7 Ekim 2006 Cumartesi

Topal Osman ve ATATÜRK

Yunanlıların İzmir’e, İngilizlerin Samsun’a asker çıkarmalarıyla birlikte Karadeniz sahillerinde Rum çetelerinin sayısı süratle artmış, Türk köylerine ve halkına yaptıkları zulüm ve tecavüzler önlenemez hale gelmiştir.

Dağlar asker kaçaklarıyla doludur. Sırf Samsun havalisinde kırk, Amasya mıntıkasında yirmi bir Rum Pontus çetesi faaliyet göstermektedir.

29 Mayıs 1919’da, Mustafa Kemal Paşa’nın görüşme isteği üzerine; Karadeniz sahillerindeki en etkili, Rum Pontus’un baş belası olan teşkilatın reisi Topal Osman Ağa yakın arkadaşları Temoğlu İsmail, Dalgaroğlu Bilal, Çavraklı Kara Ahmet’le Havza’ya gelir.

Mustafa Kemal Paşa; ”Çok buhranlı günler yaşıyoruz. Ümitsiz değiliz. Bundan sonra el ele çalışacağız. Pontus’lurarın Karadeniz kıyılarında neler yaptıklarını bir de erbabından, senin ağzından dinleyelim dedik.”der.

Osman ağa, Karadeniz sahillerindeki Rum Pontus ve Ermeni faaliyetleri hakkında ayrıntılı bir rapor sunar.

Mustafa Kemal Paşa:
-Görüyorum ki, vatansever duyguları taşımaya gençliğinde başlamışsın. Senin bugünkü yolun, o günlerde açtığın çığırdan geliyor. Memleket kurtuluncaya, içinde bir tek iç ve dış düşman kalmayıncaya kadar çarpışmak zorundayız. Sen Karadeniz’in köy ve şehirlerini koruyacaksın. Çeteni derme çatma bir kuvvet olmaktan çıkar, bir alay teşkil et. Bu alayın kumandanı da sen olacaksın. Pontusçular hangi usulleri kullanıyorsa, sizde o usulleri çekinmeden kullanın. Vatanı kurtarmakta bu son şansımızdır. Bu mücadeleyi kaybedecek olursak, tarihten siliniriz. Pontus belasının temizlenmesini tamamıyla senin tecrübeli ellerine bırakıyorum. Madem ki Türk halkı tamamıyla seni destekliyor, git Giresun’da belediye başkanlığı makamına otur. Şehir bilfiil senin ve adamlarının işgalinde olsun. Bunu yapabilir misin?

Topal Osman Ağa güler:
-Ne demek paşam? Çocuk oyuncağı bu! Orasını ele geçirmek sadece gün meselesidir. Hele sizin gibi bir kumandan arkamızda olduktan sonra, evvel ALLAH... Pontusçulara gelince, siz merak etmeyin. Bu Pontus Rumlarına öyle bir tütsü vereceğim ki, hepsi mağaralarda eşek arıları gibi boğulup gidecekler.

Ve hemen arkasından Giresun ve havalisinden:

Aba, zıpka, başlık
Beş para harçlık
Ağa dayı beni de yaz.

Özdeyişi ile;

Kimin ekmeğine yağ sürer savaş
Kimin kanına batırır lokmasını
Kimin karnını doyurur
Yoksulun yakılmış harmanı...

A benim aslan yarim
Dilleri destan yarim
Dağları düşman tutmuş
Mavzere yaslan yarim

Mani ve türküleriyle binlerce kişi, müfreze ve gönüllü alaylarına yazılırlar. Giresun gönüllülerinden kurulan müfrezeler, Osman ağa’nın alay komutanlığı yaptığı iki gönüllü alay Sakarya muhaberelerine katılmadan önceki dönemde, Giresun merkez olmak üzere batıda Sinop, Doğuda Trabzon arasındaki sahil şeridi ve dağlarda Rum Pontus çetelerine son derece sert ve değişik metotlar uygulayarak kök söktürdüler. Ya tamamen yok edildiler, ya da tamamen dağıtıldılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder