30 Ekim 2006 Pazartesi

Yazıyor, Yazıyooor: Hafıza-i Beşer Nisyan ile Malûl Değil!




Baki Sarısakal, son 3 yıldır ‘100 Yıl Önce Samsun Basını’nda Bu Hafta’ isimli köşeyi hazırlıyor. Haftalık yayınlanan yerel Barış gazetesinde bir asır önce aynı hafta içinde kent gündeminde nelerin yer aldığını okura sunan Sarısakal, Samsun’da Türkler tarafından yayınlanan ilk gazete Aks-i Sada’da (Anadolu Sesleri) yer alan haberleri sadeleştiriyor. Sarısakal, “O gün haberleri hazırlayanlara hakim olan ana dürtünün cehaletle mücadele olduğunu görüyoruz. Bugünkü basın yayım organlarına yön verenlerin böyle bir derdi yok.” diyor.


Baki Sarısakal, hafıza adını verdiği geçmişi kaynaklarından araştırmayı seven bir isim. Eski fotoğraflar, sağlık, eğitim gibi konularda araştırmalar yapan Sarısakal, gazetenin en çok okunan bölümlerinden birini hazırlıyor. Kimi zaman yangın, kimi zaman sel kimi zaman pazarın pahalılığı ya da faytonların yaptığı trafik kazalarından bahseden Sarısakal, kimi zaman da Pontusçuların faaliyetlerine karşı yapılan yayınlara yer veriyor. Sarısakal, başarılı bulduğu Aks-i Sada için, “O zamanın hayatının bütün yönlerini yansıtıyor. Gazeteyi takip ettikçe sadece bir alana sıkışmadığını, içtimai hayatın bütün birimlerinden haber verilmiş. Bir konu ile ilgili verilen haberler doyurucu. İmkansızlıklara rağmen, ki telefon yok, internet yok, haber alamama sorunu yok. Osmanlı Türkiye’sinde ne oluyorsa onu Aks-i Sada’da bulmak mümkün.” diyor.

Yaptığı işin Türkiye’de bir ilk olduğunu aktaran Sarısakal, “O zaman Türk-Rum-Ermeni ya da diğer dinlere mensup azınlıklar hiçbir zaman olmadığı kadar bir arada, iç içe yaşamışlar. Tâ ki birileri gelip bu insanları kullanarak ayrımcılık yapmaya çalışana kadar. Bütün bunları da gazeteleri takip ederken görebiliyorsunuz.” diye konuşuyor.

Haberlerin satır aralarını okumanın da ayrı bir tat verdiğini aktaran Sarısakal, halkı aydınlatma, cehaletle mücadele, insanları uyandırma gibi amaçların, Cumhuriyet’in kurulmasından çok önce temel bakış açısı olduğunu söylüyor. “Temel yayın ilkelerinden birisi de hürriyet ortamından herkesin istifade edebilmesi. İnsanların aklına hitap etmeye çalışılmış. Aradan geçen 100 sene ve bir dizi değişime karşın metinleri çok doyurucu buluyorum.” diyor Sarısakal.

Sarısakal, Samsun’da Aks-i Sada’dan sonra çıkan Doğru Sada, Ahali gibi gazetelerde yer alan haberleri de işin içine katarak, 1945 yılına kadar gelen gazeteleri yayınlamak istiyor. Sarısakal, müzayedelerde, açık artırmalarda bin bir zahmet içinde toparladığı gazeteleri yayın haline getirmek istiyor.

100 yıl öncesinden örnekler
Saçaklardaki buzlar: Evlerimizin saçaklarını tezyin etmekte bulunan buz sütunlarının sokaktan geçenler için bir tehlike teşkil edeceğini hatırlamalıyız. Hava biraz yumuşar gibi oldu. Karlar erimeye başladı. Hane saçaklarında bulunan buzların da erimesine meydan veriyor. Bunlardan biri sokaktan geçen bir zavallının başına düşebilir. Bunun önüne geçebilmek için buzları kırmalıyız. Ufak bir zahmet büyük acılar tevellüt etmesi muhtemel olan şu görünür kazaların def edilmesine mucip olacak. Pencerelerden bu buzların değnekle düşürülmesi memnudur.

Haydi biz de görelim: Atina’da münteşir Pervini gazetesi ‘hazırlanalım’ ser levhası ile bir baş makale yazmış: ‘Yemen’de müthiş bir isyan var. Bu isyan memalik-i Osmaniye’nin her tarafına sirayet edecektir. Bunun üzerine Osmanlı hükümeti hudud boylarındaki askerlerini bulundukları mahalden çekerek isyanları bastırmak üzere sevk eyleyecektir.’ Pervini’nin söylediklerini bizce hiçbir ehemniyeti olamaz. Bilhassa böyle hayalpervane olursa.

Şehrimizde her şey niçin pahalı: Şehrimize hele son birkaç aydan beri bir hal oldu. Her şey ateş pahasına. Bakkalların ifadesine göre hilesiz olduğuna bilzarure inanılan sade yağın kıyyesi yirmi kuruşa, kömür, odun, soğan, sarımsak, pirinç, fasulye, nohut, meyveler, hasılı ihtiyacatı zaruriyeyi teşkil eden mahsulat fiyatı gittikçe yükseliyor ve insan hükümetin, belediyenin bir türlü intizar dikkat ve ehemniyetini celb edemeyen şu hale bakıyor da Samsun’un terakki konusunda bir gün Amerika’yı bile geride bırakacağına teslime mecbur oluyor. Samsun’daki fiyat artışlarının merkezi Saathane Meydanı’dır. İşte miktarı bir kaça baliğ olan muhtekirler bu meydanda gecelemekte ve her ne gelirse ‘kapama’ usulü ile ele geçirerek esnafa istedikleri fiyat ile devretmektedirler. Binaenaleyh başlıca sermayeleri cahil köylüleri tam vaktinde avlamak üzere geceyi uykusuz geçirmekten ibarettir.

Uyanık olalım: Yine her tarafı kara duman sarmağa başladı. El dayağından kurtardığı, namerd pençesinden kurtardığı insanların yüzünden kaç defa evladının öz kanını döken bu millet bugün sanki yaptığı o iyiliklerin cezasını çekmeye borçlu bulunuyor. Ey bir zamanlar bütün cihanı adalet nuru hakikat ziyasıyla dolduran Osmanlılık senin bugünkü zayıflığına can mı dayanır?
/Yasin ÇANAKÇI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder