25 Aralık 2006 Pazartesi

Gizli Servislerin Hedefi KARADENİZ !




Amerikan Gizli Haber Alma Servisi CIA'nın bile ajanlarını 'turist' kisvesi altında göndererek araştırma yaptırdığı, İngiliz Gizli Servisi M16'nın "Pontusça Sözlük" hazırlama girişimlerinde bulunduğu, Yunanistan'ın Pontus emelleri içerisinde "Helen Yurdu" veya "Küçük Asya" olarak dillendirdiği ve bu uğurda dünyanın dört bir yanında 276 adet "Pontus'u Kurtarma Derneği" kurdurduğu, 6 etnik kültürün yaşamasına rağmen en küçük sorunun çıkmadığı Karadeniz Bölgesi, aslında 6 bin yıllık Türk yurdu...


Kültür Bakanlığı yayınları arasında bulunan ve tarihçi Bahaddin Ögel'in yazdığı "Türk Kültür Tarihine Giriş" ve tarihçi Yılmaz Öztuna'nın "Büyük Türkiye Tarihi" kitaplarındaki bilgilere göre, dış güçlerin uzun vadede karıştırmak için fırsat kolladığı istihbarat birimlerince belirlenen, Karadeniz'in en eski çağlardan itibaren bilinebilen ilk halkını, Orta Asya'dan göç ederek yerleşmiş Turani kavimleri oluşturuyor. Bu kavimlerden bazılarının Amazonlar, Tibarenler, Muskiler, Halibler, Haldiler, Haltlar, Kohlar, Gutlar ve Mosklar olduğu belirtilen tarihi bilgilere göre, Anadolu'da Eti, Frig, Pers, Makedon ve Bizans hakimiyetleri olduğu dönemde bile Türk kavimlerinin göçlerinin hiç kesilmediğine dikkat çekiliyor. Hazar Denizi'nin kuzey ve güneyinden M.Ö. 1118'de Koman Türkleri (Kayseri Bölgesi'nden), M.Ö. 700'de Kimmerler, M.Ö. 654'te Sakalar, M.Ö. 395'te Hunlar, M.Ö. 530'da Bulgar Türkleri, 1057'de Türkmenler ve 12. yüzyılda 40 bin Koman ailesinin önce Gürcistan'a, oradan Doğu Karadeniz'e göçleri, Türk asıllıların göçlerine örnek teşkil eden unsurlar olarak gösteriliyor.

İSİMLER SONRADAN BOZULMA
Yine Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü yayınları ile Mesut Çapa ile TBMM yayınları arasında bulunan ve Yılmaz Kurt'un yazdığı "Pontus Meselesi" adlı iki kitaptaki tarihi bilgiler, Karadeniz Bölgesi'ndeki Rumca telaffuz edilen şehir isimlerinin, Türk kavimlerinin bu yörelere verdiği isimlerden bozma olduğunu da ortaya koydu. Türk kavimlerinin bölgede bulunduğu dönemlerde sık sık işgale uğraması ve işgalci güçlerin koloniler kurması sonucunda bazı kültür ve dil öğelerinin moda haline geldiği belirtilen araştırma dosyalarında buna gösterilen ilk örnek, Trabzon'un ismi oluyor. Trabzon'un ilk ismi, bölgenin ilk yerli halkı olan Turani kavimlerinden Tibarenlere izafeten Tibaren olduğu halde, yakın tarihli Bizans-Rum devleti zamanında takılan Elence'den bozma 'Trapezus' ismi kaynak imiş gibi gösterildiğine dikkat çekiliyor.

PONTUS DEVLETİ VAR MI?
Yine aynı yayınlarda, uluslararası gündeme sokulmaya çalışılan Pontus devletinin tarih sahnesinde sadece 76 yıl varlık gösterebildiği vurgulanıyor. Tarihte, Milattan Önce 4 bin yılından zamanımıza kadar tam 6 bin yıllık çok geniş zaman dilimi içinde, 1204-1280 yılları arasında sadece 76 yıl ve sadece Trabzon'un yine sadece belli bir bölümünde hükümran olabilmiş bir Pontus devleti bulunuyor. Ancak bu 76 yıllık süreç, bölgenin tümüne sosyal, siyasi ve kültürel mühür basmak açısından yetersiz görülüyor. Tarihi gelişmeler, bu devletin 76 yıllık süre içinde tam bağımsız olamadığı, sırasıyla Selçuklular ve Moğollara vergi vererek, sonra da Türkmen beylerine kız vermek suretiyle varlığını sürdürmeye çalıştığını gösteriyor. Karadeniz Bölgesi'nin günümüzdeki önemi, uluslararası ticaret yolu üzerinde önemli bir geçiş yolu ve kara ile deniz yollarının birleştiği kavşakta yer alıyor olmasından kaynaklanıyor.

19 MAYIS'IN PERDE ARKASI
Türk Tarih Kurumu (TTK) yayınları arasında bulunan ve Sebahattin Özel'in yazdığı "Milli Mücadelede Trabzon" ile Mustafa Kemal Atatürk'ün kaleme aldığı "Nutuk"ta verilen bilgilere göre, Atatürk'ün, saray tarafından olağanüstü yetkilerle donatıldıktan sonra 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gönderilmesinin arkasında ise bir başka sebep yatıyor. Harbiye Nazırlığı'nın kendisine verdiği talimatın 1. maddesi, "Karadeniz'deki Rum çetelerinin, bölgede bir Rum Pontus Devleti kurmak amacıyla giriştikleri tedhiş hareketlerinin kontrolü ve bunlara karşı tedbir alınması, bölgede iç asayişin iade ve devamı ile bu asayişsizliğin sebeplerinin tespiti" şeklinde yazılmıştı.
Mustafa Kemal Paşa bölgeye geldikten 2 gün sonra, 21 Mayıs'ta Sadrazamlığa gönderdiği şifreli telgrafta durumu şöyle açıklıyor: "Pontusçu Rumların bölgedeki liderleri Samsun Metropoliti Termanos'tur. Bölgedeki Rum nüfusunun artırılması için Rusya'dan göçmek getirilmekte ve deniz yoluyla getirilen çeteler kıyılardan içeri sokulmaktadır. Bölgede 40 kadar Rum çetesi vardır. Türkler de bunların saldırılarından korunmak maksadıyla 13 direniş grubu teşkil ettirmişlerdir. Bölgedeki asayiş kuvvetleri yetersiz kalmaktadır".
Mustafa Kemal Paşa, Türk çetelerinin en kalabalık ve kuvvetlisinin reisi olan, Giresun'da faaliyet gösteren Topal Osman isimli Osman Ağa'ya her türlü desteği vererek, Rum ve Ermeni çetelerini bitirme mücadelesine girmişti. Osman Ağa, Rum çetelerini kısa süre sonra bitme noktasına getirmiş, elinden kurtulanlar da Lozan'da imzalanan mübadele anlaşması uyarınca Yunanistan'a gitmişlerdi.

HERKES BİLİNÇLİ
Yabancı istihbarat servislerinin 'turistik' kisve altında her türlü çalışmayı gerçekleştirdiği Karadeniz Bölgesi'nde bütün tüzel kuruluşlar bilinçli hareket ediyor. Trabzon Valilik makam giriş kapısı yanında duvara kazılı bulunan ve Mustafa Kemal Paşa'nın, Kurtuluş Savaşı'nın ardından 15 Eylül 1924'de Trabzon'a ilk gelişinin ardından söylediği sözler her şeyi özetliyor: "Kahraman evlatlara malik olan bu kıymetli memleketimizi bir Ermenistan mahreci veya muhayyel bir Pontus Krallığı ülkesi yapmak talep ve tehditleri ne me'şum idi. Şüphesiz o kabuslar ilelebet hayal olmuştur".

/Metin Akyürek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder