25 Aralık 2006 Pazartesi

Yüzyılın Projesi



Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Viladimir Putin Ortadoğu'da kalıcı barış ve refaha hizmet etmesi planlanan projenin baş mimarları. Türkiye ile İsrail'in ortak projesi hayata geçtiğinde enerji dengeleri değişecek. Boru hattından sadece petrol değil doğalgaz, su ve elektrik de taşınabilecek



/MURAT YETKİN
ANKARA - Türkiye ve İsrail, Karadeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Rus ve Kazak petrollerinin daha çabuk ve güvenli şekilde Uzakdoğu pazarına ulaştırılmasını hedefleyen bir boru hattı inşa edilmesi için mutabakata vardı. Konuyla ilgili görüşmenin mutabakat zaptı, Enerji Bakanı Hilmi Güler ile İsrail Altyapı Bakanı Binyamin Beneliezer arasında önceki akşam Tel Aviv'de imzalandı. Mutabakat zaptında projenin yalnızca iki ülke ilişkilerine değil bölgede kalıcı barış ve refaha hizmet etmesinin de amaçlandığı yazılarak Avrupa Komisyonu'ndan AB-Akdeniz işbirliği için vaat ettiği desteği somutlaştırması istendi.

Projede, Türkiye'nin Ceyhan petrol terminali kilit rol oynuyor. Halen Irak'ın kuzey petrol sahalarını Kerkük-Yumurtalık ve Hazar Denizi'ndeki Azeri petrol yataklarını, Bakü-Tiflis-Ceyhan hatlarıyla Akdeniz'e, dünya pazarlarına indiren Ceyhan terminali, Samsun-Ceyhan petrol boru hattının inşasıyla Karadeniz'e inen Rus ve Kazak petrolleri için de bir çıkış olacak.

Bu nedenle Karadeniz-Kızıldeniz projesinin beş denizi, Karadeniz, Hazar, Akdeniz, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nu birbirine bağlayan bir enerji koridoru oluşturduğu ve bunun mevcut enerji hatlarına katkı ve alternatif anlamı taşıdığı enerji uzmanlarınca ifade ediliyor.

Kudüs'te 13 Aralık günü boyunca süren görüşmeler ardından, akşam Tel Aviv'deki resmi yemek öncesinde imzalanan mutabakat zaptında petrol hattının, Türkiye'nin inşa etmek istediği Samsun-Ceyhan hattının devamı olarak, İsrail'deki terminallere uzatılacağı yazılıyor. Bu konuda kararın tamamen Türk hükümetine bağlı olduğu da zabıtta yer alıyor.

İsrail'in Akdeniz kıyısında iç tüketime dönük olarak Hayfa rafinerileri ve Ashdod ve Ashkelon'da petrol terminalleri bulunuyor. Ashkelon'dan Kızıldeniz'deki Eilat terminaline kadar da 1968 yılında, o zaman şahlık olan İran ile yüzde 50 ortaklıkla inşa edilmiş, yılda 56 milyon ton taşıma kapasiteli ve 250 kilometre uzunluğunda çift yönlü boru hattı mevcut.

Samsun-Ceyhan vurgusu
Samsun-Ceyhan arasında yılda 60-70 milyon ton kapasiteli, 550 kilometre uzunluğunda bir petrol boru hattı inşası için hükümetin Çalık Grubu'na verdiği ön inceleme süresi ise dün doldu. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne süre dolmadan Çalık Grubu'nun sunduğu raporda, İtalyan Eni grubu ile bazı Körfez ülkelerinin boru hattının yarı dolum kapasitesini şimdiden garanti ettikleri, Hindistan Petrol Şirketi (IOC) ve Japon Mitsubishi grubunun da mali destek taahhüdünde bulundukları öğrenildi.

Çalık Grubu, hükümetin kaynakları onaylaması halinde 2007'nin ilk aylarında başlayabilecek ve 1-1.5 milyar dolara mal olacak Samsun-Ceyhan inşaatının 2009 başında işletmeye hazır hale getirileceğini söylediler. Türk ve İsrail hükümetlerinin nihai anlaşmaya varması halinde, 610 kilometrelik Ceyhan-Ashkelon hattının ise, Akdeniz altından inşaatına 2008'de başlanıp en geç 2010-11 yılına dek işletmeye hazır hale getirilebileceği bildiriliyor.

Stratejik önem taşıyor
Halen Karadeniz'e inen yılda 130 milyon ton Rus ve Kazak petrolü İstanbul ve Çanakkale boğazları yoluyla dünya pazarına ulaşıyor. Bu petrolün 60 milyon tonu Uzakdoğu pazarlarına taşınıyor. Ancak hem İstanbul Boğazı'ndaki çevre koşulları, hem de Süveyş kanalındaki sığlık nedeniyle 130 bin tondan büyük tankerler kullanılamıyor.

Önümüzdeki 10 yıl içinde iki katına yakın artışla 250 milyon tona ulaşacağı tahmin edilen Karadeniz'deki Rus ve Kazak petrolünün Boğaz engelini aşması için düşünülen Burgaz (Bulgaristan)-Alexandropolis (Dedeağaç-Yunanistan) boru hattı projesi, aslında Samsun-Ceyhan'dan daha ucuza mal oluyor. Ancak hem Ege Denizi, hem de Süveyş Kanalı'na ilişkin çevre-turizm endişeleri nedeniyle bu hattın taşımacılık sorununa gerçekçi çare olamayacağı, bazı Rus kaynaklarınca da ifade ediliyor.

Süveyş üzerinden ortalama 30 gün süren ve en fazla 130 bin tonluk tankerlerle yapılan Novorossisk-Singapur seferinin, Afrika kıtasını dolaşarak yapılması halinde süresi, beklemeler hariç 42 güne yükseliyor. Buna karşın, Türk ve İsrailli uzmanlar, 500 bin tona kadar tankerlerin yanaşabileceği Eilat Limanı'ndan aynı sürenin 19 gün tuttuğuna dikkat çekiyorlar. Japonya, Kore, Çin ve Hindistan'a daha kolay ve çabuk petrol ulaştıracak Karadeniz-Kızıldeniz koridoru pojesinin Hindistan ve Japon şirketlerince maddi olarak da desteklenmesi, enerji güvenliği açısından değerlendiriliyor.

Yalnızca petrol değil
Türkiye-İsrail mutabakat zaptında, Karadeniz-Kızıldeniz hattının yalnızca bir petrol boru hattı olmayacağı, 'çok amaçlı boru hattı' olacağı vurgulanıyor. Zabıtta, bu çoklu (İngilizcesiyle multiple) boru hattının aynı zamanda doğalgaz, su ve elektrik hatlarının taşınmasına da hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor. Kaynaklar, su ve elektrik aktarımı projelerinin Filistin ve Ürdün yönetimleriyle birlikte değerlendirmeye uygun olduğuna ve bölge kalkınmasına, dolayısıyla barışa katkıda bulunacağına inanıyorlar.
Böylece Rusya'nın Karadeniz altından Samsun'a ulaşan Mavi Akım'ın yanına bir yenisini inşa ederek Ortadoğu ve dünya pazarlarına Türkiye üzerinden açma projesi de hayata geçiyor. Rusya'nın katkısı bu projede önemli yer tutuyor. Boru hatlarından geçecek petrolün de, doğalgazın da büyük kısmı Rusya'ya ait olacak. Bu süreçte, Rusya'nın deneyimli Ankara Büyükelçisi Piyotr Stegniy'in Telaviv büyükelçiliğine atanması da dikkat çekiyor.
Başbakan Erdoğan'ın geçenlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı 45 dakikalık görüşmede, enerji işbirliğinin önemli yer tuttuğu bildiriliyor. İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in önümüzdeki haftalarda yapacağı Ankara ziyaretinde Karadeniz-Kızıldeniz projesinin de ele alınması ve hükümetler arası anlaşmanın 2007 ortalarında imzalanması bekleniyor.

Güler: Dünya dengeleri değişecek
Enerji Bakanı Hilmi Güler, İsrail ile imzalanan mutabakata ilişkin Radikal'e şu açıklamayı yaptı: "Aynı projeyle petrol, doğalgaz, su ve elektrik taşınması dünyada ilk kez yapılıyor olacak. Dünya çapında ses getirecek bir proje olacak. Dünya enerji dengelerini değiştirecek. Bu yalnızca bölgenin ekonomisine değil, barışına, kalkınmasına da hizmet edecek. Projeden Filistin ve Ürdün'ün de yararlanacak olmasına özellikle dikkat ettik. Stratejik açıdan hem Türkiye'ye, hem bölgeye yararı dokunacak. Proje, Samsun-Ceyhan hattını tamamlayacak. Enerji arz güvenliğine de katkısı olacak proje, Türkiye'yi enerji oyununda asli aktörlerden biri haline getirecek."



Yüzyılın Projesinin Mutabakat Zaptı
Türkiye ve İsrail arasında 10 Ekim 2005 ve 10-12 Mart 2006 tarihlerinde yapılan Enerji Çalışma Grubu toplantıları sonuçlarına dayanarak, taraflar Kudüs'te yaptıkları görüşmede Türkiye ve İsrail arasında, ham petrol, doğalgaz, taze su ve elektrik kablosu boru hatlarından oluşan bir enerji koridoru inşası konusunda kararlılıklarını tekrarlamışlardır.

Taraflar bu projenin yalnızca Türkiye ve İsrail'in ikili ilişkilerine değil, aynı zamanda bütün bölgede kalıcı barış ve refahın oluşmasına uygun iklimi teşvik edecek şekilde, çevrelerindeki bölgeye de olumlu katkıda bulunacağı konusunda güçlü inançlarını dile getirmişlerdir. Aynı şekilde, böyle bir enerji koridorunun küresel enerji güvenliği ve arz istikrarını güçlendirmeye önemli katkı vereceğini ifade etmişlerdir.

Taraflar Avrupa Komisyonu'nun 21 Ekim 2006'da Brüksel'de yaptığı toplantıda enerji koridoru üzerine işbirliğini destekleme kararını memnuniyetle karşılar. Bu çerçevede, Avrupa Komisyonu'na yakın gelecekte bu desteğini somutlaştırması için çağrıda bulunur.

Taraflar, bu enerji koridorunun inşası için hali hazırda harekete geçmiş bulunan özel sektör girişimlerinin devamını destekler. Bu çerçevede taraflar, Türkiye-İsrail enerji koridorunun parçası olarak bir açık deniz çoklu boru hattı projesinin (ham petrol, doğalgaz, su ve elektrik) Samsun-Ceyhan ham petrol hattının bir uzantısı olarak İsrail'deki çıkışlarla, Ceyhan'daki terminal arasında fiziki bir bağ olmak üzere inşasını gözetir. Taraflar bu bağlantının Türk hükümetinin kararıyla gerçekleşeceği üzerine anlaşmıştır. Taraflar, bu çerçevede, sürmekte olan yapılabilirlik çalışmasının mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını talep eder. 

Taraflar dolayısıyla ilgili yetkili makamlarına hükümetler arası bu projeyi hayata geçirecek bir anlaşmanın hazırlanması için gerekli hukuki çerçevenin hazırlanması doğrultusunda somut adımlar atma talimatı verilmesi konusunda mutabakata varmışlardır.

Hilmi Güler, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Binyamin Beneliezer, İsrail Devlet Doğal Altyapılar Bakanı
13 Aralık 2006-Kudüs





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder