25 Nisan 2006 Salı

Köy İncelemesi-II

24. KÖYDE TÜKETİM

241. MESKEN VE EV EŞYASI

Mesken inşaatı için önceleri temel kısmı sadece taş olmak üzere  çatı dahil yüzde yüz  orman ürünleri kullanılmıştır. Günümüzde artık orman ürünlerinin yanı sıra çimento, tuğla, demir ve kiremit gibi inşaat malzemeleri kullanılmaya başlanılmıştır.

Geleneksel ev yapıları, iki oda bir salondan oluşturulmuştur. İki katlı olan bu  evlerin zemin  katları hayvan barınağı olarak kullanılmaktadır. Ana geçim kaynağı olan koyunların barınağı konusuna pek önem verilmediği  görülmektedir. Küçükbaş hayvanlar kış mevsiminde sahil kesimine indirildiği ve buralara geçici olarak inşa edilen  “saya” larda barındırıldığı içindir ki  yaz mevsiminde köye geldiğinde  meralarda yapılan etrafı çalı ile çevrili olan “ağıl” larda barındırılmaktadır.

Meskenlerin dışında köyde göze  çarpan yapılar “Samanlık”  ve buğday “Ambar” larıdır.

Meskenlerde kullanılan eşyalar:
Kilim, Yatak, Yorgan, Yastık, Minder, Sekmen gibi oturma ve yatak  malzemesi, Tencere, Tava, Tabak, Çanak, Kepçe, Kaşık, Süzgeç, Bakraç, Saç, İbrik, Kazan, çay demliği ve semaver gibi mutfak eşyaları ve aydınlatma için elektrik dışında denizci feneri ve çıra kullanılmaktadır.

Köyde buzdolabı ve Televizyon yoktur.

242. YİYECEK VE İÇECEK MADDELERİ.

Temel  yiyecek maddesi tahıldır. Somun ve yufka olarak ekmek, yağlı ya da peynirli börek, cimcik(yaş makarna), un çorbası, nohut, fasulye ve patates yemekleri süt, yoğurt, peynir ve yumurta ve özellikle yaz aylarında koyun kuzu eti, doğadan toplanan çeşitli bitkiler (akbaş, kermit  vb..) temel yiyeceklerdir. Bunların dışında çay, köyün gece gündüz içilen temel içeceğidir. İki kişi  bir araya gelince mutlaka çay demlenir. Bu özellikten de köy insanının ne kadar misafirperver olduğu anlaşılmaktadır.

Köylü yiyecek maddesi olarak şehirden çay, şeker, yağ, tuz, sebze, meyve vb. şeyler almaktadır.


243. GİYECEKLER

ERKEKLER: Palto, gocuk, ceket, pantolon, kazak, gömlek, yün örme çorap, lastik ayakkabı, çizme, şapka ve papak giyerler. Bazı aileler yün çorap yerine merserize çorap, lastik ayakkabı yerine iskarpin de giyerler. Genel görünüm olarak köylü modern giyimlidir. Ancak, iklimin  soğuk ya da serin oluşundan dolayı yaz kış sürekli kalın giyinmek zorundadırlar. Yazın o yakan sıcağında eğer üstünde aba olan birlerini görürseniz biliniz ki o yayladan  geliyordur.

KADINLAR: Başörtüsü(yaşmak), entari, etek ve şal, kalın dokuma bluz, yün çorap ve lastik ayakkabı.

ÇOCUKLAR: Papak, gocuk, ceket, pantolon,  yün çorap ve lastik ayakkabı.
 
Giyeceklerin yünlü olanları ağırlıktadır. Çorap ve kazakların dışındaki giyecekler genellikle konfeksiyon mamulleridir.  Elbiseler iyice eskimeden yenilenmezler. Yerine göre yama üstüne yama atılarak daha uzun süre kullanmak tercih edilir.


244. ISITMA VE AYDINLATMA

Isınmak için ocak ve sobalarda odun yakılır.

Dikkat çekici bir özelliği hemen belirtelim ki, köylü soğuğa karşı oldukça dirençlidir. Kundaktaki bebekler bile  sıfırın altındaki soğuk havalarda dışarıda rahatlıkla gezdirilebilmektedir. Üşütmeden mütevellit hastalılar pek görülmez.

Aydınlatma  için elektrikten faydalanılır. Fakat, elektrikler bir arıza yapmaya görsün  en az bir hafta, 15 günden önce tamir edilememektedir. Bu kesinti süresinin iki ayı bulduğu da varittir.  Gerek haberleşme imkanının (telefon) yokluğu/yetersizliği ve gerekse ulaşım güçlüğü bu olumsuzluğun sürmesine neden olmaktadır.

Elektrik olmadığı zaman aydınlatma için gaz lambaları ve çıradan faydalanılır. Aslında köylünün aydınlatmaya da öyle pek bir ihtiyacı yok gibidir. Hava kararır kararmaz herkes evine çekilir. Erken yatılır, erken kalkılır. Nasıl ki akşam hava kararır kararmaz insanlar evlerine çekilirler, buna karşılık da sabahleyin güneşin doğumu beklenilmeden tan yeri ağarır ağarmaz kedi ve köpekler de dahil tüm köy ayakta ve işinin gücünün başındadır. Sabahın o alaca karanlığında köydeki tüm canlıların sesleri birbirine karışarak göğe yükselir.

245. SAĞLIK

Yaşlı kimselerin bazılarında görülen ileri yaş hastalıklarının dışında köyde sağlık sorununa pek rastlanılmaz. Ufak tefek  ya da ortalık hastalığı denilen ateşli hastalıklar, birkaç günlük yatak istirahatıyla atlatılmaktadır.

Buna karşılık yeni doğan ölümleri  oran itibariyle oldukça yüksektir. Köyde ebe ve sağlık ocağı gibi sosyal hizmet kurumları yoktur. En yakın sağlık ocağı 10 km. uzaklıktaki Kızılan’ da vardır. Köylünün yolu ise buralara pek düşmemektedir. Ancak okullarda yapılan  sağlık taramaları sayesinde köye sağlık hizmeti ulaşmaktadır.

Çevre kirliliği, sağlığı tehdit eder boyuttadır. Gerek tuvaletlerin açığa akması ve gerekse  bol miktarda olan hayvan sürülerinin köy içinde bıraktıkları  pislikler özellikle yağışlı  günlerde köyü pislik deryasına çevirmektedir. Fakat yılın büyük bir kısmında havaların soğuk oluşundan olacak ki bu pisliklerden doğması muhtemel kolera, tifo vb. gibi hastalıklara  rastlanılmamaktadır.

Helaların kapatılmasının bile imkanı yoktur. Köy imamı köylüye bu konuda örnek oluşturmak istediğini bu nedenle köylüden edindiği bir kazma ile kaldığı lojmanın helasına bir kuyu kazma denemesinde bulunduğunu fakat  20-30 cm.’ den sonrasını sert kayalık oluşu nedeniyle bu girişiminden mağlup olarak çıktığını anlatmaktadır. Gerçekten toprak yapısı bu sağlık sorununun önünü olmaya engel çıkarmaktadır.


25. KÖYÜN EKONOMİK PROBLEMLERİ

Tarımsal üretimi artırmak için yapılacak tek çalışma gübreleme oranını artırmaktır. Lakin, gerek gübre fiyatları ve gerekse bunun tarlaya ulaştırılması maliyetleri oldukça yükseltmektedir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen köylü azıcık da olsa gübrenin yararına inanmaktadır.

Kullanılan arazilerin dışında  ıslah edilerek kullanıma açık hale getirilecek arazilerin miktarı sınırlıdır. Bu açıdan verimi artırıcı faktörlerden  biri olan  ıslah çalışmaları yapma imkanı yoktur.

Arazilerin meyilli ve sarp oluşu sulama ve tarımsal mekanizasyon  uygulama imkanı da vermemektedir.

Yeni ürün deneme çalışmaları yapılabilir.  Toprak yapısı ve iklim şartlarının  fındık üretimine çok müsait olduğu kanısındayım. Fındık köylüye yeni bir uğraş ve gelir imkanı sağlamanın  yanında doğal dengenin korunması gibi çok daha karlı bir imkan sağlayacaktır.

Köylünün  temel meşgalesi olan hayvancılığın geliştirilmesi için  köylüye teknik yardım yapılmalıdır. Hayvanların ıslahı çabaları köylüde zaten gözlenmektedir. Örn., keçi yetiştiriciliği birkaç ailenin dışında terkedilmiş durumdadır. Hayvanların  barınak sorunu vardır. Her şeyden önemlisi, mevcut hayvanların sağlığının korunması için sıhhi barınaklara ihtiyaç vardır.

Hayvansal ürünlerin et, süt, peynir, deri, yün, vb. değerlendirilmesi için köy ve havalisine cevap verebilecek bir kuruma (mandıra, kooperatif vb.) ihtiyaç vardır.  Çeşitli kredilerle desteklenecek olan köylüler, daha sıhhi ve verimli ürün elde  edebilecek ve bunun karşılığı olarak da ürününü  gerçek değeriyle satabilecek ve daha iyi gelir elde edecektir.

Orman alanlarının korunması ve geliştirilmesi için tedbirler gereklidir.


3. SOSYAL YAPI

31. AİLELERİN İNCELENMESİ

Aile başına düşen nüfus sayısı standartların çok üstündedir. En kalabalık ailedeki nüfus on sekiz kişiyi bulmaktadır. Buna sebep olan  faktör, aile mensuplarının bir arada oluşudur. Kimi ailelerde dede, nine, anne, baba, kardeşler, kardeş eş ve çocukları (yenge-yeğen), öte yandan amca eş ve çocukları gibi oldukça çok kalabalık bir yapı vardır. Aynı çatı altında bulunan bu yapıdaki aile birimleri (ana, baba ve çocuklar) iktisadi birliklerini korumaktadırlar. Aile reisi konumunda olan bir aile ferdi tüm sorumlulukları rahatlıkla üzerine almaktadır. Böyle bir yapılanmanın oluşmasında daha doğrusu eskiden beri süregelen bu yapının korunmasında elbette “birlikten kuvvet doğar” ilkesinin büyük bir payı olduğu muhakkaktır. Zaten bu yapıda olan aileler ile çekirdek aile yapısı gösteren  aileler arasındaki refah düzeyi farkı bunu ispatlamaktadır.  Çoğunluğu 7-8 çocuklu aileler oluşturmaktadır.

Doğum oranı çok yüksektir. Bir anne ortalama 8-10 doğum yapmaktadır. Buna karşılık bebek ölüm oranları da  bir o derece yüksektir.

Çocuklar küçük yaştan itibaren ailenin işlerinde çalışmaktadırlar.

Yetişkin gençler evliliklerinden sonra da baba yanında aynı işi devam ettirmektedirler.

Aile fertlerinin tamamının uğraşı bir ve aynıdır. Gerektiğinde kadın tarlada  “çift” sürebilir, “yazı” da koyun otlatır, ormana oduna gider. Buna mukabil erkekler de  yemek yapar, koyun sağar en azından kendi çamaşırlarını rahatlıkla yıkayabilmektedirler. Bu bir yerde hayatı paylaşmaktır.

Okul çağındaki çocuklar okul açık olduğu sürece okula müdavimdirler. İzin talepleri daha ziyade ailelerine yardım etme amaçlıdır. Zaten sabah ders ziline kadar ve paydostan sonraki zamanlarda eli iş tutan çocuklar hep ailelerinin yanındadır.

Gençler ailelerine bağlı ve saygılıdırlar.

Miras kavgaları görülmez. Aile reisinin (genellikle dede ya da ninedir.) sözü geçerlidir.

Gençler belirli mevsimlerde  ailelerinin oluruyla il dışına, genellikle İstanbul ve Bursa’ ya çalışmak için giderler. Birkaç ay sonra dönerler. Bu gündelikçi olarak, yevmiye usulü çalışmanın yanında basın yayın organlarınca  yanlış olarak aktarılan  mevsimlik sözleşmeli  yatılı işçi olarak da giden çocuklar olmaktadır. Bu tip sözleşmeler daha ziyade çocuksuz ailelerle yapılmakta, işçi olarak anlaşılan çocuk gittiği ailenin yanında bir ırgat değil bir evlat olarak görülmektedir.  Her üç tarafta bu işten memnun görünmektedir.


Evlenmeler kızlarda erken yaşlarda olmaktadır. Buna karşılık, ekonomik durumu iyi olmayan gençlerin evlilikleri  oldukça gecikmektedir. Evlilik için büyük masraf ve çabalardan kaçınılmaktadır. Bunlardan  kurtulmanın en kolay yolu “kız kaçırma” dır. Kız kaçırma işi özellikle yoksul aileler arasında her iki tarafça da uygun görülmektedir.  Evliliklerde aileler arası kız değiştirme usulü yaygındır.

Gerek mesken eşyaları ve gerekse  yiyecek, içecek ve giyecekler basittir. Köyde her yönüyle sade bir yaşam tarzı hakimdir.

Köylü herhangi bir sıhhi tedbir bilmez ve düşünmez. Mahalli ilaç ve tavsiyelerle hastalıklarını tedavi etme yoluna gitmektedirler.

Köy oyun ve eğlence yönünden de basitlik arz eder. Bir araya gelip gırgır şamata yoğun  sohbet etmenin dışında eğlence imkan ve gelenekleri yoktur. Aslına bakılacak olursa buna vakitleri de yoktur. Hayat bir yerde onlar için kendi deyimleriyle “akşam oldu yat, sabah oldu kalk. Hadi durma çabuk işine bak” dır.

Ailenin bütçe gelirleri, koyunların eti, yünü ve peynirinden sağladığı paralardır. Buna bir de tavuk ve yumurtasını eklersek gelir kaynaklarını saymayı bitirmiş oluruz. Ek gelir olarak çobanlık ve işçilik yapmak için  ekonomik karakteri farklı yerlere giden gençler ile kocaya kaçan ya da evlendirilen kızlar için alınan başlık paralarını da sayabiliriz. Köylü bu gelir kaynakları ile önce ailesinin geçimini ardında hayvanlarının barınmasını sağlamaktadır.

Tasarruf oranı sıfırdır. Hatta borçlanma oranı oldukça yüksektir. Daha ziyade küçük miktarlı olan bu borçlanmalar genellikle akrabalar arasında olur ve her hangi evraka dayanmayan  “Allah Ödüncü” şeklindedir.



32. KÖYDE ZÜMRELER

Kan birliği esasına bağlı sülaleler vardır.

Değişik din ve mezhepten zümreler  yoktur. Hepsi Müslüman ve Hanefi‘dir.

Meslek zümreleri yoktur. Hepsi hayvancılıkla iştigal ederler.

Zümre teşkil edecek vasıfta olmasalar da aynı partiyi tutanlar  vardır.

Zümrelerin belli zamanlarda toplantıları olmaz. Müslüman oldukları için Namazlarda, dini gün ve gecelerde camide veya davet verilen evlerde dini törenlere iştirak edilir.

Köy nüfusunun cami cemaatine katılanları sayısı oldukça azdır.  Ramazan ve Cuma günleri bu oran %100 ‘ü bulmaktadır. Genel olarak köylü  imanlı karakter arz etmektedir. İnançları kuvvetlidir.

Siyasi temayüllerini hiçbir zaman  düşmanlığa dönüştürmezler. Şahsi menfaat duygusuna daha az sahiptirler. Yardımseverdirler. Bunda etkili olan amil kendi aralarında kan bağlarının  yakın olması, başkaları içinse (imam, Öğretmen vb.) değer atamadandır.

Örf, adet ve geleneklerden uzaklaşma gözlenmektedir.

Köyde imece usulü yaygındır.

Şahsi  anlaşmazlıklar kine dönüşmez. Kanlı bıçaklı  kavgalar görülmez. Tartışmalar ağız kavgası düzeyinde kalır.


33. KÖYÜN TOPLUCA İNCELENMESİ

Aralarındaki mesafeler büyük olmasına karşın köyün diğer köylerle münasebeti çok iyidir. Köyler arasında herhangi bir ihtilaf görülmemektedir. Münasebetler dostluk, ticaret ve kız alıp vermelerle olmaktadır.

Köyün Cami, Okul, Elektrik ve Yol gibi  alt yapısı mevcuttur. Ancak, Yolların daha kullanışlı olması için devletten beklentileri vardır.

Haberleşme imkanları ancak bireysel çabalarla olmaktadır. Köyde telefon olmadığı için çevreyle olan haberleşmeler özel ulaklarla yapılmaktadır. Civar köylerde olup da kendilerinde olmayışı  onları rahatsız etmektedir.


Muhtarlık sorunu çözüm beklemektedir. Köylü  köyde olmayan iki muhtarlıkla yönetilmektedir. Köy lafta değil gerçekte “MUHTAR” lık istemektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder