23 Mayıs 2007 Çarşamba

"Ayaşlı İle Kiracıları"nda Samsun





Memduh Şevket ESENDAL / Ayaşlı İle Kiracıları
Bir imparatorluğun çöküşüne ve bir ulus-devletin kuruluşuna tanıklık eden yazarlardan biri olan Memduh Şevket Esendal’ın (1884–1952) Ayaşlı ile Kiracıları adlı romanı, Türk edebiyatının en önemli yapıtlarından biri sayılır. İlk olarak Vakit gazetesinde tefrika edilen roman, 1934 yılında kitap olarak basılmıştır. Ayaşlı ile Kiracıları, 1942 yılında CHP Roman Ödülü yarışmasında beşincilik aldıktan sonra yazar ve eleştirmenlerin dikkatini çeker. Bugüne kadar roman, daha çok dilinin yalınlığı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanan toplumsal değişimleri yansıttığı gibi açılardan ele alınmış, ancak romanın yorumlanmasında belirleyici olan anlatıcının konumu irdelenmemiştir. Bu tezde, romanın şekillenmesinde kilit konumda bulunan Anlatıcı karakterinin işlevi, kültürel, sınıfsal ve anlatısal açılardan değerlendirilmiştir.

Romanda bir banka memuru, rastlantı sonucunda taşındığı bir apartmanın dokuz odalı katında birlikte yaşadığı kişileri ve tanık olduğu olayları anı biçiminde anlatır. Samimi bir söylemle anılarını yazmaya başlayan Anlatıcı, pansiyon olarak değerlendirilebilecek bu mekânda yaşayan kişileri yakından tanıdıkça, burada bulunuşundan rahatsızlık duymaya başlar. Roman, Anlatıcının bakış açısına giren kişilerle gittikçe genişler; ancak, bu genişleyen yapı içinde ahlakî bakımdan gittikçe çürüyen bir zeminin açığa çıktığı görülür. Eğlenceye, esrara, kumara, paraya düşkünlük, dedikoduculuk, çıkarcılık, bencillik, sorumsuzluk ve sevgisizlik ortamında ahlâkî değerlerin romandaki birçok karakter tarafından yok sayılması,  roman boyunca Anlatıcının tanık olduğu durumlardır. Eşlerin birbirini aldattığı,  çocukların ihmal edildiği bu ortamda, ortalama okurun kabul edebileceği bir yaşantı söz konusu değildir. Anlatıcı ise, çalışkan, dürüst, saygın, eşitlikçi ve samimidir. O,  yüksek bir bürokrat ve aydın olarak bu insanlar arasında ayrıksı bir konumdadır.  Anlatıcının romanın sonunda yaptığı mutlu ve saygın evlilik, pansiyondaki insanlardan ve onların temsil ettiği değerlerden farklı olduğunu bir kez daha gösterir.  Romanda, Anlatıcı, iki farklı anlatım biçimini kullanır. Birincisi, pasif bir gözlemci gibi seyirlik bir dünyayı gözler önüne serer; ikincisi, gözlemlediği bu dünyadaki olumsuzlukları kendi değer sistemi açısından fazla vurgulamadan eleştirir.  Böylece, Anlatıcı, değer yargılarında bulunmuyor izlenimini yaratarak tarafsız olduğuna okuyucuyu inandırmaya çalışır. Böylece, romanın anlatısal yapısının yakından incelenmesi, ahlâkî duruş ve kültürel statü bakımından Anlatıcı ile apartman sakinleri arasındaki ayrımı açığa çıkarır.

Samsunlu Sarhoş Damat
Anlatıcı, hizmetçi Halide’den odaların birinde yaşayan Hasan Bey’in kendisini görmek istediğini öğrenir. Önce kim olduğunu çıkaramayan Anlatıcı, Halide’nin betimlemeleri sonucunda bu kişinin hemşerisi Hasan Bey olduğunu anlar. Bir gün sonra bir araya gelen Anlatıcı ile Hasan Bey bir tanıdıkla karşılaşmanın sevincini yaşar ve geçmiş günlerden konuşmaya başlarlar. Hasan Bey, mübadeleden sonra kendisine Samsun’da yer verildiğini, ancak bu yerin sonradan Ayvalık olarak değiştirildiğini, bunun da henüz kesinleşmediğini söyler. Bu arada, kızı Selime’yi evlendirdikleri adamın ummadıkları kadar “sarhoş çıktığını” ve bu yüzden üç hafta sonra kızlarını boşadıklarını ve şimdi kızının Ayvalık’ta yaşlı bir kadınla oturduğunu anlatır. Selime’nin nişanlılık dönemini yakından bilen Anlatıcı, o günlerde Hasan Bey’i uyarmış, ancak Hasan Bey kendisini dikkate almamıştır.“


Devlet Yapısında Ortaya Çıkan Keyfilik
“Yasaların tam uygulanıyor olmamasının dışında, bürokrasinin iç işleyişinde de gedikler söz konusudur. Örneğin, Hâki Bey’in durumu ironik bir biçimde okuyucuya aktarılır: “O günlerde bilmem niçin Avrupa’ya bir satın alma komisyonu gönderildi.  Hâki Bey de bu komisyona kâtip olarak verildi [….] Komisyon iki ay Avrupa’da kaldı, sonra döndü. Yalnız Hâki Beyi bilmem ne iş için Almanya’da bıraktılar, sonra da orada unutuldu” . Ancak, Hâki Bey, bir-iki yıl sonra anımsanır ve geriye çağrılır. Hesap sorarlar, rapor isterler verir ve sonunda kendi yazdığı mektupları da dairenin evrakları arasından bulup çıkartır. Benzer şekilde, Şefik Bey de memurların durumunun iyi takip edilmemesinden doğan zor bir duruma düşer. “Bir zaman onu tekaüde çıkar[ırlar]”, sonra da yaşının gelmediği anlaşılır ve geri çağrılır. Emekliliği henüz gelmeyen Şefik Bey’in durumu, bir anlamda devlet yapısında ortaya çıkan keyfiliğin sonucudur.

Bu duruma paralel olarak, Hasan Bey, Selanik’ten mübadil olur ve kendisine mübadelede Samsun’da bir yer verilir, ancak “yanlış oldu” diye Ayvalık’a yollarlar; ardından “yine bir yanlışlık oldu” diye İzmir’e gönderirler. İzmir’de de verecek yer olmadığı için yine Ayvalık’a yollarlar. Hasan Bey, bu işler için Ankara’dadır ve bu biçimde gelişen olayları şöyle ifade eder: “Oyun oyuncak yoldaşım!”. Bu eksiklikler, devlet ile sıradan vatandaşın dışında, memurlar arasında da geçerlidir. Yurt dışından döndüğünde Hâki Bey’in yaptığı ilk işi Anlatıcı şöyle aktarır: “İşleri, yeni arkadaşları öğrendi, daire işlerinin iç yüzlerindeki eksiklikleri yeniden kavradı ve içine emniyet geldi. Memurlar amirlerinin ve arkadaşlarının zayıf taraflarını bilmezlerse, yerlerinde emniyetle oturamazlar”.
/Sevim Gözcü


Romandan bir Diyalog
Hasan bey anlatıcının ölen ağabeyinin arkadaşıdır. Bir yıl önce Samsun’da karşılaşmış, anlatıcının görevle Adana’ya gitmesi nedeniyle bir daha görüşememişler. Karşılaştıkları dönemde anlatıcının sarhoşluğuyla ünlü bir arkadaşı Hasan Beyin kızı Selime ile nikâhlanmıştır.

“-Ben seni Adana’da biliyordum.
—Şimdi de buraya getirdiler.
—Ya! Öyleymiş.
—Önceden bilseydim, geldiğimde arardım. İki aydır buradayım. Bizi süründürüp duruyorlar.
—Ne o sen şimdi Samsun’da değil misin?
—Değilim. O zaman Samsundan bize yer verdiler di ya sonra, “yanlış oldu” dediler. Bizi Ayvalığa kaldırdılar.
—İyi ama şimdi ikiye bölündünüz. Güveyi kaldı Samsun’da.
—Ne güveyi!? Biz onun yularını çoktan saldık.
—Ne? Güveyinden ayrıldın mı?
—Kızı ayırdık be!
—Ya!
—O düpedüz deliymiş be. Üç haftalık gelinken kızı ayırdık.”


Dinleyiniz:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder