7 Eylül 2006 Perşembe

Samsun'dan Marka Çıkması Zor Görünüyor



Markalar Trendler / FATOŞ KARAHASAN 

Samsun, yemyeşil, masmavi kıyı şeridiyle, temiz ve bakımlı merkeziyle düzenli ve güzel bir kent. Ancak, işadamı ve sanayicisi pek de mutlu değil, kendilerini hükümetin yalnız bıraktığından dert yanıyorlar. Kendilerine en zor gelen noktaysa, başta Bafra olmak üzere pek çok ilçeye teşvikler verilirken, Samsun'a hiç kimsenin sahip çıkmaması. Ayrıca, kendi ilçelerinin imza toplayarak başka bir ilin kütüğüne geçme taleplerine de çok içerliyorlar.


Samsun, kurtuluşumuzun sembolüdür. Kentin kanında bu gurur var. Atatürk müzesindeki fotoğraflar, heykeller, Ata'nın özel eşyaları etkileyici bir ortam yaratıyor. Bandırma vapurunun bir kopyası, kentin bakımlı ve tertemiz bir parkının kıyısında bir müze olarak duruyor. Gerçeği, Atatürk yaşarken sökülüp, satıldığı için, sonradan geminin planları yurtdışından getirilmiş ve kopya aslına uygun olarak tasarlanmış. Mustafa Kemal, kentin dokusunun bir parçası adeta.

Yanlış algının ağır faturası
Samsun biraz da anılarıyla yaşıyor. Yıllarca Karadeniz için önemli bir ticaret merkezi olan kent, bu özelliğini giderek yitirmiş olduğunu üzülerek fark ediyor. M. Ali Birand'ın sunduğu Manşet programındaki Samsunlu bir işadamının söylediği gibi, Atatürk'ün ve Kurtuluş Savaşı'nın en önemli kenti olmak belki de bir dezavantaj oluşturuyor. Kentin zengin, güçlü, kendine yeten bir merkez olarak algılanması sonucunda, kimse Samsun'un yardımına koşmuyor.
Son yıllarda, Bursa, Denizli, Kayseri, Konya gibi merkezlerin gerisinde kalarak, rekabetçi özelliğini yitiren Samsunlu iş dünyasının biraz da hatayı kendilerinde araması gerekiyor.

Tanrı Samsun'a cömert davranmış. Deniziyle, yeşiliyle, üniversitesiyle ve tarihi itibarıyla kentin güçlü bir altyapısı var. Tarımda ve sanayide katma değer yaratmayı başaracak markalar çıkarmaması için hiç bir engeli yok. Önemli olan piyasaları doğru analiz etmek, kime neyin satılabileceğini öngörebilmek ve fark yaratabilecek ürünler sunabilmek.

Samsun, kısa bir süre sonra bir enerji merkezi olacağa benziyor. İşte o zaman şehrin rönesansı başlayabilir. Ancak, bunun için girişimcilik, birlikte hareket edebilme, uzun soluklu yatırımlara girecek enerji ve rekabet arzusu gerekli.

Samsun'un markası olarak Samsunspor'u hatırlatan, pidenin hangi ilçeye ait olduğu konusunda uzun uzun tartışan Samsunlu iş dünyası, damarlarındaki asil kanı hatırlamak zorundalar. Girişimleri için destek ararken, küresel düşünmeliler. Marka yaratabilmek içinse her şeyden önce ne yapamadıklarını değil ne yapabileceklerini hayal etmeliler. Marka, uzun ince ve zor bir yol. Tutkular, hırslar ve kendine güvenen kuruluşların bulunmadığı yerlerde, markalar doğmuyor, yeşerseler bile uzun ömürlü ve sağlıklı bir yaşam süremiyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder