13 Eylül 2006 Çarşamba

Korsan dehşeti



Korsanın üstüne oturarak onu rehin alan Samsun’lu işadamı kimdiTarih 24 Şubat 1998. Adana - Ankara seferini yapan THY uçağı Diyarbakır’a kaçırıldı. Korsanı mürettebat ve yolcular etkisiz hale getirdi.



TÜRK Hava Yolları’nın (THY) Ankara seferini yapmak üzere dün akşam Adana’dan havalanan RJ 100 tipi `Gaziantep’ uçağı, bir hava korsanı tarafından içinde bomba olduğunu belirttiği oyuncak pandayla kaçırıldı. 36 yaşındaki Mehmet Dağ adlı korsan, sabaha karşı saat 02.00 sıralarında etkisiz hale getirildi.

İçinde 63 yolcu ve beş mürettebatı bulunan TK - 491 sefer sayılı `Gaziantep’ uçağı, Ankara’ya gitmek üzere 21.05’te Adana’dan havalandı. Mürettebatı Kaptan Ali Gürkan, İkinci Pilot Erdoğan Koç, Kabin Amiri Sevgi Akbulut ve hostesler Şöhret İşsever ile Aylin Elbasanlı’dan oluşan uçak, kısa süre sonra rota değiştirerek, doğuya yöneldi. Kaçırıldığı anlaşılan uçağın Diyarbakır istikametine gittiğinin belirlenmesi üzerine, 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı ve 8. Ana Jet Üssü çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Saat 22.40 sıralarında havaalanına doğru inişe geçen uçak, son anda pas geçti. Bir süre havada dolaşan uçak, daha sonra saat 22.46’da piste iniş yaptı.

Özel harekat timlerinin de geldiği havaalanında yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Ayrıca ambulans ve itfaiye ekipleri de pistte yerlerini aldı.

Edinilen bilgilere göre, uçak havalandıktan sonra pilot kabinine giren bir kişi, elindeki paketi göstererek, "Yerinizden kıpırdamayın. Elimde bomba var. Dediklerimi yapmazsanız, patlatırım" diye bağırdı. Korsan, kendisinin Tahran’a götürülmesini istedi. Bunun üzerine uçak, rota değiştirerek, İran’a yöneldi. Ancak pilotun uyarısı üzerine, uçak, yakıt ikmali yapmak için Diyarbakır’a indirildi.

Yapılan ilk görüşmeler sonunda, çoğu hasta 20 yolcu serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar, korsanın kendisini "Allah’ın şehidi" olarak tanıttığını, uçak personeli ve rehin alacağı beş yolcuyla birlikte Tahran’a gitmek istediğini söylediğini ifade etti. 30 yaşlarındaki korsanın Kıbrıs uyruklu olabileceği kaydedildi. THY Genel Müdürü Yusuf Bolayırlı, korsanın üzerinde, bomba olduğu sanılan bir oyuncak ayının bulunduğunu, ayının ağzındaki puronun ise bombanın fitili olduğunu tahmin ettiklerini bildirdi.

Uçak yolcuları arasında Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sedat Ünal, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Ülkü ve YÖK üyesi Prof. Dr. Kazım Türker’in de bulunduğu belirlendi. THY uçağını kaçıran hava korsanı, kendisiyle görüşen yetkililerin üzerlerini çıkararak, uçağa yaklaşmalarını şart koştu. Ardından elindeki paketin tahrip gücü yüksek bir bomba olduğunu öne süren hava korsanı, telsiz anonsuyla iki pilot ve üç mürettebat eşliğinde havalanmak için başka bir uçak istedi. Korsanı teslime ikna için kimliği açıklanmayan bir psikolog, havaalanına getirilerek kuleye götürüldü. Korsanın uçağa yakıt ikmali istemi de kabul edilmedi. Mehmet Dağ adlı korsan sabaha karşı 02.00 sıralarında mürettebat ve yolcular tarafından etkisiz hale getirildi.

Uçakta kimler vardı
Shuman Salatha, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Ülkü, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sedat Ünal, Ahmet Önal, Gürol Bahadır, Aydın Sümer, A. Aziz Yazar, Ahmet Kerpitçi, Dönmez Güler, Ahmet Yardım, Fatih Demirdış, Tunç Öztürk, Hüseyin Kılıç, Hamit İzol, Ömer Meti, Nadir Saygılı, Gülseren Karge, Tuğba Kaymak, Ali Ataklı, Enver Sungur, Seyfettin Tatlı, Yasemin Çolak, Haluk Ergün, Prof. Doğan Taner, Prof. Kazım Türker, Abdelselam Ikak, Haydar Seham, Musa Seyyar, Meryem Maiwald, Erdener Özekli, Osman Uzuner, Adnan Erdem, Serdar Özdemir, E. Volkan Kalyoncu, Ünye Çimento Genel Müdürü Hikmet Dizdaroğlu, Oyak Genel Müdür Yardımcısı Hasan Işık, İhsan Beyazıt, Servet Moran, Vedat Gülşen, Nihat Özdemir, M. Yeşilbağ, G. Bollito, Fahrettin Ulusoy, Seviye Öncel, Sabahattin Ütkür, Fikret Moray, Çağhan Bacaksızlar, Fatih Levent, İbrahim Aydın, Bülent Özdemir, Fatih Kösebalan, Adana Çimento Yönetim Kurulu üyesi emekli Orgeneral Metin Okçu, Adana Çimento Yönetim Kurulu üyesi emekli Orgeneral Halil Sezal, Gökhan Terzioğlu, M. Sait Göksu, Adem Sezginer, Ergin Gürsoy, Hakan Alfat, İsmet Sandalcı, Refik Karahan, Adem Dinçer, Turhan Toydemir, Mehmet Dal.


____________________________________________________
Alaturka operasyon
PERŞEMBE 26 ŞUBAT 1998


 Birbirini o güne kadar hiç tanımayan 3 "gözükara" yolcunun "cesareti" sayesinde, ufak tefek komikliklerle uçak kaçırma kâbusu tatlı sona bağlandı.

Türkiye'yi ayağa kaldıran uçak kaçırma olayı, gözükara 3 yolcunun ancak Türk filmlerinde görülecek türden "cesaretli" girişimiyle kazasız belasız sona erdi. Uçağa operasyona hazırlanan terör timlerinin bile takdir ettiği operasyonun 3 kahramanı var.

Ankaralı Avukat Vedat Gülşen, Komili sabunları ve Wilkinson jiletlerinin Ankara Bölge Müdürü Erdener Özekli, un ticareti yapan Samsunlu işadamı Fahrettin Ulusoy. Üçü de iş için gittikleri Adana'dan Ankara'ya THY uçağıyla dönüyorlardı.

Yolcuların sonradan korsan olduğunu öğrenecekleri Mustafa Dağ elindeki siyah bir poşetle tuvalete girdi. Çıktığında beline bağlı bir pandayla pilot kabinine doğru yürümeye başladı. Hostesler Mustafa Dağ'a engel olmak istediler. Ancak pandanın kuyruk kısmına bağladığı saniyeli fitili gösteren korsan, oyuncağın içinde bomba olduğunu belirtti ve bir puro yaktı. Puroyu fitile yaklaştırıp "Kıbrıs'tan geliyorum. Evliyim. Eşimle çocuğum orada. Bu uçağı komutam altına aldım. Kimse kıpırdamasın" diye bağırdı. Bunun üzerine hostesler yolculara herkesin yerinde oturmasını, müdahale etmemesini istedi. Bu arada Mustafa Dağ cebinden bir parça saniyeli fitili çıkarıp yaktı ve koridora attı. Hostes hemen ayağıyla fitili söndürdü.


Korsanla diyaloglar

Bu sırada yolculardan avukat Vedat Gülşen, korsanla konuşmaya başladı. Ona neden uçak kaçırdığını sordu. Korsan da anlatmaya başladı: "Bu oyuncağın içine sıkıştırılmış 1.5 kilo barut, çivi ve fitil var. Müdahale ederseniz patlatırım. Adım Muhammed, sesimi büyüklere duyurmak için yaptım. Uçağı Diyarbakır'a indirdikten sonra, 5 yolcuyu daha alıp Tahran'a gideceğiz. Örgüt mensubu değilim. Kimse psikopat olduğumu düşünmesin. Cezayir'de İslam'ı İslam'a kırdırıyorlar. Buradaki katliamları Hıristiyanlar'ın yaptırdığını bilmiyor musunuz? Bu katliamları Fransızlar, gayrimüslimler yaptırıyor. Ben Allah yolundayım. Avrasya Feribotunu kaçıranlarla aramda bir fark yoktur. Allah yolunda bu işi yapıyorum. Canımı da ortaya koydum."

Saatler 00.28'i gösterdiğinde, yani uçak havalandıktan yaklaşık 3 saat sonra uçak yakıt ikmali için Diyarbakır'a indi. Pilot yolculara "Talimatlara uyduğunuz takdirde hiçbir olağanüstü durum olmayacaktır. Lütfen sakin olun" uyarısında bulundu. Ancak pilotun uyarısına rağmen yolcular arasında kıpırdanmalar başlamıştı bile. Özellikle de birbirlerine hiç tanımayan ama yakın koltuklarda oturan Vedat Gülşen, Erdener Özekli ve Fahrettin Ulusoy arasında.


Tahran gönüllüleri

Ceza avukatı olan Gülşen, bu tür olaylarda korsanların mutlaka bir yardımcısı olduğunu düşünerek etrafa baktı. Korsanın bir yardımcısı olmadığını anlayınca müdahale etmeye karar verdi. Aynı anda Özekli ve Ulusoy da onunla aynı şeyleri düşünüyorlardı.

Korsan, uçağı Tahran'a götüreceğini, 5 yolcuyu yanına alacağını, diğerlerini serbest bırakacağını söyleyince, Gülşen, Özekli ve Ulusoy gönüllü olarak "Bizi al. Diğerlerini bırak" dediler. Ancak bu öneri korsandan kabul görmedi: "Ben kimliklere bakarak, seçeceğim" dedi.

Korsan bundan sonra yolculara sigara içmeleri ve tuvalete sırayla gitmeleri için izin verdi. Bir hostese de yolcuların kimliklerini toplama işini verdi. Ardından da toplanan kimlikleri sesli sesli bir hostese okutmaya başladı. Kimliklerden beşini ayırdı.

Sigara içenlerin ve tuvalete gidenlerin yarattığı karmaşa sırasında, Özekli, Ulusoy ve Gülşen konuşma fırsatı buldular. Korsanın profesyonel biri olmadığını, ruhi sıkıntısı bulunan bir kişi olduğu konusunda görüş birliğine vardılar. Bunun üzerine korsanı etkisiz hale getirmeye karar verip fırsat kollamaya başladılar. "Gece ilerledikçe yorulacak, dikkati dağılacak" dediler, korsanı saniye saniye izlemeye başladılar.

Korsan, "elindeki oyuncak ayının içinde bomba olduğunu" söylüyordu. Gözleriyle uzun uzun incelediler... Korsan farkında olmadan oyuncağı sıkıyordu. Oyuncak içine çöküyordu. Yani içi boştu. Bomba yoktu. Sıra müdahaleye gelmişti.

Pilot Operasyona Karşı

Korsanı etkisiz hale getirme fikirlerini hostesler aracılığıyla pilota ulaştırdılar. Ancak pilot "Yolcuların yaşamı bizim için her şeyden önemli, milyondan bir ihtimal de olsa riski göze alamayız. Yolcular bir şey yapmaya kalkmasın" dedi. Pilotun bu kararı da 3 arkadaşı yıldırmadı. Erdener Özekli "Ben psikoloji okudum, bu korsan acemi" dedi. 3'ü de birbirine cesaret verdi.

Korsanın "Uçağı ezilmiş Müslüman halkların sesini duyurmak için kaçırdım, kimseye zarar vermek istemiyorum" sözleri onları daha da cesaretlendirdi.

Erdener hosteslere bir kova getirtti. Hostesler, "Su servisi yapabilir miyiz?" dedikten sonra bir şişe suyu gizlice Erdener'e verdiler. Erdener suyu kovaya boşalttı. Erdener suyu korsanın üzerine boca edip sonra da onun şaşkınlığından yararlanıp üzerine atlamayı planlıyordu. Ancak, korsan Erdener'e yaklaşmayınca bu plan tutmadı. Bir ara Erdener ayağa kalktı. Korsan "Otur... görüşümü engelliyorsun. Arkadan güvenlik güçleri gelebilir kapı açık" diye tehdit savurdu. Erdener de "Esir kampında mıyız? Belim ağrıdı" diyerek korsana karşılık verdi.

Operasyon başlıyor

Sonra korsandan su dağıtmak için izin istediler. Korsandan izin çıkınca Erdener hostese yardım bahanesiyle ayağa kalktı. Erdener ani bir hareketle korsanın üzerine atladı ve onu uçağın duvarına yapıştırdı. Aynı anda yerinden fırlayan Vedat Gülşen de korsanın üzerine çullandı. Korsanı zaptetmeye çalışan Vedat Gülşen'in yardımına Fahrettin Ulusoy yetişti. 105 kiloluk Ulusoy korsanın üzerine oturarak hareket etmesini engelledi. Sonra da hareketsiz kalması için şahdamarına bastı. Korsan "Tamam teslim oluyorum. Vurmayın ne olur vurmayın" diye feryat ediyordu. Sonra hep beraber korsanı uçağın açık olan kapısından aşağıya attılar. Zaten güvenlik güçleri uçağın hemen dışında bekliyorlardı. Böylece bir uçak kaçırma olayı da Türk usulü kurtarma operasyonuyla sona ermişti. YUSUF DEMİR-GÖKHAN ARTAN-MÜSLİM SARIYAR-HASAN YAYAN (SHA)
MUSTAFA PEKCAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder