27 Aralık 2006 Çarşamba

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun Kronolojisi

19 Mayıs 1919

Üç gün önce Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan ayrılmış olan Dokuzuncu Ordu Birlikleri Müfettişi Mustafa Kemal ve yanındakiler, sabah saat 07.00’de Samsun’a ulaştılar; mülkî ve askerî ilerî gelenler tarafından karşılandılar. Mustafa Kemal, bir Rum otelinde karargâhını kurdu. Teftiş bölgesinde bulunan idareci ve komutanlardan, bölgelerindeki asayiş durumunu bir telgrafla sordu.

Mustafa Kemal, Samsun’dan, emrindeki vilâyetler mülkî amirleri ile 15. ve 20.Kolordu Komutanlıklarına bölgelerindeki asayiş durumuyla ilgili bir rapor göndermelerini istedi.

İngilizler, Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçisinden tedirgin olmaya başladılar. Karadeniz Orduları Başkumandanı Milne, Harbiye Nezareti’ne, “Mustafa Kemal’in Samsun’a gönderilme sebebi nedir?” diye sordu.

İstanbul’da General Milne “Mustafa Kemal Paşa’nın niçin Samsun’a gönderildiği hakkında” Harbiye Nezareti’ne yazı gönderdi.


20 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, Samsun’dan Sadrazam Damat Ferit Paşa’ya telgrafında “İzmir’in Yunan askerleri tarafından işgali hadisesi, yakından temasta bulunduğum milleti ve orduyu, tasavvur edilemeyecek derecede üzmüştür. Ne millet ve ne ordu, mevcudiyetine karşı yapılan bu haksız tecavüzü kabul etmeyecektir!” dedi.

Mustafa Kemal, İngilizlerin Samsun’a bir kısım asker çıkarması sebebiyle, bu gibi tecavüzlerin önlenmesi ve siyasî vaziyetten gerektikçe haberdar edilmesini, Harbiye Nezareti’ne telgrafla bildirdi.

Samsun’da görevli İngiliz askerî temsilci Yüzbaşı Hurst, Atatürk ile bölgedeki genel durum hakkında görüştü.

Mustafa Kemal, dün geldiği Samsun’dan İstanbul’a ilk raporlarını göndermeye başladı:


21 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, Samsun’dan Erzurum’da 15.Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’ya gönderdiği telgrafta: “Umumî durumumuzun almakta olduğu vahim şekilden pek elemli ve müteessirim. Millet ve memlekete borçlu olduğumuz en son vicdanî vazifeyi yakından müşterek çalışma ile en iyi yere getirmek mümkün olacağı kanaatiyle bu son memuriyeti kabul ettim. Bir an evvel zât-ı âlinize kavuşmak arzusundayım…” dedi.

İtalyanların giriştikleri işgallerin endişe yaratması üzerine Paris’te Dört Büyükler, Türkiye’yi nasıl paylaşacaklarını bir kere daha görüştüler. Lloyd George, İstanbul, Ermenistan ve Kilikya için Amerikan mandası ve kontrol altında bir Anadolu Türkiyesi önerdi.

Mustafa Kemal, Samsun’dan, Başbakanlığa, Genelkurmay Başkanlığı’na ve Harbiye Nezareti’ne gönderdiği raporda, ateşkesten sonra bölgedeki Rumların şımardığını, 40 kadar Rum çetesinin Pontus devleti kurmak için düzenli bir program altında toplandığını bildirdi.

Samsun’da bulunan İngiliz askerî temsilci Yüzbaşı Hurst, İstanbul’da İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe’a gönderdiği raporunda, “Kemal Paşa 19 Mayıs’ta buraya ulaştı. İlçedeki umumî durum hakkında kendisiyle görüştüm” dedi.

Sadrazam Damat Ferit Paşa, Samsun’a çıkışı sebebiyle Atatürk’e başarı telgrafı gönderdi.


22 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, İngilizlerin Hükûmet’in varlığına önem vermeksizin memleket içerisine kuvvetlerini sevk ettiklerine dair, Genelkurmay Başkanlığı’na, gönderdiği telgrafta, “… Bir gün, her tarafta oldu bittiler karşısında kalınmasının pek ziyade muhtemel olduğunu arz eylerim.” dedi.

Mustafa Kemal, yanındaki birkaç kurmay subayı, Samsun’da görevli bazı İngiliz subaylarıyla bölge güvenliği hakkında görüştürdü.

Sadrazam Damat Ferit Paşa, Mustafa Kemal’in Samsun bölgesindeki asayiş ile ilgili raporlarına bir telgrafla teşekkür etti.


23 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, Ankara’da bulunan 20.Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa’ya, Samsun’a geldiğini, kendisiyle daha sıkı temasta bulunmak istediğini ve İzmir bölgesine dair alabileceği bilgiden haberdar edilmesini bildiren telgraf gönderdi.

Mustafa Kemal, Erzurum’da 15.Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’ya çektiği telgrafta, mitingler yapılarak İzmir işgalinin protesto edilmesini istedi.


24 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, Samsun’dan Harbiye Nezareti’ne gönderdiği telgrafında “… Bazı şikâyetleri yerinde tetkik ve önlem almak üzere karargâhımı yarın geçici olarak Havza’ya nakledeceğim” dedi.

Mustafa Kemal, Samsun’dan Genelkurmay Başkanlığı’na orduda jandarma kuvvetlerinin takviyesi için İtilâf Devletleri temsilcileri katında teşebbüste bulunulmasını isteyen telgraf gönderdi.

Mustafa Kemal, Samsun’dan Genelkurmay Başkanlığı’na gönderdiği telgrafında, Ermeni tecavüzlerine karşı 15.Kolordu’nun mevcudunun gerekirse artırılmasını istedi.

Harbiye Nâzırlığı, İngiliz Generali Milne’nin 19 Mayıs 1919 tarihli yazısına verdiği cevapta, Atatürk’ün atandığı Dokuzuncu Ordu Müfettişliği’nin, Harbiye Nezareti adına verilen emirlerin ne derece uygulandığını araştırma, vazife bölgesindeki silâhların toplanması ve asayişsizliği ortadan kaldırma amacıyla oluşturulduğunu bildirdi.


25 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, öğleden sonra otomobille Samsun’dan Havza’ya gitti.

Beşiktaş ve Beyazıt’ta yapılacak mitinglere Hükûmetçe izin verilmedi. Hükûmet, mitingleri yasakladı.

Samsun’da kendini güvenlik içinde hissetmeyen Mustafa Kemal, 6 gündür bulunduğu bu şehri karargâhı ile birlikte terk etti. Yollarda arkadaşlarıyla birlikte zaman zaman “Dağ başını duman almış” marşını söyleyerek otomobille, sessizce Havza’ya geldi.


26 Mayıs 1919

Havza ileri gelenlerinin ziyaretinde, Atatürk şu sözleri söyledi: “Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi kurtaracağız! Bizi öldürmek değil, canlı mezara atmak istiyorlar. Şimdi çukurun kenarındayız. Son bir cüret belki bizi kurtarabilir; zaten başka türlü de dönüş imkânı yoktur.”

Mustafa Kemal, Sait Molla imzasıyla bütün belediye başkanlarına gönderilen ve “milletin İngiltere yardımını istediğini bildiren” yazı nedeniyle, vilâyetlere ve mutasarrıflıklara gönderdiği bildirisinde şunları söyledi: “Millî ve siyasî bağımsızlığımızın kurtarılması ancak milletin yekvücut olarak müdafaası ile mümkün olacaktır.”


27 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, Yıldırım Kıtaatı Müfettişliği’ne, “İzmir Müdafaa-i Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyeti Merkez Heyeti’nin halen nerede bulunduğu”nu soran telgraf gönderdi.

Mustafa Kemal, Havza’dan, Ankara’da 20.Kolordu Kumandanlığı ve Konya’da Yıldırım Birlikleri Müfettişliği’ne gönderdiği telgraflarda, Afyon’da bulunan 23.Tümen’in mevcudu, görevi ve Konya’da kurulduğu işitilen “Vatan Ordusu” hakkında bilgi istedi.


28 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, İzmir, Manisa ve Aydın’ın işgali üzerine Havza’dan valilere, müstakil mutasarrıflıklara ve bazı kolordu komutanlıklarıyla Konya’da Ordu Müfettişliği’ne gönderdiği bildiride, “Siyasî bütünlüğümüzün muhafazası için, millî gösterilerin daha canlı olarak belirtilmesi ve devamı gereklidir. … Büyük ve heyecanlı mitingler yapılması, millî gösterilerde bulunulması ve bunun tüm memleketi kapsaması, bütün Büyük Devletler mümessilleriyle Babıâli’ye etkili telgraflar verilmesi, ecnebi olan yerlerde ecnebilere de tesir yapılmakla beraber millî gösterilerde âdap ve sükûnetin fevkalâde korunması, Hristiyan halka karşı bir taarruz ve nümayiş ve düşmanlık gibi tavır alınmaması zorunludur” dedi.

Mustafa Kemal’in cesaret telkin eden dünkü sözleri üzerine, Havzalılar, bir okul binasında ilk toplantılarını yaptılar.


29 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, Havza’dan 15.Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’ya gönderdiği telgrafta, “İtilâf Devletleri’nin milletimize haksız bir siyaset uygulaması ve millî bağımsızlığımızı ve devletimizi idama mahkûm etmekte oldukları gerçekleşmiştir. Silâh ve cephanenin ve iaşe tarzının zamanında kararlaştırılması; birliklerin mevcutlarının artırılması, birliklerin elinde bulunan silâhların mümkün ölçüde birleştirilmesi; levazım, iaşe işlerinin güvenliği ve cephanenin tamamlanma tarzı; mühim yol üstlerindeki büyük yapıların, gerektiğinde tahrip edilmek üzere hazırlıklı bulunulması gibi hususların şimdiden düşünülmesiyle son derece mahrem bir şekilde yerine getirilmesi lâzımdır.” dedi.


30 Mayıs 1919

Mustafa Kemal, işgalleri protesto amacıyla mitingler yapılması ve Büyük Devletler mümessilleriyle Babıâli’ye etkili telgraflar çekilmesi emri üzerine, beliren millî faaliyetin mahiyeti ve genişliği hakkında bilgi edinmek isteyen Harbiye Nezareti’ne Havza’dan yanıt gönderdi: “… İstanbul’a çekilen telgrafların tamamen sine-i milletten fışkıran teessüratın birer aksi olduğunu arz eylerim. Bu heyecan memleketin en ıssız köşesine kadar şâmildir, umumîdir.”

Mustafa Kemal, Havza’dan Kâzım Karabekir’e, “Ermenilerin Kars ve Sarıkamış’a asker yığdıkları haberlerinin kaynağı ve doğruluğu” hakkında bilgi isteyen telgrafında: “İtilâf hükûmetleri, atadan kalma meşru hakkımız olan toprakları çiğnemeyi Hristiyanlık adına bir hizmet addediyorlar. Bu cümleden olarak Ermenilere vilâyetlerimizi peşkeş çekmeleri de ihtimal dahilinde bulunuyor. Kanaatimce böyle bir hâli biz, çarpışmaya başlangıç saymaya, meşru topraklarımızı ve millî bağımsızlığımızı kurtarmak için mecburuz!”dedi.

Mustafa Kemal’den 15.Kolordu Komutanlığı’na: İtilâf Devletleri illerimizi Ermenilere peşkeş çekebilirler. İzmir’de Yunanlılara yaptıkları gibi bu illerimizde de Ermenilere öncülük edebilirler.


31 Mayıs 1919

Ahmet İzzet, Çürüksulu Mahmut, Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa gibi bazı tanınmış kişiler, İstanbul’daki Amerikan Kurulu’na giderek bütün Türkiye için Amerikan mandası istediler.

İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe, Damat Ferit’e, bundan böyle mitinglere izin verilmeyeceğini bildirdi.

İngiliz Yüzbaşısı Hurst, Havza’da Mustafa Kemal’le yaptığı görüşmede vazifesi hakkında şüphesi olduğunu söyledi.

17.Kolordu Komutan Vekili Albay Bekir Sami Bey, Alaşehir’den Mustafa Kemal’e bölgesindeki durumu bildiren telgraf gönderdi.

Ödemiş Jandarma Komutanı Yüzbaşı Tahir, Kolordu’ya sunduğu raporda, “Kuvvetim bir taburu geçti. Adını ‘Yiğit Ordusu” koyduk. Turgutlu ve Salihli arasında Kuvâ-yi Milliye kurması için Mustafa Efe’yi 100 kadar zeybekle yola çıkardım” dedi.


1 Haziran 1919

Mustafa Kemal, Başbakan Damat Ferit Paşa’ya çektiği telgrafta, ulusun, bağımsızlığını korumaya kararlı olduğunu, kötü sonuçlara karşı her türlü özveriyi göze aldığını, ulusal vicdanı yansıtmayan haberlerin kaygı verici tepkiler doğurduğunu bildirdi. Mustafa Kemal, idarecilere gönderdiği telgrafla, bölgelerinde Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin teşkilâtı olup olmadığını, varsa temsilcilerinin kimler olduğunu, başka illerle bağlantısının olup olmadığını sordu.


2 Haziran 1919

Mustafa Kemal, İstanbul’da toplanan Saltanat Şûrası’nın çalışmaları hakkında Kâzım Karabekir’e gönderdiği telgrafta, “… Anılan Şûra’da kesin bir karar alınamamıştır. Halen hükûmetin yine eski hükûmet olduğu, fazla olarak zaafa uğradığı ve İstanbul’da yeniden bir inkilâp ruhu uyandığı anlaşılmaktadır.” dedi.


3 Haziran 1919

Mustafa Kemal, İngiliz Yüksek Komiserliği’nden aldığı nota suretini ileten Harbiye Nezareti’nin telgrafına, “Bağımsızlık ve millî mevcudiyeti imha ve hayatın devamını tehlikeye sokan işgal, suikast ve tecavüz gibi İzmir havalisinde görülmekte olan olayların benzerlerinin meydana gelmesine karşı ne milletin heyecan ve vicdanî teessürlerini ve ne de buna dayanan millî gösterileri önleme ve durdurma için nefsimde ve hiç kimsede kudret ve kuvvet göremeyeceğim gibi bu yüzden doğacak vakaların ve hadiselerin karşısında da mesuliyet kabul edebilecek ne komutan ne de idareci ve ne de hükûmet tasavvur ederim” yanıtını gönderdi.

Havza’da Büyük Cami’de okutulan, Mustafa Kemal’in de hazır bulunduğu mevlidin ardından Belediye önünde düzenlenen büyük mitingde halk, mücadele için ant içti. Mustafa Kemal, Havza’dan Sadaret’e, Ege bölgesindeki işgaller üzerine siyasî ve umumî durum hakkında bilgi isteyen telgraf gönderdi.

Mustafa Kemal, Havza’dan gönderdiği bir genelgede, Hükûmet’in Paris görüşmelerine çağrılmasının memnunluk verici olduğunu, ancak Paris’e gitmeye hazırlanan kurul ile ulusun istekleri arasında uygunluk olmadığını, Başbakan’ın sınırları belirsiz bir Ermeni özerkliğine razı olduğunu belirtti.

Mustafa Kemal, mitingler konusunda ne gibi tedbir aldığını soran Harbiye Nâzırı’na verdiği karşılıkta: “Milletin heyecanını ve gösterilerini yasaklamak için ne kendimde ne de başkasında hiç bir güç göremem!” dedi.

Türkiye mandaları üzerinde araştırma yapmak üzere kurulması öngörülen komisyonun Cirane-King adıyla anılan 7 kişilik Amerikan kolu, Paris’ten İstanbul’a geldi. Tek çıkar yol olarak Amerikan mandasını gören parti ve derneklerin temsilcileri tarafından özel törenlerle karşılandı.


4 Haziran 1919

Eski Başbakan Prens Sait Halim Paşa, İngilizler tarafından sürüldüğü Mondros’ta, İngiliz komutanına yazdığı mektupta, kendisini Osmanlı Hükûmeti’nin elinden kurtardığı (!) için İngiliz Hükûmeti’ne “derin ve sarsılmaz minnetarlığını” bildirdi...


5 Haziran 1919

Mustafa Kemal, Sivas, Amasya, Merzifon, Trabzon, Erzurum ve Erzincan ile bağlantı kurarak, asayiş hakkında edindiği bilgileri Sadaret’e telgrafla bildirdi.

Balıkesir’de yayımlanan Doğrusöz gazetesi mandacılığa çattı: İki yol vardır: Ya istiklâl, ya ölüm!”

Mustafa Kemal, Samsun, Amasya, Sivas, Erzincan, Erzurum, Van, Trabzon, Gümüşhane ve Tokat’taki asayiş durumu hakkında aldığı bilgileri Harbiye Nâzırlığı’na bildirdi.


6 Haziran 1919

Müttefiklerin Karadeniz Ordusu Başkumandanı General Milne, Hükûmet’e bir yazı göndererek “ Mustafa Kemal ve yanındakileri derhal İstanbul’a çağırmanızı talep ederim!” dedi.


7 Haziran 1919

Mustafa Kemal, Samsun yoluyla İstanbul’a gönderilmekte olan 10.000 sürgü kolu ile 12 top kamasına Havza’da el koydu. Havza silâh deposundaki silâhları evlere taşıttı.


8 Haziran 1919

Harbiye Nâzırlığı, General Milne’in Mustafa Kemal’in geri çağrılmasını isteyen önceki günkü yazısına cevap verdi: Mustafa Kemal, bir ordu kumandanı değil, müfettiştir. Onun gezmesiyle karışıklık olmaz.

Mustafa Kemal, Harbiye Nâzırı Şevket Turgut Paşa’dan, “Beraberinizdeki istimbotlardan biriyle İstanbul’a gelmeniz rica olunur.” telgrafını aldı.

Mustafa Kemal’in görevine son verilmesi için Yüksek Komiser Calthorpe da aynı konuda bir başvuruda bulundu: Başbakan Vekili Mustafa Sabri Efendi Mustafa Kemal’i görevden aldırmak için yaptıkları müdahaleden dolayı İngilizlere teşekkür etti.


9 Haziran 1919

Mustafa Kemal, Havza’dan, 17.Kolordu Komutanı Vekili Albay Bekir Sami (Günsav) Bey’in 31.5.1919 tarihli telgrafını yanıtladı. “… Kısa sürede ülkeyi düzenli ve güçlü bir örgüte kavuşturmak zorundayız. Başaracağımıza da itimat edebiliriz. İzmir’in akibeti tüm ülkeyi yasa boğdu; ancak bağımsızlık için yeni bir azim ve iradenin doğmasını da sağladı. … Vaziyetinizden ve o taraflar millî teşkilâtından sık sık bilgi vermenizi rica ederim.”

Havza Camii’nde yapılan toplantıdan sonra meydanda bir miting yapıldı. Konuşmacılar, bütün milletin silâha sarılması gerektiğini söylediler.


10 Haziran 1919

Mustafa Kemal, İstanbul’a geri çağrılması üzerine bir genelge yayımlayarak, millî bağımsızlık uğruna bütün varlığıyla milletle birlikte sonuna kadar çalışacağına, kutsal bildiği şeyler adına söz verdi.

Mustafa Kemal, Ankara’da 20.Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa’yı ve onunla birlikte bulunan Rauf Bey’i, görüşmek üzere Havza’ya çağırdı. Kimliklerini gizli tutmalarını istedi.


11 Haziran 1919

Mustafa Kemal, Havza’dan Kâzım Karabekir Paşa’ya telgraf gönderdi: “…Hükûmet, aldatarak İstanbul’a getirtme planını izlediğinden ben de mümkün olduğu kadar zaman kazanma ve karargâhımı memleket içerisine sokmak için aynı usulde mukabele ve yazışma yapmaktayım.”

Mustafa Kemal, Harbiye Nâzırı Şevket Turgut Paşa’nın kendisini İstanbul’a çağıran 8.6.1919 tarihli telgrafına, “… Davet sebebinin lütfen açıklanmasını rica ederim.” yanıtını verdi.

Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa, neden İstanbul’a çağrıldığını gizli olarak soran Atatürk’e, “Kıymetli bir generalin Anadolu’da seyahati kamuoyuna iyi bir tesir yapmayacağı cihetle İngilizlerin kendisini istediği…” yanıtını verdi.

Mustafa Kemal, Padişah’a çektiği telde, İngilizlerin emrindeki kişilerin kendisini İstanbul’a çağırdığını, gitmeyeceğini, millet için gerekirse görevinden ayrılıp çalışmaya devam edeceğini bildirdi.


12 Haziran 1919

Mustafa Kemal, sabah Havza’dan hareketle öğleden sonra Amasya’ya gelerek Hükûmet Konağı salonunda bir konuşma yaptı: “Hep beraber aziz vatanımızı ve bağımsızlığımızı kurtarmak için büyük gücümüzle çalışacağız!”


20 Eylül 1924

Mustafa Kemal, Lâtife Hanım’la birlikte sabah Hamidiye kruvazörü ile Ordu’dan Samsun’a geldi, Belediye binasında görüşmeler yaptı; akşam Şehir Belediyesi’nin onuruna düzenlediği ziyafete katıldı: “Düşmanın İzmir’e çıktığı günlerde İstanbul’dan çıkarak Samsun’a gelmiştim. Ben Samsun’u ve Samsun halkını gördüğüm zaman memleket ve millete ait bütün düşüncelerimin, kararlarımın her zaman yerine getirilebilir olduğuna bir defa daha kuvvetle inandım. Samsunluların hâl ve vaziyetlerinde gördüğüm, gözlerinde okuduğum vatanseverlik; ümit ve tasavvurlarımı olumlu kanaate ulaştırmaya kâfi gelmişti.”

Mustafa Kemal, Hamidiye kruvazörünün hatıra defterine şunları yazdı: “… Sınırlarının önemli ve büyük parçaları deniz olan Türk Devleti’nin donanması da önemli ve büyük olması gerekir. O zaman Türk Cumhuriyeti daha kaygısız ve emin olacaktır. Mükemmel ve güçlü bir Türk donanmasına sahip olmak amaçtır.”


21 Eylül 1924

Mustafa Kemal, öğleden sonra Samsun’da Hükûmet Konağı’nı, Komutanlığı, hastaneleri ve Samsun’a ilk gelişinde kaldığı Mıntıka (Mantika) Palas’ı ziyaret etti, akşam halk arasında tiyatro izledi.

Mustafa Kemal, Samsun-Çarşamba demiryolu hattının temel atma töreninde bir konuşma yaptı: “Memleket idaresinde cesaretle, kişisel belirsiz düşüncelerle ne yapılması gerektiğini bilmeyenlere, halkın sağduyusuna başvurmayı tavsiye etmelidir. Halk, köylüler, bana her yerde iş programını şu iki kelime ile ihtar ettiler: Yol, mektep!”


22 Eylül 1924

Mustafa Kemal, Öğretmenler Birliği’nin Samsun İstiklâl Ticaret Mektebi’nde onuruna düzenlenen çaya katıldı. Burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu çay ziyafetini düzenleyenlere özel olarak teşekkür ederim. Bu vesile beni, kafaları ilim ve fen ile bezenmiş kıymetli insanlardan oluşmuş bir topluluk huzurunda bulunmakla pek mutlu etti. Dünyada her şey için, uygarlık için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak dalgınlıktır, bilgisizliktir, doğru yoldan sapmaktır! Yalnız, ilim ve fennin yaşadığımız her dakikadaki gelişimini kavramak, ilerlemeleri zamanında izlemek şarttır.”


22 Eylül 1924

Mustafa Kemal, Samsun’da Öğretmenler Birliği’ni ziyaret etti ve Birliğin hatıra defterine şunları yazdı: “… Bütün Türkiye’yi içine alan Öğretmenler Birliği’nin, bütün milleti aydın birlik hâline getirdiği zaman, Türk milletinin nasıl bir demir kütle olacağını düşünmek cidden büyük zevk ve saadettir!”

Mustafa Kemal Paşa, eşi Lâtife Hanım’la birlikte Samsun’a yaptığı gezide İstiklâl Ticaret Okulu öğrencilerine: “En hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlmin ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delâlettir.” diye seslendi.


23 Eylül 1924

Mustafa Kemal, Lâtife Hanım’la birlikte misafir edildikleri evin sahibi Şahinzade Remzi Bey’in aile albümüne hatıra olarak şunları yazdı: “Samsun’da kaldığımız günler içinde misafir olduğumuz Şahinzade Remzi Bey’in evinde, evin sahibi tarafından gördüğümüz misafirperverliği ve nezaketi özellikle kaydederim.”

Mustafa Kemal, Samsun’da bazı heyetleri kabul etti ve şehrin ihtiyaçları hakkında bilgi aldı.

KAYNAK: www.boyutpedia.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder