11 Temmuz 2006 Salı

Bafra Nebyan Dağı



TBMM, YUNANİSTAN'IN "PONTUS SOYKIRIMI" İDDİALARINI TARİHİ BELGELERLE ÇÜRÜTÜYOR...
1922 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükümeti Matbuat Müdüriyet-i Umumisi tarafından belgelere dayanılarak hazırlanan ve 1995 yılında TBMM Başkanlığı tarafından yeniden bastırılan "Pontus Meselesi" adlı kitapta, sözde "Pontus Soykırımı" tarihi belge ve resimlerle ortaya koyuluyor.

Kitapta, mübadele öncesi bölgede yaşayan Rumların kendi içinde çeteler kurarak Türk köylerine düzenledikleri baskınlarda yaptıkları mezalim anlatılıyor. KitaptaPontus hareketinin ilk olarak Merzifon Amerikan Koleji bünyesinde başladığı ve İngilizlerin desteğiyle silahlı eyleme dönüştüğü belirtiliyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasının ardından Rum çetelerinin büyük darbe yediği, bölgedeki Rum vatandaşlarının da iç bölgelere kaydırılması sırasında yine Rum çetelerinin baskınlar düzenleyerek kendi vatandaşlarını öldürdüğü, Osmanlı ordusunun ise tüm Rum kafilelerinin can, mal ve ırzlarının korunması için genelgeler çıkardığı kaydediliyor. 



İNGİLİZLER'DEN 10 BİN SİLAH
1. Dünya Savaşı'nın başlaması ve Osmanlı'nın bu savaşa dâhil olmasıyla birlikte seferberlik ilan edilir. Karadeniz Bölgesi'ndeki Rumlar bu seferberlik emrine uymayarak firar eder ve Rum çetelerine katılır. Osmanlı İmparatorluğu'nun bulunduğu savaş ortamındaki boşluktan yararlanan çeteler, bölgede eşkıyalık yaparak halka korku estirirken, ilk düzenli köy baskınını Aralık 1919'da Bafra'nın Nebyan bölgesinde başlatır.

TBMM tarafından hazırlanan kitapta, bu bölüm şöyle anlatılıyor:            
"Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra ordumuz küçülüp, bütün silahlarımız elimizden alınınca artık Türk hükümetinin Rum çetelerine Müslüman halkı savunmak için bile bir kuvvete sahip olmadığı görülünce kuvvete karşı her zaman zayıflık ve itibarsızlık gösteren ve hükümette acizlik gösterince hemen başını kaldıran Rum karakteri anında kendini göstererek Pontus çeteleri genel olarak saldırı durumuna geçmiştir.

Bizim elimizden silahlarımızın alınmasına karşı onlara açıkça yurt dışından silahlar getiriliyordu. İngilizler Samsun'a çıktıkları zaman Rum çetelerine 10 bin silah dağıttı. Sonra Pontus bölgesinde sayıları pek az olan Rumları çoğaltmak için Rusya'da oturan ve Bolşevik idaresinde yaşamayan Rumları, vapur vapur Samsun çevresine çıkarmaya ve bizim topraklarımıza yerleştirmeye başladılar.

Aynı zamanda böyle yurt dışından doldurmak suretiyle Müslüman nüfus çoğunluğuna yetişmek mümkün olmayacağı tabii olduğundan, çeteler artık çekinmeksizin ve açıkça İslam ezici çoğunluğunu ortadan kaldırmak için rasgele Müslümanları öldürmeye ve daha sonra köylere baskınlar yaparak katliamlar yapmaya başladılar. Rum çeteleri özellikle 13 bölgede mezalim yapmışlardır. Bunlar Bafra, Samsun, Çarşamba, Terme, Amasya, Merzifon, Köprü, Ladik, Gümüşhacıköy, Havza, Tokat, Erbaa ve Zara kazaları." 

MEZALİM BAŞLIYOR           
Kitapta Bafra'nın Nebyan bölgesinde silahlı eyleme başlayan Rum mezalimi şöyle anlatılıyor: 
"Nebyan bölgesinde özellikle 17 Rum köyü bulunuyordu. 17 Rum köyü seferberlik emrine uymadıkları gibi, aynı emre uymak istemeyen Bafra Rumları Nebyan'a katılmaya başladı. Nebyan'da  toplanan Rumlar yeterli güç ve gücün mevcudiyetine inandıktan sonra saldırıya geçtiler. Rum çeteleri ilk eylemi Kasnakçı Köyü'nde başlatmış, Müslüman köylüyü sırt sırta bağlayarak yakarak öldürmüşlerdir. Ondan sonra görevine giden jandarmayı, birliğine katılmaya çalışan bir askeri, tarlasında saban süren bir çiftçiyi öldürmüşler, yollarda rastladıkları Müslüman kadınlarının iffetine saldırmaya başlamışlardır.

İlk kanlı sahne Çağşur Köyü'nde sergilendi. Köyü baştan sona yaktılar, beşikteki çocuktan en yaşlı ihtiyarına kadar hepsini öldürdüler. Koşaca Köyü'nü de aynı şekilde toptan yaktılar, köy halkının tamamını öldürdüler. Boyalı, Türkmenler, Kasnakçı, Kuşkayası, Çepniler köyleri de bölüm bölüm yakıldı ve halkı yok edildi. Köyleri yağmaladılar, bütün hayvan ve eşyaları da götürdüler."

Kitabın tam 155 sayfası Rum çetelerinin Bafra, Samsun, Çarşamba, Terme, Amasya, Merzifon, Köprü, Ladik, Gümüşhacıköy, Havza, Tokat, Erbaa ve Zara'da yaptıkları mezalimlere ayrılıyor. Hemen her sayfada, hangi yörede ne kadar insanın, hangi çetelerin baskını sonucu öldürüldüğü, hangi mallarının yağma edildiği isimleriyle ve tarihi belgeleriyle birlikte anlatılıyor. 

Bu arada Osmanlı hükümeti Mustafa Kemal Paşa'yı çok geniş yetkilerle donatarak Samsun'a gönderdi. Harbiye Nazırlığı'nın kendisine verdiği talimatın 1. maddesi "Bölgede iç asayişin iade ve devamı ve bu asayişsizliğin sebeplerinin tespiti" şeklinde yazılmıştı. Mustafa Kemal Paşa bölgeye geldikten 2 gün sonra 21 Mayıs'ta Sadrazamlığa gönderdiği şifreli telgrafta durumu şöyle açıklar:

"Pontusçu Rumların bölgedeki liderleri Samsun Metropoliti Termanos'tur. Bölgedeki Rum nüfusunun artırılması için Rusya'dan göçmen getirilmekte ve deniz yoluyla getirilen çeteler kıyılardan içeri sokulmaktadır. Bölgede 40 kadar Rum çetesi vardır. Türkler de bunların saldırılarından korunmak maksadıyla 13 direniş grubu teşkil ettirmişlerdir. Bölgedeki asayiş kuvvetleri yetersiz kalmaktadır."

 Mustafa Kemal Paşa, Türk çetelerinin en kalabalık ve kuvvetlisinin reisi olan, Giresun'da faaliyet gösteren Topal Osman isimli Osman Ağa'ya her türlü desteği vererek, Rum ve Ermeni çetelerini bitirme mücadelesine girmişti. Osman Ağa, Rum çetelerini kısa süre sonra bitme noktasına getirmiş, elinden kurtulanlar da Lozan'da imzalanan mübadele anlaşması uyarınca Yunanistan'a gitmişlerdi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder