20 Ağustos 2006 Pazar

Samsun, Opera ve Bale



Opera ve Bale'nin Tarihi
Türkiye’de çoksesli müziğin yaygınlaştırılması hareketi Cumhuriyet’ten sonra başlatılmıştır. Opera, müziğin en yüksek biçimi olarak kabul edilmiş ve bir Türk Operası’nın kurulması yönündeki çalışmalara hız verilmiştir. 1930 yılın-da İstanbul’da “Opera Cemiyeti” kurulmuş, 1934 yılında ise “Büyük Opera Heyeti” tarafından Verdi’nin “La Traviata” operası sahnelenmiştir. Aynı yıl Atatürk ve İran Şahı Rıza Pehlevi’nin huzurunda başarıyla sahnelenen Ahmed Adnan Saygun’un bestelediği “Özsoy” operası, Türk opera tari-hinde önemli bir dönüm noktası sayılır. 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nın açılışı ve son sınıf öğrencileri için Konservatuar Tatbikat Sahnesi’nin kurulması ile disiplinli opera çalışmaları başlamıştır. Almanya’dan gelen ünlü besteci Paul Hindermith ve opera rejisörü Carl Ebert’in Türkiye’de opera sanatının gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Bu dönemde yetişmeye başlayan ve Türk operasının öncüleri olan genç öğrenciler, 1940 yılında Ankara Halkevi Sahnesi’nde ilk temsillerini vermişlerdir.

Bu ilk temsilde Mozart’ın “Bastien ve Bastienne” adlı eseri ile Puccini’nin  “Madame Butterfly”  operasının ikinci perdesi Türkçe olarak sahnelenmiştir. Bunu, 1941 yılında Puccini’nin “Tosca” operasının ikinci perdesi” ve Madame Butterfly” operasının tamamı ile Beethoven’in “Fidelio” sunun sahne-lenmesi izlemiştir.
  
Resmi ve akademik özelliğe sahip olan ilk bale okulu ise 1948 yılında İstanbul’da kurulmuş, 1950’de Ankara’ya taşınarak Devlet Konservatuarı’na bağlanmıştır. Devlet bale okulunun kuruluş hazırlıklarını yapmak üzere 1947’de ülkeye davet edilen İngiliz Kraliyet Balesi’nin kurucusu Dame Ninette de Valois’nın, Türk balesinin gelişimine büyük katkıları olmuştur. Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölü-mü’nün ilk gösterisi, 1950 yılında gerçekleşmiş ve temsilde Ulvi Cemal Erkin’in müziği üzerine Joy Newton’un koreog-rafisini yaptığı “Pastoral Suit” ve “Keloğlan” baleleri sunul-muştur.

Bunu ilk bale temsili olan tek perdelik “El Amor Brujo/ Büyüleyen Aşk”, tümüyle sahnelenen “Coppelia” ve Ferit Tüzün’ün   müziği   ile   Valois’nın  Türk   Folkloru  ve   bale tekniğini bir araya getirerek yarattığı ilk özgün bale olan “Çeşmebaşı” izlemiştir.

16 Haziran 1949 tarihinde, Devlet Tiyatroları’nın Kuruluş Kanunu’nun yürürlüğe girmesi çerçevesinde çalışmalarını sürdüren Devlet Opera ve Balesi, 1968 yılında Kültür Müsteşarlığı tarafından düzenlenen protokol ile fiilen ayrılmış, 1970 yılından itibaren ise ayrı bir genel müdürlük olarak çalışmalarına başlamıştır.

Opera ve baleyi ülkenin her yerinde yaygınlaştırmayı amaçlayan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Ankara merkez olmak üzere İstanbul, İzmir, Mersin ve 1999 yılında perdelerini açan Antalya müdürlüklerinden oluşan taşra teşkilatları ile çalışmalarını sürdürmektedir. Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan Samsun, Antalya, Gaziantep, Sivas ve Van Devlet Opera ve Balesi Müdürlükleri’nin ise kadro tesisi mevcut olarak açılmayı beklemektedirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder