30 Mayıs 2006 Salı

Ne Diyen Nea!!!



Maç saati geldi ve maç başladı. Ama takımda bir yorgunluk bir durgunluk var. İrfan karnını tutarak koşuyor. Cansız Hüseyin bembeyaz. Nuri Hoca bir ara Ayhan’a; “Hadii! Hadiii!” Ayhan aynen durdu ve döndü rahmetliye ellerini açarak o da bağırdı; “Ne diyan neeeaa!”



Hakan DİLEK

Başımızdaki hocamız Nuri Asan. Yıllarca Samsunspor'un hem futbolculuğunu hem de antrenörlüğünü yapmış bir insan. Nuri Hocam... -Onu 1989 Ocak'ındaki Samsunsporluların geçirdiği elim kazanın sonunda kaybettik. Onunla birlikte Muzaffer, Tomiç, Mete ve Asım Ağabeyi de... Neyse bunlara ileride değineceğiz...- Geyikkoşan'da kamp yaptık ve Çarşambaspor maçına burada hazırlandık.

Çarşambaspor'un başkanı Ahmet Menteşoğlu.. Hani şu hayali ihracat şampiyonu Hasbi Menteşoğlu'nun yeğeni. Bir kızıştı ortalık görmeyin gitsin. Beş atacaaaz, on atacaaaz... Bütün kamp boyunca Ayhan'ın nasıl goller atacağını konuştuk.

Atar mıydı? Atardı evet. O iyi bir atıcıydı. Yani av olarak. İyi bir atıcı, iyi bir avcı, iyi bir futbolcu. Neyse, tarihimizde görülmemiş bir bakım bir ihtimam ki sormayın gitsin. Ancak yediğimiz ette butta bi gariplik var ama olsun. Bulmuşuz eti butu besledik kendimizi, besledik kendimizi... O gece aldık vitaminleri yattık.

Maç günü de geldi çattı. Bafra Belediyesi'nin tahsis ettiği otobüsle Çarşamba'ya doğru yola çıktık. Ama otobüs gidebilirse gitsin. Her iki kilometrede birimiz inip çalılıklara koşturuyoruz. Önce ben, ardımdan kaleci Ahmet, sonra Ayhan, küçük Turgay derken bütün takım. Nuri Hoca kızgın, idareciler gevrek gevrek güler.., Anlamadık. Ama işin iç yüzü sonradan ortaya çıktı. Eşşekçi-bizim kulüp müdürü- gevrek gevrek anlattı; “Etler keçi etiydi!” Ayhan otobüsün en arkasındaydı. Arkadan bağırdı; “Şimdi sçın!” dedi, “Sahada sçmazsınız!” Gülmekten birbimizin üstüne düştük. Otobüs Samsun'u henüz geçti.

Bakır Fabrikası'nın yemekhanesinde mola verdik. Nuri Hoca hepimizi bir yerde topladı. Elini hafifçe masaya dokundurarak dengesini buldu. Ayaklarını çapraz yapıp bıyıklarıyla oynayarak bize dik dik bakmaya başladı. O böyle baktı mı sen de dik dik bakacaksın ki maça hazır olduğunu anlasın. Sonra;

“Bir şey söyleceğim. Tek bir şey!” dedi. “Ha yenilmişim, ha s.lmişim!” Döndü otobüse bindi yerine oturdu. Ulan çıkamıyoruz ki çıkalım yemekhaneden.

Sonra Ayhan'ın sesiyle toparlandık;

“Eee! Ne bekliyok? Borda mı yatcaksıız?”

Çıktık. Otobüse bindik ve stadyuma ulaştık. Maç saati geldi ve maç başladı. Ama takımda bir yorgunluk bir durgunluk var. İrfan karnını tutarak koşuyor. Cansız Hüseyin bembeyaz. Nuri Hoca bir ara fırladı kulübeden ve bağırdı Ayhan’a;

“Hadii! Hadiii!”

Ayhan aynen durdu top ayağındayken ve döndü rahmetliye ellerini açarak o da bağırdı; “Ne diyan neeeaa! Sıçıyek borda!”

Çarşambaspor ne kadar Samsunsporlu küspe ama iyi topçuları takıma doldurmuş. Bizde de iyi topçular var. Eski Samsunsporlu Turgay, Sebahattin, ben ve ve ve Ayhan... Evet sonucu değiştirecek maçın kaderine etkiyecek tek adam içimizde. Hepimiz Ayhan'dan umutluyuz. Ladik kampında yol tabelasına doğru yükseldi ve belden çaktı kafayı. “Çarşambaspor'a aynen bööle takcam!” dediydi. Aynısını da yaptı. Kornerden gelen topa havada asılı kalıp çaktı kafayı ve biz maçı 1-1 bitirdik.

Ayhan... Garabey'in Ayhan... Nam-ı diğer “Rüzgarın Oğlu Ayhan”, “Deli Ayhan” Gümenezli Küçük Turgay'ın deyimiyle “Delü Ayhan Delü”... Hayatımda onun kadar hızlı, seri, çabuk, güçlü ve iyi kafaya çıkan topçu daha görmedim. Şimdilerde Alaçam'da mütevazı bir yaşantı sürüyor. Yaş 44. Ama -abartmıyorum- Ayhan iki ay, ne iki ayı bir ay idman yapıp hazırlansın, koyun Samsunspor'a ne Samsunspor'u Galatasaray'a oynasın. Jardel derler bir adam almış Galatasaray ondan beş kat daha iyi oynar. Jardel Erzurumspor'a beş tane mi atmış? Ayhan on tane atardı. Yemin billah on tane atardı.

(Kuzeyde Tütün mektup:5) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder