27 Ekim 2006 Cuma

Mobil Santral TBMM' de -VIII

Yöre halkından ve çeşitli kuruluşlardan Çevre Bakanlığına konu ile ilgili olarak şikayet dilekçeleri intikal etmiş olup, Bakanlık uzmanlarınca Mart 2002 tarihinde santral yerinde incelenmiştir. Tespit edilen hususlar ve Yönetmelik çerçevesindeki değerlendirmelerini içeren rapor Ek-12’de yer almaktadır.  Söz konusu rapor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Samsun Valiliği ve şikayetlerin intikal ettiği yetkili mercilere Çevre Bakanlığı tarafından iletilmiştir.


8.3       Çevre Bakanlığınca Santrallerin Samsun’da Konuşlandırma Ve İşletmeye Geçiş Sürecinin Kronolojik Gelişimi

Çevre ve Orman Bakanlığınca yapılan çalışmaları, Bakanlar Kurulu kararı sonrası ve Danıştay 6. Dairesinin söz konusu kararın iptalinden sonrası olmak üzere 2 grupta toplamak mümkündür.

Bakanlar Kurulu Kararından Sonra Yapılan Çalışmalar:

Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine Geçici Madde Eklenmesine İlişkin Yönetmelik, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik ve Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik 29 Eylül 2000 tarih ve 24185 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde değişiklik yapılması hakkındaki yönetmeliğin iptali istemiyle; TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve TEMA Vakfı tarafından Çevre Bakanlığı aleyhine Danıştay 6. Dairesinde sırası ile E.2000/7275 kayıtlı, E.2000/7280 kayıtlı ve E.2001/1123-1122 kayıtlı davalar açılmıştır.

Davaya ilişkin, söz konusu tesislerin HKKY’de Kirletici Vasfı Yüksek Tesisler grubunda yer aldığından santral bacalarından çıkan kirletici maddelerin yönetmelikte getirilen sınır değerleri sağlayarak emisyon iznini almak zorunda olduğu konularını içeren görüşler Çevre Bakanlığı Hukuk Müşavirliği aracılığı ile Danıştay 6. Daire Başkanlığı’na iletilmiştir.

Mobil yüzer santrallerin ilgili Yönetmeliklere uyumlu çalışacağına dair  çevresel tedbirleri içeren bilgi ve belgelerin Çevre Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve ilgili Valiliğe planlama aşamasında iletilmesi gerektiği hususu Çevre Bakanlığı’nın 15 Haziran 2001 tarih ve 2463-7344 sayılı Ek-11’de yer alan yazısı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bildirilmiştir.

Yöre halkından ve çeşitli kuruluşlardan Çevre Bakanlığına konu ile ilgili olarak şikayet dilekçeleri intikal etmiş olup, Bakanlık uzmanlarınca Mart 2002 tarihinde santral yerinde incelenmiştir. Tespit edilen hususlar ve Yönetmelik çerçevesindeki değerlendirmelerini içeren rapor Ek-12’de yer almaktadır.  Söz konusu rapor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Samsun Valiliği ve şikayetlerin intikal ettiği yetkili mercilere Çevre Bakanlığı tarafından iletilmiştir.

Danıştay 6. Dairesinin Yönetmelik Değişikliklerini İptal Kararından Sonra Yapılan Çalışmalar:

İptal kararı Çevre Bakanlığına Ağustos 2002 tarihi itibarıyla intikal etmiştir. Danıştay 6. Dairesinin kararı gereğince; izin almadan faaliyetlerini sürdüren mobil santraller için izin prosedürlerinin tamamlanarak Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde getirilen tüm esasları sağlayacak şekilde ve çevresel her tür tedbir alınarak faaliyetlerinin sağlanması bu koşulları yerine getiremeyen mobil santrallerin, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde yer alan esaslar sağlanıncaya ve öngörülen izinler alınıncaya kadar faaliyetlerinin durdurulmasını içeren yazı Çevre Bakanlığı’nca 02 Eylül 2002 tarihi itibariyle Samsun Valiliğine gönderilmiştir.

Danıştay kararı ve yukarıda bahsedilen hususların vurgulanarak mobil santralle ilgili olarak gerekli işlemlerin ivedilikle gerçekleştirilmesini  içeren Çevre Bakanlığı yazısı  03 Eylül 2002 tarihi itibariyle  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına iletilmiştir.

Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinde Kirletici Vasfı Yüksek Tesisler olarak tanımlanan ve söz konusu mobil santrallerin etki alanında yer alan Karadeniz Bakır İşletmeleri ile TÜGSAŞ’a ait Gübre Fabrikasının Yönetmeliğe uyumlu çalışması için öncelikle bölgedeki mevcut kükürt dioksit kirliliğinin azaltılması, baca gazı emisyon sınır değerlerinin sağlanacak şekilde her iki işletmede tedbirlerin alınması ve tedbirlere ilişkin  İş Termin Planı’nın (işletmede kirlilik kaynağı olan ve baca gazı emisyonları açısından sınır değerlerin aşıldığı her bir kirletici kaynağın tanımlanması, alınacak tedbirin belirtilmesi,  tedbirlere ilişkin proje araştırma çalışmaları, her bir faaliyetin başlama ve bitiş tarihleri vb. bilgilerin yer aldığı plan) hazırlanarak planda belirtilen iyileştirmelerin ve gerekli yatırımların bir an önce hayata geçirilmesinin sağlanmasını içeren hususlar 25 Mart 2003 tarihli Çevre Bakanlığı yazısı Samsun Valiliğine iletilmiştir.

Eylül 2002 ve Mart 2003 tarihlerinde Samsun Valiliğine gönderilen yazılara istinaden Valilikçe bu konuda yapılan çalışmalar ile tesislerin son durumları hakkında bilgi talebini içeren 12 Haziran 2003 tarihli anlığı yazısı Samsun Valiliğine iletilmiştir.
9. BİLGİLERİNE BAŞVURULAN TEMSİLCİLERİN BEYANLARINA İLİŞKİN TUTANAK ÖZETLERİ

9.1 Komisyonu Bilgilendirme Toplantısı (28.05.2003)

PROF DR. OSMAN NURİ ERGUN (19 Mayıs Üniversitesi-Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi) özetle;
 Yanlış planlamayla başlayan endüstrileşme süreci sonucunda çevrenin endüstriyle dolduğunu; Tekeköy’ün bu sanayie bağlı olarak gelişmesi sonucu bölgenin hava kirliliği emisyonları bakımından çok önemli bir boyuta geldiğini; yer seçiminde iki ayrı firmanın başvurduğunu; birisinin Aksa Enerji Üretim, diğerinin Cengiz Enerji Sanayi ve Ticaret AŞ olduğunu; sonuç olarak tek emisyon kaynağı olduğunu;  tesisin hiç kirliliği olmayan bölgeye düşünülmesi halinde, o bölgedeki emisyonların tartışılabilir olduğunu; ancak 6 nolu fueloilin hiçbir şekilde masum olamayacağını; % 4 denildiğini ancak inanmadığını %14’e çıkan analizlerin olduğunu; yani, Türkiye’de kullanılan fueloillerde yüzde 14’e varan kükürtdioksit konsantrasyonlarının olduğunu;

Mobil santralin sağlık müdürlüğünden alınması gereken emisyon iznini, tesisin yer seçim kararı verilmediği için alamadığını; Samsun’da kurulan santrali mobil santral olarak kabul etmediğini;

Odaların başvurusu üzerine, yargının konan ek maddeleri bozduğunu; yargı bozsa bile, yer seçimi için başvuru yapılmamasının gerektiğini; ÇED sürecinin başlaması gerektiğini; muafiyetin o anda ortadan kalktığını; ama, yargı bozduktan sonra ÇED’in yine yapılmadığını; sadece gayri sıhhi müesseseler yönetmeliğine göre normal emisyon için başvuru yapıldığını; zaten, gayri sıhhi müesseseler yönetmeliğindeki muafiyetlerinde yine yargı tarafından Çevre Mühendisleri Odasının başvurusu üzerine 10 uncu Daire kararı ile bozulduğunu; İfade etmiştir.

CEM KÜKEY (TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi) özetle;
Türkiye’nin böylesi bir yatırıma, böylesi çevre düşmanı bir yatırıma o dönem itibariyle ihtiyacı olmadığını;  santralın yaklaşık maliyetinin 300 milyon dolar olduğunu; 300 milyon dolara mal olacak santralden yıllık üretilecek enerjinin 500 milyon kilovat/saat olduğunu;. aynı tarihlerde Boyabat hidroelektrik santralinin 600 me***** gücünde 1996-97 yıllarında ihaleye hazır olduğunu; 1,5 milyar kilovat/saat yıllık üretimin söz konusu olduğunu; derivasyon  tünelinin, ulaşım yollarının ve site tesislerinin yapıldığını; santralin 2000’li yıllarda bitmesinin söz konusu olduğunu; onun yerine, 1998’li yıllarda enerji ihtiyacı var diye Türkiye’nin gündemine mobil santralin sokulduğunu; bunun çok açık bir tercih olduğunu; İfade etmiştir.

METİN TELATAR (TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Samsun Şube Bşk.) özetle;
 Samsun Büyükşehir Belediye Başkanının çevre ve diğer mevzuatlarla ilgili karşılaşacak güçlükler hakkında, yerle ilgili karşılaşılacak sıkıntılar anlamında bir garanti vermesi üzerine bu santralin Samsun’a taşındığını; Bartın ve Dalaman’da kamuoyunun baskısı nedeniyle kurulamayan, enerji ihtiyacının olmadığı bir yerde santral yapmanın, 200-300 milyon dolar gibi yurtdışı kaynaklı parayı burada sarf etmenin pek akıl kârı olmadığını;
 Tamamen güneydoğudaki küçük santrallerden çok kâr elde edildiğini gören firmaların dayatmasıyla alınmış siyasî bir karar olduğunu; yani, teknik olarak herhangi bir ihtiyaca cevap verecek nitelikte olmadığını;  Samsun’da toplam kurulu gücü 1300 me***** olan 4 tane hidroelektrik santralin olduğunu; İfade etmiştir.

CİHAN DÜNDAR (TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İkinci Başkanı) özetle;
 28.11’de davayı açtıklarını; 26.6.2002 tarihinde de Danıştay’ın kararını verdiğini; haziran, temmuz ayının sonunda Çevre Bakanlığına tebliğ edildiğini; temmuz ayının sonundan itibaren gelen mobil santral başvurularına Bakanlığın ÇED isteyeceğini, ama, zaten çalışmaların başladığını, dolayısıyla, Bakanlığın bunlara ÇED isteyemeyeceği yönünde Çevre Bakanlığı hukukçularının hukuksal bir yorum yaptıklarını; Çevre Mühendisleri Odası olarak bu yoruma katılmadıklarını; faaliyette olan bir tesise ÇED yapılamayacağını; ÇED’in mantığının, planlama aşamasında olduğunu; şu anda tesis için zaten ÇED’in yapılmasının mümkün olmadığını;

Enerji Bakanlığına aynı dönemde 1 500 me***** rüzgâr enerjisi yatırımı için başvuru yapıldığını; şu anda Türkiye’de uygun potansiyeli olan 300-500  noktada ölçümlerin yapıldığını; rüzgâr enerjisi konusundaki yatırımların hâlâ bekliyor olduğunu; bugün “tamam” dediğiniz anda maksimum 1-1,5 yıl içinde üretime geçebilecek tesislerin olduğunu; İfade etmiştir.

PROF. DR. NEVİN SELÇUK (ODTÜ Kimya Mühendisliği Böl. Öğretim Üyesi) özetle;
Tüpraştan, gelen kükürt içeriğinin resmî rakamının % 4-4,5 arasında olduğunu; dolayısıyla %16 kükürtün bir rafineriden çıkmış olmasının mümkün olmadığını; teknolojik olarak % 4,5’in üzerine çıkmaması gerektiğini;

Eğer %4,5 kükürtlü bir yakıtı kullanılıyorsa; baca gazında kükürt dioksit arıtma tesisi varsa, azotoksit arıtma cihazı varsa burada korkulacak bir şeyin olmadığını; bütün yapılacak işin, tesisin girdisiyle bacasından çıktısını on line takip etmek olduğunu; bir tesis temiz çalışıyorsa, hava, su, katı atık yönünden emisyon sınırlarını sınır değerlerinin altında tutuyorsa, bu tesise, vatanını, milletini sevenin dokunmayacağını; çalışmıyorsa, Çevre Bakanlığı’nın tesisi kapatması gerektiğini; İfade etmişlerdir.

PROF. DR. NURİ ERGUN – Bir konuyu düzeltmek istediğini belirtmiştir.
 % 4, % 14 terimlerini kendisinin kullandığını; % 14 Tüpraşın veya Türkiye’deki rafinerilerinin değeri olmadığını; literatürde % 14’e kadar çıkabilen kükürt içeriğinin olduğunu; Nevin Selçuk’un herhalde onu Türkiye’de yapılmış analiz olduğunu zannettiğini; literatür bilgisi olduğunu; İfade etmiştir.

PROF. DR. NEVİN SELÇUK
Fuel-oil 6’nın  istenilen  dünya kitabını getirebileceğini, yüzde 4,5’in üzerinde kükürt içermeyeceğini; çünkü, rafineri tesislerinin buna göre tasarlandığını; İfade etmiştir.

9.2 Komisyonu Bilgilendirme Toplantısı (04.06.2003)
 YUSUF ZİYA YILMAZ (Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı) özetle;
 Yapılması gerekenin sanayinin kurulmasına engel olmak yerine, çevreyi kirletmesine engel olarak işsizliğe ve açlığa çözüm bulmak olduğunu; bu düşünceyle kendisinin yaptırdığı incelemeler sonucu, kurulacak olan Mobil Santrallerin, Çevre Bakanlığı kurallarına göre çalışma zorunluluğu olduğunu ve baca emisyonlarının sürekli devletin yetkili birimlerince ölçüleceğini ve denetleneceğini belirlediğini; işsizlikten kıvranan Samsun’da 200 civarında insana istihdam yaratacak, yaklaşık 1 500 kişinin de doğrudan veya dolaylı geçinmesini sağlayabilecek bu tesisin Samsun’da kurulması için Enerji Bakanlığına yazı yazarak, tesisin Samsun’da kurulması yönünde Büyükşehir Belediye Başkanı olarak katkı vermeye hazır olduğunu belirttiğini; Enerji Bakanlığı tarafından seçilerek elde edilen arazinin, Büyükşehir Belediyesinin sınırları dışında, Tekkeköy Belediyesi sınırları içerisindeki Azot Fabrikası arazisi olduğu için, bu bölgede yasal yetkisi olmaması nedeniyle, Mobil Santralın kurulmasında bürokratik işleme katkısının olmadığını; eğer bürokratik bir işleme katkısının olabilecek olsaydı, olacağını; ama, belediye sınırları dışında olduğu için, herhangi bir bürokratik işlemin kendisi tarafından yapılmadığını; yer seçimi ve elde edilmesi, inşaata ruhsat ve izin verilmesi, söz konusu tesis yerinin Büyükşehir Belediyesi sınırları dışında olması nedeniyle yetkisi dışında olduğunu;

Kendisinin sadece, santralı kuracak olan kişilerin Samsunda veya Karadeniz sahilinde bir yer aradıklarını öğrenince, Samsun’da kurmalarına gerekçe olabilecek bir davete ihtiyaçları olduğunu öğrenince, diğer kurum, kuruluş, firmalara, çeşitli zamanlarda yaptığı iş daveti, çeşitli sanayi kuruluşunun kurulmasına yönelik davetler benzeri Enerji Bakanlığına yazdığını; fabrikanın kurulacağı yerin, Samsun İli dahilinde bir yere kurulması esnasında, elinden gelen her türlü katkıyı vermeye hazır olduğunu belirten bir yazı yazdığını; şuraya kurarsanız ben size bunun yerini temin ederim, buraya kurabilirsiniz vs diye herhangi bir öneride bulunmadığını;

Fabrika çalışmadan önce ve fabrika çalışmaya başladıktan sonra, Samsun İçme suyu tahlil sonuçlarını incelediğini; hiçbir değişikliğe, hiçbir dikkati çekecek kimyevî madde farklılığına tanık olmadığını;

Şartnameyi okuduğunu; şartnamenin hem enerji santralini kuranlara hem de devlete çeşitli müeyyideler getirdiğini;

Kendisinin Enerji Bakanlığına yazdığı yazının Büyükşehir belediyesi olarak sanayi kuruluşlarının teşvik edilmesine yönelik olduğunu; bu denli bir tartışma ortamına dönüşeceğini bilseydi, Meclis ve İl Genel Meclisi ile müzakere edeceğini; ama, o ortamda bu ihtiyacı duymadığını; İfade etmiştir.

RECEP YILMAZ (TEAŞ İşletme Bakım ve Santraller Eski Daire Başkanı) özetle;
 2001 yılında bu santrallerin kurulmasına karar verildiğini; miktara göre bir üretimin taahhüt edildiğini; devletin bunu almayı taahhüt ettiğini; çalıştırmadığı takdirde, bunların sadece yatırım kaleminin verildiğini; taahhüdün iki kalemden oluştuğunu; birinin yakıt gideri, diğerinin yatırım gideri olduğunu; eğer, taahhüt edilen enerjiyi alamıyorsa yatırım kalemini ödemek durumunda olduğunu; taahhüdü yapan firma taahhüdü yerine getiriyorsa, siz enerji alamıyorsanız, o zaman, kilovat saat başına, size teslim ettiği enerji miktarı kadar ödemeniz gereken miktarı yatırım kalemine ödemek zorunda olduğunu; İfade etmiştir.

HALİL ÇİFTÇİ (EÜİAŞ Termik Santraller Müdürü) özetle;
 Firmaya ürettirilmediği zaman kira bedelinin ödendiğini; eğer, firma, herhangi bir gerekçeyle santralde üretim yapamazsa, üretemediği miktar kadar kira bedeli olarak ceza alındığını;İfade etmiştir.

VEDAT ŞAHİN (Devlet Planlama Teşkilatı Enerji Sektörü Uzmanı) özetle;
1990’lı yıllarda, özellikle 3096 sayılı Kanun çerçevesinde, daha sonra yap-işlet projeleri gündeme geldiğinde ortaya ciddî bir kaos çıktığını; bir taraftan kamu projeleri, diğer taraftan özel kesim projeleri bir arada, ciddî sağlıklı bir arz-talep dengelemesi ve projeksiyonu, planlaması, yatırım planlaması gerçekleştirilemediğini; bunun sonucunda, bugün yaşanılan birçok sorununun ortaya çıktığını; bu sorunların çıkışındaki temel nedenlerden bir tanesinin, özel kesimin yatırımlarını arttırma gayreti ve isteği içinde olunmasına rağmen, değişik nedenlerle bu projelerin gerçekleşmemesinin olduğunu;

Mobil santrallerin, tamamen bir Bakanlar Kurulu kararı yetkisi çerçevesinde TEAŞ tarafından yapılmış, alınmış bir karar olduğunu; Devlet Planlama Teşkilatı olarak 1996 yılında yapılan çalışmalarda, yap-işlet-devret projeleri yürümediği takdirde, önümüzdeki dönemlerde ciddî enerji açıkları olacağını tespit ettiklerini;  TEAŞ’ın yatırım programına, yeni projeler alınması gereğini ortaya koyduklarını; bu çerçevede, 1996-1997 yıllarında üretim-tüketim dengelerine bakıldığı zaman, mevcut kapasitenin yeterli olmadığını ve hidrolik santrallere aşırı bir gidiş olduğunun tespit edildiğini; bunların rakamlarla belli olduğunu;

1996 yılında, hidrolik santral kapasitesi 36,4 milyar kilovat saat iken, bu santrallerden 40 milyar kilovat saat üretim yapıldığını; 1997 yılında kapasite 37 iken, yine, 40 milyar kilovat saat üretim yapıldığını; 1998 yılında 37 iken, 42 milyar kilovat saat yapıldığını yani, normal şartlarda hidroelektrik santrallerden kapasitenin üzerinde enerji alınmasının, o santralleri ve barajları olumsuz şekilde etkileyen bir yöntem olduğunu; 1996, 1997, 1998 yıllarında fiilen, mevcut kapasitelerin talebi karşılamada yetersiz kaldığını; bu dönemde, yedek tesisler ve santraller düşünülüp yatırım programına koyulduğunu; 1998 yılında da TEAŞ’ın Bakanlar Kuruluna gittiği ve mobil santral konusunda yetki aldığını; yani, mobil santrallerin yapımı konusunda yetkilendirme alınırken, sözleşme tarihlerinde sözleşmeler için girişimde bulunulurken, ihaleye çıkılırken, bir enerji açığı olduğunun gerçek olduğunu; yalnız, aradan zaman geçtikten ve 2001 yılında yüzde 10’u aşkın bir ekonomik gerileme yaşadıktan sonra, yaklaşık, enerji talep projeksiyonlarında 20 milyar kilovat saat civarında bir düşüş yaşandığını; bu düşüşün, geçmişte ihtiyaç olarak gündemde olan projeleri bugün bir arz fazlası olarak gündeme getirdiğini;  sorunların bu şekilde ortaya çıktığını; İfade etmiştir.



9.3 Komisyonu Bilgilendirme Toplantısı (11.06.2003)

AVUKAT ÜMİT ÖZATA (Samsun Barosu Yönetim Kurulu Üyesi)
 Şartnameye göre alınması gereken izinler ve bunlara ilişkin muafiyetleri iptal eden Danıştay kararları sonrasında, mobil ve yüzer elektrik santralleri, bu santrallerin enterkonekte bağlantısını sağlayacak enerji hatları, santrallerde kullanılacak olan petrol, petrokimyasal ürün depoları ile limanlar ve rıhtımlara ilişkin faaliyetlerdeki izinlerden yapımcı firmaların muaf olmadığını;

TEAŞ Genel Müdürlüğünün tespit edilen yerleri değiştirme yetkisi olmadığı kanaatinde olduğunu; 14 Nisan 1998 tarih ve 23 313 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 98/10 826 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında TEAŞ’a mobil santrallerin konuşlanacağı yeri tespit etme yetkisi verildiğini, tespit edilen yerlerin değiştirilmesine dair bir yetkinin verilmediğini; Samsun’da konuşlanan 2 tane mobil santralin Fethiye-Finike ve Bartın-Cide mobil santralleri olduğunun Bakanlar Kurulu kararıyla da sabit olduğunu; ayrıca, konuşlandırma yerinin değiştirilmesinin işlevi, sebep, maksat ve amaç yönünden hukuka aykırı olduğunu;

100 me*****lık 2 santralın Samsun İline bitişik iki parselde ve yan yana konuşlandırılmasının kanuna karşı hile olduğunu; Samsun Barosu Yönetim Kurulunun 11.3.2002 tarih ve 2002/136 sayılı Kararıyla mobil santrallerin Samsun’a konuşlandırma işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Samsun İdare Mahkemesine dava açtığını; Samsun İdare Mahkemesine 2002/250 esas sayıyla iptal davasına 26.4.2002 tarihinde 2002/384 sayılı kararla İdarî Yargılama Usulü Kanununun madde 14’e 6 ve 15’e 1a maddeleri uyarınca yetki yönünden reddedildiğini; dosyanın görevli Ankara 10 uncu İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini; Ankara İdare Mahkemesi 2002/688 esas sayılı davayı 12.6.2002 tarihinde 2002/840 sayılı kararla 2577 sayılı Yasanın 15’e 1a maddesi gereğince yetki yönünden reddederek, yetkili yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Danıştay 10 uncu Dairesine gönderilmesine karar verdiğini; dosyanın, karardan tam üç ay sonra, 12.9.2002 tarihinde Danıştay 10 uncu Dairesine gönderilerek, 2002/4963 sayılı esasa kaydedildiğini; Dairenin, 23.9.2002 tarih 2002/3124 sayılı kararla dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna oybirliğiyle karar verdiğini; Danıştay 10 uncu Dairesinin yetkili yargı yerinin belirlenmesine ilişkin 23.9.2002 tarihli kararı ise tam 130 gün sonra, 31.1.2003 tarihinde Samsun Barosuna tebliğ edilebildiğini; bunun üzerine, Ankara 10 uncu İdare Mahkemesi dava dosyasını 2003/130 sayılı esasına kaydederek 20.2.2003 tarihinde oybirliğiyle verdiği görevsizlik kararını Samsun Barosuna tebliğ ettiğini; Samsun Barosu tarafından 11.3.2002 tarihinde açılan yürütmeyi durdurma talepli iptal davasında aradan geçen 16 aya rağmen yürütmeyi durdurma konusunda bir karar verilmemiş olması nedeniyle takdirlere sunduğunu; gerçekten, olağanın dışında sürelerin geçtiğini; muafiyetleri düzenleyen yönetmelik değişikliklerindeki 31.12.2002 tarihinin de bu arada geçtiğini belirtmek istediğini;

Samsun İlinde kurulmasına karar verilmiş olan mobil santrallerin Türk Çevre Mevzuatı yönünden meri olan hukuka göre hiçbir ön izin ve izinden muaf olmadığını; sözleşmenin 20 nci maddesine göre TEAŞ’ın, bu izinlerin alınıp alınmadığı konusunda yüklenici firmaları denetlemekle yükümlü olduğunu; denetleme sırasında tespit edilen aksaklıkların sözleşmenin 29 uncu maddesi gereğince yükleniciye yazılı olarak bildirilmesi  ve aksaklıkların giderilmesi için yükleniciye 30 gün süre verilmesi gerektiğini; bildirilen aksaklıkların 30 günlük süre içerisinde giderilmemesi halinde, sözleşmenin 29 uncu maddesi gereğince TEAŞ tarafından akdin tek taraflı olarak bilabedel feshedilmesinin hukuken mümkün olduğunu; özellikle yönetmelik değişikliklerine ilişkin iptal kararının tebliğinden sonra sözleşmedeki denetleme yetkisinin kullanılmamış olması Türk Ceza Kanununun 228 ve 240 ıncı maddelerindeki suçu oluşturacak nitelikte olup, ilgililer hakkında 4483 sayılı Yasa kapsamında soruşturma yapılması gerektiğini;İfade etmiştir.

YÜKSEL ÖĞÜTEN (Tekkeköy Belediye Başkanı) özetle;
 Bu aşamada, tesisin kurulu bulunduğu Tekkeköy Belediyesinin bazı biçimsel denetleme dışında bir denetim yapma şansının olmadığını; bu denetimleri yaptıklarını; tesisin çeşitli ünitelerini çeşitli zamanlarda mühürlediklerini; ancak, mühür hiç yokmuş gibi; faaliyetlere devam edildiğini; gerekli yasal başvuruları yaptıklarını; para cezası uyguladıklarını; tesisin yıkılmasına karar verdiklerini; ilk yıkım kararı aleyhine açılan davada para cezalarının ödendiğini; Valiliğe yıkım için yazı yazıldığını; bu zamandaki yıkım kararının hiçbirine itiraz edilmediğini; geniş kapsamlı bir yıkım kararı olduğunu; 2003 yılında yeniden mühürleme ve yıkım kararı aldıklarını; ancak, bu karar aleyhine dava açıldığını; davanın idarî mahkemede devam ettiğini;

Mobil santralin şubat ayında Tekkeköy sınırları içerisinde faaliyete geçmesi ile encümende 5.4.2002 tarihinde hem AKSA ve hem ÇEKA İnşaat Firmalarına para cezası kestiklerini; yıkım kararı aldıklarını; buna istinaden, bu yıkım kararını Samsun Valiliğine yazıyla bildirdiklerini; gelen cevabın bu yıkım kararının belediyesince yapılması yönünde olduğunu; Belediyenin imkânlarının ne olduğunun belli olduğunu;

TEAŞ’a yazı yazdıklarını; TEAŞın firmaların inşaat ruhsatından muaf olduğunu belirttiğini;  30.12.2002 tarihinde ÇEKA ve AKSA firmalarına hem yıkım kararı hem para cezası verildiğini; buna istinaden, tekrar, Samsun Valiliğine, Kaymakamlık vasıtasıyla, bu konuda gerekli yasal işlemlerin yapılması için yazı yazdıklarını; yazıya şu ana kadar cevap gelmediğini; Kaymakamlığın Samsun Valiliğine yazdığını, şu ana kadar cevap gelmediğini; mobil santrallerin devamı yönünde hareketleri gördükten sonra, Cumhuriyet Başsavcılığına mühür fekkinden dolayı suç duyurusunda bulunduklarını; mahkemenin hâlâ devam ettiğini;

Tekkeköy Kaymakamlığına, Belediye Başkanlığına 3 Haziran 2003 tarihinde bir yazı geldiğini; bu yazıda enerji santralına sıvı yakıt sağlamak amacıyla ÇEKA Enerji Üretim A.Ş. tarafından boru hattı yapımı talebinde bulunulduğu, ancak, söz konusu boru hattı ve şamandıra sistemi yapımının izinsiz olarak tamamlandığı anlaşıldığından 3621-3800 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili yönetmeliğine göre cezaî işlemin uygulanmasının ve belgelenmesinin ve söz konusu alanın Tekkeköy Belediyesi sınırları içerisinde bulunduğundan, 3621-3800 sayılı Kıyı Kanununa göre uygulanacak işlemin belediyesince yapılması gerektiğinin belirtildiğini; Bayındırlık ve İskân Bakanlığının ilgi 22.2.2000 tarih ve 3613 sayılı yazısında bu santralin kömür stok sahası, idarî binası, personel alışveriş, dinlenme ve yemekhane binası, işletme idare binası, kapı, bekçi binası ve itfaiye binası için ruhsat alınması gerektiğini; enerji tesisinin entegre parçası olan teknik binalar için tesisin onaylı imar planlarının olması koşuluyla, yapı ruhsatı aranmasının gerekli olmadığını belirttiğini; Bir soru üzerine, belediyeye bir tane çöp kamyonunun ilgili firma tarafından hibe edildiğini;
İfade etmiştir.

KÂMİL KIÇIROĞLU (Tekkeköy Kaymakamı) özetle;
 Hem TEAŞ’a hem de ilgili kurumlara yazıp bilgi istediklerini; çoğu yerden cevap geldiğini; yazışmaları sadece bilgilenmek açısından yaptığını; ne emisyon ön izni, ne yer seçim izni, ne inşaat ruhsatı ne deşarj izni, ne de ÇED raporu verecek olan makamın kendisi olmadığını; bunlarla alakalı kendisinin yapacağı hiçbir şey olmadığını; Valiliğin, firmaların yer seçim iznini alabilmesi için, evraklarını tamamlayıp, valiliğe, sağlık müdürlüğüne müracaatlarının sağlanmasını istediğini; Kaymakamlığın ilgili firmadan 15 Nisanda belgeleri alıp, 16 Nisanda Sağlık Müdürlüğüne intikal ettirdiklerini; İfade etmiştir.

HAYATİ TEKİN  (Kutlukent Belediye Başkanı) özetle;
Bu olayın her yönüyle yanlış başladığını; kamuoyundan gizlendiğini; doğalgaza dönülecek denildiğini; halkın tepkisinin yumuşatıldığını; bunda başarılı olunduğunu;  baca çalışıp da çok yoğun bir şekilde, görüntüsüyle insanları ürkütecek şekilde bir gaz basıncı yörede oluşunca, insanların telaşa kapıldığını; Samsun’un doğu yakasında, artık, sebze meyvenin satılamaz olduğunu; insanlar telaşa kapıldığı için, en son mitingin tepkisinin çok yoğun olduğunu; Samsun’daki pet şişe su içilmesinin de patladığını; Samsunlunun, suyunu temiz içtiğine inanmadığını; Yer seçim izni olmadan, emisyon izni olmadan, baca ağzı gaz ölçümü olmadan, ön çalışma izni olmadan ve imar izni olmadan bu tesisin çalışmaya başladığını; İfade etmiştir.

9.4 Komisyonu Bilgilendirme Toplantısı (02.07.2003)

ZEKİ ÇAKAN (Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı) özetle;

1998’den itibaren karşılaşılan enerji darboğazının nedeninin, 1993-1997 yıllarında planlanan elektrik enerjisi üretim tesisleri yatırımlarının gerçekleştirilmemesinden kaynaklandığını; enerji ithalatı ve yeni yatırım imkânları da dikkate alınarak, yapılan değerlendirmelerde, enerji açıklarının olabileceği ve bu açıkların mobil santrallerden yararlanılarak kapatılması konusunun, yaptığı araştırmalarda ve aldığı bilgilerde o dönemde gündeme geldiğini;

O dönemde mobil santral tesisini gündeme getiren ikinci gerekçenin, 1990’lı yıllarda, özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan, şehirlere hızlı göç, bazı iletim yatırımlarının güvenlik sorunları nedeniyle zamanında bitirilememesi, kaçak elektrik kullanımının yaygın olması, sulama yüklerindeki hızlı artışlar, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce yapılmakta olan Özlüce, Batman, Kralkızı, Dicle ve Kargamış HESlerinin ki, bunların toplam kapasitesinin 725 me***** olduğunu; bunların planlandığı tarihlerde işletmeye alınamaması ve gecikme dolayısıyla bölge yüklerinin lokal olarak beslenmesi olduğunu;

İlk grup mobil santrallerin özellikle bu bölgede seçilmesinin kendisinin yaptığı araştırmalara ve aldığı bilgilere göre, söz edilen noktasal sorunların çözümüne yönelik olduğunu; önce belirttiği gerekçelerle, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının 9.3.1998 tarih ve 1265 sayılı yazısıyla Başbakanlığa başvurduğunu; elektrik enerjisine olan ihtiyacın acil tedbirlerle karşılanması amacıyla, 16.3.1998 tarih ve 98/10826 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, mobil santrallerin konuşlandırma yerinin tespitiyle, bu yerlere konuşlandırılacak mobil santrallerin kiralanması ve hizmet alımıyla işletilmesi yetkisini o tarihte TEAŞ’A verildiğini; o tarihte kendisine verilen bilgilere göre, Devlet Su İşleri tarafından da, kuraklığın etkilerinin dört beş yıl devam edeceğinin belirtilmesi, ayrıca, sistemin artan enerji talebinin karşılanmasındaki sıkıntısı nedeniyle önce belirttiği kriterlere uygun olarak tespit edilmiş Kırıkkale 130 me*****, Batman 100 me*****, Cide Bartın 100 me***** ve Dalaman Finike’de 100 me***** konuşlandırmak üzere, toplam 430 me***** gücünde yeni mobil santrallerin tesisinin kararlaştırıldığını;

Bartın’a santralin kurulmasıyla ilgili ne bilgisi olduğunu ne de o dönemde Sayın Bakandan bir ricası olduğunu; tamamen, ilgili genel müdürlüğün verdiği karara saygılı olduğunu; hem Bartın’da hem de Muğla’da çevre derneklerinin, çeşitli kuruluşların santrallerin kurulmasına karşı kampanya başlattıklarını; tüm resmî ve özel kuruluşlara santrallerin çevre açısından sakınca yaratmayacağı yönünden açıklayıcı yazılar gönderilmesine ve açıklama toplantıları yapılmasına rağmen, kampanyanın devam ettiğini; bunun üzerine, ilk olarak, Dalaman Belediyesinin, arazi satışını iptal ettiğini; Muğla Valiliğinin, santralin Muğla İlinde kurulmaması yönünde, il genel meclisinin temenni kararını gönderdiğini; Bartın Deniz Üs Komutanlığının olumsuz görüş bildirdiğini; Bartın Valiliğinin de, santralin kurulmasını uygun görmediklerini, diğer kuruluşlardan gelen olumsuz yazılardan da bahsederek belirttiklerini; aldığı bilgilere göre, bunun üzerine, Cengiz İnşaat ve Aksa Firmaları sözleşmenin de imkân verdiğini belirterek, önce santralleri tepki olmayacak bir yere kaydırılmasını talep ettiklerini; daha sonra da Samsun’u önerdiklerini; Samsun’un santral yeri olarak etüdü için TEAŞın bir teknik heyet görevlendirdiğini; teknik raporda, sistem açısından sakınca olmadığının belirtildiğini; konunun uzun süre TEAŞ Yönetim Kurulu gündeminde kaldığını; santrallerin, Bartın ve Dalaman’da kurulmaması doğrultusundaki yazıların, Samsun’a kaydırılması konusundaki firma taleplerinin ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığının, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına müracaatının çok yönlü olarak ilgili genel müdürlükçe değerlendirildiğini;

Görev yaptığı dönem içerisinde Bakan olarak, ilgili genel müdürlüğe veya diğer genel müdürlüklere bu konuyla ilgili olarak herhangi bir talimat vermesinin söz konusu olmadığını; diğer konularda da görevlilere hiçbir zaman müdahale etmediğini; çünkü aldıkları kararların ülke menfaati doğrultusunda olduğuna inandığını; o dönemde yapılanların doğru olduğuna, hiçbir baskı yapılmadığına inandığını; o dönemde kendisinin görev yapmadığını, ama yapılan bu işlemlerin doğru olduğuna inandığını; alınan karar içerisinde, 31.12.2002’ye kadar çevreyle ilgili alınan kararda kendisinin  Bakan olmadığını; Grup Başkanvekili olduğunu; ama, o kararın doğru olduğuna inandığını;



Samsun Valisinin de Bartın Valisi gibi aynı düşüncelerle, aynı şekilde itirazda bulunması halinde ilgili genel müdürlüğün konuyu bir defa daha değerlendirme gereği duyacağını; Bartın Deniz Üs Komutanlığının, Valiliğe bir yazı yazdığını; 11.4.2001 tarihinde Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, 27.4.2001 tarihli kararında Bartın’da merkezde Topluca Köyü Boğaz mevkii 106 Ada 14 nolu parselde Bartın Çayı kenarında yapılması gereken mobil elektrik santralının birinci derece doğal sit alanı sınırları içinde kaldığından yapılmasını, 659 sayılı ilke kararı gereği uygun olmadığını belirttiğini; yine, Bartın Belediye Başkanlığının Valiliğe hitaben 4.4.2001 ve 412/889 sayılı yazılarında mobil santral kurulacak bölgeyle ilgili olarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca 1.12.1989 tarihinde onaylanmış bulunan çevre düzeni planına göre bölgenin tarım ve orman alanı olduğu; 17.3.2001 tarih ve 24345 sayılı yazı Resmî Gazetede yayımlanan yönetmeliğin 7 nci maddesi uyarınca çevre düzeni planı olan alanlarda mevzii plan yapılmaz hükmünün bulunduğunu belirttiğini;

Ayrıca, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Bartın Valiliğine hitaben 30.4.2001 tarih ve 194/3341 sayılı yazılarında mobil santralın konuşlandırılacağı arazinin genel müdürlük teknik elemanlarınca incelendiğini; tahlil için alınacak toprak örneklerinin laboratuara gönderildiğini; söz konusu arazinin tarım dışı amaçla kullanılıp kullanılamayacağının toprak örnekleri tahlilinden sonra belirleneceğini ve bu nedenle daha önceleri genel müdürlüklerince hazırlanan taşınmazın yağışa bağlı üçüncü sınıf arazi olduğunu; tarım dışı amaçla kullanılmasını mümkün gören raporun iptal edildiğini bildirdiğini;

Kendisine tesisin doğalgaz ile çalışması ile ilgili herhangi bir talimat verilmediği gibi, kendisinin de herhangi bir talimat vermediğini; bu konuyla ilgili genel müdürlük yetkili elemanlarının çağrıldığında talimat vermediğinin görüleceğini; ilgili genel müdürlük, sözleşmelere ve şartnamelere uygunsa, doğalgaza çevrilme konusunda gerekeni yapabilir diye bir toplantıda konuşmasının olabileceğini;


Belediye Başkanında, kendi bölgesine bir yatırım gelmesiyle ilgili iyi niyetle bir yazı yazdığını; o yazının da değerlendirildiğini; yazmış olduğu o yazı doğrultusunda bu işlemlerin başlamasının, olayı biraz daha cazip hale getirmiş olabileceğini; İfade etmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder