20 Mayıs 2006 Cumartesi

Şiirimsi Bir Kitap

CANIM MERZİFON
1778 rakımlı Tavşan Dağı’nın eteklerindeki yeşil ova,
Hıdırlık Tepesinden sana bakarken, doyamadım sana,
Çiğdemlerin kanarya sarısından turuncuya dönmüş,
Bağlar, bahçelerle çevrilen yeşil Merzifon.

Tarihteki adın Marsivan, eski Pontus sınırında,
Hitit Sarayının sınır koruyucusu, bey kenti Sam’a-dolu
Köydü, şimdi Merzifon’un Buğdaylı Mahallesi oldu,
Tarih öncesi çağlarının iç denizi, canım Merzifon.

Farsçada sınır kenti anlamına gelen Merz,
Tarihin derinliklerinden gelen ses,
Osmanlı şehzâdeleri bazıları senin bağrından çıktı,
Tarihe yön veren, tatlı iklimli, canım Merzifon.

Doğuda 40 kilometre öteden sana sevgi ile bakar 2058 rakımlı Akdağ,
Eteklerinde Selçuklu devrinde 1200’lü yıllarda pamuk ekilir,
Seyyid Necmeddin Yahya er-rufâî Yolpınar’da (Hakale) 1361’de konaklar,
Suluova Şeker Fabrikası yakınındaki yeşil Merzifon.
  
Melîk Danişmend Ahmet Gazi’nin Divânî Vakfı Marınca,
İkinci Viyana Kuşatmasının Komutanı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa,
Annesi Abide Hatunun Mezarı, enfes kalem işi bulunan camisi bu köyde,
Eskiden adı Marınca idi, şimdi oldu Kara Mustafa Paşa.

Abide Hatun Mezar taşını 1999 yılında çaldırdık,
Koruyamadık, galiba yurt dışına kaçırılmasına sebep olduk,
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Semineri esnasında ki gezide,
Yeni yapılan kapalı Türbesini kardeş Macarlara açtırdık.

Merzifon güneyinde bulunan Künbet Hatun Türbesi,
Baldekan tarzındaki türbede bulunan Selçuk Hatun’un sandukası,
Galiba aynı hırsızlar tarafından çalındı, yurt dışına kaçırıldı,
Mermer sanduka üzerine Ayeltü’l Kürsi metni sülüs harflarle yazılıydı.
  
Bindokuzyüzaltmışbeş yılı Ekim ayı başında, yirmiiki yaşında bir delikanlıydım.,
Mahalle komşum o tarihte Merkez Valisi rahmetli Şükrü Kenanoğlu işbirliği ile
Önasya Mecmuası ‘nın Ekim saysını Merzifon’a tahsis etmiştim,
O devre göre ilk ciddi yayını yapmak şerefine nail olmuştum.
Böylece vefa borcumu canım Merzifon’a ödemeye gayret etmiştim.


Mahalli İdareler Genel Müdür Yardımcısı rahmetli komşum Şükrü Kenanoğlu,
Eğitime önem verdiğinden, sağlığında çocuk kütüphanesi yapılmak üzere,
Kültür Bakanlığına bağışladı evini, tevazuundan ismini bile vermedi,
Ankara Nenehatun Caddesindeki Aliş Dayı Çocuk Kütüphanesine.

Merzifonlular alçakgönüllü, aynı zamanda gururludur,
Verdiği sözü yerine getirir, bir pire için yorgan yakar,
İnat için Kaf Dağına kadar çıkar, Zümrüd-ü Anka Kuşu peşinde koşar,
İki dere arasındaki canım Merzifon.

Merzifon’un doğusundan akar Paşa Suyu Deresi,
Tavşan Dağından içme suyunu getiren Köprülülerin soyu,
Cami, han, bedesten, muvakkithane, mektep, medrese,
Vakıf yaptı Hicri 1090’da Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa.

Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu Çelebi Mehmed’in annesi ,
Merzifon’da yaşadı, Bursa’daki açık Türbesine gömüldü,
Oğlu Çelebi Mehmed, cami, medrese, hamam yaptırdı,
Lâkin yarım kaldı eserleri, oğlu II. Murad tamamladı.


Medrese Önü Camisi, Medrese, Küçük hamam O’nun eseri,
Üzerindeki Saat Kulesi Ziya Paşa’nın Amasya Valiliği eseri,
Muiniddin Pervane Süleyman ünlü Selçuk devri Veziri,
Yokuşbaşında toprak altında kalan Ulu Camisi,

Bir zamanlar nufusu altmış bine çıkan şehir,
Tanzimat Fermanıyla azınlıkların gözüne kestirdiği şehir,
1848 yılında Amerikalılar ilk koleji burada açtığı şehir,
İki dere arasında taht kurmuş, canım Merzifon.
  
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizler Merzifon’a geldi,
Kaymakamlık Konağına İngiliz Bayrağını astı,
Hacıbayramlardan Ekrem Efendi, bayrak direğine tıtmanıp,
İngiliz bayrağını yere attı, bir hafta sonra İngilizler Samsun Limanından kaçtı..
  
Kurtuluş Savaşı sırasında Ermenilerin silâh ve cephane deposu,
Öğrencilerinin ekseriyeti Rum, Ermeni, Rus, azınlıkların ordusu,
Protestan gözlüğü ile teoloji dersleri öğreten okul,
Amerikan Koleji 1935 yılında Merzifon’dan Selaniğe taşındı,
Oldu adı Anatolia Koleji, bazı eşyaları Tarsus’a taşındı,
  
Kimya laboratuvarı, Merzifon Orta Okuluna kaldı,
Kimya deneylerimizi onlardan kalan teknolojik eşya ile yapardık,
Eski Amerikan Koloji o tarihlerde Astsubay Hazırlama okuluydu,
Şimdi Samsun Üniversitesinin Turizm Yüksek Okulu oldu.

Dürrizâdeler buradan yetişip Şeyhülislamlığa yükselmiş,
Merzifonlu Iydızâdeler Amasya Lâdik’ten neşet etmiş,
Amasya Sultan Bayazıd ve Hızır Paşa Medresesinde Müderrislik etmiş,
Fatih Sultan Mehmed’in arpalığını reddetmiş,
  
Büyük Komşum Şeyh Abdurahman-ı Rumi,
Zeyniye Tarikatı kurucusu, Şam, Mısır, Semerkand’ı dolaşmış,
Kendi tabiri ile ‘Bir aşk kütüğü yakıp diyarı Rum’a atmış ‘,
Sultan II. Murad Medresesinde felsefeyle uğraşmış.
  
Bir lokma, bir hırka felsefesiyle,
İhsan istemem, oturup tembellik etmem,
Çalışır, ilim öğretirim öğrencilerime,
Vakıftan üç kuruş, yeter de artar kendi nefsime...
  
Medrese Önü Camii, Camii Cedid diye anılır semt,
Çelebi Mehmed ve İkinci Murad’la öğünür bu kent,
Viyana Kuşatması Komutanı Serdar-ı Ekrem Kara Mustafa Paşa,
Unutur mu seni, yeşilin cenneti, canım Merzifon,
  
Doğusunda Horasanlı Pîrî Baba Türbe ve Zaviyesi,
Batısında Şeyh Abdurrahman-ı Rumi Dergâhı,
Kuzeyinde Davut Kalfa,Sofular, Hıdırlık Tepesi ve Taşan Dağları,
Güneyinde Ahikeskin, Tavuslu Çeşme ile Kümbet Hatun.
  
Davut Dede, Kılıç Dede, Sofular pirlerden birkaçı,
Harmanlar, Aşut, Mahzen mahallerin adı,
99 yılı muhacirleri, yerleştirilmiştir Mahzen Mahallesine,
Gürcü, Çerkes, Balkan Muhacirleri de oturuyor bu kentte,
  
Kara Mustafa Paşa’nın babası Oruç Gazi,
Eski kiremit ocakları semtine verilmiş onun adı,
Merzifon’un batısından bakıyor, gece-gündüz,
Viyana varoşlarına gönderdiği oğlunu bekliyor yıllardır..

Belgrad’da başı ile ödedi İkinci Viyana bozgununu,
Ballı şerbet içinde geldi başı, daima dik, gururlu,
İstanbul Çemberlitaş civarındaki medresesi yanına gömüldü,
Açık türbesinde rahmet bekliyor bizden, yüzü semâya dönük.
  
Bektaşî kardeşlerimizi de unutmayalım,
Piri Baba Dergâhında buluşalım,
Eline, diline, beline bağlı olalım,
Canım Merzifon, bahçende ne güzel güller yeşermiş.

Torunun Gül Baba Buda kıyılarında postunu sermiş,
Budapeşte’den akan Tuna Nehrini yıllardır seyrediyor,
Ben buraları yüzyıllarca bekliyorum, derin hasretle ahfadım nerede diyor,
Ekonomik gücünüzle, ihracaatcı olarak sizi Tuna kıyılarında bekliyorum diyor...

Merzifon’un kuzeyinde Kara Mustafa Paşa Hamamı, dış surların altında,
Güneyde Tuz Pazarı Hamamı, Ekin Pazarı yakınında,
Ortada Küçük Hamam, Doğuda Muiniddin Pervane’nin Eski Hamamı,
Batısında eski mezarlıklar, top sahası ve Gümüşhacıköy semaları...
  
Şehir Akropolünde zirvede üç kilise,
Doğan Sineması, Şan sineması, biri de harabe,
Kara Mustafa Paşa Camisi şehir ortasında muhteşem bir inci,
Yemiş Pazarı, Taş Han, Bedesten, Arasta, şehrin atan kalbi.
  
Medrese Önü, Dönertaş, Dobak Minare, Hacı Hasan,
Bozacı, Camii Iyd, Taceddinoğlu Çukurşadırvan
Aşut, Hacıbalı, Harmanlar, Çay, Sofular,
Alaca Minare, Sofular Camileri şehrin mücevherleri.
  
Ramazaniye, Süheyliye, Zeyniyye, Şifahiyye Medreseleri,
İlim öğretir öğrencilere o zamanın üniversiteleri,
Dürri Mehmed Efendi 1764 yılında kurdu medresesini,
Yurdun her tarafından gelen telebelere ışık tuttu.

Merzifon’da nerede bu medreseler diye sormayın bana,
Tarih kitaplarından çıkardım adlarını sana,
Sultaniye Medresesi bugün yalnız ayakta,
Merzifon Müzesi olmayı hasretle bekliyor arzuyla.

Tavşan Dağlarına yaslanmış canım Merzifon,
Danişmend emirlerinden İltekin Gazi tarafından feth edildi,
Kadı İmadeddin Mahbub-u Buhari, Şerâfeddin Mehmed-i Erzincanî,
Ondördüncü yüzyılın Merzifon meşhurları.
  
Çelebi Ali Bozacı, Kadı Mahbub Çelebi, Onbeşinci asırın meşhurları,
Cemâleddin Safer Şah, Şerafeddin Hamza
Es-Şeyh Nizâmeddin Abdurrahim-ü Rumî,
Feylosof, Tanrı dostu tasavvuf âlimlerinden birkaçıydı.

Amasya Müftüsü Merzifonlu Mustafa Efendi-zâde Iydî Bayram Efendi
1624’de Sultan Bayezıd Medresesi Müderrisi olmuş,
Sultan III. Ahmed’e Iydîzade mahlaslı bir divanını hediye etmiş,
Şair, âlim, her yönüyle feylesof bir kişiliği varmış.

Merzifon’da doğan oğlu Akif Mustafa Efendi,
Babasının kitaplarının arasında buldu kendini,
Kahirede garip ilimler okudu, zahiri ilimlere daldı,
Tıp, mühendislik alanında onun gibisi üçyüzyıl ülkeye gelmemiş,

Gereğinde Arapça, Farsça, Türkçe şiirleri vardır,
Mimiyye, Ayniyye, Mukassimü’l-Fünün adlı eserleri meşhurdur,
Talik hatla kirmızı mürekkeple yazar, kitapların yanına notlar düşer.
1686’da doğmuş, 9 Mart 1760 tarihind e Pazar günü vefat etmiş.

Babasının vefatıyla oğlu İsmail Efendi Müderrisiğine geçer,
1777’de vefatından birkaç sene sonra, İydizade Akif Mustafa Efendi,
Daha sonra Molla Iydî Efendi Amasya Sultan Bayezıd Medresesi Müderrisi,
Babası es-Seyyid Abdurrahim Efendi’nin 1815’de vefatı

Akifzade Abdurahim Efendi 1763’de doğmuş,
Mir’âtü’n-Nâzirîn, Ünvanü’l-Meşayih, Mühimmatü’s-Sofiye,
Müş’iletü’l-Yâkîn, Takribü’l Mübdî, Sebilü’s-Sâlikîn ve
Kitabü’l-Mecmû fi’l Meşhudi ve’l Mesmû adlı eserleri vardır,

Son zikredilen eseri, Doç.Dr. Hikmet Özdemir tarafından
1998 yılında arapçadan türkçeye çevirilerek yayımlanmıştır,
Nesli Lâdikli Seyyid Ahmed-i Kebir ve Zeynel Abidin’e dayanır,
Bu satırların yazarı da O’nun neslindendir.
  
Dedem Hacıbayramoğlu Hacı Salim Efendi,
İstanbul Millet Medresesinde tahsilini tamamladı,
Osmanlının son dönemi,Cumhuriyetin ilk yıllarında Merzifon Müftüsü,
Müftülük mes’uliyeti oldukca ağır, artık ilimle, toprakla uğraşayım diyor..

Merzifonlu tasavvufcu Mustafa Efendi 1732,
Merzifonlu Seyyid Abdurrahim Efendi 1737,
Merzifonlu Müftü İbrahim Efendi 1785,
Merzifonlu Kadı Mustafa Haşim Efendi 1793
  
Merzifonlu Müftü Yahya Efendi 1794,
Merzifonlu Müftü Ahmed Efendi 1800
Merzifonlu Müftü Ahmed Efendi 1802,
Yıllarında rahmete kavuşmuş âlim ve fazıl Merzifonlulardandır.

Sadrazam Ali Paşa, Kaptan-ı Derya Kaplan Mustafa Paşa,
Yine Merzifon’un yetiştirdiği güzide evlâtlarından bazıları,
1938 yılında Merzifon eski eser tescil işerinde Yusuf Akyut’a yön veren
Tarihe meraklı Amcazâdem Raşat Bayram ile Aziz Taşan.
  
Aziz Taşan, amatör tarihçi ve Merzifon Tahrirat Kâtibiydi,
Oğlu Şair Berrin Taşan, emekli Karşıkaya Savcısydı,
Yazılarında hep Merzifon’u işlediler, Akşemseddin’in arkadaşı,
Şeyh Abdurrahim akrabalığı ile elbette şöhretlendiler,

Medrese Önü Camisi kalem işlerini İskender Hâki 1951’li yıllarda yaptı,
O tarihlerde Yokuşbaşında küçücük bir matbaası da vardı,
Kendini yetiştirmiş, tarihe meraklı, zanaatkâr, şiir yazar,
Kalem işinin üstadı, renk ve grafik bilgisi kadar,

Abdurrahman Eşref, Afitabi, Cudi, Eyüp Sabri, Hilmi Dede, Neylî,
Saraçmüezzinzade Hıfzı, Mustafa Haşim Çelebi, İskender Hakî,
Hacıbayramzâde Yusuf Sıtkı Hoca rahmetli,
Hepsi de Merzifon’un ünlü şairleri...

Şair Nedim, Şair Eşref, Sıtkı Hoca da Merzifonlu olup,
Tarihçi İsmai Hami Danişmend, İçişleri Bakanı Recep Peker,
Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya
Merzifon’un meşhurları arasında ismi geçmesi gereken ünlülerdir.

Ülkenin her yönünden gelen eşekler,
Merzifon’da toplanıp pazarlanır merkepler,
Kıbrıs ile Merzifon eşeği meşhurdur,
Merzifonlu inadı ile her yerde belli olur.

Üzümün hası Ucuzluk, Kırklar, Pehlivan bağları,
Bahçelerinde elma, armut, kiraz, vişne, ceviz, dut,
Her türlü sebze yazın yetişir, tütün de bunlara eklenir,
Haşhaş, ayçiçeği ekilir yemyeşil ovalarına,

Şekerpare, Hasan Dede şaraplarının meşhur olduğunu duymuştum,
Şeftali, kayısı, sirkenin âlasının yapıldığını görmüştüm,
Üzüm pekmezi, cevizli sucuğun adına küme dendiğini duymuştum,
Ağustos sıcağında Tavşan Dağından merkeplerle getirilen karları görmüştüm,

Şekerpâre Şaraplarını Hasan Doluel imal ederdi,
Anne tarafından akraba olmamıza rağmen, Dedem, Babam, O’na üzüm satmazdı,
Boyumdan büyük şarap fıçılarını İnönü Caddesinde turlarken seyrederdik.
Ermeni vatandaşlarımızdan Mehmet Gümüş’ün Dikran şaraplarını da unutmadık...
  
Öğleden sonra Tavşan Dağından ılık bir meltem eser,
İklimi çok güzeldir, insanları üzmez, rehavet verir,
Nisan aylarında itibaren Pazar günleri bağ ve bahçelere gidilir,
Haşhaşlı taze çöreklerle, mangalda etler pişirilir-yenir.

Merttir, insancıldır, çalışkandır, dürüsttür,
El dokumacılığı ile de meşhur olmuştur,
İkinci Dünya savaşından sonra, sanayileşen ülkede,
Fabrikalara dayanamayıp, yok olmuştur.

Bugün sende doğalgaz var, üçbin metre derinlikte petrol var,
Mavi akımla gelen Rus gazının en âlası var,
Sondaj yapıp çıkaran güçler nerede uyukluyor,
Nufusu kırkaltıbin civarundaki canım Merzifon.
  
Kuzey yıldızına karşı en yakın ve en mütekamil üst,
Jetlerin, F86, F5, F16 Fantomların ana kucağı, kalkış-iniş durağı Alala-Zuğu Köyü,
Göklerin kartalları burada konaklar, yurt kurar, Karadenizi gözler,
Güvenliğimizin ön şartı, gözü pek pilotlarımız ve arslan Mehmetciğimiz.
  
Tavşan Dağı zirvesindeki Radar, uçaklara yön verir,
Karadeniz sahilleri ve Rus semalarını gözetler,
Mehmetcik yirmidört saat nöbet tutar, aldığı bilgileri Nato’ya aktarır.
Karadeniz bekçisi radar, canım Merzifon’da yer alır.
  
Uzaya astronotlar çıkmadan, güvenliğimiz için çok önem arzederdi,
Soğuk savaş sırasında Amerika’nın biricik telekulağı idi,
Uydular sayesinde yavaş yavaş önemini yitirdi,
Hepimizi yetiştiren canım Merzifonum, sana borcumu daha nasıl öderim...

19.01.2003
Yazar : Sadi BAYRAM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder