yörede itibarını oldukça artırmıştı.[51] 

Süleyman Bey, bu fethi Kadı Burhaneddin’e mektupla bildirmişti. Kadı, bu haber üzerine ülkesinde nöbetler çaldırıp, şenlikler düzenlemiş ve ayrıca kendisine bir de tebrik mektubu göndermiştir.[52]
Popüler ansiklopedilerde ve hatta Mesudiye ile ilgili yayınlarda Ordu bölgesinin Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon seferi (1461) ile Osmanlı Devleti’ne dahil olduğunu yazılmaktadır.[53]

Halbuki, Hacıemiroğlu Süleyman Bey, Yıldırım Bayezid’in Samsun’a gelmesiyle 1398 yılı baharında Osmanlı hakimiyetini kabul etmiştir.[54] Fakat Beylik yönetimi yine Hacıemiroğulları ailesine bırakılmıştır. Artık Osmanlı Devleti’nin himayesinde bulunan Beylik, Karadeniz’deki mücadelelerine devam etmektedir. Osmanlı Devleti’nin 1402 yılında Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilmesiyle Hacıemiroğulları tekrar bağımsız kalmıştır.[55]

1404 yılında deniz yoluyla Semerkand’a giderken Trabzon’a uğrayan İspanyol elçisi Clavijo’nun verdiği bilgilere göre, Orta Karadeniz Bölgesi’nde Arzamir (Hacı Emir) isimli bir Türk beyi hakimdir. Bu beyin on bin atlı askeri bulunmakta olup, Trabzon’dan vergi almaktadır.[56]

Clavijo’nun 1404 tarihinde tuttuğu kayıttan 1455 tarihine kadar olan zaman diliminde Hacıemiroğulları Beyliği hakkındaki bilgiler sınırlıdır. BOA. 13 Numaralı Tahrir Defterleri’ndeki  atıflar, en azından Canik-i Bayram’ın yani takriben bugünkü Mesudiye’nin de içinde bulunduğu Ordu  ve Giresun’un batı kesimlerinin Yörgüç Paşa’nın Canik harekatı sırasında (1427) Osmanlı topraklarına dahil edildiği anlaşılmaktadır.[57]

Buraya kadar Orta Karadeniz topraklarında yaşayan Türkmenlerin Osmanlı dönemine kadar olan tarih maceralarını verdik. Osmanlı dönemi ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir.

Dipnotlar :

[1] İbrahim Tellioğlu, Osmanlı Hakimiyetine Kadar Doğu Karadeniz’de Türkler, Trabzon 2004, s.1.
[2] Karadeniz kıyıları ile Canik dağları yöresi ve Kelkit-Yeşilırmak nehirlerinin yerleştiği tektonik oluklarda oluşan Orta Karadeniz ardı yöresi, bölgenin iki farklı bölümünü oluşturur. Canik dağlarının üst kısmı bir plato görünümünde olup geniş yaylalar yer alır. Orta Karadeniz ardı yöreler ise Canik dağları güneyinde faylanma sonucu çöken oluklar ve bunların içerisine yerleşmiş ovalardan oluşur. Her iki bölümde farklı iklim özellikleri görüldüğü için değişik bir bitki örtüsü hakimdir. bkz., İbrahim Atalay-Kenan Mortan, Türkiye Bölgesel Coğrafyası, İstanbul  1997, s. 74-76.
[3] Mithat Baş, Mesudiye Tarihi, Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Yapısı, İstanbul  1982, s. 138.
[4] Mehmet Özsait, İlkçağ Tarihinde Trabzon ve Çevresi” Trabzon Tarihi Sempozyumu, Trabzon 1999, s.35.
[5] a.g.e., s. 35.
[6] a.g.e., s. 36.
[7] Kaleköy Mesudiye’ye 6 km uzaklıktadır.
[8] Yaşar Çoruhlu-Ömer Çakır, "Ordu’nun Mesudiye İlçesi / Kale Köyü’nde bir Türkmen Kalesi, Mezartaşları ve Üç Mezar Anıtı", Tarih Dergisi, sayı:36,  İstanbul 2000, s.81. Geniş bilgi için bkz. Mehmet Özsait, 1990 Yılında Ordu_Mesudiye Çevresinde Yapılan Yüzey araştırmaları, Araştırma Sonuçları Toplantısı, IX, Ankara,1992, s.357-376.; 1991 Yılı Ordu-Mesudiye Yüzey araştırmaları, Araştırma Sonuçları Toplantısı, X, Ankara 1993, s.311-330.; 1992 Yılı Ordu-Mesudiye Yüzey araştırmaları, Araştırma Sonuçları Toplantısı, XI, Ankara 1994, s. 285-300.; 1993 Yılı Ordu-Mesudiye Ve Sivas-Koyulhisar Yüzey Araştırmaları, Araştırma Sonuçları Toplantısı, XII, Ankara 1995, s. 459-482.
[9] a.g.e., s. 36; Kimmerler hakkında geniş bilgi için bkz., Tellioğlu, a.g.e., s.14-21. Türk mitolojisinde yer alan bazı ifadeler, Kimmerlerin Türklükle bağlantısı olduğu yönündeki tezleri doğrular niteliktedir. Avrupa Hunları’nın geyikli efsanelerinde Avrupa Hun Devleti’nin Güney Rusya’daki kalıntılarından olan Kutrigur ve Utigur kabilelerinin menşeinin anlatıldığı efsanede bu boyların kökeni Kimmerler’e bağlanmaktadır. Geniş bilgi için bkz., Bahattin Ögel, Türk Mitolojisi I, Ankara, 1993, s.579. Ayrıca bkz., A.Zeki Velidi ToganUmumi Türk Tarihine Giriş I, İstanbul, 1981, s. 34.
[10] Türk mitolojisinde yer alan ifadeler ile İskitlerle Türklerin kültürel ortaklıkları hususunda çok kıymetli bilgiler bulunmaktadır. Oğuz Destanı’nda geçen yay ile okların toprağa gömülerek uçlarının dışarıda bırakılması, Orta Asya mitolojisinin önemli bir motifidir ve kılıcı toprağa gömme, İskitlerden beri devam eden bir adettir. Geniş bilgi için bkz. Ögel, a.g.e., s.207-588. Ayrıca İskitlerin tarihi hakkında geniş bilgi için bkz. İlhami Durmuş, İskitler (Sakalar), Ankara 1993, s. 39-48.; Ekrem Memiş, İskitlerin Tarihi, Konya 1987, s.22.
[11] Tellioğlu, a.g.e., s. 30-39. Ayrıca Kıpçaklar için bkz. Akdes Nimet Kurat, Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri, Ankara 1992, s.69-72.
[12] Tellioğlu. a.g.e., s. 41.
[13] Mehmet Bilgin," Doğu Karadeniz Bölgesinin Etnik Tarihi üzerine", Trabzon Tarihi Sempozyumu,  Trabzon 1999, s. 51.
[14]  Faruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanları, İstanbul 1967, s.IX.
[15] Sümer, a.g.e., s. 49-52.
[16] a.g.e., s.V.; Kenan İnanGiresun ve Havalisinde Türkmenler”  Giresun Tarihi Sempozyumu,  İstanbul,1997  s. 59.
[17] Ali Sevim-Erdoğan Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, Ankara 1995, s. 34.; ayrıca bkz.; Tellioğlu, a.g.e., s. 61-64.
[18] Malazgirt Savaşı ile ilgili geniş değerlendirmeler için bkz.; Mustafa Kafalı, Anadolu’nun Fethi ve Türkleşmesi, Ankara 1988, s. 8-9.; İbrahim Kafesoğlu, Malazgirt Muharebesi” Malazgirt Zaferi ve Alp Arslan, İstanbul 1971, s. 182-200.; Nejat Kaymaz" Malazgirt Savaşı İle Anadolu’nun Fethi ve Türkleşmesine Dair” Malazgirt Armağanı, Ankara 1993, s. 259-268.
[19] Kerimuddin Mahmud-i Aksarayî, Müsameretü’l-Ahbar, (Nşr.M.Öztürk), Ankara 2000, s. 13.
[20]  Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, Camiü’d-Düvel, II (Nşr.A.Özgül), İzmir 2000, s. 156-158.; ayrıca Miryakefalon (Karamıkbeli) savaşı hakkında geniş bilgi için bkz.; Abdülhaluk Çay, II. Kılıç Arslan, Ankara 1987, s. 68-88.
[21] Necati Demir, Türkler, Ankara 2002, c. VI, 824.
[22] Faruk Sümer, Tirebolu Tarihi, İstanbul 1992, s.3.; ayrıca bkz., Yaşar Yücel, Kadı Burhaneddin Ahmed ve Devleti (1344-1398), Ankara 1983, s.89.
[23] BOA. Tapu Tahrir Defteri, Nu: 13. s. 425. de “Cem‘u’l-mecmu‘-i Vilâyet-i Bayramlu me‘a İskefsir ve Milas” olarak geçmektedir.; BOA. Tapu Tahrir Defteri, Nu: 37. s. 34. de “Vilâyet-i Satılmış ve Bayramlu” olarak geçmektedir.; BOA. Tapu Tahrir Defteri, Nu: 255. s. 305. de“Kazâ-i Bayramlu” olarak geçmektedir.; BOA. Tapu Tahrir Defteri, Nu: 387. s. 597. de “Canik-i Bayram Kazâsı” olarak geçmektedir.; BOA. Tapu Tahrir Defteri, Nu: 716. s. 3. de “Nahiye-i Bayramlu nâm-ı diğer Ordu” olarak geçmektedir.; BOA. Tapu Tahrir Defteri, Nu: 53. s. 285. de“Nâhiye-i Bayramlu” olarak geçmektedir.; BOA. Tapu Tahrir Defteri, Nu: 41. s. 9. de “ Nâhiye-i Bayramlu” olarak geçmektedir.; BOA. Tapu Tahrir Defteri, Nu: 85. s. 1. de “Nâhiye-i Bayramlu” olarak geçmektedir.; BOA. Tapu Tahrir Defteri, Nu: 562. s. 5. de “Nâhiye-i Ordu” olarak geçmektedir.; Geniş bilgi için bkz.; Bahaeddin Yediyıldız, Ordu Kazası Sosyal Tarihi, Ankara 1985.; ayrıca bkz.; Bahaeddin Yediyıldız-Ünal Üstün, Ordu Yöresi Tarihinin Kaynakları I 1455 Tarihli Tahrir Defteri, Ankara 1992.
[24] Antony Bryer, Greeks and Turkmens, Appendix I. S.V.143.
[25] Karadeniz Bölgesinde kır pazarları, "sergi" ismiyle anılmaktadır.
[26] Mehmet Bilgin, “Giresun Bölgesinde Türkmen Beylikleri ve İskan Hareketleri” Giresun Tarihi Sempozyumu, İstanbul 1997, s.89; ayrıca bkz., Bryer. a.g.e., s.144.
[27] Feridun M. Emecen, İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul 2003, s.40.
[28] Mesudiye ilçesine bağlı olan ve 6 km uzaklıktaki Kaleköy’de saray, kale ve üç adet mezar bulunmaktadır. Mezar kitabeleri tahrip olmuştur. Buradaki bir mezar taşında, “Fî şehr-i rebi‘i’l-evvel senete sittetin ve erba‘în ve semânümi’e fî hicreti’n-Nebeviyye” (H.Rebi‘ü’l-evvel 846 / M.Ağustos 1442) tarihi mevcuttur.
[29] Faruk Sümer, Çepniler, İstanbul 1992, s.7.; ayrıca bkz.; Ali Çelik, “Çepnilerin Anadolu’nun Türkleşmesindeki Yeri ve Önemi” Türkler, Ankara 2002, c.VI, 312.; ayrıca bkz. Hilmi Göktürk, Anadoluda Oğuz Boyları, Anadolunun Dağında Ovasında Türk Mührü, İstanbul 1979, c. II. 103.
[30] M. Hanefi Bostan, Anadoluda Çepni İskanı”, Türkler, Ankara 2002, c.VI, 299; ayrıca bkz. Sümer,  Çepniler, s.8.
[31] Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanları,  210-211.sahifeleri arasındaki II. ve III. çizelgeler. Sungur; doğan türü avcı bir kuştur. Türkler  isim olarak da kullanmışlardır. Aksungur ve Karasungur gibi.
[32] Menâkıb-ı Hacı Bektâş-ı Velî “Vilâyet-nâme”, (Haz: A. Gölpınarlı), İstanbul 1958, s. 26.; ayrıca geniş bilgi için bkz.,  Çelik, a.g.e., s. 313.; Bostan, a.g.e., s. 299.
[33] Togan, a.g.e., s. 268.
[34] a.g.e., s. 268.
[35] Yasun Burnu, Ordu iline bağlı Perşembe ilçesindedir.
[36] Bryer, a.g.e., s.144.
[37] a.g.e., s. 145;  Bilgin, a.g.e., s. 90.
[38] Bryer, a.g.e., s. 145; Bilgin, a.g.e., s. 90.
[39] Bryer, a.g.e., s. 145.
[40] a.g.e., s.132.; Bilgin, a.g.e., s. 90.; Rustam Shukurov, “Between Peace and Hostility: Trebizond and the Pontic Turkish Periphery in the Fourteenth Century”, Mediterraenan Historical Review, IX/1 (1947), s.20-73.; Tellioğlu, a.g.e., s.149.; Demir, a.g.e., s.825.
[41] Bostan, a.g.e., s. 299.; Demir, a.g.e., s. 826.; İbn Bibi, el-Evâmiru’l-Alâiyye fi’l-Umûri’l-Alâiyye, (Haz:M. Öztürk), Ankara 1996, c. II, 238-239.
[42] Faruk Bümer,” Çepniler”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, S. 55, s. 7.
[43] Aziz B. Erdeşir-i Esterebadi, Bezm u Rezm, (Çev. Mürsel Öztürk), Ankara 1990, s. 309-313.; İnan, a.g.e., s. 65; Demir, a.g.e., s. 826.; Bilgin, a.g.e., s. 91.
[44] İskefsir bu gün Tokat iline bağlı olan Reşadiye ilçesidir. Mesudiye’ye (Milas-Hamidiye) nahiye olarak bağlı iken, 1906 yılında ayrılarak ilçe olmuştur. Geniş bilgi için bkz. Ali Rıza Atasoy, Tokat Reşadiye İlçesi Halk Kitabı, İstanbul 1951, s.40-41.
[45] Bezm u Rezm, s. 313-314.; Bilgin, a.g.e., s. 92.; Demir, a.g.e., s. 826.
[46] Demir, a.g.e., s. 826.
[47] Milas ismini ortasından akan ırmaktan almaktadır. Milas ismi, 3 Za. 1293 (20 Kasım 1876) yılında Sultan Abdülhamid’e izafeten “Hamidiye” olarak değiştirilmiştir. Geniş bilgi için bkz. BOA. İ.DH, Nu: 60297.  Daha sonra 26 Kânûn-ı Sânî 1325 (8 Şubat 1910) tarihinde de “Mesudiye” ismini almıştır. Geniş bilgi için bkz. BOA. DH.MUİ. Nu: 63/76.
[48] Demir, a.g.e. s. 826.
[49] Tellioğlu, a.g.e. s. 151.
[50] Feridun M. Emecen, “Giresun Tarihinin Bazı Meseleleri” Giresun Tarihi Sempozyumu, İstanbul 1997, s. 22.; Tellioğlu, a.g.e., s. 151.; Demir, a.g.e., s. 827.
[51] Bezm u Rezm, s. 485.
[52] a.g.e., s. 485.; Bilgin, a.g.e., s. 93-94.; Demir, a.g.e., s. 827.
[53] Meydan Larousse, İstanbul 1992, c.XV, 165; Baş, a.g.e., s. 56.
[54] Mükrimin Halil Yinanç, MEB İslam Ansiklopedisi, c II, s. 378.; Halil İnalcık, TDV İslam Ansiklopedisi, c V. s. 233.
[55] Demir, a.g.e. s. 827.
[56] Demir, a.g.e., s. 827.; Sümer, a.g.e., s. 319.; Bilgin, a.g.e., s. 94.; ayrıca geniş bilgi için bkz. Ruy Gozlez de Clavijo, Embejada a Tomarlan, Madrid 1943, s. 83.
[57] Mehmet Öz, XV_XVI. Yüzyıllarda Canik Sancağı, Ankara 1999, s. 24-25. ayrıca geniş bilgi için bkz., Yediyıldız, a.g.e., s.7-8.

www.kenthaber.com/Arsiv/Haberler/ 2005/Ocak/04/Haber_42914.aspx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder