14 Mayıs 2006 Pazar

Mustafa Kemal Samsun 'da-III



MUSTAFA KEMAL PAŞA HAVZA’DA 
Mustafa Kemal Havza’ya gelmeden gerekli haberleşme, inceleme ve durum tespitini yaptırmıştı. Başta Kaymakam Fahri bey olmak üzere Havzalılar da gerekli hazırlıkları yapmışlardı. Mesudiye Oteli gelenlere tahsis edilmiş, Havzalılar karşılama hazırlıklarını yapmışlardı. Paşa’nın nerede ve nasıl karşılanacağı nerede konuk edileceği ilçenin ileri gelenleri tarafından uzun uzun tartışıldı. Havzalılar O’nun Padişaha yakın bir paşa olmasının yanı sıra, Çanakkale Savaşı’nın muzaffer komutanlarından biri olduğunu biliyor, Çanakkale’de savaşıp ilçeye dönenler Mustafa Kemal’in kahramanlıklarını, anlata anlata bitiremiyorlardı. Diğer yandan Havza, Pontuscuların faaliyetlerini yoğun olarak sürdürdükleri bir bölge olduğundan Havzalılar ülkedeki tehlikeyi yakinen görebiliyor ve ileri boyutlara ulaşması halinde sonucun vahametini kestirebiliyordu. Lord Kinross o günlerde olup bitenleri şöyle ifade ediyor:

“Havza, Yunan çetelerinin en çok faaliyet gösterdikleri bir bölge idi. Hükümet, I. Dünya Savaşı’nda kargaşalık çıkaranları Doğu’ya sürmüş, onlarda mütarekeye kadar uslu durmuşlardı. Şimdi Pontus Devleti uğruna kurulmuş bir siyasi teşekkül, bir Rum Patriği önderliğinde Rumları tekrar ayaklanmaya zorluyordu. Mustafa Kemal, tıpkı gençliğinde Makedonya’da olduğu gibi, bellerine fişekler dolamış, karalar giymiş Rum Çeteleri’nin Türkler’e korku saçtıklarını, yolcuları soyup öldürdüklerini, Türk köylerini yaktıklarını, ileri gelenleri dağa kaldırdıklarını, Türk askerlerini pusuya düşürdüklerini duymuştu. Buna karşılık Türkler’in elinden pek birşey gelmiyordu, çünkü İngilizler bir yandan karışıklığa onların sebep olduğunu ileri sürerek, mütareke hükümlerine göre ellerinden silahlarını alırken, öte yandan Rumlara silah vermekteydiler. (Belge 7)


25 MAYIS 1919 PAZAR GÜNÜ AKŞAM ÜSTÜ..... HAVZA....
25 Mayıs 1919 Pazar günü Mustafa Kemal ve maiyetlerindekilerle: 


Havza’ya geldi.

Mustafa Kemal’i karşılayan heyette bir kıt’a askerle, şehrin ileri gelenlerinden Mahmut Ağazâde Bayram Efendi, Zübeyir oğlu Fuat Bey, Tatarağasızâde Eyüp Efendi, Ulemadan Hacı Mustafa, Kadızâde Hakkı Bey, Saatzâde İbrahim, Belediye Başkanı İbrahim ve ilçe Kaymakamı Fahri Bey bulunuyordu.

“Araçtan inen Mustafa Kemal’in üzerinde “Tümgeneral nişanlarından başka Padişah Yaveri kordonuyla süslü elbiseler içinde, başında kahverengi kalpak, kilot pantolon ve çizmeli” olarak, kalabalığın içine giren, belki de hayatının en önemli dönüm noktalarından birine adımını atıyor ve o an orada kendi şahsı ve Türk Milleti’nin geleceği için yepyeni bir hayatın kapılarını açıyordu.

Önce askeri kıt’a yı selamladı. Sonra şehrin ileri gelenlerinden başlamak üzere kendisini karşılamak için orada bulunan herkesle el sıkışıp, kucaklaştı. Sayıları az ama sanki Mustafa Kemal ile birlikte Anadolu’ya taşınmış olan “ umut”u bir bakışta sezip tanımışcasına coşku ve heyecan içinde O’nu daha ilk anda bağrına basan Havzalılar, Havza’da kalacağı süre içerisinde gelenlere gereken ihtimamı göstereceklerdir.

Havza’da 25 MAYIS 1919’un heyecanını yaşayanlardan, o sırada Havza’da jandarma askeri olarak bulunan ve Mesudiye Oteli önünde Mustafa Kemal’i selamlayan müfrezede bulunan Muzaffer Çavuş (ŞENER) şunları anlatıyor, “Paşa geliyor dediler, Otelin önünde bir kalabalık toplanmıştı. Hükümet Konağı önünde tertip alarak ikindiye doğru otelin önünde dizildik. Yokuştan yukarı doğru tozu dumana katarak üç otomobil, yaylılar ve yayalar geliyordu. Otomobiller otelin önünde durdular. Bir kişi ayağa kalkarak etrafı süzdü. Başında kahverengi bir kalpak vardı. Mirliva üniformasının bir omuzunda kordonları sarkıyordu. Paşa, kilot pantolon giyinmişti. Ayağında da körüklü bir çizme vardı. Otomobilden inince ahalinin elini sıktı, sonra bizi teftiş etti.”

25 MAYIS 1919 günü Atatürk ve maiyetindekiler, Havza’da, kendileri için ayrılan Mesudiye Oteline yerleşir ve kaldıkları 18 günlük sürede bu oteli daha çok bir çalışma yeri olarak kullanırlar; yakın olan Havza Kaplıcalarına da her gün şifa maksadıyla devam ederler. O günü yaşayanların ifadelerine göre; “Her gün elinde bir tutam maydanozla” girdiği kaplıcalarla ilgili olarak Atatürk, 24 EYLÜL 1924’te şunları söylüyor: “Eğer Havza’nın nafi ve şifalı kaplıcaları ahval-i sıhhıyem üzerinde müsbet bir tesir bırakmasa idi emin olunuz ki inkılap için çalışamayacaktım. Bundan dolayıdır ki Havza’ya ve Havzalılar’a çok borçluyum. Kalbî rabıtamı ebediyyen saklayacak ve sizi hiç unutmayacağım..” demiştir.

26 MAYIS 1919 HAVZA... 
Havzalılar Mustafa Kemal Paşa’nın Havza’ya teşriflerinin ikinci günü Havza’nın ileri gelenlerinden seçtikleri yedi kişilik heyeti, Atatürk’ün kaldığı Mesudiye Oteli’ne Havzalılar adına “Hoş geldiniz” demek ve Havzalılar’ın “Hürmetlerini sunmak” maksadıyla gönderirler. Temsilci olarak seçilen bu heyette Tatarağası zâde Eyüp, Ulemadan Hacı İmam Mustafa, Eşraftan Mahmut zâde Bayram Efendi, Kadı zâde Hakkı, Saat zâde İbrahim, Cebeci zâde İbrahim (Belediye Başkanı), Muharrir (Yazar), Zübeyir Zade Fuat Bey bulunmaktadır. Otelin orta katında kalan Mustafa Kemal, bu heyeti gayet samimi bir hava ile karşılayarak, onlara yer göstermiş, hal hatırlarını sormuş ve bir süre sonra da sohbete girilmiş ve söz ülke meselelerine gelince Mustafa Kemal, gelen Havzalılar’a

“- Efendiler! düşman bizi öldürmek niyetinde değildir. Düşmanın niyeti bizi diri diri gömmektir. Şimdi çukurun tam kenarında bulunuyoruz. Fakat son bir gayretle kendimizi kurtarmamız mümkündür. Zaten başkaca imkân yoktur.” diyerek Anadolu’da giriştiği hareketin ne amaca yönelik olduğunu, Havzalılar’a açıklamış oluyor ve zihinlerin bu mesele ile iştigal etmesini temine çalışıyordu.

Ziyaretin sonunda oradan ayrılmakta olan Havzalılar’a “Sizinle her zaman temas edeceğim, dairelerim Havzalılar’a her gün ve her saat açıktır.” şeklinde, gelen heyeti uğurlar. Mustafa Kemal 26 MAYIS 1919 gününü Havza eşrafının kendisini ziyareti, Sait Molla’nın ulusal teşkilatlanma davranışlarının önlenmesi için tamim göndermesi, yine Şevket Turgut Paşa’nın, Mustafa Kemal Paşa’ya “fazla efrâdın (kişilerin) jandarmaya nakli” konusunda gelen emirle ilgili muhaberatlar ve kendi yakın arkadaşlarıyla çalışmakla tamamlar.


27 MAYIS 1919 HAVZA.... 
Mustafa Kemal Havza’dan Ankara’da 20. Kolordu Komutanlığı (Belge 12) ve Konya da Yıldırım Birlikleri Müfettişliği’ne gönderdiği telgraflarda, Afyon’da bulunan 23. Tümen’in mevcudu, görevi ve Konya’da kurulduğu işitilen “Vatan Ordusu” hakkında, ayrıca Yıldırım Birlikleri Müfettişliği’nden Manisa’nın işgali konusunda bilgi istedi. (Belge 45)

Mustafa Kemal, bu haberleşmelerini Mesudiye Oteli yakınlarındaki PTT binasına geceleri saat 23-24 sıralarında gidip -geleceğini daha önce PTT müdürüne bildirerek- istediği ordu kolordu komutanlarını veya valileri ve şahısları telgrafhaneye çağırtıp, makine başında ve müdürün de yardımı ile konuşurmuş. Konuşacakları kişileri çok zaman müdüre bir liste halinde bildirerek, konuşmak istediğini ve bunların bulundukları yerlerdeki telgrafhanelerde hazır bulunmalarını sağlamasını istermiş. Havza PTT binasında konuşurken sade kahve isterler, müdür derhal pişirtir ve Paşa konuşmaya dalarak kahveyi soğutur ve ısıttırılarak tekrar sunulurmuş. Paşa yalnız Ordu, Kolordu, Tümen Vali ve Mutasarrıflar’la değil İstanbul Hükümeti’nin büyükleri ile de konuşur ve şifreli veya açık teller çektirirmiş.


28 MAYIS 1919 HAVZA.... 
Mustafa Kemal, Havza’dan vali, mutasarrıflık ve kolordulara gönderdiği bir genelgede “...yurt bütünlüğünün korunması için ulusal tepkilerin daha canlı olarak gösterilmesini” istedi. (Belge 14) Mustafa Kemal’in cesaret verici ve yönlendirici sözleri üzerine Havzalılar bir okul (Taş Mektep) binasında toplantı yaptılar. Havza’da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmasına karar verdiler.

Milli Mücadelenin İlk Teşkilatları Havza’da kuruluyor.... 
“ İlk cür’eti ve ilk cesareti gösteren, ilk teşkilâtı yapan sizlersiniz.”


26 MAYIS 1919 günü, Havzalılar’ın Atatürk’ü ziyaretlerinde Atatürk’ün Havzalılar’a söylediği;

“Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi kurtaracağız...” sözlerinden cesaret alan Havzalılar, bu gayretle 28 MAYIS 1919 günü bu günkü Merkez İlköğretim Okulu (Taş Mektep) binasında, yepyeni bir ideal için örgütlenerek, silahlanma girişimini başlatmak ve Serdengeçtiler teşkilatını ve Müdafai Hukuk Cemiyeti’ni oluşturmak üzere toplandılar. Aynı günün akşamı, Belediye Başkanı İbrahim Cebeci’nin evinde toplanan halk temsilcileri, Mustafa Kemal’in emrine, daha önce de Rumlar’a karşı Türkler’in gönüllü koruyuculuğunu yapan 4500 kişilik SERDENGEÇTİLER Teşkilatı’nı vererek Kurtuluş Savaşı örgütlenmelerinin ilk ve maket örneğini Havza’da ortaya koyuyordular. M.Fuat Kaynar, “YURDUMUZ HAVZA” adlı eserinde “O’nu kendimize daha yakın ve daha canlı buluyor, bağımsızlığımız ve yapmayı düşündüğü inkılâp için vermiş olduğu tarihi örneklerden ümitleniyorduk.” diyerek, Mustafa Kemal’in bu girişimle ilgili olarak Havzalılar’a yaptığı moral etkiyi dile getiriyordu. İleride sözünü edeceğimiz ilk miting başta olmak üzere, ülkenin düştüğü bu kötü halde ilk mitingi, ilk teşkilatı (Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti) ve ilk askeri teşkilatlanma (Serdengeçtiler)yı -Mustafa Kemal’in de bizzat Havzalılar’a ifade ettiği gibi - Havzalılar gerçekleştirmiştir.

Bu örgütlenmelerde daha önce kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetler’i ile Havza’da kurulan teşkilat, yine Atatürk’ün NUTUK’ta ifade ettiği gibi, farklı kimliktedir. Zaten Havza’daki bu teşkilatların, diğer (Daha önce kurulan teşkilatlar) lerinden farklılığı şu şekilde ifade ediliyordu: “... Baylar, bence bu karar (İstanbul’daki ileri gelen kadın erkek birtakım kişiler de gerçek kurtuluşu Amerika’nın mandasını istemek ve sağlamakta görüyorlardı...) ların dayandığı bütün kanıtlar ve mantıklar çürüktü, temelsizdi...: Bu durum karşısında bir tek karar vardı o da ulus egemenliğine dayanan kayıtsız şartsız ve bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak” şeklindeki ifadeleri “İşte daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına basar basmaz uygulamaya başladığımız bu karar, olmuştur.” Mustafa Kemal’in bu ifadeleri Havza’daki bu teşkilatlanmaların kendiliğinden ortaya çıkan diğer halk teşkilatlarından farklı olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu faaliyetler yanında, iki gün sonra da Havzalılar “İlk Miting”i yapmak üzere gerekli hazırlıkları yapmışlar ve çevreye haberler ulaştırılmıştır. Havza 30 MAYIS 1919’u beklemektedir.


29 MAYIS 1919 HAVZA....
Mustafa Kemal III., XV., ve XX. Kolordu Komutanlıkları’na Havza’dan gönderdiği kapalı telde “İtilaf Devletleri’nin Samsun ve Trabzon gibi Karadeniz kıyılarını işgal edebileceklerini, idarecilerle elele vererek, bağımsızlığın savunulması için gerekli teşkilata girişmenin zorunlu olduğunu”, (Belge 16) bildirdi. Doğu’da yabancı işgali olursa buna karşı jandarma ve askeri birliklerle karşı koyacağız, köylüler de ellerindeki silahlarla köylerini savunacaklardır. Havza’da miting hazırlıkları devam etmekte, bu faaliyetler Havza çevresindeki yurtseverlerin ilgisini de çekmekte, bununla birlikte Rumlar bu gelişmelerden tedirgin olmaktadırlar. Havza’da bulunan Rum Papazı gördüklerini ve duyduklarını en ince ayrıntısına kadar Samsun Metropoliti Germanos’a, o da İngiliz Yardım Subayı Yüzbaşı L.H.Hurst’a bildirmiş ve bu olup bitenleri “Aman dikkat! fitne ayaklanıyor.” şeklinde yansıtarak, bu haberler arasına Mustafa Kemal’in Havza’da birçok Rum’u tutuklattığını da ilave etmişti.

Bu gelişmeler üzerine Yüzbaşı Solter ve Yüzbaşı Elliot adlı tercüman ve kontrol subaylarını da yanına alan Hurst, 01 Haziran’da Havza’ya durumu incelemek üzere gelecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder