26 Mayıs 2006 Cuma

Plansız Kentleşme ve Samsun



1923-1948 yılları arasındaki ilk 25 yılda Samsun, genç Türkiye Cumhuriyetinin “planlı kalkınma” anlayışı doğrultusunda sağlıklı ve düzenli yapılaşmanın bir örneğini göstermiştir. Yine aynı dönemde demiryolu ağının ülke düzeyinde yaygınlaşması bir liman kenti olan Samsun’un dengeli gelişmesinin ulaşım altyapısını oluşturarak, kentin bölge de önemli bir merkez olmasını da sağlamıştır.

Ancak; bu planlı kalkınma anlayışının ülke genelinde terk edilmesi ile birlikte ortaya çıkan göçe dayalı kentleşme olgusu Samsun’u da olumsuz bir şekilde etkilemiş ve özellikle 1950-1960 yılları arasında kentimiz çok hızlı bir nüfus artışına ve göçe maruz kalmıştır.

1970’li yıllarda Ankara, İstanbul, İzmir gibi metropollere olan yoğun göçün yavaşlatılması amacıyla, coğrafi avantajı olan (ulaşım, topografya vb) yerleşimlerin dengeleyici metropol kent olarak geliştirilmesi anlayışı doğrultusunda, Karadeniz’in en büyük yerleşim merkezi olan Samsun da (metropol kent) olarak belirlenmiştir.

Bu dönemde, kentin iç dinamikleri uyarıcı devlet yatırımları ile desteklenerek, metropolleşme süreci hızlandırılmış ve bölgenin önemli bir merkez olması sağlanmıştır.

Samsun’da kentleşme olgusunu hızlandıran bu politikanın 1980’li yıllarda Samsun için terk edilmesi ile kentte sağlıksız ve plansız bir gelişme sürecinin başladığı ve gelişme grafiğinin hızla gerilediği görülmektedir.

Şehrimiz sahil şeridinden sonra dik yamaçların bulunduğu bir jeolojik yapıya sahiptir. Bu nedenle, şehirleşme sahil şeridinin uzantısı doğrultusunda gerçekleşmektedir.

Bafra istikametinde bulunan Atakum ‘dan itibaren 19 Mayıs istikametinde bir şehirleşme mevcuttur.

Samsun yurdumuzun en kalabalık nüfusa sahip on ilinden birisidir. 1997 yılı nüfusu 1.153.763 kişidir.

Şehrimizin Karadeniz bölgesinde yer alan gelişmiş şehirlerden biridir. Bu nedenle diğer bölgelerden insanların eğitim ve iş gibi nedenlerle şehrimize göç etmelerine sebep olmaktadır.

Bu göçler neticesinde daha da artan nüfus ısınma ve barınma gibi bir çok yükü de beraberinde getirmektedir. Düzensiz şehirleşme, bilinçsiz yakıt ve yakma sisteminin kullanılması hava kirliliğinin artmasına neden olmaktadır.

Rüzgarların esiş yönüne ve denize set oluşturacak şekilde sahile yapılan binalardan oluşan kirli havanın dağılmasını engellemektedir. Böylece kirli hava sürekli şehir içinde kalmaktadır.

Samsun ili deniz kenarında olduğundan yapılaşmanın lineer yerleşim tipi olması geniş caddelerin denize dik inmesi esen rüzgarlarla kirli havanın şehirden uzaklaşmasını sağlayacağından en uygun yerleşim şeklidir.

Yukarıda açıklanan kentleşme sorunları dışında ilimizde görülen diğer sorunlar ise şu
şekildedir:
1-Ulaşım sisteminin yetersizliği
2-Otopark sorunu
3-Kaçak yapılaşmanın olması
4-Kentin doğu ve batı istikametinde kontrolsüz bir şekilde büyümesi
5-Tarım alanlarının bilinçsizce yerleşim iskanı olarak açılması
6-Deniz kirliliği
7-Modern bir çöp istasyonunun kurulamamış olması.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder