28 Eylül 2006 Perşembe

İkiztepe'nin Keşfi ve Coğrafi Çalışmalar -III




1. Dönem İkiztepe Kazısı
A. Amaçlar: Önce, İkiztepe'de kazıya girişmemizin amaçlarını bir kaç maddede sıralayalım:
1) Orta Karadeniz'in bu kesiminin kültürel sürekliliğini saptamaya çalışmak;
2) İkiztepe ve dolaylarının Orta Anadolu ile olan ilişki derecesini araştırmak;
3) Bir zamanlar hem Karadeniz'in, hem de Kızılırmak'ın kıyısında olduğu anlaşılan İkiztepe'nin, dolayısiyle Samsun bölgesinin, o zamanki Batı Dünyası ile deniz yoluyla ekonomik veya kültürel ilişkisinin bulunup bulunmadığını incelemek;
4) Hemen yukarıda Birinci Bölümün sonunda da belirtmiş olduğumuz gibi, üzerinde toprak üstü kalıntısı olarak çok sayıda "Er - Hitit" Çağı keramik parçaları toplanan İkiztepe'nin söz konusu devre ait yerleşmesini, varsa, bunun evrelerini ayrıntıları ile meydana çıkarmak ve eğer yine varsa bunların İç Anadolu'nunkilerle olan ilişki derecesini gözden geçirmek.
5) Aynı zamanda hem İlk Tunç Çağında ve eğer varsa, hem de daha eski devirlerde İkiztepe'nin, Anadolu'nun çeşitli bölgeleri ile olan bağlantılarını saptamaya çalışmak.

B. İkiztepe'nin   topografik   özelliği:
Birinci dönem kazı çalışmalarını açıklamaya girişirken İkiztepe'nin topografik özelliğini belirtmek yerinde olacaktır. Bafra Ovası içinde bu gün İkiztepe adını alan yer, dört doğal yükselti ve dört boyun üzerinde oluşmuş olup yaklaşık olarak 350 m. (kuzey - güney) x 260 m. (doğu - batı) boyutundaki bir alanı kaplar. Bu yükseltilerden en büyüğü tarafımızca İkiztepe I olarak numaralanmıştır.

İkiztepe I doğu -batı doğrultusunda yer almakta olup doğu eteğindeki Ovanın bu günkü düzeyinden 29.42 m. yüksekliktedir; doğu - batı genişliği 180 m., kuzey - güney genişliği de 130 m. kadardır.

İkiztepe II  İkiztepe I'in 45 - 50 m. kuzeyinde bulunmaktadır; ovalimsi biçimdedir, kuzey¬doğu güney - batı doğrultusunda olup yüksekliği yine doğusundaki Ovanın bu günkü düzeyinden 22.54 m. dir. Doğu - batı genişliği 115 m., kuzey - güney genişliği de 90 m. kadardır.

İkiztepe III, İkiztepe I'in 50 m. kadar kuzey - batısındadır; bu da kuzeydoğu - güney¬batı doğrultusunda olup ovalimsi biçimdedir, yüksekliği yine doğu kesimindeki Ovaya göre 14 m., doğu - batı genişliği 45 m., kuzey - güney genişliği de  108 m. kadardır.
İkiztepe IV: Şekli ovaldir; İkiztepe I'in 40 m. kuzeybatısında ve İkiztepe II'nin de 20 m. batısında yer almaktadır. Doğu - batı doğrultusunda olup yüksekliği doğu kesimindeki Ovanın aynı noktasına göre 16 m. dir, doğu - batı genişliği 90 m. ye ve kuzey - güney genişliği ise 80 m.ye ulaşır.

İkiztepe I, II, III ve IV'ün içinde bulunduğu ova, yukarıda da değindiğimiz gibi, yüzyıllar boyunca Kızılırmak nehrinin sel sularının getirdiği toprak ile oluşmuş olup bu gün deniz yüzeyin¬den bir kaç metre yüksekliktedir; erozyon nedeni ile İkiztepe'nin yamaçlarından kayıp akan toprak ise, ayrıca, İkiztepe'nin eteğine ve yakın çevresine rastlıyan ova kesiminin yüksekliğini hiç olmazsa bir kaç metre daha yükseltmiş olmalıdır. Bu gün Karadeniz kıyısının 6-7 km. kadar güneyinde kalan îkiztepe'nin bir zamanlar deniz kenarında bulunduğuna jeolojik incelemeler tanıklık etmektedir.

Yine bu gün Kızılırmak'ın esas kolunun 1.5 km. batısında kalan İkiztepe Höyüğünün vaktiyle bu nehrin kenarında bulunduğu anlaşılmakdır. Nitekim, Kızılırmak deltasını oluşturan kollardan birinin, Höyüğümüzün hemen doğu eteğinin çok yakınından aktığı İkiztepe köyünün ihtiyarları tarafından doğrulanmaktadır. Ayrıca, topografik konumlarından anlaşıldığına göre o zamanki deniz kıyısı çizgisinin batıdan doğuya doğru Alaçam - Sivritepe, Gökçeboğaz Tepe, Dede Tepe, İkiztepe, Şirlek Tepe, Beylikköy-Tepecik'in hemen kuzeyinde bulunmuş olduğunu2 ve bu nedenle İkiztepe'den başka saydığımız bu höyüklerin de vaktiyle Karadeniz kenarında yer almış olduklarım kanıtlamaktadır.
Böylece, İkiztepe Höyüğünün hem Karadeniz'in hem de Kızılırmak'ın kenarında bulunuşu, oradaki eski yerleşmenin coğrafî ve topografik özelliğe sahip olduğunu belirtmekte ve dolayısıyle hem deniz hem de kara yolu ile bağlantı sağlamaya uygunluğunu göstermektedir.

C. İkiztepe   I   ve   İkiztepe   Il'deki   kazılar
1974 döneminde İkiztepe'nin dört yükseltisinin ikisinde (İkiztepe II ve İkiztepe I) kazılara girişildi. Aşağıdaki satırlarda önce İkiztepe I'de ve sonra İkiztepe Il'de başlatılan kazının genel gelişimini açıklamaya çalışacağız. Keramik ve küçük buluntular ise, söz konusu her iki Tepe için bir bölümde bir arada gözden geçirilecektir.

I. İKİZTEPE DEKİ ÇALIŞMALAR:
1971 yılında yaptığımız sistematik toplamada ve 1972 ve 1973'deki topraküstü araştırmalarımızda bu Höyüğün her yönünden bol miktarda keramik toplanmış, bunlar arasında Höyüğün özellikle kuzey yamacından olanların çoğunluğu —o zamanki tanımlarımıza göre- "Eski Hitit" devrine, güney ve batı yamaçlarından toplananların çoğunluğu ise "İlk Tunç" Çağına ait olarak saptanmıştı. 

Yukarıda da belirttiğimiz üzere, doğal bir yükseklik üzerinde oluşmuş olan İkiztepe I'in hemen doğu eteğinin bitişiğindeki bu günkü alluvial ovaya göre yüksekliği 29.42 m.dir. Bunun kaç metresinin doğal ve ne kadarının da asıl Höyüğe ait olduğunu anlamak kuşkusuz ancak ana toprağa inildikten sonra mümkün olacaktır.

Birinci dönemde îkiztepe Fin iki yerinde çalışıldı: Höyüğün tepe kesiminde (A-Sondajı) ve kuzey yamacında.

a) A - Sondajı:
İkiztepe I'in tepe kesiminin hemen batısına rastlayan ve 5X5 m. boyutundaki on bir grid-karesinden oluşan 25X11=275 m2 lik bir alan seçildi (bk. Plan III, D 1 - 4/IV 11 - 13). Grid sistemine göre bir çalışma uygulanarak her grid-karesinin dört kenarında 0.50 m. lik bir kısım kazılmadı, böylece birbirine bitişik gridler arasında 1.00 m. genişliğinde topraktan birer ayırıcı dilim bırakıldı. Kültürel tabakalaşmayı saptayabilmek amacıyle bu onbir grid - karesinin hepsinde aynı  anda çalışılmaya başlandı, ancak bazılarında belirli düzeylerde duruldu, bir akçında ise daha fazla derinleşildi, birinde  ise A-sondajının en derin çukuru açıldı.

İkiztepe I üzerinde açılmağa başlanan A tranşesinden elde edilen sonuçları kısaca özetleyelim :
1 — Tepe üzerindeki  erozyon  ve  çift  sürmenin  aşındırmalarından   kendini   koruyabilen en üst yerleşme Geçiş Çağı yahut "Er - Hitit"  olarak tanımlanabilir.

2 — Bu "Er - Hitit" çağında, onunla beraber yaşamış İlk Tunç  türünde  kültür özellikleri gösteren çok sayıda örnekler bulunmuş olup daha eski geleneğin bu çağda da etkisini devam ettirdiği anlaşılmıştır.

3 — Bu dönem yapılan kazılar ile "Geçiş Çağı" yahut "Er - Hitit"  (kat I) in altı evresi belirlendi. Bu evrelerden birincisi, İkiztepe I'in en yüksek kesimindeki dört grid - karesinde (D 3/İV 11 = b. 13; D 3/IV 12 = b. 14; D 3/IV 13 = b. 15; D 4/IV 12 = b. 17) saptandı. Buluntu bakımdan daha zengin olan ve içindeki in situ durumundaki iri küpleri ile büyük bir yapının varlığını kanıtlayan tabanlara ikinci evrenin yedi grid - karesinde (D i/IV 11 = b. 7; D1/IV12 = b. 6;Ü2/IVn = b. io;D2/IVi2 = b. 5;D2/IV 13 = b. 2;D3/IVn = b. 25; D 4/IV 13 = b. 16) rastlandı. Üçüncü evre sadece üç plan-karede (D 2/İV 11 = b. 35; D 3/İV 11 = b. 32; D 4/IV 13 = b. 21 ve aynı yerde ikincil bir taban = b. 42) belirlenebildi. Oldukça derinleşilen bir grid - karede (D 3 /İV 11) aynı kültür katının daha üç evresi meydana çıkarıldı. Bu evreleri yukarıdan aşağı doğru takip edersek; dördüncü evre: D 3/İV 11 = b. 39, beşinci evre: D 3/IV 11 = b. 40 ve altıncı evre: D 3/İV 11 = b. 41 olarak saptanmıştır.

4 — A Tranşesindeki ilk dönem kazıları "Er - Hitit" çağında ahşap mimarlığın uygulandığını, evlerin temelsiz olarak dikeçler ve yatay hatıllar üzerine inşa edildiğini, duvarların gene hatıllar üzerine çamur sıva = pise kaplanarak yapıldığını saptamamıza olanak sağladı. Plan veren mekânlar belirlenememiş olmakla beraber, bunlara ait dikeç delikleri ve hatıl izleri meydana çıkarıldı. Ahşap olan taban altı konstrüksiyonu üzerine çamur sıvanarak yapılmış tabanlar yerleşme evrelerini kolaylıkla saptamamıza olanak sağladı. Ancak bazı kesimlerde tabanları topraktaki çok hafif renk farklılığı ile belirleyebildik.


b)C-Sondajı:
A - Sondajının 25 m. kadar kuzeyinde olup İkiztepe Fin kuzey yamacının batı kesiminde yer alan ve 5 X 5 m. boyutunda sekiz grid - karesinin oluşturduğu (G 20 - D 1 /İV 2-5, bk. plan V, VI) bu alanın yüz ölçümü 200 m2 dir *. Burada kazıya girişmenin nedeni, İkiztepe Fin tepe kısmını çevreler gibi gözüken, âdeta bir set görüntüsü veren ve özellikle C 20 /İV 3'de belirgin olan yapıtın niteliğini saptayabilmekti. Bu kesimin, İkiztepe Fin erozyondan ve çift sürme nedeni ile toprak kaymasından fazlasıyle etkilenen yamaçlarından biri olduğunu önceden belirtmek isteriz.


1.Dönem İkiztepe Kazılarının Sonuçları

BİRÎNGİ DÖNEM İKİZTEPE KAZILARININ SONUÇLARINA TOPLU BİR BAKIŞ
İkiztepe'deki 1974 dönemi çalışmalarımız henüz bir başlangıç olduğu için bunlardan kesin sonuçlar çıkarmak kuşkusuz erkendir. Bununla birlikte gözlemlerimize ilişkin birkaç noktaya değinmeyi faydalı bulmaktayız.:

1 — İkiztepe'de Kalkolitik   Çağdan başlıyarak "Er - Hitit" Çağı (="Geçiş Çağı") sonuna kadar sürekli yerleşmelerin varlığını saptamış bulunmaktayız.

2 — İkiztepe'nin  I.   Katının  çeşitli  evrelerinde bulunan  "Er - Hitit"  keramiği,  Dündar-tepe'de, Tek(k)eköy'de, Boğazköy - Büyükkale kuzey - batı yamaç kazısının 8b, 8c, 8d ve özellikle 9. katlarında, Boğazköy - Aşağı Şehrin 4. ve 5. katlarında, Alaca Höyük, Alişar, Polatlı, Ahlatlıbel, Beycesultan ve Mersin (Yümüktepe)' in çağdaş katlarında meydana çıkarılan çanak – çömlek türüne gerek yapılış ve gerek tipoloji bakımından büyük benzerlik göstermektedir; zaman bakımından da Kaneş Kârum'un II., III. ve IV. katlarında bulunanlara dolaylı olarak bağlanmaktadır.

3 — İlk Tunç Çağlarına ait İkiztepe keramiğinin, hem Dündartepe, Kavak  (Kaledoruğu) ve Tekkeköy'ün hem de özellikle Alaca   Höyük'ün   çağdaş   çanak - çömleği ile yakın   ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır.

4 — İlk Tunç II - III Çağlarında Orta Anadolu'nun İkiztepe ile çağdaş olan bazı kaplarında boya bezek görüldüğü halde, İkiztepe'de Orta Anadolu türü boyalı   keramiği   ("intermediate - ware", "Alişar III"  türü boyalılar)  niteliğinde hiç bir parçanın bulunmaması ilginçtir.

5 — İlk Tunç  I   Çağında  İkiztepe keramiği Büyük  Güllücek,  Kalınkaya,   Yazır   Höyük ve Alaca  Höyük'ün - hâfirlerince   "Kalkolitik"   olarak   tanımlanan - çanak - çömleğine  büyük benzerlik gösterir. "Boynuz kulp" ( = Karanovo kulpu) adı ile tanınan kulpların İkiztepe'de çok sayıda meydana çıkışı, ayni tür kulplara Kavak (Kaledoruğu), Tek(k)eköy, Alaca Höyük, Büyük Güllücek ve Yazır Höyük'de, Batıda ise Hacılar'da, Höyücek'de, Protesilaos (Karaağaç Tepe)'de Hanay Tepe'de, Ege Adalarının bazılarında ve Balkanlar'da rastlanışı söz konusu çağda İkiztepe'nin gerek İç Anadolu ile ve gerek Batı ile olan ilişkisini açıkça belirlemektedir; ancak bu benzerlik sadece kulplarda  kalmakta,  kulpların  ait  oldukları kapların  formları  ise  Balkanlar'dakinden ayrıcalık göstermektedir.

6 — İkiztepe H'de İlk Tunç I Çağma ait bir evrede (Kat II, evre 4) ağızdan çıkıntılı organik bir kulpun (bk. Lev. XXVI, 3 ve res. 54)  (tab handle)   bulunmuş   olması  ilgi   çekicidir.  Böyle bir kulp, bu günkü bilgimize göre, Orta Anadolu keramik repertuvarında pek ender görülür, nitekim Alaca Höyük'de sadece bir parça halinde rastlanmıştır. Buna karşın Batıda Kusura'da, Kuruçay Höyük'de, Ege Adalarında, örneğin Tigani'de, Hagio Gala'da, Thermi'de, Saliagos'da daha çok  örnekler  vermiştir. Troya I'de de  benzeri vardır. Beycesultan'da ise İlk Tunç IFde daha gelişmiş ve zarifleşmiş şekilde görülür.  Sözkonusu türdeki kulpun İkiztepe'de meydana çıkışı Höyüğümüzün Batı ile olan ilişkilerini belirliyen başka bir kanıttır.

7 — İkiztepe'nin İlk Tunç Çağı kaplarının bazılarında beyaz boya ile yapılmış ince band guruplarından oluşan bezekler mevcuttur. Ancak bu ilk dönemin izlenimlerine göre beyaz boya daha ziyade îlk Tunç'un başlarında kullanılmış, sonuna doğru terk edilmiştir. îkiztepe I'de açılan A - Sondajında çarklı M. Ö. II. bin yılı kapları ile beraber İlk Tunç karakteri gösteren kaplar da bulunmuş ancak bunlarda beyaz boya bezeği görülememiştir. Buna karşın tepenin kuzey yamacına yakın bir kesimde yer alan C - Sondajında ilk Tunç türünde yapılmış kap¬larda siyah üzerine ince beyaz boya bandları ile bezeklenmiş parçalar mevcuttur. Bu tür bezekler îkiztepe H'de açılan B - Sondajında İlk Tunç I'e tarihlenen yerleşme evrelerinde bol örnekler vermektedir. Bu durumda İkiztepe I'deki C-sondajı buluntularının da İlk Tunç I geleneğini devam ettiren, onlardan daha sonraki bir evreye (belki İlk Tunç II) ait oldukları varsayılabilir.

8 — İkiztepe'nin siyah renkli İlk Tunç I kapları   üzerindeki bezekler hem   beyaz   renkte olmaları hem de bezek türü ve motifleri bakımından Troya I - öncesi devrinde güney batı ve Batı Anadolu'da, Ege Adalarında ve Balkanlar'da bulunan çanak - çömleğin bezeklerine benzemektedir.

9 — İkiztepe II, Kat II evre 3'de meydana çıkan yüksek ayaklı bir kaba ait olduğu anlaşılan iki ayak (bk. Lev. XL, 31 İ/74 - 325 ve res. 56, 56a) Anadolu'ya yabancı bir kap formudur, oysa bu çeşit yüksek ayaklı tabaklar Balkanlar'da Vesselinovo Kültürüne özgü keramik arasında görülür.

10 — İlk Tunç I çağında İkiztepe II'nin taş endüstrisi ayrıca ilginçtir. Çok sayıda çakmaktaşı, kuvartz ve kısmen de obsidian âletler meydana çıkarıldı (örneğin krş. res. 92, 93, 94, 95 = Lev. XLII, 8; 96 = XLII, 7; res. 100 = Lev. XLII, 6). Bunlar arasında Anadolu'dapek ender rastlanan üçgen biçimli kuartzdan (bazıları çakmaktaşından) özenle yapılmış mızrak uçlarını (örneğin krş. res. 98 = Lev. XLII, 3; res. 99 = XLII, 2) ve ok uçlarını (örneğin bk. res. 97 = Lev. XLII, 5; res.  101 = Lev. XLII, 9; res.  102 = Lev. XLII, 4) özellikle zikretmek isteriz.

11 — İkiztepe II, Kat II evre 2'de bulunan yassı kemikten bir delicinin (?) yapılış biçimi (hançer şeklinde) dikkat çekicidir (krş. Lev. XLI, 23 ve res. 91). Form bakımından bu buluntu bir delici olmaktan ziyade Balkanlar'da özellikle Gumelnitza Çağında rastlanan şematik kemik figürinleri andırmaktadır. Ayni tür kemik eserler Troya I'de de görülür. Her ne kadar İkiztepe buluntusunda yüz ve vücut ayrıntıları belirtilmemiş ise de ana formu bakımından böyle bir benzerlik olasılığına değinmek yerinde olacaktır.

12 — Birinci dönem kazılarında elde edilen ve yukarıda bazıları zikredilen çeşitli buluntuların sağladığı kanıtlara göre,  İkiztepe, İlk Tunç I Çağında - büyük olasılıkla deniz yolu ile -daha ziyade  Batı ile, Ege  Adaları ile ve Balkanlar'la, İlk Tunç II - IU'de ise genellikle Orta Anadolu ile ve özellikle Alaca Höyük'le ve Alaca Höyük dolaylarındaki yerleşmelerle ilişkili gözükmektedir.

13 — 1971, 1972 ve 1973 yıllarında Samsun'un bu günkü il sınırları içinde geliştirdiğimiz topraküstü araştırmaları sırasında özellikle Bafra — İkiztepe yöresinde ve Kızılırmak deltasının güney kesiminde bulduğumuz sayıları 17'ye ulaşan höyük veya yamaç - höyüğü yerleşmelerinde topladığımız  keramik parçalarının inceleme  sonuçlarına göre  İkiztepe ve dolaylarında gerek Kalkolitik, gerek İlk Tunç ve gerek "Geçiş Çağı"nda yoğun yerleşmelerin varlığı anlaşılmaktadır.

14 — Bir üst maddede söz konusu edilen araştırmaların ve İkiztepe'de giriştiğimiz kazının ışığı altında, İlk Tunç III sonu ile Orta Tunç I arasındaki "Geçiş Çağında", ki biz buna "Er- Hitit" ya da "Ön - Hitit" diyoruz, (yaklaşık olarak M. Ö. XXI. - XVIII. yüzyılın başı) Kızılırmak Nehrinin   Karadeniz'e   döküldüğü bu yörede  bir  Krallığın   bulunduğunu ve bölgenin en büyük yerleşmesi olan İkiztepe'nin de bu Krallığın  merkezi  olduğunu varsaymaktayız. Eğer hal böyle, ise, bu husus Eski Hitit Krallığının kuruluşuna ve Eski Hitit Çağına ilişkin tarihî veya lejander olaylara katkıda bulunacak niteliktedir: İmdi, Kültepe tabletlerinde adı geçen ve 197ı'de Boğazköy'de bulunan Eski Hitit devrine ait çivi yazılı lejander bir metne göre, hem deniz hem de nehir  kenarında  veya yakınında yer aldığı anlaşılan Zalpuvva — ( = Zalpa ) kenti acaba İkiztepe olarak tanımlanabilir mi? Ya da İkiztepe, Zalpuwa - ülkesine ait bir kent midir? İkiztepe'nin coğrafî konumu ve ilk dönem kazılarında elde edilen arkeolojik sonuçlar, zannımızca, "İkiztepe = Zalpa -" eşitliğini doğrulayan kanıtlayıcı ipuçları verebilecek niteliktedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder