12 Mart 2007 Pazartesi

Bir Gürcü Köyü; Kestanepınar Köyü - Çarşamba / Samsun


Coğrafi konum

Kestanepınar Köyü Samsun'un Çarşamba İlçesi'ne 29 km uzaklıkta Topuzlu Dağlarmın eteğinde kurulmuştur. Deniz seviyesinden yaklaşık 800 m yükseklikte olan köyün, kuzeyinde Soğucak Köyü ve Kara dere Köyü; batısında Örencik, Eynel ve Koçyurdu; doğusunda ise Karacaören Köyü bulunmaktadır.

1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonunda bugünkü Artvin İli'nin Borçka İlçesi'nin Camili (Maçaheli) Köyünün Düzenli (Zedvake) Mahallesinden geldikleri herkes tarafından söylenir. Ancak bir kısmının Çatak Mahallesinde bulunan Aykullar (Saytolar), Şencan (Şişmanoğulları), Medalar ve Ömerefendiler, Koksallar- Acara yükseltisinden geldikleri söylenmektedir.
       
Söylentiye göre (1293 H.) yılında Batumi'den gelen otuzdan fazla sülaleye Çarşamba ilçesinin Cayvar denilen mevkii iskân olarak gösterilmiştir. Ancak onlar o zamanki Çarşamba'nın havasının kötülüğünden dolayı, Yeşilırmak'ın ve bataklığın pis kokusu insanın sağlığını olumsuz yönde etkilediği için kendi arzuları ile bugünkü Kestanepınar mevkiini seçmişlerdir.
       
Kestanepınar Köyü'nün ismi ise köyde bol kestane ağaçlarının olması ve Çarşamba İlçesi'ne nazaran suyunun soğuk ve temiz olmasından gelmektedir. Kestanepınar Köyü sarp yamaçların bulunduğu yeşil ve gür ormanlarla kaplı dağınık iskân yapısıyla göze çarpar. Hane sayısı 300'den fazla olan köy bugün üç ayrı muhtarlığa ayrılmış durumdadır. Yukarı Kestanepınar Köyünün mahalleleri: 1. Köyyeri, 2. Körükdere. 3. Kozgeriş. 4. Kayaardı. 5. Danalık, 6. Çalancık, 7. Gölçukur. Aşağı Kestanepınar Köyünün mahalleleri: 1. Dereçatı, 2. Akgüney, 3. Kavgalı. 4. Avcıoğlu, 5. Tatunoğlu. Çatak Muhtarlığı'nm mahalleleri: 1. Sindel, 2. Asar, 3- Göksu. 4. Manos Boğazı'dır. Genelde evler kestane ağacının tahtasından yapılmıştır. Ancak bugün ahşap evlerin yerini yavaş yavaş betonarme evler almaktadır.
       
Nüfus ve yaşam
Kestanepınar Köyü"nün nüfusu 1985 yılındaki verilere göre 1.826'dır. Tamamı Gürcülerden oluşan nüfusun 864'ü erkek, 962'si kadındır. Maddi durumlarını iyileştirenler Çarşamba İlçesi ne göç etmekte, yazın fındık tarımı için iki-üç aylığına köye gelmektedirler. Köyde çok yaşlılar olmasına rağmen Batumi'den gelen ilk kuşaktan kimse kalmamıştır. Fakat ilk gelenlerin evlatlarından yaşayan az sayıda yaşlı vardır.
       
Köyde eğitim seviyesi çok düşüktür. Okuma-yazma oranı % 70 olup bunun % 6yi ilkokul, % 3'ü ortaokul. % 2'si ise lise ve üniversite mezunudur. Dini eğitime aşırı bir şekilde bağlı olmaları, ilkokuldan mezun olan erkek çocuklarını Çatak Köyirnde bulunan gayrıresmi yatılı Kuran Kursuna vermeleri Kestanepınar Köyü'nün çocuklarının dini eğitim seviyesinin yüksek olmasına sebep olmaktadır. Bunun olumlu yönü ise çocukların anadillerini rahatlıkla önceki kuşaklar gibi konuşmalarıdır. Ancak büyükler Gürcüceyi tam saf olarak konuşamamakta, arada % 15 Türkçe kelimeler karıştırmaktadırlar. Düğünlerde eski ananevi âdetlerin bir kısmı kalkmış olsa da, halen devam eden âdetler vardır. Bunlardan en ilginci upiçğheba'dır.
       
Kestanepınar Köyünde birçok batıl inanç ve hurafe halen uygulanmaktadır. Yöresel yemeklerinden malahto, lepsi, phali, phalilobia. kerçhi, kadibola, cevizli lahana turşusu, üzüm papası, kuma gibi eski yemekler günümüzde de sofralarda yer almaktadır.
       
Köydeki sosyal yaşantı ise oldukça canlıdır. Dağınık iskân yapısına rağmen çok sıkı sosyal ilişkiler göze çarpmaktadır. Yakın akraba bağlarının bulunması ve ayrıca köyün ekolojik yapısı insanları birbirine yaklaştırmakta, evlerin birbirine uzak olmasına karşın gönüllerin birbirine yakın olmasını sağlamaktadır.

Kültür

Köy halkı eski kültür değerlerine son derece bağlı kalarak günümüze kadar Batumi'den dedelerinin getirdikleri anane ve gelenekleri canlı tutmayı başarmışlardır. Mayıs ayının 20'sinde eskilere göre rumi tarih Mayıs ayının 7'sinde abono dedikleri Acısu mevkiine bütün Kestanepınar mahallelerinden kadınlar şifa niyetiyle giderler. Sel nedeniyle Kavgalı Mahallesinde bulunan su azaldığı için eskiden banyo yaptıkları bu suda günümüzde sadece el yüz yıkayıp, abdest alırlar ve şişelere doldurarak evlerine götürürler. Ayrıca Gargnoba (Gargani, ağaçtan sopa demektir) dedikleri rumi tarihe göre Nisan ayının ilk pazartesi günü eve odun ve odun cinsinden bir şey getirilmez. Getirildiği takdirde odunun bırakıldığı yere o yıl yılan geleceğine inanırlar.
       
Ayrıca Mart ayında temizlik yapılır. Temizlik yapılacak ilk sabah evden kimse ile konuşmadan evin tavanına çıkılarak tavanın orta direğine vurulur ve şu mani söylenir: "Marti, marti, marçmeti / akam cikili arçmeti / Gonyas niçivit sağhveti" denilir.

/Ömer KORKUT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder