5 Ocak 2009 Pazartesi

Samsun'un Manevi Sultanları


Samsun'u üç taraftan kuşatan manevi atmosferin sahibi, yaşadıkları dönemde insanların karanlık ruhlarını iman nuruyla aydınlatan 'Evliyalar', geçen onca zamana rağmen insanlara manevi destek olmaya devam ediyorlar.


Türkiye coğrafyasını incelediğimizde baştan başa evliya kabul edilen kişilerin mezarları ile dolu olduğunu görürüz. Anadolu'nun müslüman kimliğe bürünmesi sürecinde büyük rol oynayan bu zatlar ölümlerinden sonra da bulundukları yerlere ayrı bir huzur ayrı bir sukünet havası hasıl etmişlerdir. İnsanlar manevi hastalıklarına çare amacıyla gittikleri türbelerde gönülleri ferahlamış olarak geri döner.

ELKAMT
Türbe ve kabristanlıkları ziyaret önemlidir. Bizim kültürümüzde şehirlerle mezarlıklar iç içedir. Hayatla ölüm, maddeyle mana, bedenle ruh, dünyayla ahiret bir bütünlük oluşturmaktadır. Türbe ve kabristanlıklar ölüme tefekkür, ölüm gerçeğini idrak için ziyaret edilir. İbret almamızı, kendimize çekidüzen vermemizi ve akıbeti hayırla noktalayabilmemizi, takıntılardan ve bağlardan kurtulmamızı sağlar. Bu bağlamda evliyalar maneviyat rehberimiz, Hak dostları muhabbet deryamızdır. Kişi sevdikleri ile şekillenir, değer verdikleri ile ölçülür, ilgi duydukları ile meziyete erer.

İÇ HUZURUN MİMARLARI
Sahte yüzler, saçma sözler, aldatıcı güvenceler, geçici hevesler artık kimseyi tatmin etmiyor. Birer çağdaş mabet haline gelen sahte şöhretler, yaşam felsefesine dönüşen amansız ve insafsız kavgalar, madde yarışları ve güç denemeleri yürekleri kıvrandırdıkça kıvrandırıyor. İçimizi daralttıkça daraltıyor. İnananından inanmayanına, dindarından dine lakayt kesimlere, kentlisinden köylüsüne, yerlisinden yabancısına, kadınından erkeğine ve bilgesinden cahiline tüm toplum kesimleri engin ruh atlasına, gönül huzuruna, tatmin arayışına sevdalıdır. Biz de bu amaçla Samsun'da bulunan evliya büyüklerinden 'Seyyid Kutbiddin, İsa Baba ve Kılıç Dede' türbelerini ziyaret ettik. Aslında bu zatların aynı zamanda Samsun'a geldikleri 1078 ile 1116 yılları arasında Selçuklu Savaşları'nda bulundukları söylenmektedir. Savaşta şehit düştükleri yerde de türbeleri bulunmaktadır.

İSA BABA TÜRBESİ
Hangi devirde yaşadığı bilinmeyen İsa Baba'nın kabri Samsun İlicek Mahallesi'nde, İsa Baba geçidinde ufak bir tepe üzerinde, kendi adıyla anılan caminin yanındadır. 1975-76 yıllarında Samsun Belediyesi tarafından yaptırılan caminin yerinde daha önce İsa Baba'nın tekkesi bulunuyordu. Anadolu'nun fethi sırasında şehit olan İsa Baba ve diğer Türk mücahitlerin mezarlarının bulunduğu yer küçük bir mescidi ihtiva eden kare şeklinde bir türbedir. 1815 yılında Haznedarzade Süleyman Paşa'nın torunu Memduh Bey tarafından onarılmıştır. Rivayete göre; İsa Baba, 39 arkadaşı ile birlikte Samsun'da savaşırken denizden top mermileri atılırmış. Ama İsa Baba, ellerini havaya kaldırıp dua edince top mermileri havada yön değiştirerek fırlatıldıkları gemilere isabet edip batırmış. Ancak beklenmeyen bir top mermisi, İsa Baba ve yanındaki 39 arkadaşının bulunduğu yere isabet etmiş ve hepsi ölmüş. Türbenin de içinde bulunduğu caminin hemen arka tarafında İsa Baba'nın arkadaşlarına ait olduğu söylenen 39 mezar var. Bu nedenle türbeye Kırklar Türbesi de deniyor.

ŞEYH SEYYİD KUDBİDDİN TÜRBESİ
Büyük islam alimi Abdulkadir Geylani Hazretlerinin torunu Şeyh Seyyid Kutbittin'in bulunduğu bu türbe ve yanındaki mescidin 700 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin edilmektedir. Kütahya çinileriyle süslenmiş bu eser yöre halkının ilgi duyduğu dini ziyaret yerlerindendir. Seyyid Kutbittin Hazretlerinin Samsun'a geldiği miladi 1078 ila 1116 yılları arasında Selçuklu savaşlarında bulunduğu ve bu savaşta şehit düştüğü biliniyor. Seyyid Kutbittin Hazretlerinin şehit düştüğü yerdeki cami ise miladi 1292 yılında yapılmış.

KILIÇDEDE TÜRBESİ
Kılıçdede'nin Seyyid Kutbittin ve İsababa ile beraber Samsun'a geldikleri 1078 ile 1116 yılları arasında Selçuklu Savaşları'nda bulundukları söylenmektedir. Savaşta şehit düştükleri yerde de türbeleri bulunmaktadır.Samsun'da adını mahalleye veren Kılıçdede Türbesi de bu bölgedeki insanların her gün ziyaret ettiği türbelerden biri. Kılıçdede, 1078-1116'lı yıllar arasında Anadolu'ya yayılan Selçuklular'la birlikte bölgeye gelen ve yıllarca süren savaşlar sırasında ibadet ederken şehit düşen mübarek zatlardan biri olarak biliniyor. Rivayete göre, Kılıçdede Türbesi'nin yanında bulunan okulun bahçesinin genişletilmesi çalışmalarına başlanır. Belediyeye ait kepçeler, kazı yaparken camiye yakın bir bölümde kepçe ilerleyemez duruma gelir ve kepçenin dişleri kırılır. Kepçenin operatörü ve etraftakiler, kepçenin sert bir kayaya denk gelip gelmediğini kontrol ederler. Ancak yumuşak toprak olduğu görülünce paniğe kapılan işçiler kazmaktan çalışılan bölgenin Kılıçdede'ye ait bir alan olduğu düşünülerek terk ederler ve okulun duvarı biraz daha iç kısma alınır.

/Vedat Atıcı