12 Ekim 2006 Perşembe

Pontus Eşkıyâsını Yola Getirmeye Çalışan Heyet

Ağır Topçu Yüzbaşısı Sarıyerli Kâmil Bey,
Canik Milletvekili Boşnakzade Süleyman Bey,
Umum Jandarma Kumandanı Yâveri Yüzbaşı Ferid Bey,
Umum Jandarma Kumandanı Miralay Gâlip Bey,
Topçu Yüzbaşısı Cemil Bey,
İçişleri Hususî Kalem Müdürü Raşid Bey,
Samsunlu Hafız Efendi...


Türkiye'de gayrimüslimler arasındaki ayrılık peşinde koşan hareket, olsa olsa bir buçuk yüzyıllık bir olaydır ve bu olayı doğuran sebepler Türkiye devletinin baskı ve şiddeti değil, dışardan gelen iki olumsuz tahrikin etkisidir. Bunlardan birisi, kilise yobazlığı, diğeri Avrupalıların entrikaları. Yunanistan'ın ortaya çıkışına kadar Türkiye'de yaşayan Rumları resmen teşvik edecek bir devlet yoktu; Yunanistan kendisini bu göreve aday olarak görüyordu. Dışarıda Yunanistan, içeride Patrikhane, Rumluğun kuvvetlenmesi için iki önemli kuruluş idi.



"Ben Osmanlı Devleti nezdinde vazifede olduğum esnâda, bu teşhisler tamamen isâbetle tecelli etti." Yukarıdaki vesika, gözlerimizin önüne, yakın tarihimizdeki içten çöküşün sebeplerini hakkiyle kavrayabilmek için üzerinde derin düşünülmesi gereken bir ibret levhâsı çizmektedir. Patrikhâne, Yunanistan'ı istiklâle kavuşturan isyânlardan en tesirli rolü oynamakla yetinmemiş, en zayıf zamanımızda başımıza bir "Pontus Gâilesi" çıkarmak üzere yerli Rumları teşkilâtlandırmak suretiyle hıyanetlerinin en büyüğünü ifâ etmiştir. "Pontus" veya "Pontos" kelimesi, "etnik" bir isim değil, "coğrafî" bir ifadedir. Grekçe'de "Deniz" anlamında olup; eski çağlarda Karadeniz'in Güneydoğu kısımlarına, bu arada Karadeniz'e de verilmiş coğrafî bir addır. Kelime en eski dönemlerde daha çok "Pont Euksinos" şeklinde kullanılmıştır
          
Asırlarca Müslüman - Türkler'le bir arada yaşamak suretiyle her türlü adâlet ve müsâmahaya nâil olmuş yerli Rumlar üzerindeki devamlı tahrik ve teşvikler, bunların her birini amansız bir Türk ve İslâm düşmanı hâline getirmişti. Patrikhânenin öteden beri Yunanistan hesabına oynamakta olduğu tesirli rolü fevkalâde takdir etmekte olan Venizelos : "- Patrikhâne Yunanistan'ın emrine girmelidir!... Bu suretle Yunanistan'la birleşmiş bir Patrikhâne'nin ilerideki millî dâvâlarda rolü pek önemli olacaktır!..." diyordu.
          
Venizelos Pontus'un geleceğine güvenle bakmaktadır. Yunan ordularının Anadolu'nun iç bölümlerine doğru adım adım ilerlemelerine bağlı olarak Pontus sorununun çözümü bir zaman meselesidir ve Venizelos'a göre bu işte kilit kişi Mustafa Kemal'dir. Böylece, insiyatifi bir askere bırakması politikacının hayatî hatası olacaktır.
          
Venizelos'un emriyle Patrikliğe azılı Megalo İdea'cı Dorotcos getirilmişti. Yeni Patrik kısa zamanda İstanbul ve Anadolu'daki fesat ocaklarını takviye ederek birleştirdi. Silozos Kulübü, Zoğrafyan ve Zapyon Liseleri, Rum Kulüpleri, Adalardaki ve Anadolu'daki mektepler, kolejler, yetimhâneler ve hastahâneler birer mücehhez merkez ve silâh deposu hâline konuldular.
          
"Pontus Cemiyeti" Yunanistan'ın Anadolu'yu işgal edememesi ihtimâline kurulmuştu. Karadeniz sahillerinde vücûde getirilecek olan güyâ müstakil ikinci bir Rum Hükûmeti ileride Yunanistan ile birleşmek suretiyle "Büyük Yunanistan" veya "Büyük Bizans"ın gerçekleşmesini sağlamaya çalışacaktı. Aslında Bizans'la Yunanlılar arasında hiçbir akrabalık yoktur.

Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki; bölgenin "ilk yerleşik sakinleri" olmayan Yunanlılar veya Rumlar, buraya daha sonra "koloniler" şeklinde gelerek yerleşmişlerdir. Bölge halkı Anadolu'nun içlerinden gelerek buraya yerleşmiştir. Orta Karadeniz Bölgesi kıyılarında görülen "yığma tepeler"in, İç Anadolu'ya doğru takip edilebilmeleri, bu yerleşimin yönünü göstermektedir. Ayrıca Türk Tarih Kurumu tarafından 1940 ve 1941 yıllarında Samsun bölgesinde yapılan arkeolojik kazılar, bölgede Rum veya Yunan olmayan "yerli bir kültür"ün varlığını ortaya koymuştur. İskender İmparatorluğu'nun parçalanması sırasındaki mücadeleler sonrasında, bölgede İran asıllı Mitridates sülalesi tarafından "Pont Devleti" veya "Pontus Krallığı" kurulmuştur. Doğu Roma İmparatorluğunun hakim olduğu topraklara "Romania", halkına da "Romaios" denilmekteydi. Araplar ise bu sözü "Rum" şeklinde kullanmışlar ve öylece yaygınlaştırmışlardır.
          
Pontos hareketinin başlaması Anadolu işgalinden daha eskidir. 1904 yılında Merzifon Amerikan Koleji'nde Rumlar biri Rum İrfansever Kulübü, diğeri Pontus Kulübü adıyla iki kulüp kurmuşlar ve daha sonra buna bir de musikî kısmı eklenilerek Pontus Cemiyeti adı altında bir dernek meydana getirmişlerdir. Pontus'un temeli bu kolejde atılmıştır. Bu ihtilâl derneğinin  Samsun Metropolithanesi'nde elde edilen tüzüğüne göre Ünye, Fatsa, Kırşehir, Kavak, İnebolu, Havza, Çarşamba, Bafra, Sinop, Kayseri, Ürgüp ve Tokat'ta şubeleri bulunuyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder