20 Kasım 2006 Pazartesi

Şâkir Ağa (1779-1840)

Şâkir Ağa (1779-1840)

Örnek Olarak Şu Linkten Müstear Bir Şarkısını Dinleyebilirsiniz

XIX. YÜZYIL klasik Türk mûsikîsinin en önde gelen isimlerindendir. 1779  yılında doğdu. Doğum yeri hakkında çeşitli söylentiler vardır. Emin Ongan, bu büyük bestekarın torunu Musahibzâde Celal Bey'den aldığı bilgilere dayanarak 1948'de Türk Mûsikîsi Dergisi'nde yayınlanan makalesinde:

"Sultan I. Ahmed devrinde Kırım'dan hicret eden Tatar Osmanoğlu ahfadından olup, İstanbul'da Haydar mahallesinde doğmuştur" diye yazıyor, îbnü-lemin Mahmud Kemal înal, Hoş Sadâ adlı eserinin 267. sayfasında, Emin Ongan' in makalesinden aldığı bu pasajı aynen yazmış, ancak sayfaya şöyle bir dipnotu eklemiş:

"İlyas Efendi'nin Enderun Tarihi'nin 446. sayfasında Şâkir Ağa'nın doğduğu yer şu şekilde gösterilmiştir: "Maskat-ı re'si Köprü kasabasıdır." (însanın doğduğu yer: maskat-i re's) Bu Köprü kasabasının neresi olduğuna dair bir açık bilgi yoktur.

Yılmaz Öztuna, Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi adlı eserinin C. II. 2. kısım sayfa 264'de Şâkir Ağa maddesinde:

"Kendisini şahsen tanıyan Letaif-i Enderun müellifi Hızır İlyas Efendi'nin yazdırma göre Köprü kasabasında (Vezirköprü), torunu Musahibzâde'nin babası Mehmed Ali Bey'den (Şâkir Ağa'nın oğlu) dinledigine göre de İstanbul'da doğdu" diye yazmaktadır.

Enderün-ı Hümayün'da Şâkir Ağa ile uzun yıllar birlikte olan Hızır İlyas Ağa'nın verdiği bilginin daha doğru olduğu ve Şâkir Ağa'nın çocuk yaşlarında İstanbul'a geldiği alaşılmaktadır.

Şâkir Ağa'nın babası Hayriyye Tüccarlarından Ahmed Emin Ağa'dır. Küçük yaşta babasını kaybeden Şâkir Ağa, halası veya teyzesi tarafından büyütülmüştür.

Henüz 12 yaşında iken kendisine bir keman alınıp bir de Musevi hoca tutulmuş ve mûsikîye böyle başlamıştır. Ancak, babası mûsikîyle uğraşmasını istemediğinden bu çalışmasını yasaklamıştır. Mûsikîyle uğraşmasına engel olunması küçük Şâkir'in ciddî şekilde rahatsızlanmasına yol açmış, bunun üzerine de babası Enderün'a girmesine müsaade etmiştir.

III. Selim'in Hazîne Kethüdası Salih Bey'in dairesinden yetişmiş, ilk mûsikî derslerini Hanende Başçavuş Mustafa Ağa'dan almıştır. Parlak sesi ve fevkalade kabiliyeti ile göze çarpan genç Şâkir Enderun'da hoca olan Hammamîzâde İsmail Dede Efendi'den de çok faydalanmış, eserler meşketmiştir. Fakat daha o sıralarda Dede ile Şâkir Ağa arasında başlayan gizli rekabet (çekişme) daha sonraki yıllarda belirli bir şekilde ortaya çıkmıştır.

1808'de II. Mahmud padişah olduğu zaman Hazîne Odası'ndan Çavuş rütbeli Şâkir Ağa, çok iyi bir bestekar, fevkalade güzel sesli ve okuyuşundaki üslubu, tavrı ile değerli bir hanende idi. Ayrıca iyi bir tanburî ve kemanî olarak da şöhrete ulaşmıştı. II. Mahmud'un padişah oluşundan birkaç yıl sonra (Musâhib-i Şehriyârî) (padişah nedîmi), 1820 yılmda (H. 1235) ise müezzinbaşı oldu. Hızır İlyas Ağa, Letaif-i Enderun 'da 1235 (1819-1820) yılı olaylarım anlatırken Şâkir Ağa'nın müezzinbaşılığı hakkında:

"Müezzin başılık şarkıcı çavuşlardan Şâkir Ağa 'ya vâdedildi............... Seferülhayrın hayırlısı ile on beşinci güne rastlayan cumartesi günü Şâkir Ağa'ya müezzinbaşılık müjdesi geldi" diye yazmıştır. Öztuna, Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi C. II. 2. kısım s. 265'de: "1820'de Hanende çavuşlardan Hazîneli Şâkir Ağa, önce Has Oda'ya alındı. 1821 'de müezzinbaşı oldu. 8 yıl bu görevde kaldı. (42-50 yaşları). Müezzinbaşılığa tayin tarihi 21 Haziran 1821'dir" diye yazmıştır.

Şâkir Ağa, 1828'de saraydan ayrıldı. Kendisine (Haceganlık) payesi verildi. Bir süre vergi tahsildarlığı da yapmıştır. Daha sonra evinde mûsikî dersleri vermiş ve saraydan ayrılışından 12 yıl sonra, üç padişah devri (III. Selim - II. Mahmud - I.Abdülmecid) görmüş olan Şâkir Ağa, evinde ölmüştür. Eyüp Sultan Camii mihrabı önüne gömülmüştür. Bir ara Hacca da gittiği söylentisi vardır. Hangi tarihte gittiği, hatta gidip gitmediği bile kesin olarak bilinmemektedir.

Şâkir Ağa'nın mûsikîdeki en parlak dönemi II. Mahmud devridir. "Hazîneli Çavuş Şâkir Ağa'nın çok güzel "davudi" sesiyle II. Mahmud huzurunda okuduğu..." (Letaif-i Enderun) adlı eserde kayıtlıdır. 1812 tarihinde bestelediği ve padişah huzurunda okuduğu bildirilen Bestenigar Kar'ı bugün kayıptır.

Bu büyük bestekar 1812 yılında  33 yaşında iken (Ferahnak) makamım icad etti. Bu makamdan klasik takımı Dede Efendi ile birlikte oluşturdular. Şâkir Ağa, Kar, I. Beste, Yürük Semaî'yi; Dede Efendi'de II. Beste ile Ağır Semaî'yi bestelediler. Ayrıca her ikisinin de aynı makamdan şarkıları vardır. Faslın peşrevi ve saz semaîsini ise tanburî Zeki Mehmed Ağa bestelemiştir. Dede ile Şâkir Ağa'nın mûsikîdeki çekişmeleri epeyce sürmüşse de sonunda Dede'nin üstünlüğü tartışılmaz bir şekilde kabul edilmiştir.

Zekaîzâde Hafız Ahmed Efendi'nin hocam Sadeddin Heper'e anlattığı bir olayı, o da bana anlatmıştı. şöyle ki: Günlerden bir gün Şâkir Ağa, Dede'ye gelerek: Dede'm, bir şarkı yaptım. Emsalinin yapılacağına inanmıyorum. Amma acaba okuyan bulunur mu? deyince Dede: Ağa'm oku da dinleyelim, demiş. Şâkir Ağa da "Efsun okur uşşakına ol gamze-i câdû" mısra'ı ile başlayan Evcara makamında ve Ağır Aksak Semaî usulündeki şarkısını kendine has üslubu ve şahane sesiyle okumaya başlamış. Şarkıyı dinlerken gözlerinden akan yaşlar sakallarından süzülen Dede:

— Ağa, emsalinin yapılacağına ben de inanmıyorum. Ancak Üsküdarlı Vâhib Efendi'ye meşk et o okur, diye hissiyatım dile getirirken bir de büyüklük örneği vermiştir.

Şâkir Ağa'nın bestekarlığını: Çok ince bir duygu ve zevkin yüksek sanat kudreti taşıyan melodik cümlelerle görkemli (ihtişamlı) anlatımı olarak nitelendirebiliriz. Klasik formdaki dört eserinin (ki bir tanesi tartışmalıdır) dışındaki eserleri şarkı formunda olduğundan Şâkir Ağa'yı büyük bir şarkı bestekarı olarak gösterebiliriz.

Kaynak :
Aksüt, Sâdun. Türk Mûsikîsinin 100 Bestekârı, İstanbul, 1993



Şâkir Ağa'nın Eserleri
Makam, Form, Eserin Adı, Usûl
Acem Aşiran: Şarkı Bakma sakın benden yana Sofyan
Acem Aşiran Şarkı Bana tavr–ı nigahın ah Raks Aksağı
Acem Aşiran Şarkı Sim–ten gonca–dehen bir dilruba Ağır Düyek
Acem Kürdi Şarkı Bırak hercayi edvarı Düyek
Araban–Kürdi Yürük Semai Bir baktı da mest–ı gazab–ı çeşm–ı siyehle Yürük Semai
Bayati Şarkı Senin–çün düştüm dillere Düyek
Bayati–Araban–Buselik Şarkı Sana takrir–ı hal ettim Aksak
Bayati Araban Şarkı Aç yüzünü hayranım sana  
Bayati Araban Şarkı Bir dilber–ı hazır cevab ettim cihanda intihab Aksak
Bayati Araban Şarkı Görmedim sen gibi yar Aksak
Bestenigar Şarkı Dam–ı efsuna bend ettin dili Ağır Aksak
Bestenigar Şarkı Gücenmezsen budur arz–ı niyazım Devr–i Revan
Bûselik Şarkı Bir misli var mı kıl beyan Aksak
Bûselik Şarkı Dün gece sende ben derd–mende Türk Aksağı
Bûselik Şarkı Ey dilber–ı hüsn–afet Curcuna
Bûselik Şarkı Sünbülistan etmiş etraf–ı fesi Düyek
Buselik–Aşîran Şarkı Bende oldum can ile bir gül–feme Aksak
Büzürg Şarkı Beni cevrin harab etti Aksak
Dügah Şarkı Ne yamandır dil–ı biçareye olmak müşteri Aksak
Evc Şarkı Ey şah–ı felek kevkebe–ı devran senindir Ağır Aksak Semai
Evc Şarkı Tesir–ı tahassürle gönül nevha–ger oldu Sengin Semai
Evcara Şarkı Efsun okur uşşakına ol gamze–ı cadu Ağır Aksak Semai
Evcara Şarkı Erdi bahar naz ile gel açıl ey gonca–leb Evfer
Evcara Şarkı Sen gibi bir mail–ı naz Düyek
Ferahnak Yürük Semai Bir dilbere dil düştü ki mahbub–ı canımdır Yürük Semai
Ferahnak Şarkı Bir kerre bakmadın dil–i zarın figanına Ağır Düyek
Ferahnak Şarkı Ey şah–ı melek–huy kaddi–ı bala–yı ferahnak Ağır Aksak Semai
Ferahnak Şarkı Ey şuh–ı cihan sevdi seni can Curcuna
Ferahnak Beste Meyl eder bu hüsn ile kim görse ey gül–fem seni Ağır Çenber
Ferahnak Kâr Sakıy be–nur–ı bade ber–efruz cam–ı  ma Hafif
Hicaz Şarkı Mecliste ey büt elzem mi bade Düyek
Hicazkar Şarkı Can ile ben ey dil–ruba sevdim seni Ağır Düyek
Hisâr–Bûselik Şarkı Umulmazdı bu iş senden Ağır Düyek
Hüseyni–Aşîran Şarkı O şuha ben demin vardım Düyek
Hüseyni–Aşîran Şarkı Verdi bir nazende devre velvele Aksak
Hüzzam Şarkı Ey cefa–cu dad elinden Devr–i Hindi
Hüzzam Şarkı İşittim ey gül–ı gülzar Şark–ı Devr–i Revani
Isfahan Şarkı Buyur bezme ey kerem–kar Düyek
Isfahan Şarkı Düştü gönül yandı nara Ağır Aksak
Mahur Şarkı Dinleyenler hub sadasın Aksak
Mahur Şarkı Gör netti cana firkatin Aksak
Mahur Şarkı Gül mevsimidir seyr edelim baharı Düyek
Mahur Şarkı Sabah olmuş tan yerleri atıyor Şark–ı Devr–i Revani
Mahur Şarkı Zevki çoktur şu cihanın Şark–ı Devr–i Revani
Mâye Şarkı Hiç menendin yok senin bir tanesin Ağır Düyek
Müstear Şarkı Evvel benim nazlı yarim severim kimseler Aksak
Müstear Şarkı Ey sakı–ı Cem neşe–ı mül taze yetişti Aksak
Müstear Şarkı Ey tut–ı mirat–ı tekellüm Türk Aksağı 
Nevâ Şarkı Mevsim–ı güldür gülistan vaktidir Devr–i Hindi
Nişaburek Şarkı Meğer o imiş senin derdin Aksak
Nühüft Şarkı Düşündüğün nedir öyle Aksak
Rast Şarkı Her dilden ol meh çalmıyor Düyek
Rast Şarkı Hiç bulunmaz böyle dil–baz neler etti bana Aksak
Rast Şarkı Muy–ı julidem oluptur serde ankaa lanesi Ağır Aksak
Saba Tavşanca Gelmiş değil böyle peri Semai
Saba İlahi Olmayınca senden ata kul neylesin ya Rabbena Sofyan
Sabâ–Zemzeme Şarkı Bu ettiğin düşmez sana Türk Aksağı
Sabâ–Zemzeme Şarkı Nev–civansın ey sitemkar Curcuna
Sabâ–Zemzeme Şarkı Sevdalı nigahınla bir şuh afet–ı cansın Sengin Semai
Sipihr Şarkı Gönül aşkınla bend oldu efendim Düyek
Suz–i Dil Şarkı Sevmişim bir kaddi mercan Aksak
Suzinak Şarkı Eski hali hiç göremem Aksak
Şedd–i Araban Şarkı İhtira–ı tab–ı müstesnadır bu hoş bina Ağır Aksak
Şevk–Aver Şarkı Şeh–ı künc–ı sehavetsin sen ey şah–ı kerem Şark–ı Devr–i Revani
Şevk–Efza Şarkı Lutf eyle canım söyle nedir bu Türk Aksağı
Şevk–Efza Şarkı Padşahım olsun efzun ömr–u şan–u şevketin Curcuna
Şevk–u Tarab Şarkı Sünbüller içinde görecek verd–ı izarın Ağır Aksak
Tahir Şarkı Bir şuhun oldum maili Ağır Aksak Semai
Tahir Şarkı Ey lebi gonca izarı susen Devr–i Hindi
Tahir Şarkı Nolsun aya gül–bün–ı naz Ağır Düyek
Uşşak Şarkı Görmemiş ta devr–ı Yusuf'dan beri Devr–i Hindi
Yegâh Şarkı Vadin unutma ey peri Devr–i Hindi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder