7 Haziran 2006 Çarşamba

Çeliğin Efendileri



Silah atölyeleri
Samsun’da var olan sanayiler çeşitli, ama bunlar arasında en ilginci tıbbi alet üretimi. Samsun’da üstün kaliteyle tıbbi aletleri üreten eller, eskinin silah ustalarına ait. Bizim de Samsun’daki ilk durağımız eski bir silah atölyesi.

65 yaşındaki Kemal Şafak, tam 56 yıldır bu meslekte.
O, bu mesleğin sevdalılarından. Artık silah üretmese de, silahların tamiri için hâlâ ona başvuruluyor. Bölgedeki güvenlik güçlerinin resmi silah tamircisi adeta. Aslen Trabzon’lu olan Kemal Usta için eskinin tadı kalmamış. O, yeni teknolojiyi takdir ediyor etmesine ama, el emeği göz nurunun tadı da bambaşka. Bu nedenle sahip olduğu eski tezgahları korumakta kararlı. Sadece tezgahlar değil, eski silahlar da dükkanında koruma altında.

Kemal Usta için silahlar vatan kurtaran aletler. Onun silaha bakışı birçoklarından farklı. Onun için bu meslek baba mirası, silahlar da ata yadigârı. Yine de olmazsa olmaz değil.

Şimdi Samsun’da bir başka silah atölyesindeyiz. Cemil Çağlar, bölgedeki genç kuşak silah tamircilerinden. Tıpkı diğer meslektaşları gibi, Cemil Bey de bu konuda oldukça hassas. Çoğu güvenlik güçlerine ait ruhsatlı silahların tamirini yaptığını vurguluyor.

Dünyada 500 milyon kişide silah olduğu biliniyor. Buna resmi olmayan rakamlar da eklendiğinde sonuç, ürkütücü boyutlara ulaşıyor. Söz konusu insan hayatı olunca, geriye söylenecek tek söz kalıyor : Silahlara veda etmenin zamanı artık.

Tıbbi aletler
Doktorların hayat kurtarmak için kullandıkları aletlerin üretildiği fabrikadayız. Uluslararası kalitede cerrahi aletler üreten bu fabrikayı büyük bir aile yönetiyor. Murat Bahadır, ailenin üçüncü kuşak üyelerinden. Silah ve kapı kilidi üreterek sanayiciliğe başlayan aile, daha sonra cerrahi aletlere dönmüş. Bu alanda da oldukça iddialı.

Fabrikanın girişinde küçük bir de sergi salonu bulunuyor. Burada Samsun’daki sanayi kollarının gelişme çizgisini görmek mümkün. Murat Bey için, bu küçük sergi salonu gurur kaynağı.

11 bin m2 araziye kurulu fabrika, 5 bin m2 kapalı alanda, 165 personelle üretim yapıyor. Cerrahi aletlerin tüm branşları fabrikada yüksek kalitede üretiliyor. Doktorların kullandıkları aletleri üreten elleri görebilmek için sabırsızız.

Fabrikada sadece cerrahi aletler değil, bu aletlerin saklanması gereken konteynırlar da üretiliyor. Konteynırlar, sterilizasyonun en büyük parçasını oluşturuyor. Çoğu hastanede yeşil bezlerde saklanan cerrahi aletler, yurt dışında mutlaka konteynırlarda muhafaza ediliyor.

Konteynırların üretimi büyük titizlik gerektiriyor. Bugünlerde işçiler Hollanda’dan gelen bir sipariş üzerine çalışılıyorlar. Bu tel sepetler kesinlikle paslanmaz malzemeden üretiliyorlar. Ham madde paslanmaz olsa da, kullanılan diğer malzemelerin paslanma riski var. Bu riski bertaraf etmek için, malzemeler asite sokulup bekletiliyor.

Malzemenin paslanmaz olması yeterli değil. Ameliyat sırasında doktorların eldivenlerinin konteynıra takılmaması gerek. Bu nedenle sepetlerin dışında ya da içinde kesinlikle çapak olmamalı. Kapakları törpüleme işlemi de bu yüzden yapılıyor.

Fabrikada oldukça derin konteynırlar da imal ediliyor. 25 cm. derinliğindeki konteynırları üretebilmek için de ayrı bir hassasiyet göstermek gerek. Aksi halde malzemede yırtılma yaşanabilir. Bu nedenle, alüminyum bir süre yağda bekletiliyor. Çizilmeleri engellemek amacıyla da, basma işleminden önce, üzerine naylon geçiriliyor.

Konteynırlar, fabrikanın bir başka bölümünde alüminyum oksitle kaplanıyor. Buna eloksal kaplama deniyor. Eloksal kaplama, sülfürük asite elektrik akımı verilmesiyle gerçekleşiyor. Böylece kırılma ve çizilmeler engellenmiş oluyor.

Fabrikada 12 bin çeşit cerrahi alet üretiliyor. Makaslar, pensler, spatullar, vs. Buradaki aletleri gördükten sonra, insan vücudunun bir makineden farksız olduğunu düşünmeden edemiyoruz.

Fabrikanın çalışanları işlerinde son derece başarılılar. Her şey en ince detaya kadar hesaplanıyor ve üretim aşamasının her noktasında kontrol ediliyor.

Tanju Yapıcı, fabrika çalışanlarının en eskilerinden. Küçük bir çocukken başlayan merakı, onu silah tamirciliğine yöneltmiş, ama silaha talep azalınca, o da kendisini bu tezgahın arkasında bulmuş. İşini severek yaptığı her halinden belli. Büyük sabır gerektiren mikro cerrahi aletlerini, büyütecinin arkasında üretiyor. Bu makaslardan günde bir tane yapıyor. Makasın üzerindeki her çıkıntının bir ölçeği var. Bu iş hata affetmiyor.

Fabrikada üretilen on binlerce alet, kendi branşlarında uzmanlaşmış doktorlar tarafından ustalıkla kullanılıyor. Hatta kimi zaman doktorlar, bu aletleri tasarlıyor. Bunlar arasında en ilginci ve belki de en masumu, beyin cerrahı Prof. Gazi Yaşargil’in tasarladığı sehpa. Yorucu ameliyatlarda, cerrahın tek dayanağı.

Uzun ve yorucu bir günün ardından ortaya çıkan her alet birer sanat eseri niteliğinde. Bu aletlerin isimleri de en az kendileri kadar estetik. Pensler, huklar, ekartörler, raspalar, osteotomlar. Tüm bu aletlerin, insan vücudunda kullanıldığını düşünmek ürkütücü olsa da, Türk sanayisinde ulaşılan bu nokta gurur verici.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder