14 Ekim 2006 Cumartesi

Rum Çeteci Harbo

Küre Dağları (İsfendiyar) silsilesinin batı uzantısındaki Dranaz Dağı, Gerze sahillerinden 35-40 km içeridedir. Sinop'u Boyabat üzerinden İç Anadolu'ya bağlayan yol, bu dağdan geçer. Dranaz üzerindeki köylerden biri Bürnük'tür ve bu köyün yakınında yolun kenarında "Kurtlu Han" adıyla bir konaklama yeri vardır. (Tamamen ahşap olan Kurtlu Han, birkaç sene önce çok eskimiş olduğundan, çökerek yıkıldı.)

Giresun gönüllülerinin Gerze'den ayrıldıkları günün gece yarısını geçen saatlerinde Kurtlu Han'dan dışarı Rumca müzik sesleri, naralar, nidalar gelmektedir... Aniden hanın kanatlı kapılarının ikisi birden tekmeyle ardına kadar açılır. Lüks ve idare lambaları ile salonun ucundaki ocağın alevlerinin aydınlattığı geniş salonda, Harbo ve otuz altı Rum Pontus eşkiyası çalgılar eşliğinde çengi oynatmaktadır. Hepsi buz kesilir. Hiçbiri duvarda asılı olanlar şöyle dursun, yanlarında duran mavzerlerine bile davranamazlar. Kara zıpkalılar karşılarındadır... Rum Pontuslular büyük küçük bütün dillerini yutmuş, gözleri fal taşı gibi dışarı fırlamış haldeyken, Osman Ağa'nın sesi hanın duvarlarında çınlar:

-Ulan palikarya enikleri! Türk köylerinde korumasız insanları soyar soğana çevirir, onlara zulüm ve tecavüzlerinizin zaferi diye mi burada alem yapıp çengiler oynatırsınız?!...

Yunanın İzmir'e İngiliz’in Samsun'a çıkmasıyla şımarıp bu toprakların efendisi mi olacağınızı aklınız kesti? Nankör kefereler, şimdi ben sizin gibi köçeklere nasıl avrat gibi oynatılacağını gösteririm! Soyunun hepiniz! Dümbelekçiler! Sizde biraz önceki Rum gıygıyını çalın!

Ocak başında bulunan, ekmek ve yufka pişirmede kullanılan 6-7 sacı işaret ederek, Giresun gönüllülerine, "Şunları ısıtıp salonun ortasına koyun!" emrini verir.

Nihayet Harbo'nun dili çözülür:

-Ağam, etme eyleme, biz ettik sen etme, bağışla...
-Ulan Türk düşmanı hırbo, seni artık bütün Rum kiliselerinin duaları bile kurtaramaz, yaltaklanıp durma...

Uzun sürmez, Kurtlu Han'dan gruplar halinde yükselen mavzer sesleri, karanlıkları deler gibi civardaki ormanlar ve hana yakın köylerde uğuldar.

Gün ağardıktan çok sonra, gene de korka korka Kurtlu Han'a girebilen civardaki Türk ve Rum köylüler, Harbo ve adamlarıının cesetlerini irkilerek izlemekten, salonun duvarına kömürle yazılmış yazıyı epey geç farkederler.

Rum Pontuslular!
Vatana ihanet edenler ve Türk ahaliye eziyet çektirenler, yerlerde gördükleriniz gibi tepelenecektir.

Giresun Müdafai Milliye Reisi
Osman Bey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder