23 Aralık 2015 Çarşamba

Canbulatoğlu Ekrem Bey Kimdir?


Milletlerin hayatındaki tarihi olayların doğru anlaşılmasında, olayların kahramanlarının kişiliklerinin ve kimliklerinin objektif olarak analiz edilmesi önemlidir. Çünkü genç nesiller bu kahramanları örnek alarak yetişir. Kendi kimliklerini ve kişiliklerini bulur. Böylece millet olma ve varolan milletin varlığını sürdürmesi gerçekleşmiş olur. Türk milletinin tarihinde de millet hayatının devamlılığı için büyük kahramanlar ve önemli değerler vardır. Şüphesiz bunlardan birisi de daha iyi tanınmasına yardımcı olmayı amaçladığımız kuvayımilliye önderlerinden Canbulatoğlu Ekrem Bey'dir.

Çalışmamızda; mütareke sonrası Canik Sancağı'nın durumunun kısa bir değerlendirmesini yaptıktan sonra Ekrem Bey'in öz geçmişini ve bölgesinde yaptığı faaliyetlerini ortaya koymaya çalışacağız. Canbulatoğlu Ekrem Bey'in Biyografisi Kafkas Vubıh kökenli kuvayımilliye önderi Canbulatoğlu Ekrem Bey, 1864 Büyük Kafkas Çerkez sürgününde Vubıh (Bugünkü Soçi) bölgesinden sürülerek Samsun'a gelen ve Kavak nahiyesine bağlı Karlı köyünü kurarak yerle- şen Vubıhların Kamlat Berzeg soyundan gelen bir ailenin çocuğudur. H.1303 (1887) yılında Karlı köyünde doğdu. Canbulat Bey'in oğludur. Annesi Kafkasya doğumlu Zabıthan'dır. Mütareke Dönemi'nde Samsun-Amasya-Tokat bölgesindeki Müslüman köylerine saldırıda bulunan siyasi ve yağmacı Rum-Pontus çetelerine karşı verdiği mücadele ile tanındı. Türk halkının takdirini kazandı. Kavak nahiyesindeki Kafkas-Çerkez köylerindeki gençlerden oluşturduğu 200 kişilik süvari birliğiyle, dönemin Samsun Mutasarrıfının da desteğini alarak Rum-Pontus çetelerine, Samsun ve Merzifon'a geçen İngilizlere karşı mücadelelerde bulundu.

IX. Ordu Müfettişliği görevi ile Samsun'a gelen Mustafa Kemal Paşa buradaki çalışmalarını tamamlayıp karargâhı ile birlikte Havza'ya geçerken Kavak'ta Canbulatoğlu Ekrem Bey ile görüştü. Bölgedeki Rum-Pontus çetelerine karşı verdiği mücadelesinde ona destek verdi. Ekrem Bey 22 Temmuz 1919 günü arkadaşları ile birlikte devletin resmi postasına refakat ederek Erbaa'ya giderken Lâdik bölgesinde yolunu kesen Rum-Pontus çeteleri ile yaptığı çatış- ma sırasında şehit oldu. Naaşı köyü "Karlı"ya defnedildi. Canbulatoğlu Ekrem Bey'in Faaliyetleri Canbulatoğlu Ekrem Bey hakkındaki bilinen en eski kayda 23 Mayıs 1326 (5 Haziran 1910) tarihli Samsun Aks-ı Sadâ gazetesinde rastlanılmaktadır. Gazetede Samsun'da yapılacak olan Gureba Hastanesi yararına düzenlenen at yarışına Kavaklı Ekrem Bey adıyla katıldığı ve birinci sınıf yarışta birinciliği "Perişan" adlı atı ile kazandığı belirtilmektedir. Ayrıca yapılacak hastane için yardımda bulunanların isimleri arasında 108 kuruşluk yardımla Kavaklı Ekrem Bey'in de adı geçmektedir.

Aynı zamanda at yarışının mükâfatı olan beş bin kuruşun Kavaklı Ekrem Bey tarafından iane sandığına bağışlandığı ifade edilmektedir. Canik Sancağı'ndaki silahlı ilk Rum-Pontus ayaklanması Balkan Savaşları esnasında baş gösterdi. I. Dünya Savaşı ile birlikte ivme kazandı. Sancaktaki Rum-Pontus çetelerinin yoğun tedhiş faaliyetlerine karşı bölge halkının da silahlanıp kendi güvenliğini sağlamaktan başka çaresi kalmamıştı. Kavak nahiyesinde de Türk ve Rum köyleri karışık olarak bulunmaktaydı. Aralarında herhangi bir problem olmadan yaşamaktayken Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan mağlup ayrılmasıyla iyi olan ilişkiler bozulmuş, can ve kan düşmanı olmuşlardı. Bölgedeki bu gelişmeler karşısında Canbulatoğlu Ekrem Bey, Çerkez köylerinin cesur ve vurucu gençlerini etrafında toplayarak bölgenin ilk kuvayımilliye gücünü oluşturup Rum-Pontus çeteleri ile mücadeleye başladı. Son derece yiğit ve vatansever olan Ekrem Bey'den Canik Mutasarrıfı Kemal Bey'e bahsedilince Kemal Bey onu Samsun'a davet ederek gizlice silah ve asker yardımında bulunur. Kısa zamanda 40-50 kişiden oluşan kuvvetini 200 atlıya çıkarıp bölgesinde beyaz elbiseler içinde beyaz at ile Rum-Pontus çetelerinin korkulu rüyası hâline geldi. Milli bir kahraman oldu. Ekrem Bey'in Mutasarrıf tarafından desteklendiğinin Rumlar tarafından öğrenilmesi üzerine Metropolit Germanos şikâyette bulunmak için Mutasarrıfı birkaç defa ziyarete gelir. Kemal Bey, Metropolit'in hangi amaçla geldiğini tahmin ettiğinden onu kabul etmeyerek her defasında bir bahane ile savuşturur. Daha sonra Metropolit III. Ordu Komutanı Vehip Paşa'ya başvurarak Mutasarrıfın azledilerek Samsun'dan ayrılmasına neden olur. Fakat Metropolit'in bölgedeki faaliyetleri ve yardımları engellemeyi amaçlayan düşüncesi başarılı olmaz. Çünkü Ekrem Bey Rum-Pontus çeteleri üzerindeki baskı ve sindirme mücadelesini daha da arttırarak devam ettirir.

Ekrem Bey aynı zamanda Samsun-Kavak ve Merzifon yolunun güvenlik altında olmasına çabalıyordu. Rum çetelerini bu bölgelere yaklaştırmıyordu. Çünkü Samsun'dan ayrılan birinin bir köye veya Anadolu'nun içlerine gidebilmesi, yollar Rum çeteleri tarafından kesilip baskın yapıldığından, bir mucize hâline gelmişti. Böyle durumlarda yolcular toplanıp Ekrem Bey'in himayesinde yola çıkıyorlardı. Bununla beraber devletin resmi posta arabasının Erbaa'ya gidiş ve Erbaa'dan gelişine de korumalık yapıyordu. Yani bölgenin yol emniyeti Ekrem Bey'den sorulmakta idi. Hatta Mart 1919 başlarında Samsun-Kavak arasında posta refakatinde bulunan Ekrem Bey'e Rum Çeteleri tarafından saldırıda bulunulacaktır. Mutasarrıf Ethem Bey Dâhiliye Nezaretine çektiği telgraf ile olaya sebep olan Rum çetelerinin isimlerinin tespit edilip takip edildiklerini bildirecektir.

Canik Sancağı dâhilinde bazı yerel idarecilerin ve özellikle Ekrem Bey'in faaliyetlerinden rahatsız olan Metropolit Germanos resmi makamlara müracaatta bulunarak bazı iddialar ileri sürecektir. 11 Mart 1919'da Dâhiliye Nezaretine gönderdiği yazı ile Mutasarrıf Ethem Bey'in Türk köylerini silahlandırarak Rum ahaliye saldırttığını ileri sürüp Kavak ve çevresinde faaliyet gösteren Ekrem Bey'den duyulan rahatsızlığı dile getirilecektir. Bu defa 20 Mart 1919'da Sadarete yapılan başvuruda, Türk halkının örgütlendirilip silahlandırıldığı şikâyetinde bulunulduğu gibi firar eden Teğmen Hamdi Bey'in bölüğündeki askerlerle birlikte dağ- larda tahkimat yaptığı, ardından Ekrem Bey ile birleşerek Rum halkının katledildiği iddiasında bulunulacaktır. 26 Mart 1919 tarihinde de Rum Patrikhanesine çekilen telgrafla bazı İslam köylerinin silahlandırıldığı ve askeri eğitim yaptırıldığı iddiasıyla Ekrem Bey şikâyet edilecektir. Metropolit Germanos'un şikâyet ve iddialarına karşı Hükümet, Mutasarrıf Ethem Bey'den gelişmeler hakkında açıklama istedi. Bunun üzerine Mutasarrıf 1 Nisan 1919'da Dâhiliye Nezaretine bir telgraf çekerek Ekrem Bey'in bir çeteci değil Samsun-Havza postasının emniyetini sağlayan ve ara sıra eşkıya takibi yapan, askeri birliklere rehberlik hizmeti veren güvenilir birisi olduğunu bildirdi.

Ayrıca Ekrem Bey'in savaş yıllarında bölgedeki Rum-Pontus çetelerine karşı yürütülen mücadelede önemli hizmetler verdiğini ve Metropolit Germanos'un geçmişe yönelik bir hesaplaşma içinde olduğunu belirtti. Canik Sancağı'ndaki yerel yöneticileri ve yapılan direnişi sindirmeyi amaçlayan bu çırpınışlar, aynı zamanda mütarekenin 7. maddesini uygulamaya yönelik işgalci İngiliz destekli Rum-Pontus feveranlarıydı. İngilizler, Samsun'a asker çıkardıktan sonra çoğunluğu Hintli askerlerden oluşan 100 kişilik birliği Merzifon'a gönderdiler. Başlarında İngiliz subayları bulunan bu birlik Çakallı mevkisine geldiği zaman kendilerini dikkatle takip eden Ekrem Bey ve adamları birden karşılarına çıkıp onlara dur emri verdi. İngilizler şaşırırlar. Kim hangi cüretle karşılarına çıkabilir ve kendilerini durdurmaya yeltenebilirdi? Hemen silahlarına davranmaya kalkarlar. Ama pusuda bekleyen Ekrem Bey'in adamları anında ateşe başlayınca duraklayıp beyaz mendillerini sallayarak teslim olduklarını bildirirler. Ekrem Bey için gerekli olan silah ve cephane olduğundan bunlar hemen toplanır ve askerler de esir alınır. Bir avuç Kuvay-ı Milliye askerine teslim oldukları anlaşılınca bu durum birliğin başında bulunan İngiliz Yüzbaşının çok zoruna gider. Haziran 1919 ortalarında buna benzer bir olay daha yaşanır. İngiliz Yüzbaşı Hurst, Kavak bölgesinde bir Türk çetesi tarafından ayakkabılarına varıncaya kadar soyulur. Bu olayı öğrenen İstanbul'daki İngiliz işgal komutanlığı gururlarının kırıldığını düşünüp Hurst'un yerine Yüzbaşı Perring'i askeri temsilci olarak görevlendirerek İngilizlerin kırılan gururunun düzeltilmesini ister. Canik sancağındaki İngiliz destekli Rum-Pontus çetecilere karşı Kuvay-ı Milliyecilerin verdikleri mücadeleler, özellikle de Samsun-Kavak ve Havza bölgesindeki Ekrem Bey'in faaliyetleri İstanbul'daki İngiliz Fevkalade Komiserliğini harekete geçirdi. 21 Nisan 1919'da Osmanlı Hükümetine İngiliz Amirali Carthrop imzasıyla gönderilen mektupla, Türklerin sebep olduğu bölgelerdeki asayişsizliğin giderilmesi istendi. Bunun üzerine Hükümet Anadolu'da birtakım müfettişlikler oluşturdu.

Bunlardan IX. Ordu Müfettişliğine de Mirliva Mustafa Kemal Paşa'yı atadı. Mustafa Kemal'in Samsun'a Çıkışından Sonra Canbulatoğlu Ekrem Bey'in Faaliyetleri Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkmasıyla Milli Mücadele Dönemi başlamış oldu. Paşa, Harbiye Nezaretine 22 Mayıs 1919'da gönderdiği ilk raporunda; İngilizlerin desteğini alan Metropolit Germanos'un yönettiği Rum çetelerinin siyasi bir amaca hizmet ettiklerini, otuz üçü sancak merkezinde üçü Çarşamba'da, ikisi Bafra kazasında olmak üzere toplam elli sekiz çetenin var olduğunu bildirdi. Dolayısıyla Rum-Pontus çetelerinin varlıkları resmi olarak belgelenmiş oldu. Böylece bu çetelerle daha organize şekilde mücadele edebilmek için halk bilinçlendirilerek, teşkilatlar kurularak yeni bir döneme girildi.

Canbulatoğlu Ekrem Bey de Mustafa Kemal Paşa ile tanışıp onun emrinde mücadelesine devam etti. Samsun'daki çalışmalarını tamamlayan, Mustafa Kemal Paşa 25 Mayıs'ta Kadıköy, İlyasköy ve Kışla yoluyla şehirden ayrılarak Anadolu'nun içlerine doğru karargâhı ile birlikte harekete geçti. Bölgenin Rum çetelerin baskınlarından korunması ve yolun güvenliği sadece Canbulatoğlu Ekrem Bey tarafından sağlanıyordu. Mustafa Kemal ve karargâhının da Mahmur Dağı'nı geçişlerinde onun önemli rolü olmuştur. Ekrem Bey Samsun'un iç bölgelerle olan yol güvenliğini sağladığı gibi sancak merkezinde toplanan yolcuların iç bölgelere intikallerini ve iç kısımlardan Samsun merkeze gelmek isteyen yolcuların güvenli bir şekilde şehre ulaşmalarını da sağlıyordu.

Mustafa Kemal ve karargâhı Mahmur Dağı'nı aştıktan sonra geçtikleri köylerde ve konakladıkları yerlerdeki halkı dinleyerek, onlarla dertleşerek ve memleketin içerisinde bulunduğu durumdan onları haberdar ederek yol güzergâhı üzerindeki Çakallı'ya ulaşırlar. Buradan mevsimin bahar olması münasebetiyle tarlalarda çalışan, çift süren köylü vatandaşlarla selamlaşıp mevcut durum hakkında onların düşüncelerini öğrenip onlara bilgi vererek Kavak nahiyesine gelirler. Mustafa Kemal ve karargâhı misafir edildikleri müdürlük binasında bir süre dinlenirler. Bu durumu öğrenen halk, müdürlük binasının önünde toplanır. Bunlar arasında; Aziz Bey, Akaloğlu Yusuf, Canbulatoğlu Ekrem Bey, Nahiye Müdürü gibi eşraftan insanlar hazır bulunur. Topluluğu gören Mustafa Kemal eşrafı yanına çağırarak onlarla sohbet eder. Bu sohbet sırasında Canbulatoğlu Ekrem Bey Mustafa Kemal'e "İki yüz atlı ile emrinizdeyim Paşam!" der. Mustafa Kemal, sohbetin sonunda Kavaklılara "Siz bir müdafaa cemiyeti kurunuz. Bana da malumat veriniz." diyerek halkla vedalaşıp karargâhı ile birlikte Havza'ya doğru yola çıkar.

Canbulatoğlu Ekrem Bey, Mustafa Kemal'le yaptığı bu görüşme sonrasında da bölgedeki Rum-Pontus çetelerine karşı mücadeleyi iş birliği içerisinde sürdürür. Samsun-İç Anadolu yolunun güvenliğini kontrol altına alıp Rum çeteleri bölgeye yaklaştırmayarak Samsun ile Merzifon arasındaki hâkim konumunu korur. Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'daki faaliyetlerinden biri de Diyarbakır Bölgesi'nden toplanan 31.333 süngü kolu, 198 makineli tüfek ve 26 top kamasının Samsun üzerinden İstanbul'a gönderilmesi sırasında Havza'da Kuvay-ı Milliyeciler tarafından el konularak milli mücadeleye kazandırılması olmuştu. Bu cephane Ekrem Bey tarafından Hacılar Dağı dolaylarında kafilenin önü kesilerek ele geçirildi. Ustaca bir plan dâhilinde, söz konusu silahların Mustafa Kemal'e teslimi sağlandı. Bölgesinde, halkın devamlı hizmetinde olan Ekrem Bey, Temmuz 1919'da her zamanki gibi devletin resmi postası ile Rum çetelerinin saldırılarından korkan yolcularla birlikte Erbaa'ya gitmek üzere yola çıktı. Fakat Lâdik bölgesine geldiğinde Rum-Pontus çeteleri tarafından pusuya düşürüldü. Girdiği çatışma esnasında 22 Temmuz 1919'da şehit edildi.
Ruhu şad olsun.

Yrd. Doç. Dr. Selim Özcan
23.12.2015
Yrd. Doç. Dr. Selim Özcan Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü - Amasya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder