27 Ekim 2006 Cuma

Mobil Santral TBMM' de -V

TÜRKİYE ‘NİN ENERJİ DURUMU
4.1  2002 Yılı Türkiye Toplam Elektrik Enerjisinin Üretim ve Tüketim Analizi
1970 yılına kadar Etibank bünyesinde yürütülen elektrik enerjisi faaliyetleri Türkiye Elektrik Kurumunun (TEK) kurulmasıyla bu kurum tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Mayıs 1994 tarihinde TEK ikiye bölünerek elektrik enerjisi üretim ve iletim faaliyetleri TEAŞ, dağıtım faaliyetleri TEDAŞ tarafından yürütülmüştür. Dünyada oluşan yeniden yapılanma çalışmalarına paralel olarak ülkemizde de üretim, iletim, elektriğin ticareti faaliyetlerinin ayrılmasına karar verilmiş ve TEAŞ 01.10.2001 tarihinde üçe bölünerek üretimden Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ), iletimden Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), elektrik ticaretinden Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. (TETAŞ) sorumlu olmuştur. (EÜAŞ, 2003)

Türkiye toplam enerji ihtiyacının irdelenmesi TEK’in kurulduğu 1970 yılından bu yana yapılan toplam üretimler ve artışlar ve 1995-2002 yılları arasında Türkiye’deki üretim-tüketim artışı yüzde olarak Tablo 28’de verilmiştir.

Yukarıdaki tabloya göre 1995-2002 yılları arasındaki süreç içerisinde Türkiye’nin ortalama tüketim artışı % 6,98 olarak, üretim artışı ise % 6,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu tabloda tüketim artışına paralel bir üretim artışı görülmektedir.


4.2  2002 Yılı Türkiye Elektrik Enerjisi İhtiyacının Karşılanmasına Kuruluşların Katkısı
Tablo 29’dan  görüleceği üzere, 2002 yılında toplam tüketime sunulan 132.987,7 milyon kWh’ın 3.588,2 milyon kWh’i ithal, 435,1 milyon kWh’ı ihraç edilmiştir. Fiilen üretilen 129.399,5 milyon kWh’ın 3.208,8 milyon kWh’ı mobil santrallerden üretilmiş bu rakam 2002 yılı Türkiye Elektrik Enerjisi ihtiyacının karşılanmasına % 2,41 katkı sağlamıştır.

 Tablo 30’dan görüldüğü üzere, 2002 yılında tüketime sunulan 132.987,7 milyon kWh’lık enerjinin; (EÜAŞ, 2003)

95.563,2 milyon kwh (%71,9)’lik bölümü termik kaynaklardan,
48,0 milyon kwh rüzgar kaynağından,
104,6 milyon kwh (%0,1)’lik bölümü jeotermal kaynağından,
33.683,7 milyon kwh (%25,3)’lik bölümü hidrolik kaynaklardan,
35.88,2 milyon kwh (%2,7)’lik bölümü yapılan ithalatla sağlanmıştır.

4.4 Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Planlama Kriterleri
Enerji sektörünün temel amaç ve politikaları, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca hazırlanan Beş Yıllık Kalkınma Planları ve Yıllık Programlar içinde kapsamlı olarak yer almaktadır.

Değişen zaman ve konjonktüre bağlı olarak bu amaç ve politikalarda değişiklikler olabilmektedir. Özellikle küreselleşme, sektöre özel kesimin çekilmesi, yeni finansman kaynaklarının oluşturulması, rekabetçi serbest piyasa uygulamaları çerçevesinde özelleştirme ve yeniden yapılandırma çabaları bu amaç ve politikalara yön verebilmektedir.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (8.BYKP) elektrik enerjisi ile ilgili amaç ve politikalar aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır: (DPT, 2003)

Enerji sektöründe temel amaç, artan nüfusun ve gelişen ekonominin enerji ihtiyaçlarının sürekli ve kesintisiz şekilde ve mümkün olan en düşük maliyetlerle, güvenli bir arz sistemi içinde karşılanabilmesidir (8.BYKP madde 1416).
Elektrik sektörünün optimal bir sistem anlayışıyla geliştirilmesi esastır (8.BYKP madde 14l9). Bu doğrultuda ''elektrik açığına ve fazlalığına yer vermeyen, sistem yük ihtiyaçlarına uygun büyüklük ve tipte seçilmiş projelerle geliştirilmiş bir elektrik üretim sistemi (8.BYKP madde 1422)'' hedef alınmaktadır.
Uzun vadeli gaz alımlarına ait girişimler, elektrik sektöründeki optimal sistem gelişim planları ve konut ve sanayi gelişim plan ve politikaları çerçevesinde geliştirilmelidir (8.BYKP madde 1424).
Bu politikaların ortaya koyduğu temel yaklaşım, elektrik ihtiyaçlarının optimal bir sistem yaklaşımı içinde, teknik, ekonomik ve çevresel kriterler dikkate alınarak sektör ve ülke açısından en doğru kaynak tercihleriyle güvenli ve düşük maliyetli bir üretim ve iletim-dağıtım sistemiyle karşılanması olarak özetlenebilir.

Bu temel amaç ve politikalara karşın, özellikle son on beş yıldır, 3096 sayılı Kanun çerçevesinde sürdürülmeye çalışılan Yap-İşlet-Devret, Yap-İşlet, İşletme Hakkı Devir modellerini de içeren özelleştirme çalışmaları nedeniyle sağlıklı bir yatırım planlaması ve uygulaması içine girilememiştir. Özel kesim projelerinin gerçekleştirilmesine öncelik verilmiş; kamu projeleri, finansman yetersizlikleri de dikkate alınarak yavaşlatılmış veya askıya alınmış ancak özel kesimden beklenen yatırımların planlı bir şekilde yürütülememesi ve gerçekleştirilememesi sonucu belirli dönemlerde enerji açığı tehlikesi ortaya çıkarken, diğer dönemlerde alım garantili, aşırı atıl üretim kapasiteleri ciddi sorunlara dönüşmüştür.

DPT Müsteşarlığınca bu gelişen şartlar paralelinde, yıllık ekonomik programlara ve resmi yazılara taşınan makro bazda ve proje bazında görüş, uyarı ve alternatif politika yaklaşımlarında bulunulmuştur. Buna göre ''Enerji planlaması çalışmasının amacı ülkemizin gelecek yıllardaki elektrik enerjisi ihtiyacının optimal sistem gelişim planlaması çerçevesinde kaliteli, kesintisiz, güvenli ve mümkün olan en düşük maliyetle karşılanmasını temin etmektir. Böyle bir çalışmanın çevre, teknoloji, arz güvenliği, enerji kaynakları, ekonomi, finansman ve talep gibi parametreleri de içerecek ve bölgeler itibariyle arz-talep dengesizliğine yol açmayacak tarzda elektrik sektöründe optimizasyonun sağlanması gerekmektedir” denilerek o dönem için elektrik arz-talep planlaması yaklaşımı içinde;

· Yeni proje çalışmalarının 2007 yılı ve sonrası için yapılması,

2007 yılı sonrası için proje önerilirken ihtiyacın üzerinde proje önerilmemesi,
TEAŞ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak optimal sistem gelişim planlarına uygun projeler üzerinde durulması,
Doğal gaz ihtiyaçlarının bu çalışma paralelinde belirlenmesi; doğal gaz ithal bağlantılarının ve boru hattı projelerinin bu ihtiyaçlar ile konut ve sanayi sektörlerinin taleplerini karşılayacak tarzda planlanması,
Bölgesel arz-talep dengelerine dikkat edilmesi, enerji açığı bulunan bölgelerdeki projelere öncelik verilmesi,
Optimal sistem planı ile belirlenen projelerin ihale veya görüşme yöntemiyle seçiminde en düşük elektrik tarifesine ulaşılmasının sağlanması,
Yerli kaynak payını artırmaya yönelik olarak yurt içi kaynaklara dayalı projelere öncelik verilmesi,
Başta hidrolik ve rüzgar olmak üzere yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına, iletim hattı imkanları dikkate alınarak öncelik verilmesi,
Kaynak güvenliğinin sağlanması amacıyla kaynak çeşitlendirilmesine gidilmesi,
Enerji kaynaklarını en etkin ve verimli şekilde kullanan ve çevresel etkileri en az düzeyde olan yeni teknolojilerin kullanılmasına önem verilmesi,
gibi kriterlerin dikkate alınması gereği ifade edilmiştir.

DPT Müsteşarlığınca benzer şekilde Yüksek Planlama Kurulu Sekreteryasına hitaben yazılan 4.8.2000 tarih ve AHD-54, İSKGM-88,MY-134 sayılı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına hitaben yazılan 7 Ağustos 2000 tarih ve 3172 sayılı  ve Başbakanlık ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına hitaben yazılan 20 Eylül 2000 tarih ve 3638 sayılı yazılarımızda elektrik enerjisi arz-talep planlaması yapılırken o gün için uygulanması gerekli görülen kriterler aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:

2000-2002 dönemi için Hazine garantisi kapsamına alınması uygun görülen projeler de dikkate alınarak, enerji planlaması çalışmalarında belirlenen makul yedekli enerji ihtiyacını karşılayacak şekilde proje önerilmesi,
İlgili şirketlerden söz konusu projelerin 2001 ve 2002 yıllarında işletmeye alınacakları konusunda teminat ve taahhüt alınması. Projelerin bu tarihlerde işletmeye girmemeleri halinde takip eden ve enerji fazlası görülen 2003 ve 2004 yıllarında enerji alım anlaşma ve garantilerinin uygulanmaması,
TEAŞ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan optimal sistem gelişim planlarına uygun projeler üzerinde durulması,
Doğal gaz ithal plan ve bağlantılarının dikkate alınması, doğal gaz açığına ve fazlalığına yol açılmaması,
Bölgesel elektrik arz-talep dengelerine dikkat edilmesi; böylece atıl iletim yatırımlarının ve iletim kayıplarının engellenmesi,
Projelere yüksek eskalasyon uygulanmaması,
Daha önceki dönemlerde, o dönemin konjonktüründe yüksek tarifelerle anlaşılmış olan projelerde tarifelerin aşağıya çekilmesi. Benzer şekilde, daha önce ikili görüşmelerle belirlenmiş projelerdeki tarifelerin, alternatif projelerde ihale yöntemiyle elde edilmiş tarifeler düzeyine çekilmesi,

Enerji arz (kaynak) güvenliğinin sağlanması amacıyla kaynak çeşitlendirmesine gidilmesi,

Yerli kaynak payını artırmaya yönelik olarak yurt içi kaynaklara dayalı projelere öncelik verilmesi,
Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme politikası çerçevesinde, tarifelerinin en son ihalelerde elde edilen düzeylere çekilmesi ve iletim hattı imkanlarına bakılması kaydıyla, rüzgar projelerine destek verilmesi,

Enerji kaynaklarını en etkin ve verimli şekilde kullanan ve çevresel etkileri en az düzeyde olan yeni teknolojilerin kullanılmasına önem verilmesi,

 İhalesi henüz sonuçlanmamış ve firması belirlenmemiş projelerin önerilmemesidir.
Görüleceği üzere sektörde temel amaç ve hedefler aynı kalmak kaydıyla uygulamaya yönelik politika ve kriterler zaman içinde gelişmeler ve değişen şartlar paralelinde farklılıklar gösterebilmektedir. (DPT, 2003)


4.5  1995-2003 Dönemi  Elektrik Arz-Talep Planlaması
Elektrik talebi, esas itibariyle nüfus artışına, ekonomik gelişime ve sanayiin yapısına bağlı olarak gelişme göstermektedir. Bu nedenle elektrik talep projeksiyonları nüfus artışı ve ekonomik büyüme hedefleri baz alınarak yapılmaktadır. Nüfus artışı ve ekonomik büyüme değerleri hedeflerin üzerinde oluşurken talep değerleri büyümekte, tersine nüfus artış hızı ve ekonomik büyüme hızı değerleri hedeflerin altına düştüğünde elektrik talebindeki gerçekleşmeler de öngörülen değerlerin altına düşmektedir. (DPT, 2003)

Bu açıklama doğrultusunda son dört plan döneminde de elektrik talep projeksiyon değerleriyle gerçekleşmeler arasında farklılıklar izlenmektedir. Çalışma konusu dönemde yer alan 2000 yılı için 7 .Beş Yıllık Plan elektrik talep tahmini 122 milyar kWh olarak öngörülmüş, ancak tüketim 128,3 milyar kWh olarak gerçekleşmiştir.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yazılan 10 Mayıs 1993 tarih ve 2348 sayılı DPT yazısında, ülke elektrik talebinin 2000 yılında 127 milyar kWh'e yükseleceği, 1993 yılında yeni projelere başlanılmadığı taktirde 1996 yılını takiben sistemde açık olacağı ifade edilmektedir.

Daha sonraki yılarda yapılan birçok arz-talep çalışmasında da benzer sonuçlara ulaşılmış, 2002 yılı ortalarına kadar enerji arzında yetersizlik olduğu, dönem için ek proje ihtiyacı bulunduğu ortaya konmuştur.

30 Haziran 1999 tarih ve 2253 sayılı dağıtımlı DPT yazısında ise 1999-2002 döneminde sistem üretim kapasitesinin yedekli sistem ihtiyacının 8-13 milyar kWh arasında altında kalacağı tahmininde bulunulmaktadır.

Nitekim 1996 yılından itibaren mevcut sistem tarafından elektrik talebinin karşılanmasında problem yaşanmaya başlanmış, talebin karşılanması için hidrolik santrallere aşırı yüklenilen bir dönem yaşanmıştır. Hidrolik santrallerde kapasite kullanım oranı 1 996 yılında %111, 1997 yılında %108, 1998 yılında %114 ve 1999 yılında %92 olarak gerçekleşmiştir. Hidrolik santrallere bu aşırı yüklenme sonucu baraj rezervuarlarında su miktarları tehlikeli düzeylere düşmüş ve hidrolik santrallerden elde edilen elektrik üretimi takip eden üç yılda ciddi şekilde azalmıştır. Hidrolik santraller kapasite kullanım oranı 2000 yılında % 77, 2001 yılında % 57, 2002 yılında % 77 düzeyinde kalmıştır. Bunun sonucunda mevcut üretim sistemi, yeterli düzeyde bir yedek kapasite oranına sahip olunmasına rağmen talebi karşılamakta zorlanmış, elektrik ithalatına gidilmek durumunda kalınmıştır. (DPT, 2003)

Hidrolik santrallerde düşük su düzeylerinde türbin kanatları için zararlı bir işletme sürdürülürken, aşırı ihtiyaç ve yüklenme nedeniyle termik santrallerde düzenli bakım ve revizyon çalışmaları yapılamamış, başta kazanlar olmak üzere tesislerde ciddi problemler ortaya çıkmış, santral ömürlerinden kaybedilmiştir. Takip edilen politikalar paralelinde kamu projelerinin askıya alınmaya çalışıldığı bu dönemde, 3096 sayılı Kanun çerçevesinde yürütülen Yap- İşlet -Devret projelerine öncelik verilmesine ve ilgili Bakanlıkça alım garantili yüksek tarifeli anlaşmalarla özel şirketlerin önü açılmaya çalışılmasına rağmen bu projelerden beklenen katkı alınamamış, enerji açığı riski ortaya çıkmıştır. Bu riskin önlenebilmesi ve kamu proje stoğu içinde yedek proje yaratılabilmesi amacıyla Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı talebiyle TEAŞ Genel Müdürlüğü Yatırım Programına 1997 yılında Tunçbilek, Soma-C, Kangal IV ve Çayırhan Linyit Santralı Projeleri ile Ambarlı Fuel-Oil Santralı Projesi dahil edilmiştir. (DPT, 2003)

Ancak Yap-İşlet Projelerinin gündeme gelmesi ile bu projelere girilmesine gerek kalmamıştır. Bununla beraber Yap-İşlet-Devret projelerindeki belirsizlik ve 1998-2002 döneminde ortaya çıkması beklenen enerji açığı nedeniyle ek tedbirler alınması gereği duyulmuş ve Mobil Santraller bu amaçla gündeme getirilmiştir. Sonuçta Yap-İşlet-Devret projelerinden, her türlü desteğe rağmen beklenen katkının alınamaması, enerji açığının kapıya dayanması sonucunda acil, hızla işletmeye girebilecek, pahalı çözümlere yönelmek zorunda kalınmıştır. Bunun yanı sıra açığın daha da azaltılması amacıyla Bulgaristan'dan ilave elektrik ithali için anlaşmaya girilmiştir. Nitekim aynı yaklaşım içinde özel şirketlerle yapılan mobil santral anlaşmalarına ek olarak 1999 yılında TEAŞ Genel Müdürlüğü programına 4x20=80 MW'lık bir proje dahil edilmiştir. (DPT, 2003) 


DPT Müsteşarlığınca bu dönem için Beş Yıllık Plan ve Yıllık Programlarda hedef alınan ekonomik büyüme hızları baz alınarak yapılan elektrik arz-talep projeksiyonları daima 2002 yılı ortasına kadar enerji açığı göstermiştir. Bakanlık çalışmalarında bu açık daha yüksek değerlerdedir. Ancak 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz ve sonrası ekonominin önemli oranda küçülmesi ve durgunluğa girilmesi nedeniyle elektrik talep projeksiyonlarında önemli sapmalar oluşmuş, beklenen talep artışı gerçekleşmemiş, başta Yap-İşlet ve mobil santraller olmak üzere son dönemde işletmeye giren bütün projeler atıl kapasite yaratır duruma düşmüşlerdir. Tablo 31’de Beş Yıllık Kalkınma Planlarında elektrik talep projeksiyonlarını ve gerçekleşmelerini vermektedir. (DPT, 2003)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder