27 Aralık 2006 Çarşamba

Oriente Moderno Dergisi'nde Türkiye (1921-1922)

Bilindiği gibi, Anadolu’daki işgalcilere karşı verilen Türk bağımsızlık savaşı Avrupa kamuoyu tarafından da yakından takip edilmiştir. Bu çerçevede, Güneybatı Anadolu Bölgesinde geniş bir bölgeyi büyük beklentilerle işgal eden1 İtalya’da da Millî Mücadele hareketi biraz endişe daha çok da sempati ile izlenmiştir. Dönemin önde gelen İtalyan dergilerinden Oriente Moderno, 13 Mart 1921de kurulan Doğu Enstitüsü’nün (Istituo per L’Oriente) aylık yayın organıdır.


Oriente Moderno 15 Haziran 1921de yayınlanmaya başlamıştır. Derginin “Programımız” başlıklı tanıtım yazısında, “Dünya Savaşı’ndan sonra Ortadoğu’da ortaya çıkan yeni durumun İtalya’ya kültürel ve ekonomik avantajlar sağlayabileceği” belirtilerek, “İtalyan hasmının Doğu dünyası hakkında yeterli bilgi vermediği ve verilen bilgilerin de çoğunlukla ikinci veya üçüncü elden olduğu” anlatılmıştır. “Dergimiz, çağdaş Doğu’nun ekonomik ve sosyal durumu ve şartları hakkında bilgiler verecek, yayınlar yapacaktır” denilen tanıtım yazısına göre Oriente Moderno, üç kısımdan oluşacaktır. Politika - tarih, kültür ve ekonomi2 . İslam dünyası hakkında bilgilerin yer aldığı dergide Anadolu’da verilmekte olan bağımsızlık savaşı ve Türk-İtalyan ilişkileri hakkında çok fazla olmasa da haberler verilmiştir. Genelde gazete haberlerinden derlenen derginin incelenmesiyle, kısmen İtalyan ve Avrupa basınının Türk bağımsızlık savaşına bakış açılarını öğrenmek mümkün olmuştur.

Dergi bir yerde derleme özelliği göstermektedir. Türkiye, Suriye, Lübnan, Mezopotamya, Filistin, Fas gibi bölgeler hakkında bilgiler verilmektedir. Bu bilgiler, ilgili ülkenin veya çeşitli Avrupa ülkelerinin gazetelerinden alınan haberlerden ve hangi gazeteden alındığı belirtilerek verilmiştir. Dönemin, Times, Daly Herald, Temps, Journal d’Orient, ikdam, Vakit, Hâkimiyet-i Milliye gibi önde gelen gazeteleri dergideki haberlerin kaynakları arasındadır. Her ne kadar güncel olaylar hakkında bilgiler verilmişse de, gerekli görüldüğünde geçmişte konu hakkındaki olaylardan da söz edilmiştir, İtalya, İngiltere ve Fransa arasında imzalanan 26 Nisan 1915 tarihli gizli Londra Andlaşması3 , yine üç devlet arasında imzalanan 1917 tarihli St. Jean de Maurienne Antlaşması4 ve İtalya Dışişleri Bakanı Tittoni ile Yunanistan Başbakanı Venizelos arasmda 29 Temmuz 1919’da yapılan gizli anlaşma5, Misak-ı Millî’nin tam metni6 derginin değişik sayılarında verilmiştir.

İlk sayısında (Haziran 1921), İstanbul Üniversitesi ve Ankara’da kurulan yayın ve tercüme komisyonundan söz edilen dergide, Amedeo Giannini’nin aynı yıl kitap olarak yayınlanan La questione Orientale alla Conferenza della Pace isimli çalışmasının ilk bölümünün yayınına da başlanılmıştır.

Konu bakımından derginin bir sınıflandırması yapılırsa iki başlık altında toplamak mümkündür; 1- Milli Mücadele hakkındaki haberler ve Türkiye’deki gelişmeler, 2- Türkiye’nin dış politikası ile bu çerçevede Türk-İtalyan ilişkileri.

I- Milli Mücadele Hakkındaki Haberler ve Türkiye’deki Gelişmeler:
İlk sayıda, Yunanlıların İzmir ve çevresini işgal ettikten sonra yaptıkları mezalimi araştırmak üzere kurulan milletlerarası kurulun Türkiye’de yaptığı incelemelerden7 ve Anadolu Bağımsız Ortodoks Kilisesi’nden söz edilen8 derginin Temmuz 1921 sayısında, “İstanbul ve Anadolu” başlığıyla Türkiye’nin ekonomik durumu hakkında çok önemli bir makale yayınlanmıştır. Yazının girişinde, “İtilaf Devletleri’nin denetimi ve İstanbul pazarlarındaki yabancı malların çokluğu ve daha önemlisi Anadolu’da işgalcilere karşı verilen savaş nedeniyle İstanbul Hükümeti’nin hakim olduğu bölgenin ve gelir kaynaklarının azaldığına” dikkat çekilmiştir. Ankara Hükümeti’nin de savaş ve ilk sırada bulunan askeri harcamalar nedeniyle zor durumda bulunduğu, Anadolu’nun belli başlı ithalat-ihracat yapılan limanlarının Antalya, Trabzon, Samsun ve Zonguldak olduğu, İran’la sınır ticaretinin Erzurum’dan yapıldığı anlatılmıştır. Yazıya göre İran’dan Mayıs 1920 -Şubat 1921 arasında Erzurum aracılığıyla yapılan manifatura, şeker, kahve gibi ithal maddeleri için 9.317.822 Türk Lirası ödeme yapılmıştır. Aynı sayıda, Viyana’da yayınlanan Der Öesterreichisce Volkswirt gazetesinin 2 Nisan 1921 tarihli nüshası kaynak gösterilerek, Ankara Hükümeti’nin 1921-1922 yılları için bir gelir-gider bilançosu yayınladığını haber vermiştir. Bu habere göre Ankara Hükümeti bu yıllar için 79 milyon gelir, 86 milyon gider ve 7 milyon lira bütçe açığı hesaplamıştır.

Ağustos 1921 sayısında dergide Kürtlerin isyan ettiğini iddia eden iki haber yayınlanmıştır. “Kürdistan İsyanı Hakkında” başlığıyla verilen ilk haberde; Kürt isyanının elebaşlarının, güvenliklerini sağlamak ve milli gelişmelerini teşvik etmek amacıyla büyük bir Kürt kongresi toplamaya karar verdikleri” duyurulmuştur. Kürt İsyanı Hakkında” başlığıyla verilen ikinci haber.e göre; “Kürt isyanını bastırmakla görevlendirilen Nurettin Paşa’nın İradeyi Milliye gazetesinde; “isyanın tamamen bastırıldığı ve gazetelerin, Sivas, Elazığ, Diyarbakır, Malatya ve Tokat bölgeleri hakkında verecekleri haberlere sansür getirildiğini duyuran bir bildirisinin yayınlandığı” belirtilmiştir. Aynı haberin devamında, Nurettin Paşa’nın, Kürt ayaklanmasının liderlerini hükümete teslim olmaya davet ettiği ve teslim oldukları takdirde onlara karşı şiddet uygulanmayacağı konusunda güvence verdiği iddia edilmiştir. Anadolu gazetelerinin Kürt hareketinin Nurettin Paşa’nın dirayeti sayesinde önlendiğini yazdıklarını belirten dergiye göre, Daily Telegraph’da, Kürdistan’da, bölgede yaşayanların Türk rejiminden hoşnutsuzluklarının ve kıtlığın devam ettiği Erzurum’da ekmek bulunmadığı, köylerin terk edildiği ve insanların zorla askere alındıklarının yazıldığı duyurulmuştur10.

M. Kemal’in, bir başkan yardımcısı ve 12 üyeden oluşan Anadolu ve Rumeli Müdafaay-ı Hukuk Grubu’mı kurduğunu Journal d’Orient’den alınan bir haberle okuyucularına ileten dergi, Anadolu’daki savaşın gelişimi hakkında haberler de vermiştir, Kemalist birliklerin İzmit bölgesini ele geçirmesi* ve Bursa istikametine doğru ilerlemeye başlamalarının İstanbul’da endişe ile izlendiği ileri sürülmüştür. Karadeniz kıyılarında bir limanda İngiliz Yüksek Komiseri ile M. Kemal Paşa arasında sonuçsuz bir görüşmenin yapıldığının Reuter Ajansı tarafından 8 Temmuz 1921 günü duyurulduğunu yazan Oriente Modemo, diğer taraftan 11 Temmuz’da Anadolu içlerine ilerlemeye başlayan Yunan birliklerinin Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar’ı işgal ettiklerini duyurmuştur. Bu son Yunan zaferinin Atina’da büyük sevinçle karşılandığına işaret eden dergiye göre, “Yunanlılara avantaj sağlayan bu durum geçicidir. Çünkü Türkler, yalnızca savunma mevzilerini güçlendirmekle yetinmiyorlar aynı zamanda Yunanlıları geri püskürtecek önlemleri de alıyorlar” 11.

M. Kemal Paşa’nın, Sakarya Meydan Savaşı’nın Türk ordularının zaferiyle sonuçlandığını bildiren açıklamasına yer veren dergi, TBMM tarafından kendisine “Mareşallik” rütbesi ve “Gazi”lik unvanı verildiğini de duyurmuştur12.

Dergide yer alan haberler arasında yurt dışında bulunan Enver Paşa’nın faaliyetleri önemli bir yer tutmuştur. “Ankara Enver’e Karşı” başlığıyla verilen bir haberde/Türk Bolşeviklerinden Suphi Bey’in, arkadaşlarıyla birlikte Ankara Hükümeti’nin emri üzerine Kâzım Karabekir Paşa tarafından denizde öldürülmüş olabileceklerinin Times gazetesi tarafından iddia edildiği yazılmıştır13. Enver Paşa’ya karşı Hakimiyet-i Milliye gazetesinde bir makale yayınladığını duyuran dergi14, Enver Paşa ile ilgili haberler vermeye devam etmiştir. Oriente Moderno’ya göre Anadolu’da, 1921 yılı sonlarında güçlü bir “Enverist” propaganda yapılmaktadır. Bu amaçla birtakım Enverci subaylar İstanbul’dan Anadolu’ya geçerek çalışmalara başlamışlardır. Anlaşıldığı kadarıyla Enver Paşa olayı Milliyetçilerle Sovyetlerin arasında da diplomatik problemlere yol açmıştır. Ankara Hükümeti Hâriciye Vekili Yusuf Kemal Bey’in notasına cevap veren Sovyet Dışişleri Komiseri Ciçerin, “Moskova Hükümeti’nin Enverist politikalara destek verdiği iddialarının doğru olmadığını, hükümetinin iki devlet arasındaki iyi ilişkilerin devam ettirilmesini istediğini” bildirmiştir15. İtalyanlarla da ilişki kuran ve bu ilişkiyi devam ettirmeye özen gösteren Enver Paşa, Haziran 1921’de Roma’ya da gelmiştir16. Enver Paşa’nın Berlin’de Ocak 1922’de toplanacak “İttihatçı” kongreye katılmak üzere Moskova’dan Berlin’e geldiğini bildiren dergi17, Bolşeviklerin, Ankara Hükümeti’nin talebi doğrultusunda Enver Paşa’yı tevkif ettiklerini ve Anadolu’da da asker ve sivil 84 Enver Paşa taraftarının tutuklandığını ileri sürmüştür18.

Enver Paşa’nın ve yurt dışındaki ittihatçıların çalışmalarına sonraki sayılarında da yer vermeye davam eden dergi, Küçük Talat Bey, Halil Paşa ve diğer İttihatçı liderlerin katıldığı önemli bir toplantının 9 Mayıs 1922’de Batum’da yapıldığını duyurmuştur. Toplantıda konuşan Halil Paşa gelecekte takip edecekleri politika hakkında açıklamalar yapmıştır. Kongrede, Enver Paşa ve Cenevre ve Bulgaristan’da bulunan İttihatçılara alman kararların bildirilmesine karar verilmiştir. Bundan başka Haziran ayının birinci günü Batum’da başka bir kongre daha toplanmıştır. Enver taraftarlarının Anadolu’daki faaliyetleri hakkında da bilgi veren dergi, Bolu-Kastamonu yolunda Albay Galatalı Şevket komutasındaki İttihatçı bir birlikle Ankara Hükümeti’ne bağlı kuvvetler arasında silahlı çatışma meydana geldiğini iddia etmiştir. Yurt dışındaki İttihatçıları faaliyetlerini yakından ve biraz da endişeyle izleyen Ankara Hükümeti, Alman Hükümeti’nden Almanya’daki İttihatçıların faaliyetleri hakkında resmi bilgi istemiştir19.

Trakya Türk Komitesi 1922 Mart başlarında İstanbul’daki yüksek komiserlere gönderdiği bir muhtırayla Edirne’nin bir Türk şehri olduğunu ve bütün Müslümanların şehirlerinin Türkiye sınırları içinde kalmasını istediklerini bildirdiler. Bundan başka, Tevfik, İbrahim, Yusuf Ziya ve Ali Galip beylerden oluşan bir heyeti Paris’e gönderdiler20.

Dergiye göre Türkiye’deki gelişmeler ve özellikle Anadolu’daki Rum tüccarların yaşadıkları bölgelerden sürülmeleri 15 Mayıs 1922’de İngiltere Avam Kamarası’nda görüşüldü. Bu oturumda İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri’nin konu hakkında gönderdiği iki telgraf okundu. Times’da yayınlanan bu telgraflardan ilkinde yapıldığı iddia edilen sürgün hakkında geniş bilgi verilmiştir. Bu telgrafa göre; Türkler azınlıklar hakkında daha önce verilmiş bir kararı sistemli bir şekilde şimdi uygulayarak Samsun-Trabzon arasındaki Osmanlı Rumlarını Amasya’da topladıkları gibi Tokat, Sivas ve Kayseri’ye kadar olan bölgedeki Rumları da Harput’a sürmektedirler. Bu sürgünler sırasında pek çok ölüm olayı meydana gelmiştir. Amerikalı Dr. Ward’ın geçen yıl Aralık’ta Harput-Malatya yolunda 150 ceset saymıştı. Onun bir arkadaşı da yine Harput yolu üzerinde bin 500 ve Harput’un doğusunda iki bin sürgün cesedi saymıştı. Ölenlerin çoğunu Rum çocuk ve kadınları meydana getiriyordu”. İkinci telgrafa göre de, “Çok zor şartlar altında yaşayan Trabzon ve hinterlandındaki Rumlar sürgüne tâbi tutulmuşlardır”. Bu oturumda ve aynı konu nedeniyle 17 Mayıs’da yapılan görüşmelerde konuşan milletvekilleri Türkiye’yi suçlamışlardır21.

7 Haziran 1922 günü bazı Yunan savaş gemilerinin Samsun’u bombalamalarını İstanbul ve Ankara hükümetleri İstanbul’daki İtilaf Devletleri nezdinde protesto etmişlerdir22. Yunan basınından aldığı bir haberi veren dergi, İstanbul Hükümeti’nin Hâriciye Nâzın İzzet Paşanın İzmit’te gizlice görüştüğü M.Kemal ile işbirliğini öngören bir anlaşma yaptığını ihtiyatla bildirmiştir23. İzmir’in otonom bir yapıya kavuşturulduğunu duyuran Yunanistan bildirilerini ve bunu protesto eden Ankara Hükümeti’nin açıklamasına yer verilmiştir24.

“Ankara İstanbul Hükümetine Karşı: Yeni Türk Devleti” başlıklı haberde, TBMM’nin saltanatı kaldırdığını haber vermiş25 ve M. Kemal Paşanın saltanatın kaldırılışı münasebetiyle yaptığı konuşmayı yayınlamıştır26 . Sultan Vahideddinin bir İngiliz gemisiyle Türkiye’den ayrılmasından sonraki gelişmeleri de takip eden dergi, Mecliste yapılan halife seçiminde, 9 çekimser oya karşılık Osmanlı hanedanından Selim Efendi’ye 3, Abdürrahim Efendi’ye 2 ve Abdülmecid Efendi’ye de 158 oy verildiğini ve Abdülmecid Efendi’nin yeni halife seçildiğini duyurmuştur. 18 Kasım’da halife seçilen Abdülmecid’e TBMM Başkanı M. Kemal Paşa tarafından gönderilen kutlama telgrafı da verilmiştir27.

II- Türkiye’nin Dış Politikası:
Oriente Modemo dergisi, Ankara ve İstanbul hükümetlerinin, başta İtalya olmak üzere dış ilişkilerin de okuyucularına duyurmuştur.Tabii olarak da Türk-İtalyan ilişkilerine daha fazla önem verilmiştir28. Bilindiği gibi 1921 Şubatında toplanan Londra Konferansında Ankara Hükümeti Hariciye Vekili Bekir Sami Bey ile İtalya Dışişleri Bakanı Kont Carlo Sforza arasında 12 Mart 1921’de bir antlaşma imzalanmıştı. 6 maddelik bu antlaşmanın tam metni dergide verilmiştir29.
(…)

Dönemin şartlarından ileri gelen bir yakınlaşmanın Millî Mücadele döneminde Milliyetçilerle Bolşevikler arasında iyi ilişkiler kurulmasına ortam hazırladığı bilinmektedir. Avrupa kamuoyu gibi İtalyan kamuoyu tarafından da endişeyle izlenen bu ilişkiler hakkında Oriente Moderno’da çok sayıda habere yer verilmiştir. Dergide yer alan bir habere göre, Ankara Hükümeti’nin mâli durumunun iyileştirilmesi amacıyla Bolşevikler tarafından bir milyon Ruble altın verilmiştir. Haberin devamında, Bolşeviklerin 1921 Ağustosunun son haftasında Samsun ve İnebolu limanlarına aralarında 35 uçak ve 650 atın da bulunduğu çeşitli savaş araçları getirdikleri ve bunların Ankara’ya götürüldüğü iddia edilmiştir. Buna karşılık Ankara da Sovyetler’e 18 milyon ton tahıl ve 12 milyon ton kömür göndermiştir46 . Atina’da yayınlanan Patris gazetesi kaynaklı bir habere göre Kasım 1921’de, Türk milliyetçileri ile Bolşevikler arasında 12 maddelik gizli bir antlaşma imzalanmıştır47. Times kaynaklı bir habere göre Araloff Sovyetlerin temsilcisi olarak Ankara’ya geldikten sonra Ankara Hükümeti ile Türkiye’nin ekonomik durumunun iyileştirilmesini ve ekonomisini bağımsız hale getirmeyi hedefleyen bir antlaşma imzalamıştır48. Başka bir habere göre Ankara Hükümeti ile Bolşevikler arasında Moskova -Tiflis ve Kars arasında direk bir demiryolu hattı inşa etme konusunda bir anlaşma imzalanmıştır49. Ankara Hükümeti zaferin kazanılmasından sonra da Sovyetlerle iyi ilişkileri geliştireceklerini açıklamıştır. Türk ordusunun taarruza hazırlandığı günlerde Vakit gazetesinde yayınlanan Rauf Bey’in telgrafında bunu görmek mümkündür. Sovyetlerin Dışişleri Komiser Yardımcısı Karahan’a bir telgraf gönderen Rauf Bey, “Zor günlerimizde yardım elini uzatan ilk güç” olarak değerlendirdiği Sovyetlerle ilişkilerin önemine dikkat çekmiştir 50.
(…)

SONUÇ
Yer alan haberlerin büyük bir kısmını değerlendirerek bir Türkiye tablosu çizdiğimiz Oriente Moderno dergisi, incelediğimiz dönemde İtalya’da ağırlığı olan Doğu Enstitüsü’nün yayın organı olarak resmi bir özelliğe de sahiptir. Bu çerçevede dergi, İtalyan kamuoyunun ve daha da çok İtalya’nın resmi politikasını yansıtması bakımından önemlidir.

Özgün çalışmaların yerine ilgili ülkenin veya Avrupa gazetelerinin haberlerini kaynak olarak kullanan dergideki Türkiye haberlerinin bir kısmının gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu göz ardı edilmemelidir ki, bu, haber kaynaklarından ileri gelmiştir. Bu eksikliğe rağmen, halen yayınlanmakta olan Oriente Moderno dergisi Türkiye tarihi ve Türk-İtalyan ilişkileri bakımından çok önemli bir kaynaktır.

/Yrd. Doç. Dr. Mevlüt Çelebi*

KAYNAKÇA:
1 Millî Mücadele dönemindeki İtalyan işgalleri hakkında bakınız: Mevlüt Çelebi, “Millî Mücadelede İtalyan işgalleri”, Atatürk Araştırma Dergisi, c. IX, sayı: 26, (Mart 1993), s. 395-416.
2 Oriente Moderno (O.M.)-I-, (15 Haziran 1921), s. 1-2, L’istituto per L’oreinte’nin kuruluşu ve 1943’e kadar yaptığı çalışmalar hakkında bakınız. Giacomo E. Carretto, “Sapere’ e ‘potere’ L’istituto per L’oriente, (1921-1943)”, Annall della Facaltâ di Scienze Politiche dell’Universitâ di Cagliari, volume: IX’. Cagliari, 1983’den ayrı basım, s. 211-230.
3 Bu andlaşmanın 9. maddesi şöyleydi: “Asya Türkiye’sinin tamamen veya kısmen paylaşılması halinde, İtalya’nın Akdeniz bölgesinde âdilâne bir pay almasını İtilâf Devletleri tasdik ederler. Osmanlı imparatorluğu’nun toprak bütünlüğü korunur ve büyük devletlerin çıkar bölgelerinde değişiklik yapılırsa, İtalya’nın çıkarları da göz önünde tutulacaktır.Savaş boyunca, Fransa, İngiltere ve Rusya Asya Türkiye’si topraklarında yerler işgal ederlerse, Antalya iline yakın olan Akdeniz Bölgesi İtalya’ya verilecek ve İtalya’nın burasını işgal etme hakkı olacaktır.”
4 -O.M.-I-, (15 Ağustos 1921), s. 130.
5 -O.M.-I-, (15 Haziran 1921), s. 6 ve 15 Eylül 1921, s. 212-214. Bu anlaşmaya göre; Trakya ve Kuzey Epir’deki istekleri kesin olarak gerçekleştiği takdirde Yunan Hükümeti, Anadolu’da Menderes nehrinin güneyinde kalan topraklar üzerindeki taleplerinden İtalya adına vazgeçmeyi kabul ediyordu. (Bu çizgi Kuşadası’nın biraz kuzeyinden başlayarak doğuya doğru, kuzeyde İzmir sancağını Yunanistan’a, güneyde Aydın’ı İtalya’ya bırakarak devam ediyordu), İtalya, Ege Denizi’nde işgali altındaki adalarda, Rodos hâriç, egemenlik hakkını Yunanistan’a bırakıyordu. Yalnızca Rodos İtalyan egemenliğinde kalacak, İtalya, barış konferansının bu adalar hakkında kesin karar vermesini takip eden iki ay zarfında Rodos’a geniş bir özerklik tanırken, Yunanistan da kendisine devredilen adalarda İtalya’nın yat, liman, okul İçin harcadığı parayı İtalya’ya ödeyecekti. Yine bu gizli anlaşmaya göre, İtalya, Anadolu’ya ait istekleri karşılanmadığı takdirde, bu anlaşmanın bütün şartları üzerinde serbestçe hareket edebilecekti.
6 -O.M.-I-, (15 Ağustos 1921), s. 154.
7 -O.M.-I-, (15 Haziran 1921), s. 6.
9 -O.M.-I-, (15 Temmuz 1921), s. 121-123. Her ne kadar dergide Ankara Hükûmeti’nin yayınladığı bütçede 7 milyon liralık bir açık planlandığı yazılmışsa da, gelir ve gider için verilen rakamlardan anlaşıldığına göre 7 milyonluk bütçe açığı değil fazlalığı söz konusudur.
10 -O.M.-I-, (15 Ağustos 1921), s. 156.
* Dergide “işgal” (occupata) kelimesi kullanılmıştır.
(…)
28 Millî Mücadele dönemindeki Türk-İtalyan İlişkileri hakkında bakınız: Mevlût Çelebi, Milli Mücadele Döneminde Ankara-İtalya İlişkileri, (1920-1923), İzmir, Dokuz Eylül Üni. Atatürk İlkeleri ve inkılâp Tarihi Enstitüsü, 1994 (Yayınlanmamış Doktora Tezi).
23 -O.M.-I-, (15 Haziran 1921), s. 18 ve O.M.I, (15 Aralık 1921), s. 394. Bu antlaşmanın tam metnini aynen veriyoruz: 1- Ankara ve Roma Hükümetleri, Osmanlı Hükûmeti’nin ve sermayesinin yardımı olmadan Antalya, Burdur, Muğla ve Isparta sancaklarıyla, kısmen Afyonkarahisar, Kütahya, Aydın ve Konya bölgelerinin ekonomik gelişimini sağlamak için işbirliği yapmaya kesin olarak karar vermişlerdir. Ereğli Kömür madenlerinde, Türk-İtalyan şirketine verilecek imtiyazının sınırları daha sonra yapılacak bir anlaşma ile tespit edilecektir.
2- İmtiyaz, inhisar veya ihtiyari işletme verildiği takdirde şirket Osmanlı kanunlarına uymayı taahhüt eder.
3- Osmanlı ve İtalyan sermayeleri mümkün olduğunca işbirliği yapacaklardır. İştirakler yüzde 50’ye kadar varabilir.
4- İtalya Krallığı hükümeti, Türk heyetinin, barış antlaşması ve özellikle İzmir ve Trakya’nın Türkiye’ye iadesi konusundaki bütün taleplerini müttefikleri nezdinde müdafaa etmeye söz verir.
5- İtalya Krallığı hükümeti, barışın tasdikinden ve iki ülke arasında ikinci bir antlaşma yapıldıktan sonra Osmanlı topraklarındaki birliklerini geri çekmek için resmi bir güvence verecektir.
6- Yukarıdaki şartlar, Türkiye’ye devamlı bir mevcudiyet ve bağımsızlık temin edecek barış antlaşmasının imzalanmasından sonra iki taraf arasında yapılacak bir antlaşmadan sonra yürürlüğe girecektir.
30 -O.M.-I-, (15 Haziran 1921). s.22-23.
(..)
  ----------------------
* Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi -

- ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 31, Cilt: XI, Mart 1995

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder