17 Mayıs 2006 Çarşamba

Samsun Denince Akla...


Karadeniz'in en modern şehri... güzel bir şehir... yaşanabilir... üstelik on dokuz mayıs gibi iyi bir olayı vardır...

Ayrıca samair adında bir de paraşüt , pilot kursu var . sloganları direk "kaz ucharda Laz uchmas mı?" Artık gerisini siz yorumlayın ....

2 yıl sonunda bir hata sonucu sülale üyelerini görmek için gidilen ve geçmek bilmez 4 gün sonunda İstanbul 'a kavuşunca ohh dedirten şehir.

Kesinlikle Türkiye ‘deki en problemli trafiğe sahip şehir. Kesinlikle park yeri yok. İnsanlar kaldırımdan yürümüyor, yolun ortasında yürüyenlere korna çaldığınızda veya uyardığınızda küfür eder gibi bakıyorlar yüzünüze.

Uzun olanı içtiğim en iğrenç sigara dalında adayımdır... kısası da parasızsan ehh idare ederdir...Sosyalist imaj zehirlenmesine uğrayan arkadaşların kaldırıp masada şekil yapma ritüeline tabiidir...en son fabrikası İngilizlere satıldı diye duymuştum sonra ne oldu?

Merzifon' dayken bana İstanbul gibi gelen "hiç değilse burger king var" gibi polyanna replikleri sarf ettiren pek hoş bir yer.

Hayatimin 7 senesini geçirdiğim, aslında güzel olan, ama insanlarının bir kısmı (ayni diğer Şehirler gibi) kazma olan Karadeniz bölgemizin şirin bir ili.

Güzide bir ilimiz

Berbat kokan bir sigara (antrenman sonrası spor salonu kokusu)

Aslında arkadaş çevresi güzel ama kent bastan kaybediyor

Hangi kentin tam ortasına liman yapılır ki

Ailemin hala oturduğu, hayatimin 18 senesini geçirdiğim, her gittiğimde kendisinden daha çok uzaklaştığımı görerek üzüldüğüm şehir. genişlemekte, Sinop tarafına doğru yayılmakta kendisi.

Her bütçeye hitabeden sigarası olmasa adını unutturan şehir.

Geleneksel ata sporu olan güreşin anavatanı sayılan il.

Valla bana hayatimin 18 yıllık mecburi askerlik dönemini yaşattıran, bana kendisinden uzaklaşmak için her yöntemi denettiren, hala ailemden bahtsız kişilerin yasadığı, havası (sidikli samsun), suyu, trafiği (sokaklarından iki vosvos bile zor geçer), şehir planlaması (denizin yanında olup ta denizden ancak bu kadar apayrı ve yoksun olabilen), bayram, seyran, düğün ve cenazelerde mecburi hizmetimi yaptığım şehir.

Hem parasız olup hem sigara içenlere yurdumun sunduğu süper çözüm.

Dünyada üretilmiş en ekonomik sigaranın markası . içerdiği özel tütünden dolayı unutursanız kül tablasında çok kısa bir sure sonra kendi kendini söndürebilme yetisine sahip bir sigara*, böylece sigaranız heba olmadan tekrar yakıp devam edebiliyorsunuz .

Eski adı Amisos olan, Karadeniz’in en büyük kenti. 20yy başında iki kez yanınca Fransız bir şehir plancısı getirtip, düzenlemesi yeniden yapılmıştır. Sanırım bu Fransız abimiz de işi savsaklayıp son güne bırakmış, neticede denize paralel bir sürü cadde ile onlara dik başka bir sürü caddesi olmuş bir şehir. orada doğup büyüdüğüm için daha eskilerden kalan şehirlerde karşıma çıkan eğri sokaklar beni hep dumura uğratmıştır.

Kısası ve  Uzunu  olan ekonomik, lezzetli, fosur fosur içilen sigara.

Tamamen Türk tütününden mamul oryantal içimli, kendine has özel natürel aromalı bir sigaradır.
şehrim..anakaradan dönerken denizi görünce 'oohhhh' dediğim şehrim..
Çiftlik caddesi, geniş kumsal, bulanık deniz, evim pastanesi, çirkin binalar, ille de pideler. Bu gün dışarı çıkıp alışveriş yapalım dediğinizde çiftlik caddesi adında küçük bir caddenin dışında başka hiç bir alternatifinizin olmadığı bir küçük il. Gelişmiş şehirlerde süzgeç kullanarak içilen çay burada süzgeç kullanılmadan bardağa konularak servis yapılır. Duyunca inanamadığım bir başka olay da; çay isterken usta bir çay yap bol taneli olsun demeleridir.yaşanacak bir yer değildir.yaşamaya çalışanları Allah kurtarsın...

Heykeli ile meşhurdur. Heykelcilik anlamında dünyanın ikinci heykelidir. Şaha kalkmış bir at ve üzerinde Atatürk vardır. Tek ayağı ve kuyruğu yere değmektedir. denge anlamında önemlidir. Eğer kuyruğu yere değmeden dursaymış birinci heykel bu olacakmış.

İlkadım şehri de denir. Tarihsel öneminden dolayı pek çok yerin adı ondokuzmayıs ve ilkadımdır.


Orada yaşayamamam da hala çok sevdiğim yerdir, memlekettir.

Ailemin yaşadığı yerdir. gitmeden duramadığım, gidince yapamadığım bir şehirdir.

Gitgide gerilemiş, yıllar önce ülkenin ilk beş sırasında yer alırken, şimdi 39. sıraya kadar gerilemiştir. Senelerdir ilçesi Bafra ‘yı  sömüren, kene gibi kanını emen, Bafra 'ın il olmaması için çabalayan politikacıları olan il.

Şehrin göbeğinde bulunan ve tabelasında" İtalyan Katolik" kilisesi yazan bir kiliseye "APO" krizi sırasında saldıran insanların yaşadığı il. Oysa orada yaşamayanlar dahi biliyorlar ki bu kilisenin tabelasından başka İtalya ile ilgisi yoktur. Kilisede görev yapan papaz fransızdır ve orada korku içinde yaşarlar. Kriz sırasında saldırıdan korkan kilise görevlileri tabelalarını indirmişlerdir.

 "of çok pis kokuyor, bırak şunu" şeklindeki arkadaş baskıları nedeniyle bırakılan lezzetli sigara...

Hatunların es kaza işi düşüp de gittiğinde kalınabilecek düzgün bir otel ararken potansiyel nataşa muamelesi görmesinin kuvvetle muhtemel olduğu şehir.

Güzel, sevimli bir şehirdir...çok büyük değildir belki ama aradığınız her şeyi rahatlıkla bulabilirsiniz.. Caddelerinin hemen hemen tamamı birbirini paralel ya da dik olarak keser, bu durum yön duygusu olmayan benim gibi insanların kaybolmalarını imkansız kılar, zira tüm yollar tek bir yere çıkar.

Bazıları için memleket.

Şu an lapa lapa kar yağan, insanların (ben de dahil) yokuşlardan inerken pat diye popo üstü düştükleri şehir. Çiftlik yada 56lar semtlerinde oturulması halinde dershaneler, İnternet Kafeler elinizin altındadır. Sarışın, renkli gözlü potansiyelinin çok fazla olması da dikkat çekicidir. Kaybolma gibi bir olay da yoktur Samsun’da. bir yokuştan aşağı inildiğinde mutlaka çiflik'e çıkılır. her insan 5 ay içinde öğrenir Samsun’u. Güzel şehirdir bu, insanları sizi tanımamalarına rağmen çok cana yakındır, hemen kaynaşıverirler.

Çarşamba’nın bağlı bulunduğu şehir.

Periyodik olarak bayramda seyranda yada yaz tatilinde gidildiğinde üzerine çıkılan erik ağacından erik yenilen, fındıklıklarında benzersiz yaratıkların görülebileceği, bolca mısır unu içeren yemeklerin sofralarda görülebileceği Orta Karadeniz ‘de bulunan güzel ilimiz.

Kargo şort-zincir-siyah tişört üçlemesini ve türevlerini üzerinde bulunduran herkese cins cins bakılan, satanist muamelesi yapılan yer.

Ambalajındaki tütün yapraklarından resim çerçevesi yapılabilen bir sigaradır. Camel sigaranın develi bilmeceleri zihinsel bir beceri gerektirirken sözü edilen faaliyet, el göz koordinasyonu ve origami mahareti gerektirmektedir. Sabırla biriktirilen Samsun ambalajları münasip bir şekilde kıvrılır, bükülür, yapıştırıcı kullanmadan, zincir seklinde içice geçirilir. sonuç, tutun yapraklarıyla bezenmiş bir çerçevedir; bol nikotinli, dumanlı bir resme özellikle yaraşır.

Karadeniz bölgesinde yer alan samsun, doğal tarihi ve kültürel zenginlikleri, deniz, kara, hava, demiryolu ulaşım olanakları ile bölgenin turizm potansiyeli en yüksek kentlerinden biridir. Anadolu’nun savunulmasını planlamak amacı ile Atatürk’ün 19 mayıs, 1919'da gelmesi ile Samsun, Türk istiklal Savaşı’nın başladığı yer olma özelliği ile önemini her zaman korumuştur. Büyük mü küçük mü olduğuna karar verilemeyen kent.

Şöyle ki şehir büyük olmasına büyük nüfus çok belediye de anakent ama insanları hala bunun ayırdına varamamış, küçük şehir havasından çıkamamış gibi. Sanırsam Karadenizli ‘ye özgü taassuptandır bu , altın semer vursan öz kovalar adamı diyorum ben..

Ayrılmaktan büyük üzüntü duyduğum, çok sevdiğim, yeri bende her zaman ayrı olacak, ilk aşkımı bulduğum yer.

Şehirlerarası telefon kodu 362 'dir..

Körfez 'de pastırmalı pide yenilmeden dönülürse günaha girilecek şehir. zira bu pide şimdiye kadar yemiş olduğunuz tüm pidelerden daha çıtır, daha lezzetli ve daha özlenesi olacaktır.

Dışarıdan bakanların Samsunluları Laz sandığı şehir. Oysa Lazlıkla uzaktan yakından ilgileri yoktur.

Orta Karadeniz bölgesindeki tek Büyükşehir. Şehir merkezinde denize girilebilen ve yine şehir merkezinde harika kumsalları bulunan bir kent.

Eskiden içenlerin bunu belli etmek için beyaz gömlek giyip, ceplerinde taşıdığı; şimdilerde ise sizden sigara isteyen birine uzattığınızda "sigara istedik samsun değil" şeklinde bir tepkiyle karsılaşmanızı olası kılan sigara.

Yaşayan insanların, hemen her cümlelerinin sonunda 'da' dedikleri şehir.

Cana yakın ama saçma nedenlerden saniyesinde kavga çıkarma yeteneği olan insanlardan oluşan çok güzel kokan tütün fabrikaları, Rus pazarı(eskiden) ve kapalı pidesi ile meşhur çocukluğumun geçtiği ama şu an ise 3 günden fazla dayanamadığım Karadeniz şehri.

Her pazar samsunlu ailelerin buluşup samsun pidesi günleri düzenledikleri, Karadeniz şehri.

2000 deki ölçümlere göre en kirli havaya sahip il merkezi. Karadeniz, ağaç, orman, yeşillik ne oldu ki onlara, akla Samsun sigara paketi geliyor.

Acaba orada bulunduğum 24 saatlik sürede bir Laz fıkralık iki de öküzlüğün sözlük karşılığı hareketle karşılaşmış olmak bir şehrin insanları hakkında yargı vermek için yeter mi? Bilemedim.

Sinop tarafına doğru giderken sahil yolu bulunabilecek, hatta denize bile girilebilecek şehrim. Ne zamandır burnumda tüter kendisi. Gittiğimde de 4. günde sıkıntıdan patlarım orası ayrı.

Kimi zaman Samsun’dan nefes çekerken "firrsstt" seklinde helezoni bir parça yanar ve insanın ağzına hafif tatlımsı tuhaf bir tat gelir. işte o yanan parça doğaldır. çünkü, samsun tütünü bekletildiği depolarda kısmen de olsa harmanlanmıştır. ve hatıralardan silinmez. en güzel içim, tütünün tıkızlığını gidermek ve hafif gevşetmek suretiyle alınabilir. bu esnada tütünün içinden çer-çöp-odun çıkabilir, taş düşebilir.

Eski Samsun veya Kara Samsun da denilen ilk yerleşim yeri 19 yüzyılda tamamen kül olunca şehir planı İsviçreli bir mimar tarafından yeniden çizilmiştir. Şu an Büyükşehir belediyesi olmasına rağmen da şehrin merkezi hala o eski plandan kalma dar yollar ile insanlar eziyet vermektedir.

Artık rüyalarıma bile girmeye başlamış şehir. çiftlik caddesinde aylak aylak dolaşmak, pekmeze batırılmış simidi, Yaşar Doğu Spor Salonunun bengay ile karışık kokusu, Çalıkuşu’nun önünden geçerken "buyriieean" diye seslenilmesi, yayvan yayvan söylediğiniz e hafifine kimsenin gülmemesi.

Belirli bir süre geçirdikten sonra yapacak hiç bir şey bulunmaz sahil yolunda araba ile yavaşça dolaşmaktan başka. Çocukluğun geçtiği Kökçüoğlu Mahallesi, Kadıköy gibi eski semtleri hala taşrayı yansıtır ne güzel insanin yüzüne. Bakkallarında hala ucuz gıda boyasına bulanmış kırmızı toplar halinde patlamış mısır bulunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder