8 Nisan 2007 Pazar

Dilruba SAATÇİ



Aslen Samsunlu olan Dilruba Saatçi, İsmet Nedim SAATÇİ'nin Kızıdır


Alman tiyatrosunda Türk ismini duyuracak bir sanatçımız:
Dilruba Saatçi
 2001 senesinde yazdığım bir yazıda kendisinden "Berlin Türk tiyatrosuna yeni bir ses ve soluk getiren sanatçı" diye bahsetmiştim. Şimdiye kadar dört oyunda izledim onu. Tartüf, Merhaba & Tschüß, Die Roten Schuhe ve "Mustafa Kemal'i Sevdim". Die Roten Schuhe adlı oyununu Türk Kültür Evi'nde izledikten sonra şunları yazmışım: "Sahnede tek kişi olmasına rağmen, sahnenin en küçük karesini dolduran, yaptığı dansları ve hareketleriyle sahnenin her yerinde ayak izlerini bırakan, seyirciyi sıkmayan oyun gücüyle kendisini soluksuz izlettiren bir tiyatro sanatçısı Dilruba Saatçi. Bir tiyatro sanatçısının sahip olması gereken niteliklerin hepsini kendisinde toplamış; dans, müzik, ses ve tiyatro eğitimi... Boşuna dememişler "Armut dibine düşer" diye. Dilruba Saatçi'nin babası yakından tanıdığınız bir sanatçı: İsmet Nedim (Saatçi). Hani o dilimizden düşürmediğimiz "Agora Meyhanesi", "Arım Balım  Peteğim", "Ben Kimi Seveceğim", "Han Duvarları" gibi filmlere de konu olmuş şarkıların bestekarı İsmet Nedim." Sayısız başarılara imza atmış olan "sanatçı olunmaz sanatçı doğulur" sözünün güzel bir örneği olan bu genç sanatçımızla son çalışmaları üzerine sohbet ettim. Öyle şeyler anlattı ki, geçen yazıma attığım başlık olan "Berlin Türk tiyatrosuna yeni bir ses ve soluk getiren sanatçı" cümlesini geri alıyorum. Çünkü sadece Berlin'e değil, tüm Alman tiyatrosuna ses getirecek ve iz bırakıp kendisinden söz ettirecek bir sanatçımız Dilruba Saatçi!.. İstanbul doğumlu olan Dilruba, üç yaşlarında babası İsmet Nedim ile ses stüdyolarında Türk sanat müziği ile tanışmış. Babasının şarkılarını hem dinlemiş hem de uyumuş. Daha sonra okul sıralarında tiyatro ile tanışmış. Berlin'de ise müzik ve dans eğitimi almış.

 Viyana'da Müzik ve Görsel Sanatlar Yüksek Okulu'nu bitirmiş. Sayısız oyunlarda başrol oynamış. Ayrıca Alman televizyon ve dizilerinde de roller almış. 1995 yılında sonra Avusturya ve Almanya'da Lulu, Schneewittchen, Gries, Evita, Tartüf, Merhaba & Tchüß ve Die Roten Schuhe gibi oyunlarda başrollerde oynamış. Son olarak ta Alman devlet tiyatrosu olan Theater Carrousel'de  (Almanya'nın en büyük gençlik ve çocuk tiyatrosu) oyuncu, koreografist ve eğitimci görevlerinde bulunan Dilruba Saatçi, şimdi de iki seneliğine Düsseldorf Devlet Tiyatrosuyla anlaşma yapmış. Orada da Thomas Mann'ın "Der Erwählte" oyununda rol alacak. Daha çok müziği, dansı ve oyunculuğu bir araya getirip şovlar yapmak istediğini söylüyor ve son projesi üzerine şunları söylüyor:

"Piyano eşliğinde 60'lı 70'li yıllarda Türkiye'de çok ünlenen Türkçe sözlü İtalyan-Fransız şarkılarını yorumlamak istiyorum. "Kim Ne Derse Desin Aşk İçin", "Saklambaç" ve "Memleketim"... gibi parçaların unutulmamasını sağlamak amacım." Evet şimdi Tiyatrom'un kuruluşunun 20. yılı nedeniyle 11 Mayıs 2004 yılında düzenlenen etkinlikler çerçevesinde yine Dilruba Saatçi'nin yazıp oynadığı "Mustafa Kemal'i Sevdim" oyununa gelelim:

"Mustafa Kemal'i Sevdim", iki kadının -Fikriye ve Latife- Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'le olan ilişkisine ışık tutuyor. Fikriye, Mustafa Kemal'in uzaktan bir akrabası ve sevgilisidir. Latife, Mustafa Kemal'in eşi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk first lady'si. Oyunda tarihsel gelişmelerin örgüsü içinde iki kadına değişik açılardan yaklaşılıyor. Birbirlerine zıt yanlarıyla, içsel çatışmalarıyla; her iki kadın figürünün de Dilruba Saatçi tarafından sergilendiği oyunun müziği Hasan Yükselir'e ait. Oyunu yöneten Bülent Muştu, dramaturji Hülya Karcı, produksiyon ise Özlem Weber'e ait. Görüyorsunuz ya, artık sadece dönerimizle Alman gıda sektöründe değil; sanat dalında da Türk ismini duyurup; Alman tiyatro sanatına katkımız oluyor...
 Adem DURSUN / Merhaba / Berlin




Tek kişilik başarılı bir oyun
NEZİHE MERİÇ salık vermeseydi, belki de yoğun iş düzeni içinde Dilruba Saatçi'nin yazıp yönettiği ve oynadığı Fikriye ve Latife: Mustafa Kemal'i Sevdim oyununu izlemeyecektim.
Afife Jale Sahnesi'ndeki oyun, yurtdışında öğrenim görmüş bir yazar/oyuncunun yaratıcılık serüvenini izledim.

Kimdir Dilruba Saatçi?
Sorunun yanıtını arkadaşımız Deniz İnceoğlu'nun Keyifte yayımlanan yazısından öğrendim. Babası İsmet Nedim (Saatçi), çeşitli bestelerinden tanıdığımız bir Türk musikisi sanatçısı. Ailesiyle birlikte Berlin'e yerleşmiş. Tiyatro ve müzik alanlarında çalışmış lise yıllarında. Viyana'da öğrenim gördükten sonra Türkçe'yi unutmamak için 2000 yılında Berlin'deki Türk Tiyatrosu'nda oyunculuğa başlamış.

Müzikçi Hasan Yükselirin desteğiyle, bu oyunu yazmış. Oyunun Türkiye'deki rejisine Haldun Dormen yardımcı olmuş. FİKRİYE VE LATİFE karakterlerinin hiç kuşkusuz aynı oyun metninde, aynı oyuncuda sahneye çıkması, seyirciye bir başka açı getiriyor. Mustafa Kemal'in kişilik ekseninde, ikisinin de kadınsı tavırlarının, egemenlik kurma girişimlerinin iflası. Çünkü iki kadının da tepkileri genelde aynı.

Dilruba Saatçi, metinde, hele oyunda bu benzerlikleri, farkları ayrıntıda çok başarılı sunuyor. Aşağı yukarı bir buçuk saat süren iki perdelik oyunda, tempo düşmüyor. Tek kişilik oyunun zaafları burada kendini göstermiyor.

Fikriye’nin Mustafa Kemal aşkıyla kendini özdeşleştirmesine karşılık, Latife’nin onu yönetme isteği burada bir kişilik çarpışmasına yol açıyor. Yakın tarihimizden iki kadının aşk mücadelesine, dışarıda yaşayan genç bir tiyatro sanatçısının bakışı bana ilgi çekici geldi. Çünkü her yeni kuşak, daha önce yapılan araştırmaları farklı yorumlar. Oyunun sonuna doğru, Dilruba Saatçi, üçüncü kadın olarak oyunun içine dahil oluyor. İLGİ çekici bir konuyu genç bir sanatçıdan seyretmelisiniz.

Hurriyet - 19.5.2006 - Doğan Hızlan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder