Pontus eşkıyâlarını yola getirmeye çalışan heyet:
Ağır Topçu Yüzbaşısı Sarıyerli Kâmil Bey,
Canik Milletvekili Süleyman Bey,
Umum Jandarma Kumandanı Yâveri Yüzbaşı Ferid Bey,
Umum Jandarma Kumandanı Miralay Gâlip Bey,
Topçu Yüzbaşısı Cemil Bey,
İçişleri Hususî Kalem Müdürü Raşid Bey,
Samsunlu Hafız Efendi...
Tarihî gerçeklerin saptırılması, değiştirilmesi veya örtbas edilmesi mümkün değil. Aradan yıllar geçse de belgelenmiş, kanıtlanmış olaylar, bireyler ve toplumlar için ibret alınacak kaynaklar olarak önem ve değerini korur.
Türk Milleti'nin yakın tarihimizde yaşadığı acı olayların, karşılaştığı tehdit ve tehlikelerin nasıl saptırılmak istendiği, silâhsız ve savunmasız binlerce insanımızın kışkırtmalarla nasıl katledildiği yayımlanmış belgelerle daha iyi anlaşılacaktır. Bu derleme çalışmasıyla yeni çatışmalar, tartışmalar amaçlanmamakta; sadece bilim dünyasına, araştırmacılara ve Ünyeli hemşehrilerime bilgi tazelemesini gerçekleştirmek dileği taşınmaktadır.
Türkiye'de gayrimüslimler arasındaki ayrılık peşinde koşan hareket, olsa olsa bir buçuk yüzyıllık bir olaydır ve bu olayı doğuran sebepler Türkiye devletinin baskı ve şiddeti değil, dışardan gelen iki olumsuz tahrikin etkisidir. Bunlardan birisi, kilise yobazlığı, diğeri Avrupalıların entrikaları.
Yunanistan'ın ortaya çıkışına kadar Türkiye'de yaşayan Rumları resmen teşvik edecek bir devlet yoktu; Yunanistan kendisini bu göreve aday olarak görüyordu. Dışarıda Yunanistan, içeride Patrikhane, Rumluğun kuvvetlenmesi için iki önemli kuruluş idi.
Patrikhâne, Yunanistan'ı istiklâle kavuşturan isyânlardan en tesirli rolü oynamakla yetinmemiş, en zayıf zamanımızda başımıza bir "Pontus Gâilesi" çıkarmak üzere yerli Rumları teşkilâtlandırmak suretiyle hıyanetlerinin en büyüğünü ifâ etmiştir. "Pontus" veya "Pontos" kelimesi, "etnik" bir isim değil, "coğrafî" bir ifadedir. Grekçe'de "Deniz" anlamında olup; eski çağlarda Karadeniz'in Güneydoğu kısımlarına, bu arada Karadeniz'e de verilmiş coğrafî bir addır. Kelime en eski dönemlerde daha çok "Pont Euksinos" şeklinde kullanılmıştır
Asırlarca Müslüman - Türkler'le bir arada yaşamak suretiyle her türlü adâlet ve müsâmahaya nâil olmuş yerli Rumlar üzerindeki devamlı tahrik ve teşvikler, bunların her birini amansız bir Türk ve İslâm düşmanı hâline getirmişti. Patrikhânenin öteden beri Yunanistan hesabına oynamakta olduğu tesirli rolü fevkalâde takdir etmekte olan Venizelos : "- Patrikhâne Yunanistan'ın emrine girmelidir!... Bu suretle Yunanistan'la birleşmiş bir Patrikhâne'nin ilerideki millî dâvâlarda rolü pek önemli olacaktır!..." diyordu.
Venizelos Pontus'un geleceğine güvenle bakmaktadır. Yunan ordularının Anadolu'nun iç bölümlerine doğru adım adım ilerlemelerine bağlı olarak Pontus sorununun çözümü bir zaman meselesidir ve Venizelos'a göre bu işte kilit kişi Mustafa Kemal'dir. Böylece, insiyatifi bir askere bırakması politikacının hayatî hatası olacaktır.
Venizelos'un emriyle Patrikliğe azılı Megalo İdea'cı Dorotcos getirilmişti. Yeni Patrik kısa zamanda İstanbul ve Anadolu'daki fesat ocaklarını takviye ederek birleştirdi. Silozos Kulübü, Zoğrafyan ve Zapyon Liseleri, Rum Kulüpleri, Adalardaki ve Anadolu'daki mektepler, kolejler, yetimhâneler ve hastahâneler birer mücehhez merkez ve silâh deposu hâline konuldular.
"Pontus Cemiyeti" Yunanistan'ın Anadolu'yu işgal edememesi ihtimâline kurulmuştu. Karadeniz sahillerinde vücûde getirilecek olan güyâ müstakil ikinci bir Rum Hükûmeti ileride Yunanistan ile birleşmek suretiyle "Büyük Yunanistan" veya "Büyük Bizans"ın gerçekleşmesini sağlamaya çalışacaktı. Aslında Bizans'la Yunanlılar arasında hiçbir akrabalık yoktur.
D. Economides'in "The Pontus" kitabında, Pontus'un sınırları içerisinde gösterilen şehir ve kasabalar şunlardır : Rize, Ophis (Of), Sürmeneh (Sürmene), Trebizond (Trabzon), Platana (Akçaabat), Tripolis (Tirebolu), Kerasun (Giresun), Ordu (Catyora), İnoi (Unieh) veya Oenoe (Ünye), Amisus (Samsun), Sinope (Sinop), Bafra, Amasia (Amasya), Neocesarea (Niksar), Charshanba (Çarşamba), Themiscyra (Terme), Livera (?), Santa (?), Cromni (?), İvera (?), Stavrine (?), Gümush-Kheneh (Gümüşhane), Besh-Kilisse (Five Churches) (Beş-Kilise), Kara-Hisar Sharki (Nicopolis) (Şarkikarahisar), Eudoxia (Tokat).
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki; bölgenin "ilk yerleşik sakinleri" olmayan Yunanlılar veya Rumlar, buraya daha sonra "koloniler" şeklinde gelerek yerleşmişlerdir. Bölge halkı Anadolu'nun içlerinden gelerek buraya yerleşmiştir. Orta Karadeniz Bölgesi kıyılarında görülen "yığma tepeler"in, İç Anadolu'ya doğru takip edilebilmeleri, bu yerleşimin yönünü göstermektedir. Ayrıca Türk Tarih Kurumu tarafından 1940 ve 1941 yıllarında Samsun bölgesinde yapılan arkeolojik kazılar, bölgede Rum veya Yunan olmayan "yerli bir kültür"ün varlığını ortaya koymuştur. İskender İmparatorluğu'nun parçalanması sırasındaki mücadeleler sonrasında, bölgede İran asıllı Mitridates sülalesi tarafından "Pont Devleti" veya "Pontus Krallığı" kurulmuştur. Doğu Roma İmparatorluğunun hakim olduğu topraklara "Romania", halkına da "Romaios" denilmekteydi. Araplar ise bu sözü "Rum" şeklinde kullanmışlar ve öylece yaygınlaştırmışlardır.
Pontos hareketinin başlaması Anadolu işgalinden daha eskidir. 1904 yılında Merzifon Amerikan Koleji'nde Rumlar biri Rum İrfansever Kulübü, diğeri Pontus Kulübü adıyla iki kulüp kurmuşlar ve daha sonra buna bir de musikî kısmı eklenilerek Pontus Cemiyeti adı altında bir dernek meydana getirmişlerdir. Pontus'un temeli bu kolejde atılmıştır. Bu ihtilâl derneğinin Samsun Metropolithanesi'nde elde edilen tüzüğüne göre Ünye, Fatsa, Kırşehir, Kavak, İnebolu, Havza, Çarşamba, Bafra, Sinop, Kayseri, Ürgüp ve Tokat'ta şubeleri bulunuyordu.
Şehirlerdeki teşkilâtın tamamlanmasından sonra teşkilât köylere kadar yaygınlaştırılarak, tüzüğünün 14. maddesi gereğince yaşları 20'den yukarı bütün erkeklere istisnasız silâh dağıtılmıştı. Okulun hizmet araçları olan otomobiller ve hatta özel arabalarla silâh ve cephane taşınıyordu. Bu teşkilâttan başka para toplamak, teşkilâta girmeyen veya yardım etmeyenleri korkutmak ve dışarıyla haberleşmede bulunmakla görevli Mukaddes Anadolu Rum Cemiyeti adıyla bir komite daha Samsun'da kuruldu. Pontus Örgütü'nün genişlemesi ve Pontus hülyasının gerçekleşmesi için çalışanların başında Marsilya'da yerleşmiş bulunan ve aslen Trabzonlu olan işadamı Konstantinides geliyordu.
Rum ve Ermeni çetelerine her türlü yardımı yapan kolejin müdürü Amerikalı White, Pontusçulara yardım yapmakla kalmıyor, Müslümanlar'ın en güçlü devleti sayılan Osmanlı Devleti'ni yıkmak için Türkiye'deki Rum ve Ermeniler'in korunmasının da gerektiğini kabul ediyordu. Hıristiyanlık için Ermeni ve Rumlar'ın çok kan döktüklerini, bunlardan pek çoğunun "İslam'a karşı mücadelede şehit" düştüğünü söyleyen White, Anadolu'daki mezhep farklılıklarını da körüklüyordu. 1908 yılına kadar Rumlar birbirinden ayrı ve önemsiz bir halde eşkıyalık yaparlarken Müdafaa-i Meşruta Cemiyeti ve şubeleri vasıtasıyla intizam altına alındıktan sonra muntazam ve amansız bir şekilde çalışmaya ve mezâlime koyuldular.
Rum çetelerinin en iyi örgütlenenleri İstanbul'daki Pontus Terör Örgütü tarafından yönetiliyordu. Bu örgüt ve şubeleri durumundaki kuruluşların Birinci Dünya Savaşı sıralarında başlayan çalışmaları sonucunda, Çarşamba, Samsun ve Bafra civarındaki Rum köylerinde depolanan silâhlar, gençlere ve askerden kaçan Rumlar'a dağıtılıp çeteler kurulmuştu. Pontus Örgütü'ne bağlı çetelerin daha çok Bafra, Çağşur Köyü, Samsun, Vezirköprü, Çarşamba, Terme, Ünye, Amasya, Merzifon, Ladik, Havza, Tokat ve Erbaa çevresinde çalıştıkları bilinmektedir.
Samsun Rum metropolit Yardımcısı (Protosingelos) Platon Başrahib'in metropolithane kasasından değişik tarihlerde alınıp, Rum göçmenlerine harcanan paraları gösterir defter tercümesine göre; 3 Mart 1920'de Fatsa heyetine 15 000 kuruş; 4 Mart 1920'de Ünye heyetine 15 000 kuruş; 7 Haziran 1920'de Fatsa heyetine 10 000 kuruş verilmiştir. İstanbul Pontus Genel Merkezi'nin Osmanlı Bankası vasıtasıyla 2 Ocak 1919 tarihinden başlayarak 5 Temmuz 1919 tarihine kadar Ünye heyetine 250 Osmanlı Lirası, Fatsa heyetine 350 Osmanlı Lirası göndermişlerdir.
Rumca haritaya göre bilinen sınırlar içerisindeki Pontus Cumhuriyeti'nin merkezi Samsun olarak gösteriliyor. Tabi bu önem Samsun'un ticaret olarak ve iktisadî olarak sahip olduğu yer ile coğrafî konumundan ileri gelmektedir. Hattâ işte bütün bu emellerin gerçekleşmesi içindir ki 50 yıl içerisinde Samsun'a 30 bin yabancı Hıristiyan getirilmiştir. Bunlar mülk ve toprak sahibi değildirler. Halbuki buna rağmen yine Samsun'da 180 bin Müslüman'a karşılık ancak 60 bin Rum vardı.
Pontus Millî Cemiyeti
Paris : 2 Temmuz 1919
Yunanlıların iddiası; Karadenizde kurulu Pontus Devleti'nin Türkler tarafından ele geçirilmesi sonucu tüm Rumlar katledilmiş! Ve Ermeniler gibi Yunanlılarda karşımıza soykırım gibi hayali bir iddiayla çıkıyorlar! Yunanlı tarihçi Stefanos Yerasimos bu iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, hattâ Pontuslular'ın Rum değil Ortodoks Hıristiyanlar'dan oluşan ayrı bir topluluk olduğunu söylemesine rağmen, Yunanlılar göz koydukları Anadolu topraklarına sahip olabilmek için iddialarında ısrar ediyorlar. Gerçekler ise Türkler'in değil Yunanlılar'ın katliam yaptıklarını, Kıbrıs, Trakya hariç, yalnız Tripoliçe’de 300 bin Türk’ü öldürdüğünü, yani katlettiğini gösteriyor.
PONTUS RUMLARI'NIN SUÇ HAREKETLERİ VE FACİALARI
ÇARŞAMBA VE TERME BÖLGELERİ
Çarşamba ve Terme kazalarında eşkıyalık yapanların büyük bölümü Ermeniler'di. Özellikle ateşkesin ardından Ermenilerle Rumlar, ortak düşman kabul ettikleri Türkleri yok etmek ve Türkiye'nin kesin yıkılışıyla her ikisi de emellerine erişmek ve bunun sağlanması için de Türkiye'nin yıkılmasına hizmet eden hareketlerle çalışmalarını şiddetlendirmek programını izlediklerinden Çarşamba ve Terme kazalarındaki Ermeni çeteleri çalışmalarını da Pontus Rumluğu'nun çalışmaları cümlesinden kabul edebiliriz.
Özellikle bu Ermeni çeteleri de gerektiğinde Rumlara dayanıyor ve Rumlar gerektiğinde bu Ermeni çetelerinden yardım istiyorlardı. Terme Kazası içerisindeki 6 tür olaydan en önemlisi Ünye'nin Çakal Köyü'nden Mihail, Garaz, Serkis adında, Biri Rum ikisi Ermeni üç çete reisi tarafından kalabalık adamlarıyla Koçan Köyü'ne yapılan baskındır ki bu baskının sonucunda köyün bütün taşınabilir malları ve bütün hayvanları çeteler tarafından yağmalanmıştır.
Aynı şekilde Çamalan Köyü'nde eşkıyalık ve ev yakma suçuyla Ernikli Apyon reisliğinde Hacı Hüseyin oğlu Hasan Halil ve arkadaşları işlenen suçtan zarar görmüşlerdir. 10.09.1920'de Ünye'nin Samardane Köyü'nde Sarı Yani, Kara Yani, Anastas ve Artin reisliklerinde Demirci oğullarından Mustafa oğlu Hüseyin öldürülmüştür. 27.05.1920'de Ünye'nin Kiraztepe Köyü'nden Yadaş Çakır, Hristo, Nikola, Ünye Derebaşı Köyü'nden Hariko, Murad, diğer Murad, Çakal KÖyü'nden Gazar, Mihail ve Rafail çete reisleri yol keserek suç işlemişlerdir.
KANUNÎ KOVUŞTURMA VE SONUÇ
Yakalananlar Amasya'da Büyük Millet Meclisi seçilmiş üyelerinden oluşan Samsun Bölgesi İstiklâl Mahkemesi'ne gönderilmiş ve emanet olunmuşlardır. 1921 yılı Ağustosu'nda işe başlayan adı geçen mahkeme değişik tarihlerde Merzifon, Samsun, Trabzon, Giresun, Ünye, Ordu ve diğer yerler Pontuscular'ına ait yargılamalar ile uğraşarak, zanlılar hakkında hak ve adaletin gereklerini yerine getirmişlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarından bulunan azınlıklardan hiç birisine karşı düşmanlığı yoktur. Bağlılıktan ayrılmayanları, Türkiye'nin herhangi bir yerinde tam bir emniyet ve refahla yaşarlar. Hükûmete karşı suikast girişimlerinde bulunan ve bunca cinayetler ve mezalim yapan asi ve haydutlara hiçbir memlekette müsamaha edilemeyeceği açıktır ve bundan dolayı kendi varlığına sahip olan ve varlığını korumak ve sürdürmek isteyen herhangi bir hükûmetin, bu şartlar içerisinde T. C.'nin almış olduğu tedbirlerden daha şiddetli tedbirler alacağı tabiîdir. Bugün bu şekilde şiddetli tedbirler diğer ülkelerde de her zaman alınmakta ve uygulanmaktadır.
Sadaret Yüksek Makamına
Samsun, 22 Mayıs 1919
Canik sancağındaki eşkıyalıkla asayişsizliğin sebeb ve failleri ve bunun meydana getirdiği bugünkü durumu burada yapmakta olduğum incelemelere dayanarak kısaca aşağıda arz ediyorum. Seferberliğin başlangıcında liva dahilinde özellikle asker kaçaklarından ve İslâm, Rum, Ermeni gibi unsurlardan ayrı ayrı oluşan bir takım çeteler, âdi hırsızlıkla, ara sıra da öldürmelerle meşgul olmuşlar, Rum ve Ermeni sürgünü esnasında bu unsurlardan ortaya çıkan bazı çeteler ise siyasi bir hüviyet kazanmıştır.
Rusların istilâsı başlayınca, memleket içinde karışıklık meydana getirmek için bunlar, Ruslar tarafından da teşvik ve denizden de desteklenmişlerdir. Bu kısım çetelerin eşkıyalıkları siyasî olmakla beraber, bölgedeki takibat karşısında memleketi tehlikeye atacak bir duruma düşürememiştir. Rusların yenilgisinden ateşkese varıncaya kadar olaylar ve eşkıyalık devam etmiştir. İslâm çetelerinin teşekkülünde ise hiçbir zaman siyasî bir amaç belirmemiştir.
Ateşkesten sonra, Devletçe iki defa ilân edilmiş olan aftan birçok İslâm asker kaçağı ve bir kısım İslâm eşkıyası yararlandığı gibi Rum eşkıyasından da isimleri bilinen yirmi kadar şahıs teslim olmuştur. Bugün liva dahilinde Ünye çevresindeki bir iki Ermeni çetesinden başka Ermeni çeteleri yok denecek kadar az ve faaliyetleri hissedilmeyecek derecede etkisizdir. Bu durumun gerektirdiği mümkün olan bütün tedbirlere başvurulmuştur. Sonuçları zaman zaman bildireceğim. Arz olunur.
Dokuzuncu Ordu Birlikleri Müfettişi
Padişahın Fahrî Yaveri
Tuğgeneral Mustafa Kemal
(…)
/M. Ufuk
MİSTEPE
KAYNAKÇA :
1) KURT, Yılmaz Dr. (Yayına Hazırlayan) - Pontus Meselesi - TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları No. : 68, TBMM Basımevi, Ankara 1995, 454 sh. - T.B.M.M. Hükûmeti Matbuat Müdiriyet-i Umumîsi tarafından belgelere dayanılarak hazırlanmıştır. - Matbuat ve İstihbarat Matbaası, Ankara 1922.
2) T. Baykara, Anadolu'nun Tarihi Coğrafyasına Giriş I. Anadolu'nun İdari Taksimatı, Ank., 1988, s. 28
3) N. Yazıcı, Milli Mücadelede (Canik Sancağı'nda) Pontusçu Faaliyetler (1918 - 1922), Ank., 1989, s. 15.
4) A. Decei, "Karadeniz" İ.A., C: VI., s. 238, N. Yazıcı, a.g.e., s. 15.
5) B. Darkot, "Samsun", İ.A., C: X., s. 173. N. Yazıcı, a.g.e., s. 15.
6) K. Kökten ve Diğerleri, "1940 ve 1941 Yılında Türk Tarih Kurumu Adına Yapılan Samsun Bölgesi Kazıları Hakkında İlk Kısa Rapor", Belleten, C: IX, s. 35 (1945), s.
7) A.M. Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, 5. baskı, Ank., 1988. s. 167.
8) T.İT.E. Arşivi : Klasör: 24, Dosya: 3203 - 3211.
9) T.İ.H.T. C : VI, s. 282 - 3. 8 Eylül 1886 tarihinde esas olarak açılan bu okulun Merzifon'daki yönetim kurulunda buluna on kişiden beşi "Pontus Protestan Birliği (Pontus Evangelistic Association)" tarafından seçilip atanıyordu. Bu okulun kuruluşu, öğrenci sayısı, okutulan dersler, gelişmesi ve kapatılması konusunda ayrıntılı bilgi için bkz : U. Kocabaşoğlu, Kendi Belgeleriyle Anadolu'daki Amerika, Misyoner Okulları, İst., 1989, s. 193-199.
10) "Nurettin Paşa Pontusçuları Anlatıyor", Yakın Tarihimiz, C: II, s. 225. Ayrıca Giresun da Pontusça faaliyetlere sahne olan yerlerdendi. Bugün "Ticaret Lisesi" olarak kullanılan bina, Giresun'daki Pontusçuların teşkilat merkezi idi. Bkz : A. Güler, İşgal Yıllarında Yunan Gizli Teşkilatları, Ank., s. 53.
11) Nutuk, C : III., 927, 944, 946, Belge : 38, 53, 54.
12) Samsun Metropoliti'nin faaliyetleri hakkında bkz : S. Yerasimos, "Pontus Meselesi (1912-1923)", Toplum Bilim, sy : 43-44, (1989), s. 44 vd.
13) H.T.V.D., sy : 11 (Mart 1955), Belge : 278.
14) M. Sertoğlu, "Pontus Meselesine Ait Bazı Vesikalar", TK., sy: 231 (Temmuz, 1982, s. 25 - 26. Bu Metropolitin diğer faaliyetleri ile ilgili olarak daha geniş bilgi için bkz: A. Güler, a.g.e., s. 25 vd.
15) Ati, 2 Ocak 1919. Pontus Çetelerinin faaliyetleri ile ilgili olarak geniş bilgi için şu çalışmalara ve belgelere bkz: Pontus Meselesi, s. 1-159; Tansel, I., s. 90 vd.; T. Gökbilgin, a.g.e., s. 24 vd., T.İ.H.T., C: VI, s. 287 vd., N. Yazıcı, Milli Mücadele'de (Canik Sancağı'nda) Pontusçu Faaliyetler (1919-1922), Ank., 1989, s. 46-56; S. Yerasimos, a.g.m., s. 42 vd., T. Duran "Milli Mücadele'de İstanbul Hükümetinin İlk Tahkik Heyeti Kongreler ve Erzurum Mebusu Ziya Bey'in Çalışmaları", BTTD., sy : 57 (Haziran 1972), s. 10-11; HTVD., sy : 7 (Aralık, 1954), Belge : 159; HTVD., sy : 11 (Mart, 1955), Belge : 260.
16) Güler, Ali; Dünden Bugüne Yunan - Rum Terörü, Ocak Yayınları, Ankara 1999, s. 128-133.
17) Atatürk ile ilgili Arşiv Belgeleri 1911 - 1921, T.C. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Ankara 1982, s. 30 - 32.
18) Mısıroğlu, Kadir; Yunan Mezalimi - Sebil Yayınları : 244, 14. Baskı, İst./1991, 405 sh.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder