12 Haziran 2006 Pazartesi

Kültür ve Tabiat Varlıkları-Bafra


TARİHÇE
M.Ö. 521 yıllarında Fenikeliler Karadeniz’e geçtikleri zaman Kızılırmak ağzına gelerek Bafra ve çevresine yerleşmişlerdir. Irmağın denize açıldığı yer geniş olduğundan gemiciler buraya rahatlıkla girebilmişlerdir. Fenikeliler ırmağın ağzına ticaret evleri kurmuşlardır. Eskiden bu civarda iki büyük köy varmış, bunlardan birine Kumcağız, diğerine de  Kumboğaz denirmiş. Fenikeliler bu koylara farya, kurdukları ticaret evlerinde Bafra ismini vermişler . Bafra isminin bu kelimeden gelmiş olması sanılmaktadır. Samsun gibi Bafra’nında ilk halkı Gaşkalardır. Hititler döneminden kalma Bafra’nın İkiztepe köyünde 4 höyük vardır. Romalılardan Bizanslıların eline geçen Samsun ve Bafra 1071 Malazgirt Meydan Savaşından sonra Selçukluların eline geçmiştir.  Bu beylik 600 yıllık Bafra Beyliği böyle küçük bir Selçuklu Beyliğidir.  Anadolu Beylikleri hakkında esaslı bilgi veren Orhan Gazi  zamanında Ömeri tarafından yazılan Mesalikül-Absar ve Aziz Asterbadi’nin kaleme aldığı Bezm-ü Remz adlı eserlerde Bafra’dan pek çok bahsedilmektedir. Bemz-ü Remz adlı eserlerde Bafra’dan pek çok bahsedilmektedir.
Bezm-ü Remz adlı eserde Bafra ismini Bavra  olarak görüyoruz. Bavra beyliğinin sınırlarını batıda Kastamonu beyliği, güneyde Taşanoğulları ve Kubadoğulları, doğusunda ve kuzeyinde ise Karadeniz çevrelemektedir. 1460 yılında Sinop kalesini fetheden Fatihin Kumandanlarından Mahmut Paşa, Bafra’yı da  Osmanlı topraklarına katmıştır.

KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI
DOĞAL SİT :  İlçe sınırları içerisinde bulunan Kızılırmağın binlerce yılda Anadolu’dan sürükleyip getirdiği sedimenlerle oluşturduğu bereketli deltasında aynı zamanda ülkemizin en önemli sulak alan eko sistemlerinden biri olan  Bafra Balık Gölleri de bulunur. Kızılırmak deltası barındırdığı canlı türlerinin çeşitliliği, canlılar için zengin yaşam alanları bulundurması ve halen bozulmamış olan doğal yapısı ile ülkemizin uluslararası öneme sahip ender sulak alanlarından biridir. Bafra‘dan  geçen Samsun-Sinop karayolunun kuzeyinde kalan alanda 56.000 ha. genişliğinde delta ovası uzanır. Deltanın doğu sahilinde göller, sazlık alanlar, kumullar, su basar çayırlar ile birlikte yaklaşık 13.000 hektar alanı kaplayan sulak alan vardır. Batı yakasında da yaklaşık 1.500 hektar genişliğinde  Karaboğaz gölü ve çevre sazlıkları bulunur. Deltadaki kuş türlerinin çeşitliliği ve sayıları eko sistemin canlılar için ne denli zengin ve sağlıklı olduğunu gösterir. Kızılırmak deltasında bu güne kadar 146’sı bölgede üreyen 310 kuş türü saptanmıştır. Delta, göçmen su kuşları için de son derece önemli bir kışlama alanıdır. Kış ortası su kuşu sayım sonuçlarına göre deltada yaklaşık 100.000 su kuşu (kaz, kuğu, ördek, sakarmeke ve yağmurcunlar) kışlamaktadır. Karadeniz’i cephe göçü ile aşan küçük ötücüler ve su kuşlarının yanı sıra yırtıcılar, leylekler, turnalar ve balıkçılar içinde delta son derece önemli bir beslenme ve konaklama alanıdır.          
Yöre deniz-yazlık turizmi için sadece yaz mevsiminde yaklaşık 2 aylık olanak sunarken, kuş gözlemciliği ve doğa turizmi için dört mevsim boyunca çok önemli bir potansiyele sahiptir. Dolayısı ile bölgede Eko-turizm olanakları son derece fazladır. Bu alan Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca 1. Derece doğal sit alanı olarak belirlenmiştir. Kızılırmak deltasının batı alanının doğal sit alanı belirleme ve tescil çalışmaları devam etmektedir.
 HÖYÜKLER :

İKİZTEPE HÖYÜĞÜ :  İkiztepe Örenyeri Orta Karadeniz Bölgesinde, Samsun’un 55 km. ve Bafra’nın 7 km. Kuzeydoğusunda olup, bu günkü İkiztepe  köyünün sınırları içinde yer alır. Deniz seviyesinden yaklaşık 20 metre yükseklikte ve Bafra ovasının batısını sınırlayan  alçak tepelerden en kuzeydekinin üzerinde kurulmuştur. Jeolojik verilere göre İkiztepe örenyeri, Bafra ovası oluşmadan önce, bir zamanlar Kızılırmak nehrinin Karadeniz’e dökülmüş olduğu noktadaydı. İkiztepe örenyeri 1941 yılında Samsun yakınındaki Dündartepe de kazı yapan arkeologlar  tarafından keşfedilmiştir. İkiztepe’deki ilk sistemli kazılar Prof. Dr. U.Bahadır ALKIM tarafından 1974 yılında başlatılmış, 1981 yılından beri de Prof. Dr. Önder BİLGİ tarafından yürütülmektedir. Örenyerine İkiztepe denmesine rağmen yerleşme alanı iki büyük, ikide küçük tepeden oluşur. 375x175 metre ebadında bir alanı kaplayan değişik büyüklükteki bu tepeler değişik kültür katlarına sahiptir. Tepe I’ de İlk Tunç Çağı I, İlk Tunç  Çağı II ve geçiş veya Er-Hitit Çağı, Tepe II, de Geç Kalkolitik Çağ, İl Tunç Çağı I ve İlk Tunç Çağı II; Tepe III’ de  İlk Tunç Çağı III ile Geçiş veya Er-Hitit Çağı; Tepe IV’ de Geçiş veya Er-Hitit Çağının izleri saptanmıştır. Tepe I, İlk Tunç Çağı III zamanında bir mezarlık olarak kullanılmıştır. 600’den fazla basit toprak tipinde mezar ortaya çıkarılmıştır. Mezarlara ölünün özel eşyası veya hediye olarak tunçtan yapılmış silahlar, aletler, takılar, semboller, pişmiş topraktan kaseler, kadın figürinleri, çıngıraklar, taş kolyeler ve biley taşları bırakılmıştır. Tepe I, İkiztepe örenyerinin geçiş veya Er-Hitit Çağı kültür katının sonunda tamamen terk edilmesinden sonra bir kez daha iskan edilmiştir. Bu son kültür, yerleşmede tümülüs tipi 2 odalı ve dromoslu bir anıt mezarla temsil edilir. Mezarın dromosunda ele geçirilen ve İstanbul’da Trakya Kralı  Lysimakhas  adına (M.Ö.3/6-281) basılmış altın bir sikkeden Helenistik çağa ait olduğu anlaşılmıştır. Kazılar neticesinde ikiztepe örenyerinde Geç Kalkolitik Çağdan Eski Hitit Devletinin kuruluşuna kadar, yani (M.Ö.4000 yılından M.Ö.1700 yılına kadar kesintisiz yerleşmeler bulunduğu anlaşılmıştır. Bu örenyeri yüksek kurulca II. derece arkeolojik sik alanı olarak belirlenmiştir.

¨    Dededağ köyündeki Kelbeş (Kelebeş) tepe (İlk ve Orta Tunç Çağı, Roma ve Geç Roma Çağı)
¨    Azay Köyündeki Azaytepe (İlk ve Orta Tunç Çağı, Roma  ve Geç Roma Çağı)
¨    Eldavut köyündeki Tepe Tarla (İlk ve Orta Tunç Çağı, Roma ve Geç Roma Çağı)
¨    Gökçeağaç köyündeki Tedigün Tepe (İlk ve Orta Tunç Çağı)
¨    Tekkeköy, Gavurtepe Mahallesindeki Elmacık Tepe (İlk ve Orta Tunç Çağı)
¨    Terzili köyündeki Tepecik Tepe (İlk ve Orta Tunç Çağı)
¨    Terzili köyündeki Karaşeyh Tepesi (İlk ve Orta Tunç Çağı)
¨    Evrenuşağı veya Ömer Usta Çiftliği (İlk ve Orta Tunç Çağı ile Orta Çağ)
¨    Paşa şeyh köyündeki paşa şeyh Tepesi (İlk ve Orta Tunç Çağı)
¨    Derbent Köyü, yukarı mahallede Aşağı Tepe (İlk ve Orta Tunç Çağ)
¨    Paşaşeyh köyü, Dereköy mahallesindeki Katırdamı Tepecik Tepe (İlk ve Orta Tunç Çağı , Roma ve Geç Roma Çağı)
¨    Kuşçular Köyündeki Şirlek Tepe (Kalkolitik Çağ, İlk Çağ, İlk Tunç ve Orta Tunç Çağı)
¨    Eldavut köyündeki Hacıbaba tepesi (İlk ve Orta Tunç Çağı)


DÜZ YERLEŞMELER  :

Kolay Bucağı yakınındaki Tepecik yerleşmesi (İlk ve Orta Tunç Çağı, Roma ve Geç Roma Çağı)            
Bafra’nın güney doğusunda yer alan yerleşmeler.

1.    Yakıntaş köyündeki Yakıntaş (Roma ve Geç Antik Çağı)
2.    Çırıkçılar köyündeki Çırıklar (Roma ve Geç Antik Çağı)
3.    İkizpınar köyündeki Cevizlik mevkii (Roma ve Geç Antik Çağı)
4.    Koca Löp Bafra’nın güneyinde, (Roma ve Geç Antik Çağı)
5.    İkizpınar köyü Bakırdere Mahallesindeki Bakırdere Tepecik, Bafra’nın güney batısında , (Roma ve Geç Antik Çağı)
6.    Derbent  (Roma ve Geç Antik Çağı)
7.    Komşupınar köyü, Köleyurdu Mahallesindeki Karayelindüzü veya Fındıkdüzü  (Roma ve Geç Antik Çağı)
8.    Kanberli Köyündeki Gavurun yeri (Roma ve Geç Antik Çağı)
9.    Terzili köyü, Zahna mahallesindeki Zahna (Roma ve Geç Antik Çağı
10.Asar köyündeki Asarkale  Roma ve Osmanlı dönemleri
           
TÜMÜLÜSLER, KAYA MEZARLARI VE MEZARLIK ALANLARI :

1.    Selemelik Köyündeki Tingiller Tepesi
2.    Türk Köyündeki Som Tepe
3.    Çetirli Pınar ve Çandır Köyleri arasında Çandır Tepeleri
4.    Derbent Köyündeki Derbent I ve Derbent II tepeleri
5.    Kamberli Köyündeki Sorgunlu Tepe
6.    İlyaslı Köyündeki Özübüyük
7.    Terzili Köyündeki Zahna
8.    Sarıkaya Köyündeki Külcüler Tepesi
9.    Çetirli Pınar Köyündeki Köfteroğlu
10.Ulu Ağaç Köyü tepe mevkiinde 1, Kıçıkırık mevkiinde 4 tümülüs
11.İkiz Pınar Köyünün güneybatısında 1 tümülüs
12.Asar Köyünün güneybatısında 4 kaya mezarı
13.Terzili Köyü, Zahna Mahallesi, Taşlık mevkiinde 1 mezarlık alanı
           
ASARKALE :  Asar Köyü hudutları içindedir. Helenistik dönemdeki ilk inşasından sonra Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde onarım yapılarak yerleşim görmüş daha sonra terk edilmiştir. Önünden Kızılırmak nehri geçmektedir. Bazı yerlerde sur duvarları tamamen yok olmuş, bazı yerlerde kısmen ayakta kalmıştır. Surların dış yüzü düzgün kesme taştan yapılmış, aralarda tuğla örgü mevcuttur. Arka yüzü ve içi moloz taştandır. Kalenin içinde yapılara ait duvar kalıntıları ve bir sarnıç görünmektedir. Kaleye asfalt yol üzerindeki bir tünel ile girilmektedir. İç kısımda kayanın düzeltilmesi ile oluşturulmuş basamaklar ile yukarıya çıkılmaktadır. Bu tünel (geçit) ile kalenin Kızılırmak’tan su ihtiyacının karşılandığı anlaşılmaktadır.
KAYA MEZARLARI :  Asarkale hudutları içindedir. Helenistik döneme ait Paflagonya tipli kaya mezarlarıdır. Önlerinden  Kızılırmak nehri geçmektedir.
1.    Kaya Mezarı; Asfalt yolun sağ kenarında yükselen ilk höyük kaya kütlesinin yüzeyine yapılmıştır. Üçgen alınlıklı, beş sütunlu bir cepheye sahiptir.
2.    Kaya Mezarı; Asfalt yolun sağ kenarında yükselen üçüncü büyük kaya kütlesinin yüzeyine yapılmıştır. Dört sütunlu bir cepheye sahiptir.
3.    Kaya Mezarı; Kızılırmak nehri kenarındaki büyük kaya kütlesinin yüzeyine yapılmıştır. Dört sütunlu bir cephesi bulunmaktadır.
           
MARTI KALE :  Doğankaya Köyü hudutları içindedir. Kızılırmak’ın 500-700 m. doğusunda doğal bir tepe üzerine kurulmuştur. Kale doğu-batı istikametinde 100 m., kuzey-güney istikametinde 250 m. olup yaklaşık 20 m. yüksekliğindedir. Tahrip edilmiş durumdaki kalenin tepe noktasında su sarnıcı ve batı yönündeki yamaçlarda mağaracıklar bulunmaktadır. Helenistik döneme ait kalenin eteklerinde rastlanan bazı seramik parçaları burada Tunç Çağı yerleşiminin bulunduğunu göstermektedir.           


DİNİ VE KÜLTÜREL YAPILAR
BÜYÜK CAMİİ :  Büyük Cami mahallesi Cemiloğlu sokak üzerindedir. 1670’de Köprülü Mehmet Paşanın eşi Ayşe Hatun yaptırmıştır. İsfendiyaroğulları Döneminde yapılan ilk yapının ahşap olduğu bilinmektedir. Mirza Bey Hacı Murat Vakfındadır. Bahçe içerisinde yer alan yapının beden duvarları taş ve tuğladan yapılmıştır. Ana kapı çift kanatlı olup üstünde iki kitabe ve aşı boyası ile yapılmış süslemeler, resimler mevcuttur. Tavanı ahşap kaset işi motiflerle (kare, üçgen, rozet) süslenmiştir. Son cemaat yerinin üstü kapalı, yanları açıktır. Sivri (tura) çatılıdır. Cami bitişiğindeki  hazirede ünlü bilim adamlarının mezarları vardır.
ÇARŞI CAMİİ :  Hacınabi Mahallesi Tekel caddesi üzerindedir. 1856 yılında yapılmıştır. Kargir yapının güney cephesinde kitabesi bulunmaktadır. Son cemaat yerinden yuvarlak bir kapıyla harime geçilmekte ve iki ahşap direkle taşınan ahşap mahfili mevcuttur. Kırma çatılıdır.

TAYYAR PAŞA CAMİİ :  Cumhuriyet Meydanındadır. 1869’da Tayyar Paşa yaptırmıştır. Avlu içinde iki katlı, kırma çatılı, çatının altında gizli kubbesi bulunan bir yapıdır. Harime basık kemereli bir kapı ile geçilmekte, kapının üzerinde Arapça bir yazı ve 1216 H. tarihi vardır. Kapının yanındaki pencerenin üzerinde Arapça yazı bulunmaktadır. Harim kısmında ahşap direklerle taşınan mahfil yer almaktadır. Minaresi 1937 yılındaki depremde yıkılarak büyük kısmı yenilenmiştir.  
TABAKHANE CAMİİ :  1766 yılında medresenin yanında yaptırılmıştır.
EMİRZA BEY TÜRBESİ : Bafra’ya 5 Km. uzaklıktaki Türbe köyündedir. Üç parça mermer taş üzerine yazılarak kapı üzerine konmuş kitabesinde 1381’de Emirza Bey’in vebadan ölen yakınları için yaptırıldığı bildirilmektedir. Dörtgen planlı, moloz taştan yapılan türbe, sivri bir kubbe ile örtülüdür. İçinde Selçuklu düzeninde yapılmış 16 lahit vardır. Lahitlerin bir kısmının gövdesinde ayetler yazılıdır.
HIZIRBEY TÜRBESİ (KÜMBET DEDE) : Çetin kaya  Beldesi, Kümbet Tepe mevkiindedir. XIV. yy.a tarihlenen türbe Eski Bafra Beylerinden Çandaroğlu İsfendiyar  Beyin oğlu Hızır Beyindir. Kare planlı moloz taştan inşa edilen türbe kubbe ile örtülüdür. Doğudaki kapısı ve biri kuzeyde diğeri de güneyde olan iki penceresi  düzgün kesme taştan yapılmıştır. Türbeye halk arasında Kümbet Dede’de denmektedir. Türbeye 100 m. uzaklıkta aynı tarihte teknikle yapılmış bir de hamam mevcuttur.
EMİR EFENDİ TÜRBESİ : Türbe şehir merkezinde olup, ilçenin doğu yakasında bulunmaktadır. Burada yatan ve Emir Efendi adıyla bilinen zatın ismine binaen bulunduğu mahalleye aynı ad verilmiştir. Türbeyle ilgili bilgi verecek kesin kaynaklar olmamakla birlikte mahallinden edinilen bilgilere göre burada yatan zatın 1878’li yıllarda Bafra’da önemli hizmetlerde bulunmuş ve ilk belediyeciliğin kurulmasına teşebbüs etmiş bir kişi olarak anlatılmaktadır.            
BEDESTEN :  Hacınabi Mahallesi Tekel caddesi üzerindedir. Geç Osmanlı dönemine ait olan bedesten doğu batı yönünde giriş ve çıkışları olan üç açık arastalı, içeride bunları dik kesen iki arastalı yapıdır. İkinci ve üçüncü aralığın giriş ve çıkışlarının üstü kemerlidir. Halen bir iş merkezi olan bedestende balıkçı, kasap, kuyumcu, manifatura ve benzeri işlerle uğraşanlar  bulunmaktadır.
HIZIRBEY HAMAMI :  Hızır Bey türbesinin 100 metre kadar uzağında hamam binası bulunmaktadır. Harap durumdaki yapı moloz taştan inşa edilmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla kubbeli iki mekandan oluşmaktadır.  
YENİ HAMAM (ŞİFA HAMAMI) :  Gazi Paşa Mahallesi İstiklal Caddesi üzerindedir. Geç Osmanlı dönemi eseridir. Kargir yapının soyunma bölümü ahşaptan  yapılmıştır. 10 kurnalı sıcaklık bölümünde ortada harap durumda göbek taşı vardır. Sıcaklık kısmına açılan külhan kısmı oldukça küçüktür. Külhanın hemen yanında “Külhan Dede “ diye anılan bir yatır vardır.
UZUN HAMAM :  Büyük Cami Mahallesinde yer alan yapı Geç Osmanlı dönemi eseridir. İki katlı soyunma bölümünün üstü kırma çatılıdır. Soğukluk kısmının üstü tonozla, ılıklık kısmının üstü kubbe ile örtülüdür. Sıcaklık kısmının üzerinde de iki kubbe bulunmaktadır. Külhan kısmı oldukça büyüktür.                     
ALİBEY ÇEŞMESİ : Cumhuriyet Meydanındadır. 1751 yılında yapılmıştır. Düzgün kesme taştan inşa edilmiştir. Güney (ön) cephesi, önde iki sütun, arkada iki yarım sütunla taşınan yuvarlak kemerlidir. Kemerin her iki yan tarafı çiçek motifleri ile süslüdür. Duvarda 8 satırlık bir kitabesi, bunun altında kemerli bir niş içinde 4 satırlık bir kitabe  daha vardır. Kuzey cephesinde başlıklı iki yarım sütunla taşınan büyük yuvarlak kemer içinde, ortada iki yarım sütunla ve kenardaki iki plasterle taşınan üç kemerli bir bölüm vardır. Ortadaki kemerin üzerinde üç satırlık bir kitabesi daha vardır.
HÜSEYİN BEY ÇEŞMESİ : Cumhuriyet Caddesi ortasında yer alan çeşme altıgen plana sahiptir. Köşelerde burmalı sütunceler vardır. Her yüzde yer alan nişlerin içinde açık zarf şeklinde bitkisel motiflerle süslü bir çerçeve bulunmaktadır. İki yüzünde kitabesi mevcuttur
1.    Kitabe: Bafra Eşrafından Kazan  Hacı Abdurrahman Ağanın mahdumu merhum Hüseyin Beyin eseri 1327 H.(1909 m.)
2.    Kitabe:Maşallah  1326 H.(1908 m.)
KADI ÇEŞMESİ : Hacınabi Mahallesi, Tekel Caddesi üzerindedir. 1778 yılında yapılmıştır. Yanları iki kısa plasterli, kurnası mermerdir. Üst kısımda Arapça kitabesi vardır.
MESCİT ÇEŞMESİ :  Mescit, çeşmesi 1840 yılında yapılmıştır.      
KIZ MESLEK LİSESİ ( Efrahim Ağa Konağı ) : 1840 tarihinde konak olarak yapılan bina Gazi Paşa Mahallesi Türkocağı caddesi üzerindedir. Bu gün Kız Meslek Lisesi olarak kullanılmaktadır. Bahçe içinde zemin kat üstüne iki katlı, ön cephenin ikinci katı çıkmalı, dış duvarlar yığma tuğla, iç bölümler bağdadi olarak inşa edilmiştir.
TARIM KREDİ KOOPERATİFİ : Büyük Cami Mahallesi Gazi Paşa Caddesi üzerindedir. Bahçe içinde bodrum üstüne iki katlı, ikinci kat çıkmalı, dış duvarlar yığma tuğla, iç bölmeler bağdadi olarak yapılmıştır. Ön cephesi gösterişli olan binanın saçakları kasetlerle kaplı ve süslüdür.
KONUT : Büyük Cami Mahallesi, Çizmeli sokak üzerindedir. Bahçe içinde, bodrum üstüne iki katlı, dış duvarlar yığma tuğla, iç bölmeler bağdadi olarak inşa edilmiştir. Ön cephesi oldukça gösterişlidir. Binanın birinci ve ikinci katı çıkmalıdır. Kırma çatılı yapının saçak altı kasetlerle ve kaplı süslüdür.
KONUT : Cumhuriyet Mahallesi Hükümet Caddesi üzerindedir. Cadde üzerinde bodrum üstüne iki katlı bir yapıdır. Binanın dış cepheleri ahşapla kaplıdır. İkinci katta iki ahşap sütunla taşınan bir çıkma yer almakta ve çıkmanın üst tarafı kule şeklinde yapılmıştır. Kırma çatılı yapının saçak altı kasetlerle süslüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder