20 Nisan 2006 Perşembe

Bir Anı



(...)
Mütareke yılları...
Yine mütareke yıllarında Samsun odunsuz kalıyor. Samsun’a dışarıdan Kavak’tan, karda kışta öküz arabasıyla odun getirirlerdi. Tabii o zaman tren falan yok, mecbursun! Fakat Rum eşkıyalarının korkusundan kimse odun için gidemezmiş. Bunu üzerine Samsun Alay Komutanı, vali, efendim meşhur İhsan Bey (İhsan Ünyelioğlu), babama, Şükrü Tolun'a "sen git, bu işi en iyi sen becerirsin. Onları ikna edebilirsin, en azından Kurupelit’e kadar müsaade etsinler" diyor. Emir emir, mecbursun çeteler öldürse de! babam zavallı biniyor atına, tüfeğin ucunada beyaz mendil bağlıyor, çıkıyor yola… Nebiyan’a. Eşkiyalar dedemi görünce "dur" diyorlar. O’nu alıp şefleri Eğribelli Anastas’ın yanına götürüyorlar. "Jandarma niye geldin buralara?" sormuşlar.  Armut zamanı olduğundan armut silkelemişler biryandan armut yiyorlarmış. Etrafta yüz kadar çete varmış, tüfekleri çatılı beklerlermiş. Neyse dedem "Valla beni vali gönderdi, bu odun taşıma işini bir hallet dedi. En azından Kurupelit’e kadar dokunmasınlar diye ricaya geldim"demiş. Karşısındakiler "Eee biz birbirimize kurşun atıyoruz, hasımız, nasıl olur?" Babam da "Bu hep böyle gitmez, bu devlet, millet yıkılmaz bunu iyi bilin" diyor.

Bu arada içlerinden biri; "Andon Paşa,  bu adam çok iyi bir adam, doğru söylüyor. Biz vaktiyle Karahüseyinli köyüne sekiz kişi gitmiştik, Todor’un evine. Bu adam Müstecep’ten katırlarla zahire getiriyordu. Onu görünce tüfekleri doğrultup vuracaktık. Atıyla gelip avluya girdi; "Ey Todor Efendi, şimdi olsaydın karnımı doyurup, bir acı kahveni içerdim, su içerdim yaa… Allah bu aramızı bozanların, memleketin başına bu kötülükleri getirenlerin belasını versin" dedi. Biz de durduk, kurşun atmadık. Bundan kötülük gelmez, doğru söylüyor, odun işine bir kolaylık yapalım" diyor. Bu konuşma üzerine Andon paşa ikna oluyor, emir veriyor. Kurupelit’e kadar odun gidiyor. Gelen odunlar yaza kadar yetiyor, Samsun odunsuz, ateşsiz kalmıyor…
(...)
http://www.memleketmektubu.com 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder