6 Temmuz 2006 Perşembe

Mustafa Kemal'in Samsun'a Çıkışı -III



MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN
MÜFETTİŞLİK BÖLGESİNDEKİ GÖREV  VE YETKİLERİ

Daha önceki bölümlerde de anlatıldığı gibi, müfettişlik yetki belgesine göre; Mustafa Kemal Paşa’nın vazifesi;

1-) Samsun ve çevresindeki eşkıyalık hareketlerini önlemek,
2-) Anadolu'nun çeşitli yerlerinde beliren kuva-yı milliye veya şurâları ortadan kaldırmak,
3-) Mütareke hükümleri gereği silahları toplatmak,
4-) İtilaf Devletlerinin istekleri dışında bir harekette bulunmamak, onların şikayet ettikleri olayları önlenmekti.

Mustafa Kemal Paşa Nutuk adlı eserinde, ordu müfettişi olarak Anadolu'ya gönderilmesi olayını İstanbul’dan uzaklaştırma, o zamanın deyimi ile bir "nefy ü teb'id" olarak yorumlamakta; yani bir nev'i sürgün olarak değerlendirmekte idi. Nitekim Nutuk'ta

"... Bu vâsi' selahiyetin, beni İstanbul'dan nefy ü teb'id maksadiyle Anadolu'ya gönderenler tarafından, bana nasıl tevdi' edildiği mûcib-i istigrabınız olabilir! Derhal ifade etmeliyim ki, bana bu selahiyeti onlar bilerek ve anlayarak vermediler. Herçi bâd-âbâd (ne olursa olsun), benim İstanbul'dan uzaklaşmamı arzu edenlerin icat ettikleri sebep Samsun ve havalisindeki asayişsizliği mahallinde görüp tedbir almak için Samsun’a kadar gitmek idi." olarak açıklar .

Ayrıca maksadının İstanbul'dakiler tarafından pek anlaşılmadığı, hatta büyük bir bölümü kendisi tarafından kaleme alınan müfettişlik talimatının dahi Şakir Paşa tarafından anlaşılır, anlaşılmaz bir şekilde mühürlendiği ifade edilir . Bir başka görüşe göre de, Mustafa Kemal Paşa, Padişah Vahideddin tarafından Millî Mücadeleyi yürütmek ve yönlendirmek amacıyla -güya- gizlice görevlendirilmiş(!), hatta bunun için kendisine bir hatt-ı hümâyûn ve büyük miktar da para da verilmişti . Fakat, arşivlerde yaptığımız araştırmalar neticesinde verilen bu para konusunda olsun, hatt-ı hümayûn konusunda olsun her hangi bir belgeye rastlayamadık. Belirtilen bu hatt-ı hümâyûndan ilk bahseden kişi ise Mevlan-zâde Rıf'at’dır. Diğer kaynakların tamamına yakını hatt-ı hümâyûn meselesini bu kaynaktan iktibas etmişlerdir . Bundan başka, Mustafa Kemal'in yakın arkadaşı ve eski Bitlis valisi olan Mazhar Müfit (Kansu) Bey, "Mustafa Kemal'in sadece askerî değil, mülkî yetkilerle de donatılmış olarak tayin edildiğini öğrenince, O'nu Damat Ferid'in adamı sandım." demekten kendini alamaz .

II.Ordu veya Yıldırım Kıtaları Müfettişi Mersinli Cemal Paşa'nın yaveri Cevat Rıfat (Atilhan) Bey ise, Mustafa Kemal Paşa’ya verilen geniş yetkilerin Mersinli Cemal Paşa'ya verilmemesinden dolayı Paşa'nın bu duruma çok içerlediğini ve bu yüzden sadarete bir şifre yazdığını belirtir. Bu şifreye, sadaretten verilen cevapta ise, geniş yetkilerin verilmesinde Mustafa Kemal Paşanın Padişah Vahideddin ile olan dostluk ve samimiyetinin rolü olduğu ifade edilmiştir .

Kâzım Karabekir Paşa ise, böyle yetkilerin verilmesini gayet tabii karşılayarak, Padişah'ın genç komutanlara olan güvenini Nisan başında yaptıkları bir selâmlık görüşmesinde şöyle dile getirdiğini açıklar: "Sizin gibi genç, mert ve şayan-ı itimad kumandanlara mâlik olan bir millet, elbette zeval bulmaz. Berhudar olun! Sizin gibi genç kumandanlara mâlik olmakla ben ve milletim iftihar eder." . Karabekir Paşanın ifadeleri ile Padişah, devletin zeval bulmamasını, iyi niyetli, vatanperver kumandanların varlığına bağlamaktadır.

Nitekim bu sırada Padişah'ın, Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı görüşmede tarihe geçecek olan "Devleti Kurtarabilirsin!" sözünü söylediği bilinmektedir. Padişah'ın Mustafa Kemal Paşa’ya devleti kurtarabilirsin sözünü söylediğinde İzmir işgal olunmuştu . Bundan dolayı, devleti kurtarabilirsin sözünü o günlerin şartlarını da göz önünde bulundurarak yorumlamak gerekir. Bu dönemle ilgili kaynakların ifadesine bakılırsa, Padişah, söz konusu konuşmasını son derece heyecanlı bir şekilde yapmıştır .

Mevcut kaynaklardan çıkarılan sonuca göre, Mustafa Kemal Paşa'yı Anadolu'ya Padişah, Sadrazam, Harbiye Nezareti ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti bilerek seçip göndermişlerdi. Onlar, Çanakkale Savaşları sırasında kendini kanıtlamış olan Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa’nın seçkin bir komutan olduğunu biliyorlar ve Anadolu'daki problemleri genel istekler doğrultusunda çözebileceğine inanıyorlardı.

Öte yandan başkentte padişah ve hükûmet üyeleri Mustafa Kemal Paşa'nın Nutuk'da belirttiği gibi, mütareke dönemi atmosferinde bir yerde de şaşkınlık  ve aymazlık içinde idiler . Şurası bir gerçek ki, bu tayinde rolü olanlar Mustafa Kemal Paşa’nın gerçek amacını bilmiyorlardı. Bir başka görüşü savunanlara göre ise, Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'dan uzaklaştırılmak amacıyla IX.Ordu Kıt'aları Müfettişliğine tayin edildi . Bu yaklaşım pek inandırıcı olmadığı gibi, tutarlı da değildir. Uzaklaştırmak amacıyla gönderilmiş olsaydı, bu ölçüde geniş yetkiler vermeyecekleri gibi , tutuklarlar ve yahut da, İngilizler'e tutuklattırabilirlerdi.

Bilindiği gibi, Mustafa Kemal Paşa Anadolu'ya geniş hükûmet yetkisiyle gönderilmekte idi. Öte yandan Şevket Süreyya Aydemir'e göre ise, ne İngilizler, ne de Padişah ve hükûmet; Mustafa Kemal Paşa’nın yakınları olan Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Cevat Paşa ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye İkinci Reisi Kâzım (İnanç) Paşa'ya verdiği ipuçlardaki düşüncelerini bilmiyorlardı. Gerek hükûmet, gerekse saray olsun şimdilik Mustafa Kemal Paşa'yı destekliyorlardı. Nitekim, Yunanlı tarihçi Sakellaropulu'ya göre ise de, Mustafa Kemal Paşa, işgalcilere karşı örgüt kurmak maksadıyla, bizzat Osmanlı hükûmeti tarafından Anadolu'da görevlendirilmişti. 
           
Resmî görüşmeleri tamamlayan, büyük bir kısmını da çözümleyen Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya hareketini annesi Zübeyde Hanım ile kardeşi Makbule Hanıma da usulünce anlattı. Onun endişesi Anadolu’ya yönelik olarak yapacağı ve bu sonu olmayan yolculuğun ardında bıraktığı annesi ve kız kardeşinin durumu idi. Bu yüzden İstanbul’daki son gecesini annesiyle birlikte Akaretler’deki evde geçirdi. Mustafa Kemal Paşa, sabahleyin idealleri uğruna ailesiyle vedalaştıktan sonra, “Türk İstiklâl Mücadelesi”ni başlatmak üzere, Türk Milleti için kutsal sayılabilecek, sıkıntılı ama, ümitlerle dolu uzun bir yolculuğa çıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder