30 Mart 2007 Cuma

Samsun İçin El Ele

Samsun İlkadım Anıtı
(Samsun Büyük Otel Yanı)
Atamızın Samsun'a çıkarken Karaya İlk Adımını Attığı Nokta
/Ahmet Seven
Samsun tarihi durum ve coğrafi konumuyla ülkemizin en güzel şehirlerinden birisidir. Bu anlamda bu şehirde ne ararsanız var. Fakat bizim muhtaç olduğumuz en büyük varlık birlik ve beraberlik anlayışıdır. Her ne kadar bunu dil ile ifade etsek bile daha henüz bu konuda taşların yerine oturtulamadığı görülmektedir. Bulunduğunuz şehre eser kazandırmak istiyorsanız bir defa o şehri seveceksiniz. Sizin köyünüzü sevmeniz kasabanızı sevmeniz demektir. Kasabanızı sevmeniz, şehrinizi sevmeniz demektir. Şehrinizi sevmenizde ülkenizi sevmek demektir.

Geçenlerde Düzce de görev yapan bir tanıdığımla sohbet ederken söz şehirlilik bilincine geldi. Sözün bir yerinde, hangi şehirden olursa olsun Düzce de herkes kesinlikle Düzceliyim diyor dedi. Bunu bende yaşadım. Samsunda öyle değil, önce nereli ise onu, sonrada Samsunu söylüyorlar. Bu şehirde yaşayan herkesin şöyle göğsünü gere gere Samsunluyum demesi gerekmez mi?  Kültür altyapımız ancak böyle kuvvetlenir. Ekonomimiz bu şekilde canlanır. Bir insanın en büyük ideali kendi memleketine yatırıp yapmasıdır. Samsuna böyle bir sevgi ile yaklaşılırsa burada yatırım yapandan geçilmez. Kayseri, Konya, Gaziantep boşuna mı ilerledi. Her davranışında İstanbul’u örnek alan bu şehirlerimize gidin görün.

Kayserililer biz İç Anadolu’nun İstanbuluyuz derler. Peki ya Gaziantep? Gazianteplilerde bizde Güneydoğunun İstanbuluyuz diyorlar.

Ya biz? Yani Samsun ne diyor bu konuda? Bu şehirde hayat yok diyerek karamsarlıklarımızı salgın bir hastalık gibi etrafa yayıyoruz. Olumlu davranış ve gelişmeleri görmezden gelirken öküzün altında buzağı arıyor bunları bir maharetmiş gibi anlatıyoruz. Kendi yetiştirdiği adamına sahip çıkmak yerine çelme atmanın hesaplarını yapıyoruz. Asayişte, ekonomide vs. olumsuz tabloları çoğaltıyor yaşanmayacak bir şehir olarak lanse ediyoruz. Ardından da kalkıp koca koca kelimelerle Samsun sevgisinden söz ediyoruz.

Samsunspor gibi bir takımın ikinci lige düşmesi bile bütün bu iç çekişmelerden kaynaklanmadı mı? Yatırımcıyı umutlandıran hatta teşvik eden bir sürü güzellikler var iken onu endişelendiren dahası ürküten tabloları canlı tutmak kimin ekmeğine yağ sürebilir ki?  Sanırsınız ki Samsun dışında her ilde her şey mükemmel gidiyor. Oralar güllük gülistanlık ta buraya gelince her yer karanlık. Öyle mi sanıyorsunuz? Samsunu yalnızca baba ocağı sevgisi ile değil, aynı zamanda milli bir sevgi ile sevmek ve burada yaşamının tarihi bir bedelinin de olduğunu unutmamak gerekmez mi? 

Filozof Beydeba’nın anlamlı bir hikâyesi vardır. Orada der ki; ” Birgün güvercin topluluğu bir avcının tuzağına düşerler. İlk anda her biri ayrı ayrı çırpınmaya başlarlar. İçlerinden bilge olan güvercin onların bu haline bakar ve; Arkadaşlar böyle giderse bir müddet sonra hepiniz güçten düşeceksiniz. Gelin hepiniz aynı anda kanat çırpın ve birde öyle kurtulmayı deneyin der. Güvercinler denileni yaparlar. Güçlerini ayna anda kullanırlar. Böylece avcının tuzağını da söküp götürürler” 

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Samsunda tek tek çırpınma ve ayrı hesaplar peşinde koşmanın kimseye fayda getirmediğini ve de getirmeyeceğini herkesin bilmesi gerekir. Ne yazık ki Samsunda bugüne kadar bencil düşüncelerle ciddi bir güç kaybedilmiştir.  Artık söz konusu Samsun olunca siyasetçisi, ekonomisti, yatırımcısı, medyası ile birleşip aynı anda kanat çırpmanın zamanı gelmiştir.

Bu erdemliliğin gösterildiği gün ciddi adımlar atılmaya başlanmış olacaktır. Artık ben yerine biz, biz yerine de hepimiz ifadelerinin yer alacağı Samsun görmek istiyoruz. Samsuna hizmet adına bir çivi çakanları hiç kimse unutmayacak onlara minnettar kalacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Samsun için el ele gönül gönüle… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder