29 Nisan 2006 Cumartesi

Topal Osman Nedir

Osman Ağa Balkan Harbine katılmış, Kafkaslar’da Teşkilâtı Mahsusa emrinde Ermenilere karşı çalışmış, Giresun’daki Pontusçu Rumların kökünü kazımış, Liseye çekilen Yunan bayrağını indirip çeken Rumu kazığa oturtmuştur.

Büyük bir ihtimalle Tuncay Özkan, Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığını biliyordur da, sadece on gün sonra 29 Mayıs’ta Havza’da haber göndererek çağırttığı Osman Ağa ile buluştuğunu bilmiyordur. Mustafa Kemal, orada Osman Ağa’ya “İstanbul hükümetinden aksi bir emir gelse bile sen Rumlarla mücadeleye devam et” emrini verir.

Osman Ağa Sakarya Meydan Muharebesine katılan iki Giresun gönüllü alayından birinin komutanıdır. Diğerinin Komutanı ise yukarıda bahsettiğimiz Binbaşı H.Avni Alpaslan’dır ve Sakarya’da bütün alayıyla beraber şehit olmuştur. Osman Ağa bu arada çetesiyle Koçkiri isyanını bastırmakla da görevlendirilir.

Hizmetleri o kadar göze batar ki, arkadaşlarıyla beraber Gazi’nin muhafız birlik komutanlığı görevi verilir.

Hayatında açıklığa kavuşturulamayan tek olay, Atatürk’e muhalefeti ile tanınan, karşı çıkışlarıyla Lozan’ın kesintiye uğramasına neden olan mebus Ali Şükrü’nün öldürülmesi olayıdır.

Hadi şunu ifade edelim, bir insanın şöyle veya böyle bir öldürme olayına karışması “hain” damgası vurulmasına yeter mi? Ona en fazla “cinayet zanlısı” denir, ama hain değil.

Yunan tarihleri, halâ bugün bile bölgede Pontus amaçlı emeller besleyen Yunan Devlet yetkilileri Osman Ağa’dan “eşkıya” diye söz etmektedirler.

Çok basit... O halde, yani Yunanlılar ona eşkıya, hain, çeteci yakıştırmasını yapıyorlarsa bana göre Osman Ağa kahramandır.

Hem Tuncay Özkan belki çok üzülecek ama Osman Ağa “Millî Kahraman”dır.

Millî Kahramandır ki her sene ölüm yıldönümünde Giresun’da Vali, Belediye Başkanı ve Garnizon Komutanı’nın katıldığı resmî törenlerle kaledeki mezarı başında anılır, öğrenciler şiirler okur, üniversite hocaları konuşmalar yapar.

Ve bana göre de, geçmişi böyle olan bir insana hain diyenler haindir.
/Hüseyin MÜMTAZ



(...) Cumhuriyet döneminde de devletin çeşitli kesimleri ve kişileri kullanma geleneği devam etmiştir. Yüzlerce, binlerce örnek sayılabilir belki ama en çarpıcılarından birisi Topal Osman olayıdır.

Topal Osman İttihat ve terakki döneminin karanlık ilişkiler ağı içinde yer alan ve Müslüman halka yönelik birçok katliamda adı geçen biridir. Kurtuluş Savaşında Kuvva-i Milliye saflarında yer almıştır. Birçok ayaklanmanın bastırılmasında aktif rol oynamıştır. Cumhuriyetin ilanı sonrası Kemalistlerle çelişkiye düşen Lazistan milletvekili Ali Şükrü'nün öldürülmesini de Topal Osman üstlenir. Kurbanını boğup cesedini toprağa gömmüştür... Kısa süre sonra tepkiler ve cinayetin Topal Osman tarafından işlendiğinin anlaşılması üzerine Kemalistler Topal Osman'ı bir evde kıstırırlar. Topal Osman çatışır, yaralı yakalanır. Sonradan ölen Topal Osman'ın ölüsü Meclis 'in kapısına asılır. Dünün devletin sadık adamı artık haindir.
http://www.kurtulus-online.com/www/kurtulus200004/038.html



topal osman’ ın düştüğü yerde
sarı bir hüzün yatar
kızıl bir öfke
              kasım 99

/Hamit AKÇAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder