22 Eylül 2006 Cuma

Samsun'un Siyasi Yapısı

1960 İHTİLALİ SONRASI İLK YEREL SEÇİMLERDEN, 1980 DARBESİ SONRASI  İLK YEREL SEÇİMLERİ KAPSAYAN SÜREÇTE, YEREL SEÇİM SONUÇLARI  TEMELİNDE SAMSUN’UN SİYASİ YAPISI
/Yrd. Doç. Dr. D. Ali ARSLAN -11 Temmuz 2006/
Özet
Çalışmada, siyaset sosyolojisinin yöntem ve teknikleri kullanılarak, yapısal-işlevselci bir bakış açısından hareketle, 1960 İhtilali’nden sonra gerçekleştirilen ilk yerel seçimlerden 1980 Askeri Darbesi sonrası gerçekleştirilen ilk yerel seçimlere kadar geçen süreç içinde Samsun’un siyasi yapısı ve Türkiye’nin genel siyasi yapısı içindeki yerinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bir başka anlatımla bu süreç içinde Samsun’da siyasi erkin oluşumu, şekillenişi, işleyiş ve değişim düzenliliklerinin araştırılması ve top yekün Türk toplumu içindeki yerinin incelenmesi amaçlanmıştır.

Bu amacı gerçekleştirmek için 27 Mayıs 1960 İhtilali sonrasında gerçekleştirilen ilk yerel seçimler başlangıç alınarak, 12 Eylül 1980 Darbesi sonrasında gerçekleştirilen ilk yerel seçimleri de kapsayan süreç araştırma kapsamına dahil edildi. Bu süreç içinde gerçekleştirilen 5 yerel seçim sonuçları incelenerek, Samsun’un siyasi yapısının oluşumu, değişim düzenlilikleri ve bu süreç içinde siyasi gücün dağılımı konusu genel hatları ile irdelenecek.


GİRİŞ:
Demokrasi kısaca, halkın yönetimi demektir. Eski Yunanca’da halk anlamına gelen “demos” ve güç“kratos” anlamına gelen sözcüklerin bileşiminden doğmuş bir terimdir (Çeçen, 2000: 55).

Bazıları demokrasiyi bireyci bir yaklaşımla tanımlarken, bazıları da bunu toplumcu bir yaklaşımla yapar. En çok bilinen demokrasi tanımı Abraham Lincoln tarafından yapılmıştır. Lincoln’e göre “demokrasi halkın halk tarafından, halk için ve halk adına yönetimidir.”

Tarih süreci içinde, demokrasi anlayışı da evrimleşerek, doğrudan katılımcı demokrasi anlayışı yerini, çoğulcu-temsili demokrasi modeline bıraktı. Kışlalı’nın da (2003: 238-239) belirttiği gibi çağdaş demokrasiler liberal demokrasi ve sosyal demokrasi olarak iki kategoride incelenebilir.

Öte yandan muhalefet, demokratik sistemin vazgeçilmez unsurlarından birini oluşturur. “İktidar her siyasal sistemde vardır; ama muhalefetin yasal olarak tanındığı ve güvence altına alındığı tek siyasal sistem demokrasidir” (Kışlalı, 2003: 244).

Demokratik sistemler, toplumdaki her kesimin yasal  zeminlerde bir araya gelip örgütlenerek (Duverger, 1993; Teziç, 1976), siyasal iktidarın şekillenişinde  söz sahibi olma savaşımına uygun zemini hazırlar. Bu siyasi mücadele süreci içinde, iktidara ulaşmanın en önemli yolu seçimler de elde edilen başarıdan geçer. Siyasi partilerin, iktidar mücadelesindeki başarısını, onların bireylerin tutum ve davranışlarını şekillendirme beceriler belirler.

Seçimlerin temelinde ise, “insanın akıllı bir yaratık olduğu ve kendisi için iyi olanla, kötü olanı ayırt edebileceği” (Kışlalı, 2003: 238) varsayımı yatar.  Bireyler seçimlerde oy verirken, vatandaşlık görevlerini yerine getirmenin ya da insan olarak en temel haklarından birini (Çeçen, 2000) kullanmanın ötesinde bir siyasi davranış sergilemektedirler. Seçimlerdeki siyasal tercihleri ile bireyler, ülkenin yönetimine belirli bir dönem süresince yön verecek,  toplumun değişim rotasını, toplumdaki bireylerin uyacakları kuralları ve oynayacakları rolleri belirleyecek (Arslan, 2003) güce ve konuma sahip siyasi elitlerin (Arslan, 2005-a; Arslan, 2005-b; Arslan, 2005-c; Arslan, 2004; Frey, 1965) kimler olacağını, bunun da ötesinde ülkenin bugünü ve yarınlarını şekillendirecek siyasal sistemi (Kışlalı, 2003: 238-268) de belirlemiş olmaktadırlar. Kısacası bireyler bu davranışları ile siyasal gücün (Bachracah, 1961), siyasi partiler (Albayrak, 2004; Ayata,  1992) arasındaki dağılımı belirlemekte ve toplumsal iktidarın yapısını (Dahl, 1961) da şekillendirmektedirler (Glasgow & Alvarez, 2005: 245-248).

Öte yandan, bireylerin seçimlerdeki siyasi davranışları, siyasi gücün dağılımı ve iktidarın şekillenişi üzerinde doğrudan etkili olmakla birlikte, siyasi partilerin siyasi güçten aldıkları pay, seçimlerde adlıları oyla paralel oranlarda olmayabilmektedir. Bu orantısızlık, büyük ölçüde seçim sisteminden (Golder, 2005: 103-121) kaynaklanmaktadır.

Seçimler konusunda vurgulanması gereken bir başka husus da, dünyada uygulanan seçim sistemlerinin (Yuval & Herne, 2005) oldukça çok ve çeşitli olduğu gerçeğidir. Ülkedeki siyasi rejimin türü, demokratik ya da antidemokratik siyasal sistemin hüküm sürüyor olması, ya da demokratik sistemin türü, örneğin başkanlık sistemi, parlamenter sistemin ya da karma sistemin uygulanıyor olması, … gibi etkenler, seçimlerde temel alınan sistemin üzerinde belirleyici rol oynayan faktörlerdendir (Golder 2005: 117-119). Dünya genelinde bugüne kadar 261 değişik seçim sisteminin uygulanmıştır (Golder, 2005: 107).

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ:
Bireylerin seçimlerdeki siyasal davranışları (Aksoy, 200: 31-32) ve bunun sonuçları, günümüzde siyaset bilimcilerin üzerinde durdukları önemli araştırma alanlarındandır. Özellikle, bireylerin seçimlerdeki siyasal davranışlarının siyaset kurumunun yapı ve işleyişine, daha öz bir anlatımla toplumun siyasal yapısına etkisi, siyaset sosyolojisi alanında çalışan sosyal bilimciler için oldukça önemli bir inceleme alanı oluşturmaktadır. Özellikle parlamento genel seçimleri (Azpuru, 2005; Colomer, 2005; Dardanelli, 2005; LeDuc, 2005; Schaap, 2005; Sullivan, 2005; Thalang, 2005) ve başkanlık seçimleri (Rybar, 2005; Jones, 2005; Sagas, 2005; Wong, 2004), dünyada çok sayıda araştırmacının dikkatini çekmiş ve önemli çalışmalar ortaya konmuştur. Bununla birlikte, hem ülkenin genel siyasi yapısı ve hem de yerel siyasi yapının şekillenişinde belirleyici rol oynayan yerel seçimlere (Game, 2004: Coulson, 2004), genel seçimlere gösterilen ilginin gösterildiği söylenemez  (Green, 2003: 1083-1084).

Çalışmaya yerel seçimlerin de dahil edilmesinin nedeni, bu boşluğun giderilmesine katkıda bulunmaktır. Araştırmada, dünden bugüne Samsun’un siyasi kültüründeki değişim incelenirken, Samsunluların  siyasal tutum ve davranışlarının Samsun’un genel siyasi yapısına yansımaları temel alınmıştır. Bu bağlamda siyaset sosyolojisinin metot ve teknikleri (Altunışık, 2004; Bulmer, 1994; Gilbert, 1994) kullanılarak, 1960’lı yılların başından 1989’a Samsunluların siyaset yapma geleneğine ve bu geleneğin zaman içindeki değişimine de bir ölçüde ışık tutulmuş olacaktır. Bunu yaparken, yerel seçim sonuçları yalnızca Samsun bazında incelenmeyecek. Samsun ilinin yanı sıra, tümevarımcı bir bakış açısından hareketle, bu süreçteki yerel seçimlerin, Türkiye geneli bakımından sonuçları da incelenecek. Bu sayede Samsun’un, Türkiye’nin genel siyasi yapısı içinde yeri de ortaya konmuş olacak.

DÜNDEN BUGÜNE SAMSUN’DA SİYASİ KATILIM KÜLTÜRÜ:
Başta da vurgulandığı gibi seçimler, demokratik sistemin en önemli unsurlarındandır. Seçimlerdeki siyasal davranışları ile bireyler, siyasal gücün şekillenişine karar vermekte ve siyasi partiler arasında dağılımını belirlemektedirler. Bireylerin seçimlere katılım konusundaki ilgileri ve seçimlerdeki siyasi davranışlarına yönelik, genelde de saha araştırmalarına dayanmayan, bir çok görüşler ileri sürüldüğü görülmektedir. Bunlardan bazıları: “Demokratik gelişmeye paralel olarak, bireylerin siyasi bilinçlenmeleri artmakta, bu da onların, kendi geleceklerini tayin edecek olan seçimlere ilgi ve katılımını arttırmaktadır”, “bireylerin ve toplumun eğitim düzeyi arttıkça, siyasete olan ilgisi de  artmaktadır, … gibi.”

Bazı araştırmacılar, seçimlere katılım oranı ile toplumların sosyal ve ekonomik gelişmişliği arasında doğrudan bağlantı olduğunu vurgulasalar da, seçim sonuçlarına yönelik araştırmaların ortaya koyduğu bulgular bu kuralın her zaman işlemediğini göstermektedir. Örneğin, 28 Mart Gürcistan Parlamento seçimlerinde seçimlere katılım oranı yüzde 82, Ocak 2004 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 83 olarak gerçekleşmiştir (Jones, 2005: 307 ve 310). Latin Amerika ülkelerinden Dominik Cumhuriyeti’nde, 2004 başkanlık seçimlerinde bu oran yüzde 72.8 olmuştur (Sagas, 2005: 158).

Endonezya’daki 1999 seçimlerinde yüzde 94, 2004 seçilerinde yüzde 84 (Thalang, 2005: 330); Guatemala’da 2003 başkanlık seçimlerinin ilk turunda yüzde 57.9, ikinci turunda yüzde 46.78 (Azpuru, 2005: 146); Kamboçya 2003 parlamento seçimlerinde yüzde 81.5 (Schaap, 2005: 134); İsviçre 2003 Ulusal Konsey seçimlerinde yüzde 44.5 (Dardanelli, 2005: 137); Slovakya 2003cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yüzde 47.9, ikinci turunda yüzde 43.5 (Rybar, 2005:337);İngiltere’de 1975 yılından bugüne yapılan yerel seçimler de yüzde 36 ile yüzde 49 (Rallings, 2005:398-399) arasında gerçekleşmiştir.

Dünyanın farklı bölgelerindeki ülkelerin bazılarında, son seçimlere katılma oranları incelendiğinde durumun, hiç de iddia edildiği gibi olmadığı hatta, “siyasi katılım ile bireylerin ve toplumların sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyleri arasında tersine bir korelasyon” olduğu bile söylenebilir. Ancak asıl vurgulanması gereken, bireylerin siyasete olan ilgileri ve seçimlere katılım oranlarında, yalnızca sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi değil, toplumların kendine özgü toplumsal dinamikleri ve içinde bulunduğu toplumsal, ekonomik ve siyasi koşullar da belirleyici rol oynamaktadır. Özellikle de dönemsel etkenlerin belirleyici özelliği daha da ağır basmaktadır. Dönemsel faktörler denildiğinde de, seçim döneminde, hem toplumun içinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve siyasi koşullar, hem de dış sosyo-ekonomik ve siyasal durumdan (bölgesel koşullar ve dünya konjonktüründen) söz edildiği gerçeği gözden uzak tutulmamalıdır.

Yukarıda vurgulanan gerçekler temelinde, Samsun yerel seçim sonuçlarına ilişkin bulgular incelendiğinde, gerçeklerin ileri sürülen argümanları destekler doğrultuda olduğu görülür. Grafik 1’de  de belirtildiği gibi, 1963’ten günümüze, Samsun’da yerel seçimlere ortalama katılım oranı yüzde 80.85  olarak gerçekleşmiştir. Samsunluların yerel seçimlere ilgilerinin en düşük oranda gerçekleştiği dönem, yüzde 69.92 ile 1977 yerel seçimleridir. 1980 askeri müdahalesi (Arslan, 2003-b) sonrasında yapılan ilk yerel seçimlerde ise hem Türkiye genelinde, hem de Samsun’da, seçimlere katılım oranlarında oldukça önemli artışlar gözlemlenir (Grafik 1). 1984 yerel seçimlerinde Samsun’da, seçimlere katılım oranı, bir önceki seçimlere göre yüzde 31’lik bir artışla yüzde 91.62 olarak gerçekleşir. Bu, 1963 yerel seçimlerinden o güne Samsun yerel seçimlerindeki en yüksek ikinci katılım oranıdır. Samsunluların yerel seçimlere ilgilerinin en yüksek olduğu dönem ise 1990’lı yılların başıdır. Samsun’da yerel seçimlere en yüksek katılım oranı yüzde 92.98 ile 1994 yerel seçimlerinde gerçekleşmiştir. İncelenen süreçte, Türkiye geneli ve Samsun açısından önemli bir bulgu da, Samsun’da yerel seçimlere katılım oranı her zaman Türkiye geneli ortalamasının üzerinde olmuştur.
(…)

SAMSUN’UN SİYASİ YAPISI VE TÜRKİYE’NİN SİYASİ YAPISI İÇİNDEKİ
YERİNE İLİŞKİN GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Karadeniz Bölgesi’nde, Kızılırmak ve Yeşilırmak deltaları arasında yer alan Samsun, hem coğrafi, hem tarihsel ve hem de toplumsal açıdan bölgenin en önemli şehirlerinden biridir. Nüfusu, çok büyük turizm potansiyeli, son yıllarda yoğun bir çaba içinde olduğu kalkınma hamlesi ve Karadeniz Bölgesi içindeki konumu itibariyle, çok kısa bir süre içinde Türkiye’nin cazibe merkezlerinden biri olmaya aday bir ilimizdir.

Bunun da ötesinde Samsun, Türk Ulusu’nun yirminci yüzyılın başlarında, dünyanın emperyalist güçlerine karşı gerçekleştirdiği bir var oluş savaşımı olan, Milli Mücadeledeki yeri ile de yakın siyasi ve toplumsal tarihimiz açısından hayati bir önem taşır.

Samsun ilinin siyasi yapısının araştırma konusu olarak seçilmesinin temelinde bu realite yatar. Çalışmada, yapısal- işlevselci sosyoloji geleneğinden hareketle, siyaset sosyolojisinin yöntem ve teknikleri kullanılarak, Samsun’un siyasi yapısı ve Türkiye’nin genel siyasi yapısı içinde Samsun’un yeri incelendi. Bir başka anlatımla, seçilen süreçte gerçekleştirilen yerel seçim sonuçları temelinde Samsun’da siyasi erkin oluşumu, şekillenişi, işleyiş ve değişim düzenliliklerinin araştırıldı.

Araştırmanın bulguları, Samsun’un siyasi yapısına, sağ siyaset kültürünün damgasını vurduğunu göstermektedir. Samsun’da sağ partilerin toplam oy oranı, 1960’lı yıllarda yüzde 60 civarında seyrederken, takip eden yıllarda önemli bir yükseliş gerçekleştirerek, günümüzde yüzde 80’i aşmıştır.

Sol partiler ise yerel seçimler temelinde Samsun’un siyasi yapısı içinde, en yüksek temsil gücüne, yüzde 42.75 ile 1977 yerel seçimlerinde ulaşmıştır. Sol kanadın, takip eden süreçte Samsun’un siyasi
ve toplumsal yapısı içindeki gücü, sürekli bir gerileyiş trendi içinde olmuştur.

Buna karşın sağ partilerin Samsun’da en zayıf olduğu dönem, 1977 yerel seçimleri ile başlamıştır. Bununla birlikte sağ partilerin toplam oy oranları bu seçimlerde de yüzde 56’nın altına düşmemiştir.  Sağ yelpaze bir sonraki yerel seçimlerde oy oranını hızla yüzde 60’ın üzerine taşımayı başarmıştır. Sağ kanadın 1984 yerel seçimlerinde sergilediği başarıda, 1980 askeri darbesi de dolaylı rol oynamıştır.

Belediye başkanlığı seçim sonuçları incelendiğinde de, sağ siyaset kültürünün, Samsun’un toplumsal ve siyasal dokusunda hakim olduğu görülür: 1963 ve 1968 seçimlerinde Samsun belediye başkanlığını AP adayı kazanmıştır. 1973 seçimlerini ise, yüzde 62.66 gibi çok yüksek bir oy oranı ile bağımsız aday kazanmıştır. 1977 seçimlerinin galibi, geçerli oyların yarısına yakınını alan AP adayı Kemal Vehbi Gül’dür. 1984 seçimlerinin galibi de yine, bu kez ANAP kimliği ile seçime giren, Kemal Vehbi Gül’dür. İncelenen süreç içinde, Samsun merkezde yerel seçimlerin galibi genellikle sağ partilerin adayları olmuştur. 1963’te, Samsun’da Adalet Partisi’nin başlattığı sağ siyaset geleneğine son halkayı, 1984 yerel seçimlerinde ANAP eklemiştir.

NOT: Bu çalışmada yer alan verilerin bir bölümü, 4-6 Mayıs 2006 tarihlerinde gerçekleştirilen “Geçmişten Geleceğe Samsun“ konulu sempozyumda bildiri olarak sunulmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder