27 Ekim 2006 Cuma

Mobil Santral TBMM' de -IV

3. BÖLGENİN MEVCUT KİRLİLİK DURUMU

3.1 Toprak Kirliliği
Arazi ve verimli tarım alanları, endüstriyel emisyonlardan, sıvı ve katı atıklardan çeşitli şekillerde etkilenmekte ve kirlenmektedir. Yapılan araştırmalar, hava kirliliği ve asit yağmurlarından, kirlenmiş sulardan, katı atıklardan ve zirai mücadele ilaçlarından toprakların kirlendiğini göstermektedir.

Çeşitli endüstriyel, egzoz ve ısınmadan kaynaklanan gazlar topraklara ve üzerindeki bitkilere, doğal vejetasyona ve toprağın ekolojik yapısına etki etmektedir. Havaya verilen gazlar içinde başta SO2 olmak üzere NOx , HF ve HC gibi kirletici emisyonlar ve oluşturduğu asit yağmurları bitki ve toprak üzerinde zararlı etkilere neden olmaktadır. Kirletici gazlar içinde bulunan partikül maddelerin taşıdığı Cu, Mn, Sn, Hg, Cd, As, Ni ve benzeri ağır metal ve 17 element toprak ve bitkiler üzerine toplanmaktadır.

2000 yılında, İlde faaliyet gösteren Samsun Gübre Sanayi (TÜGSAŞ) ve Karadeniz Bakır işletmelerinin ekim alanlarına olan etkileri araştırılmıştır. Çalışmalar sonucunda topraktaki kalıntı kirleticilerin miktarları yüzey katlarında fazla olup, özellikle Demir, Bakır, Flor birikimi belirlenmiştir. Ayrıca, pH da düşme saptanmıştır. Alınan toprak örneklerinin analizi fabrikalar çevresindeki alanların rüzgar yönüne bağlı olarak 3-6 km arasında yoğun Flor, Demir ve Bakır emisyonu etkisinde kaldığını göstermiştir. Buna bağlı olarak da toprak yüzeyinde asitleşme etkisi göstermiştir.

Samsun ilinde özellikle tarımsal ilaçların ve gübrelerin neden olduğu kimyasal kirliliğin çok fazla olduğu bilinmektedir. Bu yolla kirlenen toprakların aynı zamanda çeşitli yollarla yeraltı sularını, akarsuları, denizleri kirlettiği, kirli sularla sulanan topraklarda zararlı maddeler biriktiği bilinmektedir. Örneğin tarımsal üretimi artırmak için Yeşilırmak Havzasında (Çarşamba Ovası) yoğun bir gübreleme ve zirai mücadele yapılmaktadır. Havzada genelde tüm tarım ürünleri ortalaması dekara 3-20 kg arasında ticari gübre atılmaktadır. Ayrıca genellikle büyük ve küçükbaş hayvanların katı ve sıvı dışkıları ile yataklık olarak kullanılan sap, saman gibi maddelerden meydana gelen ahır gübresi de ova tarımında çok yoğun olarak kullanılmaktadır. Yörede dekara yaklaşık olarak 300-400 kg ahır gübresi kullanılmaktadır.

Yeşilırmak Havzasında bir yılda kullanılan ahır gübresi yaklaşık olarak 28.000 ton civarındadır. Bu miktarın yaklaşık %25'i Amonyumnitrat, %75'i ise Amonyumsülfat gübresidir. Her türlü tarımın yapıldığı Çarşamba Ovasında yüksek oranda pestisit kul- Ianılmaktadır. Uygulanış biçimleri ve dozaj durumları çok değişik olan bu uygulama sonucu Yeşilırmak, İlde en çok bu yollarla kirletilmektedir.

3.2 Katı Atıklardan Kaynaklanan Kirlilik
Evlerden çıkan çöplerle birlikte, endüstriyel, ticari, madencilik tarım faaliyetleri sonunda ortaya önemli miktarda katı atıklar çıkmaktadır. Bu atıkların toplanması ve depolanması çeşitli şekillerde arazi kaybı ve toprak kirliliğine neden olmaktadır.

Son yıllarda görülen nüfus artışıyla birlikte hızlı şehirleşme ve sanayileşme tüketimin çeşitlenerek artması hayat standartlarının değişmesi, kişi başına düşen katı atık miktarını yükseltmiştir. Ancak katı atıkların toplanması ve imhasında henüz istenilen seviyeye ulaşılamamıştır. Kent çevrelerinde oluşturulan çöp sahaları hem toprağı kullanılamaz hale getirmekte hem de başta sağlık olmak üzere çeşitli çevre sorunlarına neden olmaktadır.

Çeşitli faaliyetler sonucu meydana gelen atıklar genelde hiçbir işleme tabi tutulmaksızın toprak veya su gibi alıcı ortamlara verilmektedir. Özellikle kentte il merkezi ve ilçelerin büyük bir problemi olan çöpler arazilere gelişigüzel bırakılmakta ya da gömülmektedir. Toprak bu yolla hem mikrobiyolojik açıdan kirlenmekte hem de katı atıklardan sızan sular yeraltı sularını ya da akarsuları kirletmektedir.

Türkiye'de olduğu gibi Samsun'da da nüfus artışı ve endüstriyel faaliyetlerle birlikte şehirleşmede hızlı bir gelişim içindedir. Refah düzeyi yükseldikçe tüketim ve bunun sonucu olarak da kişi başına düşen çöp ve katı atık miktarında artmaktadır. Samsunda çöp toplama işlemi alt belediyelerce yapılmaktadır. Samsun merkeze bağlı 4 adet belediye bulunmakta olup, bu belediyeler Gazi, Canik, ilkadım ve Atakum belediyeleridir.

3.3 Su Kirliliği
Yüzeysel Su Kaynakları:

Su Kaynağı ve  Kirlenme Nedenleri

Karadeniz; Evsel sıvı atık, evsel katı atık, sanayi atıkları, zirai faaliyetler, denizcilik
Kızılırmak; Evsel atıksular, evsel katı atık, sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Yesilırmak; Evsel atıksular, evsel katı atık, sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Mert Irmağı; Evsel atıksular, evsel katı atık, sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Kürtün Çayı; Evsel atıksular, evsel katı atık, sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Yılanlı Dere; Evsel sıvı atık, evsel katı atık, sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Engiz Deresi; Evsel sıvı atık, evsel katı atık, sanayi atıkları, zirai faaliyetler


Yeşilırmak : Yeşilırmağın önemli yan kolları Kelkit Nehri, Alavca Suyu, Çekerek Irmağı, Mecitözü Deresi ve Tersakan çayıdır. Yeşilırmak havza sınırları içinde Tokat, Çorum, Amasya illeri ile Kelkit, Refahiye, Niksar, Suşehri, Akdağmadeni, Alaca, Merzifon, Kavak, Çarşamba ilçeleri yer almaktadır. Yeşilırmak doğal sediment yükü ile kalite sınıfı açısından sorunlu bir akarsudur. Kelkit çayı Dicle'den sonra en fazla alüvyon yüküne sahip ikinci akarsuyumuzdur. Ancak Yeşilırmak alüvyonlarını dinlenme sırasında Almus Barajına bırakır.

Özellikle yaz aylarında sanayii atık sularından dolayı Yeşilırmak ve kollarında bor, deterjan, arsenik, gres ve KOİ değerlerinin standartlarının üzerinde olduğu ve nehirden sulanan topraklarda da bor, antimon ve arsenik derişimlerinin yüksek boyutta olduğu daha önce yapılan çalışmalardan anlaşılmaktadır.

Kızılırmak: Kızılımağın önemli yan kolları Tecer Suyu, Boğazlıyan Çayı, Delice Irmağı, Karadere, Devrez Çayı, Dadı Çayı ve Gökırmaktır. Genel olarak Kızılırmağın çözünmüş oksijen açısından normal olduğu, toplam çözünmüş madde açısından da kalitesinin II. Sınıfa kadar düştüğü daha önce yapılan çalışmalarda belirlenmiştir.

Tablo 13 ve 14 incelendiğinde, Toplam Koli, E-koli ve Fekal  Streptekok parametrelerinin dışındaki diğer parametrelerin, Türk  İçme Suyu Standartlarına, Avrupa Topluluğu Standartlarına ve WHO standartlarına uygun olduğu gözlenmiştir. Ancak tablolardan anlaşılacağı üzere baraj çıkışından alınan numunelerde mikrobiyal kirliliğin söz konusu olduğu belirlenmiştir. Baraj çıkışının sıkı denetime tutularak bu kirliliğin önlenmesi gerekmektedir. İçme suyu arıtma tesisi çıkışından alınan numunelerin analizleri SASKİ tarafından yapılmaktadır. Ek-1’de verilen  analizler incelendiğinde mikrobiyal kirliliğin arıtım sonrasında çözümlendiği belirlenmiştir.



3.4 Hava Kirliliği
Isınma, endüstri tesisleri ve motorlu taşıtlar hava kirliliği oluşumuna neden olan kaynaklar olup, her ne sebeple olursa olsun fosil yakıtların (fuel-oil, kömür ve doğalgaz gibi) yakılması sırasında, ortam oksijeninin ve yanma sıcaklığının az veya fazla olması gibi etkenlerden dolayı açığa çıkan gaz artıklar (karbon monoksit, kükürt oksitler, azot oksitler, hidrokarbonlar vb.) ve partikül maddeler atmosfere karışarak hava kirliliğine neden olmaktadırlar.

3.4.1 Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği
Kentlerimizdeki hava kirliliği özellikle ısınma döneminin başlaması ile birlikte artış göstermektedir. Kış aylarında ısınmadan kaynaklanan hava kirliliğinin temel sebepleri arasında; ısınmada düşük vasıflı yakıtların iyileştirilme işlemine tabi tutulmadan kullanılması, yanlış yakma tekniklerinin uygulanması ve kullanılan kazanların işletme bakımlarının düzenli olarak yapılmamasını sıralamak mümkündür.  Bunların yanı sıra hızlı nüfus artışı ve kentlerde nüfus yoğunlaşması, topografik ve meteorolojik şartlara göre şehirlerin yanlış yerleşmesi ve dolayısıyla çarpık kentleşme şehirlerimizde görülen hava kirliliğini artıran etkenler arasında yer almaktadır.

Isınmadan kaynaklanan hava kirliliğinde konutlarda kullanılan yakıt niteliğinin etkisi büyük olduğundan, Çevre ve Orman Bakanlığı’nca, illerde yapılan hava kirliliği ölçümlerinin sonuçlarına göre illerin kirlilik dereceleri belirlenmektedir. İllerin kirlilik derecelerine göre kullanacakları kömür özellikleri Çevre ve Orman Bakanlığı, Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı ve ilgili diğer kuruluşların görüşleri alınarak belirlenmiş olup, 17 Mayıs 1999 tarih ve 6260 sayılı Başbakanlık yazısı ile Valiliklere gönderilmiştir.

Samsun İlinde Sağlık Bakanlığı Bölge Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü tarafından hava kirliliği ölçümleri (kükürt dioksit ve Partikül Madde) yarı otomatik bir cihazla il merkezinde yapılmaktadır. Hava kirliliği  ölçüm sonuçları, her  ay Valilik tarafından Çevre ve Orman Bakanlığına gönderilmektedir. Türkiye’de kış sezonu itibariyle yoğun bir hava kirliliği yaşandığından hava kirliliği değerlendirmelerinde Ekim-Mart dönemi ölçüm sonuçları göz önüne alınmaktadır. 1997-2002 yılları itibariyle Samsun ilinde kükürt dioksit ve Partikül Madde hava kirliliği değerleri Tablo 15 ve Tablo 16’de yer almaktadır.

Yapılan ölçüm sonuçları her yıl aylık olarak Valilik tarafından Çevre ve Orman Bakanlığına gönderilmekte olup, gelen bu ölçüm sonuçları kış sezonu itibariyle değerlendirilmekte ve  SO2 ve PM açısından 120 µg/Nm3 üzerinde olan iller 1. derece, 120-60  µg/Nm3 arasındaki iller 2. derece ve 60 µg/Nm3 altı 3 derece kirli iller olarak değerlendirilmektedir.

Bu kapsamda, Tablo 15’deki kış sezonu ortalama değerleri incelendiğinde Samsun ili özellikle  2001-2002  ile 2002-2003 yıllarında  kükürt dioksit açısından 1. derece kirli iller arasında yer almaktadır. Tablo 16’da yer alan yıllık ortama değerlerle Tablo 15’de yer alan kış sezonu ortalama değerleri karşılaştırarak değerlendirdiğimizde ilde ısınma döneminde (ekim-mart) yoğun bir hava kirliliği sorunu yaşandığı anlaşılmakta olup, sorunun kaynağının ısınma döneminde kullanılan yakıtlardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Çevre ve Orman Bakanlığı ile ilgili kurum ve kuruluşların ortak çalışmaları sonucunda illerin kirlilik derecelerine göre kullanılacak ısınma amaçlı yerli ve ithal kömür özelliklerinin  belirlendiği Başbakanlık yazısına da  atıfta bulunularak,  Çevre ve Orman Bakanlığınca her yıl ısınma döneminde yaşanan hava kirliliği ile mücadele kapsamında hava kirliliğinin kontrolüne  ilişkin bir genelge Valiliklere gönderilmektedir. Valilikler genelge kapsamında yakıt programlarını hazırlamakta ve Mahalli Çevre Kurul Kararı ile uygulamaya geçirmektedirler. Samsun ilinde kullanılan yakıt türü ve miktarı Tablo 17’de yer almaktadır.

Samsun ilinde özellikle ısınma döneminde yaşanan hava kirliliğinin kaynağı olan ve ilde yakıt olarak kullanılan yakıtlara ilişkin Tablo-3’de verilen değerler incelendiğinde; İlde katı yakıt kullanıldığı ve yıllar itibariyle miktarında artış gözlendiğinden ısınmadan kaynaklanan hava kirliliğinin kontrolü için öncelikle, il merkezinde kalorisi yüksek ve kükürdü düşük yakıtların  kullanımı ve bu yakıtları en verimli şekilde yakacak yakma sistemlerinin tercih edilmesi  gerekmektedir. Ayrıca, ilin nüfus artışı, meteorolojik şartları, topoğrafik yapısı, kentleşme, endüstrileşme ve  motorlu taşıt yoğunluğu  gibi faktörler göz önüne alınarak ilde yaşanan hava kirliliğini azaltacak Temiz Hava Planlarının hazırlanarak bu planlar bir an önce uygulama geçirilmelidir.

3.4.2 Motorlu Taşıtlardan Kaynaklanan Hava Kirliliği
Kentlerde ısınmadan kaynaklanan kirlilik kadar nüfus ve gelir düzeyinin yükselmesine paralel olarak artan motorlu taşıtlardan kaynaklanan zararlı egzoz gazları da önlem alınması gereken bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Benzinli ve dizel taşıtların çıkardığı egzoz gazlarında bulunan zararlı maddelerin özellikle nüfus ve trafiğin yoğun olduğu büyük kent merkezlerinde çevreye verdiği zararlar oldukça fazladır. Motorlu kara taşıt araçlarında atık gaz çıkışları yer seviyesine çok yakın olduğundan, atmosfere atık gaz emisyonu yayan diğer kirletici kaynaklara göre çok daha büyük zararlara yol açmaktadırlar. Bu emisyonlar solunum yollarında ve kanda çeşitli rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Genellikle kent merkezlerindeki karbon monoksit (CO) emisyonlarının %70-90’ından, azot oksit (NO) emisyonlarının %40-70’inden, hidrokarbon (HC) emisyonlarının yaklaşık %50’sinden ve şehir bazında kurşun emisyonlarının %100’ünden, özellikle motorlu taşıtlar sorumludur. Samsun ilinin özellikle caddelerin dar olması, rüzgar yönünü kesecek şekilde binaların dizaynı motorlu taşıt emisyonlarının çevresel etkilerini artırmaktadır. Motorlu araçlardan kaynaklanan kirliliğin önlenmesi amacıyla İl Çevre Müdürlüğü ve Trafik Şube Müdürlüğü elemanlarınca yılın belli zamanlarında egzoz emisyon kontrolleri yapılmaktadır. Şehir merkezinde hava kirliliğinin yaklaşık %40-60’ı motorlu araçlardan kaynaklanmaktadır.

3.4.3 Sanayiden  Kaynaklanan  Hava Kirliliği          
Kalkınmanın ana sektörlerinden birisi olan sanayi ve çevre arasında çok yönlü ve birbirini etkileyici nitelikte çok sıkı bir ilişki olup,  bu etkileşimin yarattığı olumlu sonuçlar yanında, çevre koruma açısından önlemler alınmadığı ve uygun teknolojiler kullanılmadığı  takdirde çevre üzerinde ve toplumda olumsuz sonuçlar doğuran bir dengesizlik sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu dengesizlik sorunu ise; kaynakların tahribine, çevrenin hızla kirlenmesine ve sanayi sektöründen kalkınmada beklenen yararların giderek kaybolmasına neden olmaktadır. Sanayi tesisleri kurulurken yer seçiminde sadece ekonomik kolaylıklar açısından özendirici faktörlere ağırlık verilmesi de hava kirliliğinin olumsuz etkilerini artırmaktadır. Türkiye’de endüstri tesislerinden kaynaklanan hava kirliliğinin kontrol altına alınmasına ilişkin ayrıntılı düzenlemeler, esas itibariyle 2 Kasım 1986 tarih ve 29269 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği ile getirilmiştir.

Çalışmaları ve yapısı uyarınca sağlığı ve çevre üzerinde önemli olumsuz etkisi olan HKKY- Ek 8’de A ve B listeleri halinde verilen tesislerin kurulması ve işletilmesi izni bu yönetmelik hükümlerine göre emisyon izni alınmasını gerektirir.

İl sınırları içersinde yer alan ve Tablo 18’de sıralanan sanayi tesislerinin her biri Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği (HKKY)’ne tabi olduğundan, her bir sanayi tesisi söz konusu yönetmelik kapmasında getirilen emisyon sınır değerleri ve esasları sağlayarak yönetmelik gereği emisyon izinlerini almak zorundadırlar.

Araştırma Komisyonu inceleme konusu olan mobil santrallerin kurulu bulunduğu Tekkeköy havzası içerisinde Samsun 1 ve Samsun 2 Mobil Santralleri, Samsun Gübre Fabrikası, Karadeniz Bakır İşletmeleri gibi Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nde kirletici vasfı yüksek tesisler grubunda sıralanan işletmeler ile  orta ve küçük ölçekli sanayi kuruluşları bulunmaktadır. Bölgede yer alan sanayi tesisleri  HKKY gereği emisyon izni almak zorundadır.

Tekkeköy ve civarında hava kirlilik seviyesi ölçüm istasyonu bulunmadığından, santrallerle aynı pafta üzerindeki alanda kurulu bulunan Samsun Gübre Fabrikası ile Karadeniz Bakır İşletmelerinin bölge hava kirliliğine katkı payları hakkında bir değerlendirme yapmak mümkün değildir. Ancak her iki işletmenin kapasitesi ve kirletici parametreleri, kullanılan teknoloji vb. etkenler göz önüne alındığında, bölgede yaşanan kükürt dioksit kirliliği açısından önemli kaynaklar arasında olduğunu söylemek mümkündür.  Bölgede hava kirliliğine katkı sağlayacak sanayi tesisleri Tablo 18’de yer almaktadır.

Tekkeköy Civarındaki Sanayi Tesisleri

Sıra No Tesisin Adı ve Adresi
1-) Ünye Çimento San Tic. A.Ş. Kutlukent/Samsun
2-) AygazDolumTesisi Kutlukent/Samsun
3-) Karadeniz Bakır İşletmeleri Tekkeköy/Samsun
4-) TÜGSAŞ Tekkeköy/Samsun
5-) Yason Akü Tic. A.Ş. Örnek San. Sit. 32. Blok No:1 Tekkeköy/Samsun
6-) Madeni Mutfak Eşyaları Örnek San. Sitesi 33 Blok No:1 Kutlukent/Samsun
7-) Akın Rejenere Kauçuk ve Lastik Ayakkabı
8-) Altay Kaucuk san. Tic. Ltd. Şti /19 Mayıs San. Sitesi Samsun
9-) Oto Binbirçeşit Koll. Şti. Organize san. Böl. Kutlukent/Samsun
10-) Hadde Bakır Filmaşin San. A.Ş. Kutlukent/Samsun
11-) Yeşilyurt İzabe Tesisleri
12-) DÜELSAN
13-)Samsun Bakır Boru San. Tic. Ltd. Şti
15-)Samsun makine San.
16-) Ak Metal San. Tic. A.Ş.
17-) Yıldız Kimya


3.4.4 Santrallerin Kurulu Bulunduğu Bölgedeki Hava Kirliliği
Türkiye genelinde hava kirliliği ölçümleri Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzısssıha Merkezi tarafından 76 yerleşimde 198 istasyonda kükürt dioksit ve partikül madde ölçümleri yapılmaktadır. Samsun il merkezinde 2 istasyon olmakla birlikte 2003 yılında istasyonlardan birinin arızalanması nedeniyle 1 istasyonda hava kirliliği ölçümleri gerçekleştirmiştir. Ölçüm sonuçları ve değerlendirmesi Bölüm 9.16.4.1  ‘de yapılmıştır. Ancak mobil santrallerin kurulu olduğu Tekkeköy’de  hava kirliliği ölçüm istasyonu bulunmamaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığı’nca 2002 yılı içersinde TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Sistemleri ve Çevre Araştırma Enstitüsüne yaptırılan “Hava Kirliliği Ölçüm ve İzleme Sistemleri Projesi” kapsamında yapılan çalışma sonucunda Samsun ilindeki hava kirliliğinin ölçümü ve izlenmesi için Merkezde 3 adet, kirletici vasfı yüksek tesislerin kurulu bulunduğu Tekkeköy’de 1 adet, Çarşamba ve Bafra’ya 1 er adet olmak üzere toplam 6 adet hava kirliliği ölçüm istasyonunun kurulması gerektiği ortaya çıkmıştır.
          
Tekkeköy’de sürekli sabit hava kirliliği istasyonu bulunmadığı için, mobil santrallerin bulunduğu bölgedeki hava kirliliğinin tespiti için ancak, farklı yerlerde, belirli zamanlarda ve farklı kurum kuruluşlarca yapılan hava kirliliği ölçüm sonuçlarından yaralanarak değerlendirme yapmak mümkün olmaktadır. Bu bağlamda yapılan ölçüm sonuçları ve değerlendirmeleri aşağıda yer almaktadır.
          
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Tekkeköy Kaymakamlığı’nın bahçesinde 2001 tarihinde Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında günlük olarak SO2 ve toz ölçümleri yapılmış olup, aylık ortalama ölçüm sonuçları Tablo 19‘da yer almaktadır.

Tablo 19 incelendiğinde, Tekkeköy Kaymakamlığı bahçesinde yapılan ölçüm sonuçlarının genel itibarı ile Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde verilen hava kalitesi sınır değerlerini sağladığı anlaşılmakla birlikte hava kalitesi ölçüm sonuçlarının o bölgeyi temsil etmesi için hava kirliliği ölçüm cihazının en uygun yere konulmuş olması önem arz etmektedir. Bu bağlamda; yapılan ölçümlerin Tekkeköy bazında değerlendirilmesi uygun olmayacağı düşünülmektedir.
         
ENVY Tarafından 2002 yılında Yapılan Hava Kirliliği Seviyesi Ölçümleri:          
ENVY tarafından pasif örnekleme yöntemi kullanılarak Tekkeköy yöresinde bulunan Çırakman köyü, KBİ lojmanları, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü noktalarına 1 Mart 2002 tarihinde yerleştirilen SO2 ve NO2 difüzyon tüpleri 16 Mart 2002 tarihinde değiştirilmiş ve toplanan tüpler analiz için İngiltere’deki Gradko İnternational LTd. firmaya gönderilmiştir. Ölçüm sonuçları ve ölçüm noktaları Tablo 20’de verilmektedir.
           
Ayrıca ENVY firması tarafından Mart 2002 ile Kasım 2002 tarihleri arasında 6 noktada yapılan  SO2 hava kirlilik seviyesi ölçüm sonuçları Tablo 21‘de, NO2 hava kirlilik seviyesi ölçüm sonuçları ise Tablo 22’de verilmektedir.
          
2002 tarihinde yapılan ölçüm sonuçları incelendiğinde; ENVY firması tarafından Mart 2002 ile Kasım 2002 tarihleri arasında aylık ortalama olarak ölçülen yer seviyesi  NO2 ve PM kirlilik değerleri, HKKY’de NO2 ve PM için verilen UVS ve KVS sınır değerleri sağlamaktadır. Ancak, SO2 kirlilik değeri özellikle  Endüstriyel Bölgede; Mayıs, Haziran ve Kasım ayları, Tekkeköy’de Haziran ayı itibarı ile aylık ortalamalar 100  μg/m3  ün üzerinde olduğundan, bu noktalarda saatlik ve günlük ortalamaların HKKY’nde verilen saatlik ve günlük hedef sınır değerlerin aşılabileceğini düşündürmekte olup, bu noktalarda  saatlik olarak sürekli ölçüm yapılmış olması halinde SO2 kirliliği açısından doğru bir değerlendirme yapılabilecektir. Ayrıca, 2002 yılı itibarı ile mobil santraller devrede olmadığı için bu zaman aralığında ölçülen değerler KBİ, TÜGŞAS ve küçük ölçekli diğer işletmelerden kaynaklanmaktadır.

ENVY Tarafından 2003 yılında Yapılan Hava Kirliliği  Seviyesi Ölçümleri:

ENVY tarafından  Aralık 2002 den 2003 tarihine kadar 6 noktada yapılan hava kirliliği ölçüm sonuçları Tablo 24’de verilmektedir.

Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 11-17/07/2003 tarihleri arasında değişik noktalarda karbon monoksit, kükürt dioksit ve azot dioksit kirleticileri ölçülmüş olup, ölçüm sonuçlarını içeren rapor Ek-2‘de yer almaktadır.

2003 tarihinde yapılan ölçüm sonuçları incelendiğinde; ENVY firması tarafından Ocak 2003 ile Mayıs 2003 tarihleri arasında aylık ortalama olarak ölçülen yer seviyesi   SO2 kirlilik değeri özellikle  Endüstriyel Bölgede; Mayıs,  ayı itibarı ile aylık ortalama 100  μg/m3  ün üzerinde olduğundan, bu noktada saatlik ve günlük ortalamaların HKKY’nde verilen saatlik ve günlük hedef sınır değerlerin aşılabileceğini düşündürmekte olup, bu noktada  saatlik olarak sürekli ölçüm yapılması halinde SO2 kirliliği açısından doğru bir değerlendirme yapılabilecektir.

     
Hava kalitesi ölçümlerinin değerlendirilmesine yönelik ölçümlerin en az 6 ay süre ile yapılması gerektiğinden, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 11-17/07/2003 tarihleri arasında değişik noktalarda, sadece bir gün süre ile yapılan karbon monoksit, kükürt dioksit ve azot dioksit ölçümleri  ile ilgili bir değerlendirme yapılamamaktadır.
          
3.4.5 Santrallerin Mevcut Hava Kirliliğine Katkı Payı
Bir tesisten atmosfere verilen her bir kirleticinin toplam kütlesel debi değerinin HKKY Ek-2’de yer alan sınır değerleri aşması halinde HKKY Ek-2 gereği tesisin bölge hava kalitesine katkı payının belirlenerek, tesis etki alanı içersinde aşan parametrelerin hava kirlilik seviyesinin ölçüm ve tespitinin yapılması gerekmektedir.
          
Mobil santrallerin kurulu bulunduğu alanda aynı pata üzerinde yer alan HKKY kapsamında kirletici vasfı yüksek tesisler grubundaki Samsun Gübre Fabrikası (TÜGSAŞ) ile Karadeniz Bakır İşletmeleri bölgede yaşanan kükürt dioksit kirliliğinin ana kaynakları arasında yer aldığından öncelikle bu işletmelerden kaynaklanan kükürt dioksit miktarının da belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu işletmelerin kükürtdiokist açısından durumuna bakacak olursak:

Karadeniz Bakır İşletmeleri: 1970’li yıllarda ülkemizin en büyük blister bakır üreticisi olarak faaliyete geçen Karedeniz Bakır İşletmelerinde; Flotasyon Tesisi, İzabe Tesisi ve Sülfürik Asit Fabrikası mevcuttur. Blister bakır üretimi 38.760 ton/yıl, sülfürik asit üretimi 282.000 ton/yıl’dır. Söz konusu işletmenin  en önemli kükürt dioksit kirliliği yaratan tesisi, Sülfürik Asit Fabrikasıdır. Bakır elde etmek için kullanılan hammaddenin (CuFeS2 içerikli) fuel-oil ile yakılması sonucunda; gerek yakıt içerisindeki gerekse hammadde içindeki kükürt,  kükürt dioksit haline getirilmekte, oluşan kükürt dioksit Tek Kontak Yöntemi ile % 98 verimle Sülfürik Asit Fabrikasında  sülfürik aside  (H2SO4)dönüştürülmektedir. Sülfürik Asit Fabrikası bacasından atılan kükürt dioksit miktarı, işletme yetkililerinden alınan bilgilere göre; 13-30 kg SO2 / 1 ton H2SO4’dir. Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’ne göre “Sülfürik Asit  Üretim Tesisleri” bacasından izin verilen kükürt dioksit miktarı  5 kg SO2/1 ton H2SO4’dir. Yıllık sülfürik asit üretimine bağlı olarak ve bir yılda 330 gün çalıştığı göz önüne alınarak, atmosfere verilen SO2 miktarı yaklaşık 11,1-25,6 ton/gün arasında olmaktadır. Bu bağlamda söz konusu tesiste sınır değeri sağlayacak şekilde yatırım yapılması gerekmektedir. İşletme yetkililerince yapılacak yatırım bedeli 40-50 milyon Dolar  olarak belirtilmiştir.

Samsun Gübre Fabrikası: Kompoze Gübre Üretim Tesisi, DAP Gübre Üretim Tesis Fosforik Asit I Tesisi, Fosforik Asit II Tesisi, Sülfürik Asit Üretim Tesisi, Kompoze Gübre Üretim Tesisi, Ürün Soğutucu Kompoze Gübre Üretim Tesisi, Toz Arıtım Sistemi, Sülfürik Asit Üretim Tesisi, Kül Islatma Tamburu ve  Kazan Dairesi yer almaktadır. Söz konusu fabrikanın en önemli kükürt dioksit kirliliği yaratan ünitesi, Sülfürik Asit Tesisi olup yıllık üretim kapasitesi 214.000 ton/yıl’dır. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Sistemleri ve Çevre Araştırma Enstitüsü Çevre Bölümü tarafından hazırlanan Emisyon Raporunda; Sülfürik Asit Üretim tesisinin kullanım gazında hacimsel SO2  oranının % 6.8-%7  ve aside dönüşüm derecesinin %  98 olduğu belirtilmektedir. HKKY EK-7.8.3.(b)’ye göre; kullanın gazında hacimsel oksijen miktarının  % 6-8 arasında  olduğu  tesislerde  dönüşüm  derecesi %99’da tutulması gerekmektedir.% 98 dönüşüme bağlı olarak Sülfürik Asit Fabrikası bacasından atılan kükürt dioksit miktarı 13,6 kg SO2 /ton H2SO4’dir. Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’ne göre “Sülfürik Asit  Üretim Tesisleri” bacasından izin verilen kükürt dioksit miktarı  5 kg SO2/ ton H2SO4’dir.  (Yıllık sülfürik asit üretimine bağlı olarak ve bir yılda 330 gün çalıştığı göz önüne alınarak,  atmosfere verilen SO2 miktarı yaklaşık 8,8 ton/gün olmaktadır.)  Bu bağlamda söz konusu tesiste sınır değeri sağlayacak şekilde yatırım yapılması gerekmektedir. İşletme yetkililerince, Sülfürik Asit Fabrikasının yaklaşık 1 yıldır çalıştırılmadığı, gübre üretiminde kullanılan, sülfürik asidin Karadeniz Bakır İşletmeleri’nden ve daha ucuz olması nedeniyle ithalat yoluyla karşılandığı  belirtilmiştir.
           
KBİ, TÜGSAŞ, Samsun I ve Samsun II mobil santrallerinden atmosfere verilecek olan kükürtdioksit kirleticilerine ilişkin bilgiler Tablo 25’de yer almaktadır.

Samsun Mobil santralinden kaynaklanan kirliliğin mevcut hava kirliliğine katkı payının tespiti amacıyla; Enerji ve Çevre Yatırımları A.Ş. (ENVY) tarafından tesisin kurulu bulunduğu Tekkeköy ilçesi sınırları içersinde ve tesisle aynı ada parseli üzerinde hava kirliliği bakımından kirletici vasfı yüksek tesisler grubunda yer alan TÜGSAŞ (Türkiye Gübre Sanayi A.Ş.) ve KBİ (Karadeniz Bakır İşletmeleri)’de göz önüne alınarak, Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Kurumu (United States Environmental Protection Agency-USEPA) tarafından geliştirilen ISC (Industrial  Source Complex) olarak bilinen hava kirliliği yayılım modeli kullanılmıştır. Modelleme çalışmalarında, Samsun Meteoroloji istasyonundan kaydedilen saatlik sıcaklık, rüzgar, basınç, nem oranı, bulutluluk ve kar verileri ile tomografik  yapıya ilişkin veriler kullanılarak Samsun İl merkezinden Çarşamba İlçesi yakınlarına kadar uzanan 20 km x 23 km lik bir etki alanı içerisinde 500 m x 500 m boyutlarındaki 1953 adet alıcı noktadaki yer seviyesi konsantrasyonu tespit edilmiştir. Modellemede kullanılan parametreler Tablo 26’da verilmiştir.

Senaryolar:
Senaryo 1. Mobil santrallere ait baca yüksekliği 40 m,
Senaryo 2. Mobil santrallere ait baca yüksekliği 90 m,
Senaryo 3.Mobil santrallerden kaynaklanacak kirleticilerin konsantrasyon değerlerinin HKKY Ek-7.1.2’yi sağlamak zorunda olduğu gerçeğinden hareketle ilgili sınır değerler alınarak ve yüksekliği 40 m,
Senaryo 4.Mobil santrallerde üretilen buharın TÜGSAŞ’a verilmesi dolayısıyla TÜGRAŞ’daki buhar üretim kazanlarının devre dışı kalması durumu ile mobil santral baca yüksekliği 40 m,
Senaryo 5. Mobil santralde yakıt olarak doğal gaz kullanıldığı durumdur.
         
 Enerji ve Çevre Yatırımları A.Ş. (ENVY) tarafından mobil santrallerin kurulu bulunduğu Tekkeköy ilçesi sınırları içersinde ve santrallerle aynı ada parseli üzerinde hava kirliliği bakımından kirletici vasfı yüksek tesisler grubunda yer alan TÜGSAŞ (Türkiye Gübre Sanayi A.Ş.) ve KBİ (Karadeniz Bakır İşletmeleri)’de göz önüne alınarak, TÜGSAŞ+KBİ birlikte, sadece mobil santraller ve TÜGSAŞ+KBİ+ Mobil Santraller  birlikte çalıştığı zaman bölgeye verilecek kirlilik payları hava kirliliği yayılım modeli kullanılarak hesaplanmıştır. Hesaplama sonuçlarından, mobil santral kurulmadan önce bölgede TÜGSAŞ ve KBİ’nden kaynaklanan  SO2 açısından  kirlilik olduğu  anlaşılmaktadır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder