4 Mayıs 2006 Perşembe

Şakir AĞA

19. yüzyıl klâsik Türk mûsıkîsinin en önde gelen isimlerindendir. 1779 yılında Vezirköprü’de doğdu. Babası Tatar Osman Ağazade Ahmet Emin Efendidir. Büyük dedesi 1650 – 1700 yılları arasında Kırım’dan Gedegra’ya (Vezirköprü) gelmiştir. Bu aile ipek, ipekli dokuma, deri ticareti ve mücevher işiyle uğraşıyordu.

Vezirköprü’ye gelişleri, şehirde küçük çaplı bir değişime yol açtı. Atçılıkları, yaptıkları yünlü ipekli ve pamuklu dokumaları, at arabacılığı ve saraciyedeki ustalıkları, modern giyimleri ve musiki ile uğraşmaları kısa sürede Vezirköprülülerin beğenisini kazandı.

Şakir Ağa küçük yaşlarda İstanbul'a geldi. Henüz 12 yaşında iken, kendisine bir keman alınıp bir de Musevi hoca tutulmuş ve mûsıkîye başlamıştır. Ancak, babası mûsıkîyle uğraşmasını istemediğinden bu çalışmasını yasaklamıştır. Mûsıkîyle uğraşmasına engel olunması küçük Şakir'in ciddî şekilde rahatsızlanmasına yol açmış, bunun üzerine babası Enderun'a girmesine müsaade etmiştir.

Sultan II. Selim'in Hazîne Kethüdası Salih Bey'in dairesinden yetişmiş, ilk mûsıkî derslerini Hanende Başçavuş Mustafa Ağa'dan almıştır. Parlak sesi ve fevkalâde kabiliyeti ile göze çarpan genç Şakir, Enderun'da hoca olan Hammamizâde İsmail Dede Efendi'den de çok faydalanmış, eserler meşk etmiştir. 1808'de Sultan II. Mahmud padişah olduğu zaman Hâzine Odası'ndan Çavuş rütbeli Şakir Ağa, çok iyi bir bestekâr, fevkalâde güzel sesli ve okuyuşundaki üslûbu, tavrı ile değerli bir hanende idi. Ayrıca iyi bir tanburî ve kemanî olarak da şöhrete ulaşmıştı. Sultan II. Mahmud'un padişah oluşundan bir kaç yıl sonra (padişah nedîmi), 1820 yılında ise müezzin başı oldu.

Şakir Ağa, 1828'de saraydan ayrıldı. Kendisine (Hacegânlık) payesi verildi. Bir süre vergi tahsildarlığı da yapmıştır. Daha sonra evinde mûsıkî dersleri vermiş ve saraydan ayrılışından 12 yıl sonra evinde ölmüştür. Eyüp Sultan Camii mihrabı önüne gömülmüştür.

33 yaşında iken Ferahnak makamını icat etti. Bu makamdan klâsik takımı Dede Efendi ile birlikte oluşturdular. Şakir Ağa, kâr, I. beste, yürük semâîyi; Dede Efendi'de II. beste ile ağır semâî'yi bestelediler.

Şakir Ağa'nın bestekârlığını çok ince bir duygu ve zevkin yüksek sanat kudreti taşıyan melodik cümlelerle ihtişamlı anlatımı olarak nitelendirebiliriz. Klâsik formdaki dört eseri dışındaki eserleri şarkı formundadır. Şakir Ağa büyük bir şarkı bestekârı olarak gösterilebilir.

Eserleri
1. Ferahnak ağır çember beste “Meyleder Hüsn ile kim görse Ey gülfem seni”
2. Ferahnak yürük semai “ Bir dilbere dil düştü ki mahbub-i dilimdir.”
3. Ferahnak şarkı “ Ey şah-ı melek hu kadd-i balay-ı ferahnak”
4. Ferahnak şarkı “ Bir kere bakmadın dil-i zarın figanına”
5. Rast şarkı “ müy-ı jülidem oluptur serde anka laneesi”.
6. Rast şarkı “ Her dilden ol meh çalmıyor.”
7. Evca Şarkı “ Efsun okur uşşakına ol gamze-i cadu”
8. Suzinak Şarkı “ Eski hali hiç göremem”
9. Müstear şarkı “ Evvel beni nazlı yarim kimse bilmez.”
10. Mahur şarkı “ Sabah olmuş tan yelleri atıyor.”
11. Mahur şarkı “ Gül mevsimidir seyredelim baharı.”
12. Bayati araban şarkı “ Görmedim sen gibi yar.”
13. Saba zemzeme “ Bu ettiğim düşmez sana.”
14. Hisarbuselik “ Umulmazdı bu iş senden.”
15. Nühüft “ Düşündüğün nedir söyle.”
16. Nişaburet “ Meğer o imiş senin derdin”

17. Suzinak “ Eski hali hiç göremem bana n’oldu bilemem.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder