22 Haziran 2006 Perşembe

Samsun İli Deprem Kuşakları


Jeolojik Yapı ve Stratigrafi
Samsun ‘da genç delta ovalarında alüvyonlar bulunmakla birlikte dik yamaçlarla ayrılmış taracalar da eski alüvyonlar görülmektedir. Güneydeki dağlık kesime geçiş alanı neojen yaşlı, killi-kireçli tortularla kaplıdır. Kıyı dağları kratese lavlarından oluşmuştur.

Aynı dağların iç kesiminde killi-çakıllı tortular bulunur. İç kesimlerde neojen tortular ve yer yer alüvyonlarla kaplı ovaların güneyinde de 1. ve 2. Zaman yaşlı ve kıvrımlı kayaçlar kratese ve eosen filizlerine rastlanır. Geniş alanlarda ise yeniden volkanik oluşumlar görülmektedir. Samsun’ da eosen, kratese ve neojen dönemli oluşumlara sıkça rastlanmaktadır. İl topraklarının güney sınırında Göksu ile Yeşilırmak’ın birleştiği alanda üst kratese yaşlı oluşumlar geniş alanlara yayılır. Abdal Irmağının doğusunda eosen oluşumlarına rastlanır. Yeşilırmak havzasının doğusunda devam eden bu oluşumlar genelde gre, marn ve konglameradan ibarettir. İlin kuzeyi tümüyle halosen yaşlı yeni alüvyonlarla kaplıdır. Bu alanlarda Yeşilırmağın taşıdığı kum-çakıl ve bloklar izlenmektedir.

Samsun ili jeoloji haritasının SW’sı ile Kelkit Çayı boyunca doğuya doğru gittikçe incelen ve haritanın SE köşesinde, Ağvanis bölgesinde yeniden geniş yer kaplayan tabaka serilerine en eski formasyonlu olarak görülmektedir. Fakat bu serilerin hemen hemen hepsinin metamorfize olmuş bulunmaları içlerinde bulunması muhtemel fosilleri yok etmiş veya tanınmaz hale getirmiştir. Bundan dolayı metamorfik serilerin yaşı tam olarak bilinememektedir. Genel olarak, paleozoik diye kabul olunagelmiş ise de bunlar içinde mesozoik yaşlı tabakaların da bulunması çok muhtemeldir. M. Blumenthal tarafından etüdleri yapılan metamorfik serilerin pafta bölgesindeki sınırları Tokat masifi adıyla literatüre geçmiştir. Bunun gibi haritanın SE köşesini işgale eden ve K. Nebert tarafından yapılan Ağvanis Bölgesinin metamorfik serileri de Tokat masifi karakterini göstermektedir. Adı geçen masiflerin litolojik ve statigrafik durumları birbirine çok benzemektedir. Esas harita bölgesi içinde kalan Tokat masifi ile Ağvanis ve Zevker masiflerini litoloji ve stratigrafi bakımından iki kısımda mütaala etmek mümkündür.

1-Killi greli şistler ve fillatlar :Fillat tipinde killi şistlerin ve ince kumlu şist dokulu killerin renkleri genel olarak esmerdir (bitümlü) ve ayrıştıkları zamanda yeşilimsi bir renk gösterirler. Nadir olarak siyah renkte grafitli fillatlar da vardır; hatta bazen küçük bir kömür adesesi bile görülür. Bunlara ilaveten yer yer gayet ince yapraklı sarı-beyaz renkte serisetik killi şistlere ve kuvarslı fillatlara da rastlanır. Bu sayılan tiplerin hepsinden yeşil şistlere geçişler mevcuttur. Bilhassa üst kısımlarda görülen açık menekşe veya açık kırmızı renkteki killi şistlere mesozoik teşekküllerde de rastlandığı bilinmektedir.

İçinde kum taşı bulunan şistler, killi şistlere nispetle daha küçük üniteler teşkil ederler ve çoğunlukla ara katkılar veya adeseler halinde görülürler. Biraz kabaca olanları da konglemeratik bir doku gösterir. Fakat bunların hiç birisi devamlı tabaka teşkil etmezler. Ağvanis şistli dağları, Zevker vadisi ile birbirine eşit olmayan iki kesime ayrılmıştır. Batı kesimini yalnız yeşil şistler, doğu kesimini ise, bilhassa fillat karakterinde kayaçlar teşkil eder. Doğu kesimindeki fillatlar, Tokat masifindekilere çok benzerler. Çoğunlukla bunları serisit şistler teşkil eder. Fillatlar genellikle çok renkli kayaçlardır.

2-Yeşil şistler:Killi ve kumlu şistlerden ve fillatlardan yeşil şistlere derhal geçilmez. Sonuncuların renkleri genel olarak koyu yeşildir. Stratigrafik bakımdan üstte oldukları da her zaman kesin değildir. Bunda tektoniğin büyük rolü olduğunu kabul etmek gerekir.

Mesozoik:
Samsun’da yapılan incelemelerde, tortul seriyi teşkil eden formasyonun mezosoik kalker ve filiş serileri olduğu bulunmuştur. Kretase ile temsil edilmektedir. Kretasenin alt ve orta seviyeleri daha ziyade kalker fasiyesinde gelişmiş olup, inceleme sahası içinde Mahmur Dağı kuzey-kuzeybatı civarında mostra verir. Kalker fasiyesi üzerine ise üst kretase filiş serisi gelir.

Filiş fasiyesi, sahilden 9-10 km kadar içeriden başlar ve güneye doğru geniş bir sahaya doğru yayılır. Filişte umumiyetle mostra başlangıç sahasından itibaren marn-kum taşı-kil taşı şeklinde bir müşaade edilir. Tabakalanmaya yer yer marnlı kalkerler ve konglomera seviyeleri ile de katılır. Ayrıca, sahile yakın kısımlarda marn ve marnlı kalker tabakaları arasına interkale olmuş andezit ve bazaltik lavlarda görülmektedir. Filiş serisinde hakim renk kırmızımsı kahve, gri, kirli yeşil, alacalı, kirli sarıdır. Marn-marnlı kalkerler, gri ve kirli yeşil; kum taşı, kil taşı ve konglomera seviyeleri de çoğunlukla koyu renklidirler.

Kum taşı ve konglomerada çimento, kalkerdir. Kum taşları, sert olduğu halde konglomeraların yer yer gevşek yapıda oldukları görülmektedir. İncelenen sahanın çeşitli yerlerinde diziyi teşkil eden üyeler, aynı litolojik ve fiziksel karakterleri gösterirler. Yol yarmalarıyla dere vadilerinde çok güzel bir tabakalanma arz eden filişte, tabaka kalınlıkları 10-50 cm arasında değişir. Volkanik ara tabakalarda ise 5-25 m arasında bir kalınlık görülür (Akalan Köyü, Ulupınar Mah. civarında olduğu gibi). Filiş serisinde yer yer fosil izlerine de rastlanır. Üst kretase üst serisinin bir başka özelliği ise, bilhassa marn ve kil taşlarındaki şisttiyet ile kum taşı tabakalarında mevzi olarak foliasyonun müşaade edilmesidir. Kalker seviyelerinde de laminalar boyunca plaket halinde ayrılmalar vardır.

Senozoik: Tersiyer

Samsun’da yapılan incelemelerde, tersiyer, paleosen, eosen ve neojen ile temsil edilir. Paleosen’e ait seri, bazı müelliflerce alt kretase, bazılarına göre de maestrichtienpaleosen yaşlı olarak kabul edilmektedir. Bu seri masif görünüşte, siyahımsı kül renginde yer yer kalsit damarlı, çok kırık ve çatlaklı kalkerlerden teşekkül eder. Umumiyetle, üst kretase filiş serisi üzerinde ve sahanın güzeyinde parçalar halinde most sıralarına rastlanır (Harita- 1) Eosen iki fasiyes halinde görülür. Bunlar alt seviyeye tekabül eden filiş fasiyesi ile üst seviyede olan volkanik fasiyestir. Filiş fasiyesi önceki incelemelere göre Lütesien yaşlı, daha ziyade kum taşı, marn, konglomeratik kalker ve seri içinde yer almış lav, bazen konglomera, bazen de alglomera görünümünde olan tabakalardan ibarettir. Volkanik fasiyeste gelişen eosen ise daha çok andezit, bazalt, alglomera ve tüf seviyelerinden ibarettir.

İncelenen sahada eosen, kuzeybatı-güneydoğu istikametinde, genişliği yer yer değişen (5-12 km) bir şerit halinde uzanır. Sahilde daha çok filiş serisi güneye gidildikçe yüksek tepelerde volkanikler mostra verir.

Samsun’un güneyinde Hacı İsmail, dereler ve kozlu köyleri civarında konglomera, kum taşı, aglomera ve sarımsı beyaz renkli marn tabaklarının mostra verdiği ve tatlı bir meyille kuzeybatıya daldığı görülür. Kürtün ırmağı batısıda, Beypınar Köyü civarında eosen, gastropod fosilli, gevşek yapıda, oolitik kum taşı, sarımsı kahve ve beyaz renkli gastropod ve lamelli branchia fosilli kalker tabakaları halinde aflore eder.

Toraman Tepe batı yamacında, eoseni iki farklı seviye halinde görmekteyiz. Üstte kalınlığı takriben 10 m civarında olan koyu renkli, sert, tabaka yüzeyine dik kırıklı birbirinin içinde adeselenmiş, kum taşı ve konglomera seviyeleri; altta ise sarımsı beyaz ve bej renkli kum taşı-marn münavebesi yer alır.

Samsun-Ankara Devlet yolu şevinde Sarıışık Köyünün 2 km doğusunda eosen filiş; kum taşı, marn ve fosilli konglomera münavebesinden ibarettir. Volkanik fasiyeste gelişen eosen, daha ziyade üst kretase filiş serisi ile kontakt teşkil eder ve umumiyetle üst kotlarda ve Karadeniz silsilesinin güneye bakan yamaçlarda mostra verir.

Neojen

İncelenen bölgede, neojene ithal edilen kil ve marn serisinin Samsun ili yerleşim sahasını da içine alarak güneybatı istikametinde 8-9 km kadar uzandığı müşaade edilir. Sahilden itibaren deniz altından da kuzeye doğru uzanır. Neojenin karakterini tespit gayesi ile DSİ 7. bölge sahası içinde açılmış 104 m derinliğindeki araştırma sondaj kuyusunda, üstte killi bir kısım, (5-6 m. ) alta doğru jips ara bantlı marn seviyesi geçilmiştir. Jips ara tabakaları bilhassa 5 m ile 33 m arasında, 5-15 cm ara ile görülür. Jips ara bantları yanında, marn içinde, 15 m.’den sonra silt adeselerine rastlanmaktadır.

Kuaterner

Mert ve Kürtün Irmaklarının yataklarında tersip ettiği, kalınlığı 10-35 m arasında değişen alüvyon ile kıyı şeridi boyunca güneyden kuzeye doğru sel suları ile akış gösteren derelerin yığıntı malzemesi ve denizden menşeili kum-çakıl karışımından ibaret seviyeler kuaterner araziyi meydana getirir. Mert ve Kürtün Irmakları alüvyal malzemesi, iri çakıl ve kum adesi halinde bu seviyeler arasında yer alan kil tabakalarından meydana gelir.

Metamorfizma ve Mağmatizma


Mağmatik Taşlar:
İncelenen sahada, volkanizma, üst kretase içinde başlar eosen ve eosen sonrasında da aralıklı olarak devam eder. Bu husus gerek incelenen sahada, gerekse Karadeniz sahil silsilesinde müşaade edilir. Üst kreatese filiş serisi içinde, kalınlığı 5-25 m arasında değişen andezit sillerinin yer aldığı, ayrıca bazalt alglomera ve tüf seviyelerinin de gerek ara tabakalar halinde, gerekse üst seviyelere tekabül etmek üzere stratifikasyona iştirak ettikleri müşaade olunur. Ayrıca, iki fasiyes halinde ortaya çıkan eosen de müstakilen görülen andezit, bazalt, tüf ve alglomera yanında filiş serisinde ara tabakalar halinde volkaniklere rastlanmaktadır. Üst kretase ve eosene ait volkanikleri ve hatta filiş serilerini birbirinden ayırt etmek güçtür. Ancak, eosen filiş serisinin belirgin rengi olan sarı renk yardımıyla ve fosil muhtevası ile iki zaman mümessilleri arasında bir ayrım yapmak mümkün olabilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder