19 Mayıs 1919
Üç gün önce Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan
ayrılmış olan Dokuzuncu Ordu Birlikleri Müfettişi Mustafa Kemal ve
yanındakiler, sabah saat 07.00’de Samsun’a ulaştılar; mülkî ve askerî ilerî
gelenler tarafından karşılandılar. Mustafa Kemal, bir Rum otelinde karargâhını
kurdu. Teftiş bölgesinde bulunan idareci ve komutanlardan, bölgelerindeki
asayiş durumunu bir telgrafla sordu.
Mustafa Kemal, Samsun’dan, emrindeki vilâyetler
mülkî amirleri ile 15. ve 20.Kolordu Komutanlıklarına bölgelerindeki asayiş
durumuyla ilgili bir rapor göndermelerini istedi.
İngilizler, Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçisinden
tedirgin olmaya başladılar. Karadeniz Orduları Başkumandanı Milne, Harbiye
Nezareti’ne, “Mustafa Kemal’in Samsun’a gönderilme sebebi nedir?” diye sordu.
İstanbul’da General Milne “Mustafa Kemal Paşa’nın
niçin Samsun’a gönderildiği hakkında” Harbiye Nezareti’ne yazı gönderdi.
20 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, Samsun’dan Sadrazam Damat Ferit
Paşa’ya telgrafında “İzmir’in Yunan askerleri tarafından işgali hadisesi,
yakından temasta bulunduğum milleti ve orduyu, tasavvur edilemeyecek derecede
üzmüştür. Ne millet ve ne ordu, mevcudiyetine karşı yapılan bu haksız tecavüzü
kabul etmeyecektir!” dedi.
Mustafa Kemal, İngilizlerin Samsun’a bir kısım
asker çıkarması sebebiyle, bu gibi tecavüzlerin önlenmesi ve siyasî vaziyetten
gerektikçe haberdar edilmesini, Harbiye Nezareti’ne telgrafla bildirdi.
Samsun’da görevli İngiliz askerî temsilci Yüzbaşı
Hurst, Atatürk ile bölgedeki genel durum hakkında görüştü.
Mustafa Kemal, dün geldiği Samsun’dan İstanbul’a
ilk raporlarını göndermeye başladı:
21 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, Samsun’dan Erzurum’da 15.Kolordu
Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’ya gönderdiği telgrafta: “Umumî durumumuzun
almakta olduğu vahim şekilden pek elemli ve müteessirim. Millet ve memlekete
borçlu olduğumuz en son vicdanî vazifeyi yakından müşterek çalışma ile en iyi
yere getirmek mümkün olacağı kanaatiyle bu son memuriyeti kabul ettim. Bir an
evvel zât-ı âlinize kavuşmak arzusundayım…” dedi.
İtalyanların giriştikleri işgallerin endişe
yaratması üzerine Paris’te Dört Büyükler, Türkiye’yi nasıl paylaşacaklarını bir
kere daha görüştüler. Lloyd George, İstanbul, Ermenistan ve Kilikya için
Amerikan mandası ve kontrol altında bir Anadolu Türkiyesi önerdi.
Mustafa Kemal, Samsun’dan, Başbakanlığa,
Genelkurmay Başkanlığı’na ve Harbiye Nezareti’ne gönderdiği raporda, ateşkesten
sonra bölgedeki Rumların şımardığını, 40 kadar Rum çetesinin Pontus devleti
kurmak için düzenli bir program altında toplandığını bildirdi.
Samsun’da bulunan İngiliz askerî temsilci Yüzbaşı
Hurst, İstanbul’da İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe’a gönderdiği
raporunda, “Kemal Paşa 19 Mayıs’ta buraya ulaştı. İlçedeki umumî durum hakkında
kendisiyle görüştüm” dedi.
Sadrazam Damat Ferit Paşa, Samsun’a çıkışı
sebebiyle Atatürk’e başarı telgrafı gönderdi.
22 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, İngilizlerin Hükûmet’in varlığına
önem vermeksizin memleket içerisine kuvvetlerini sevk ettiklerine dair,
Genelkurmay Başkanlığı’na, gönderdiği telgrafta, “… Bir gün, her tarafta oldu
bittiler karşısında kalınmasının pek ziyade muhtemel olduğunu arz eylerim.”
dedi.
Mustafa Kemal, yanındaki birkaç kurmay subayı,
Samsun’da görevli bazı İngiliz subaylarıyla bölge güvenliği hakkında
görüştürdü.
Sadrazam Damat Ferit Paşa, Mustafa Kemal’in Samsun
bölgesindeki asayiş ile ilgili raporlarına bir telgrafla teşekkür etti.
23 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, Ankara’da bulunan 20.Kolordu
Komutanı Ali Fuat Paşa’ya, Samsun’a geldiğini, kendisiyle daha sıkı temasta
bulunmak istediğini ve İzmir bölgesine dair alabileceği bilgiden haberdar
edilmesini bildiren telgraf gönderdi.
Mustafa Kemal, Erzurum’da 15.Kolordu Komutanı Kâzım
Karabekir Paşa’ya çektiği telgrafta, mitingler yapılarak İzmir işgalinin
protesto edilmesini istedi.
24 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, Samsun’dan Harbiye Nezareti’ne
gönderdiği telgrafında “… Bazı şikâyetleri yerinde tetkik ve önlem almak üzere
karargâhımı yarın geçici olarak Havza’ya nakledeceğim” dedi.
Mustafa Kemal, Samsun’dan Genelkurmay Başkanlığı’na
orduda jandarma kuvvetlerinin takviyesi için İtilâf Devletleri temsilcileri
katında teşebbüste bulunulmasını isteyen telgraf gönderdi.
Mustafa Kemal, Samsun’dan Genelkurmay Başkanlığı’na
gönderdiği telgrafında, Ermeni tecavüzlerine karşı 15.Kolordu’nun mevcudunun
gerekirse artırılmasını istedi.
Harbiye Nâzırlığı, İngiliz Generali Milne’nin 19
Mayıs 1919 tarihli yazısına verdiği cevapta, Atatürk’ün atandığı Dokuzuncu Ordu
Müfettişliği’nin, Harbiye Nezareti adına verilen emirlerin ne derece
uygulandığını araştırma, vazife bölgesindeki silâhların toplanması ve
asayişsizliği ortadan kaldırma amacıyla oluşturulduğunu bildirdi.
25 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, öğleden sonra otomobille Samsun’dan
Havza’ya gitti.
Beşiktaş ve Beyazıt’ta yapılacak mitinglere
Hükûmetçe izin verilmedi. Hükûmet, mitingleri yasakladı.
Samsun’da kendini güvenlik içinde hissetmeyen
Mustafa Kemal, 6 gündür bulunduğu bu şehri karargâhı ile birlikte terk etti.
Yollarda arkadaşlarıyla birlikte zaman zaman “Dağ başını duman almış” marşını
söyleyerek otomobille, sessizce Havza’ya geldi.
26 Mayıs 1919
Havza ileri gelenlerinin ziyaretinde, Atatürk şu
sözleri söyledi: “Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi
kurtaracağız! Bizi öldürmek değil, canlı mezara atmak istiyorlar. Şimdi çukurun
kenarındayız. Son bir cüret belki bizi kurtarabilir; zaten başka türlü de dönüş
imkânı yoktur.”
Mustafa Kemal, Sait Molla imzasıyla bütün belediye
başkanlarına gönderilen ve “milletin İngiltere yardımını istediğini bildiren”
yazı nedeniyle, vilâyetlere ve mutasarrıflıklara gönderdiği bildirisinde
şunları söyledi: “Millî ve siyasî bağımsızlığımızın kurtarılması ancak milletin
yekvücut olarak müdafaası ile mümkün olacaktır.”
27 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, Yıldırım Kıtaatı Müfettişliği’ne,
“İzmir Müdafaa-i Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyeti Merkez Heyeti’nin halen
nerede bulunduğu”nu soran telgraf gönderdi.
Mustafa Kemal, Havza’dan, Ankara’da 20.Kolordu
Kumandanlığı ve Konya’da Yıldırım Birlikleri Müfettişliği’ne gönderdiği
telgraflarda, Afyon’da bulunan 23.Tümen’in mevcudu, görevi ve Konya’da
kurulduğu işitilen “Vatan Ordusu” hakkında bilgi istedi.
28 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, İzmir, Manisa ve Aydın’ın işgali
üzerine Havza’dan valilere, müstakil mutasarrıflıklara ve bazı kolordu
komutanlıklarıyla Konya’da Ordu Müfettişliği’ne gönderdiği bildiride, “Siyasî
bütünlüğümüzün muhafazası için, millî gösterilerin daha canlı olarak
belirtilmesi ve devamı gereklidir. … Büyük ve heyecanlı mitingler yapılması,
millî gösterilerde bulunulması ve bunun tüm memleketi kapsaması, bütün Büyük
Devletler mümessilleriyle Babıâli’ye etkili telgraflar verilmesi, ecnebi olan yerlerde
ecnebilere de tesir yapılmakla beraber millî gösterilerde âdap ve sükûnetin
fevkalâde korunması, Hristiyan halka karşı bir taarruz ve nümayiş ve düşmanlık
gibi tavır alınmaması zorunludur” dedi.
Mustafa Kemal’in cesaret telkin eden dünkü sözleri
üzerine, Havzalılar, bir okul binasında ilk toplantılarını yaptılar.
29 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, Havza’dan 15.Kolordu Komutanı Kâzım
Karabekir Paşa’ya gönderdiği telgrafta, “İtilâf Devletleri’nin milletimize
haksız bir siyaset uygulaması ve millî bağımsızlığımızı ve devletimizi idama
mahkûm etmekte oldukları gerçekleşmiştir. Silâh ve cephanenin ve iaşe tarzının
zamanında kararlaştırılması; birliklerin mevcutlarının artırılması, birliklerin
elinde bulunan silâhların mümkün ölçüde birleştirilmesi; levazım, iaşe
işlerinin güvenliği ve cephanenin tamamlanma tarzı; mühim yol üstlerindeki
büyük yapıların, gerektiğinde tahrip edilmek üzere hazırlıklı bulunulması gibi
hususların şimdiden düşünülmesiyle son derece mahrem bir şekilde yerine
getirilmesi lâzımdır.” dedi.
30 Mayıs 1919
Mustafa Kemal, işgalleri protesto amacıyla
mitingler yapılması ve Büyük Devletler mümessilleriyle Babıâli’ye etkili
telgraflar çekilmesi emri üzerine, beliren millî faaliyetin mahiyeti ve
genişliği hakkında bilgi edinmek isteyen Harbiye Nezareti’ne Havza’dan yanıt
gönderdi: “… İstanbul’a çekilen telgrafların tamamen sine-i milletten fışkıran
teessüratın birer aksi olduğunu arz eylerim. Bu heyecan memleketin en ıssız
köşesine kadar şâmildir, umumîdir.”
Mustafa Kemal, Havza’dan Kâzım Karabekir’e,
“Ermenilerin Kars ve Sarıkamış’a asker yığdıkları haberlerinin kaynağı ve
doğruluğu” hakkında bilgi isteyen telgrafında: “İtilâf hükûmetleri, atadan
kalma meşru hakkımız olan toprakları çiğnemeyi Hristiyanlık adına bir hizmet
addediyorlar. Bu cümleden olarak Ermenilere vilâyetlerimizi peşkeş çekmeleri de
ihtimal dahilinde bulunuyor. Kanaatimce böyle bir hâli biz, çarpışmaya
başlangıç saymaya, meşru topraklarımızı ve millî bağımsızlığımızı kurtarmak
için mecburuz!”dedi.
Mustafa Kemal’den 15.Kolordu Komutanlığı’na: İtilâf
Devletleri illerimizi Ermenilere peşkeş çekebilirler. İzmir’de Yunanlılara
yaptıkları gibi bu illerimizde de Ermenilere öncülük edebilirler.
31 Mayıs 1919
Ahmet İzzet, Çürüksulu Mahmut, Genelkurmay Başkanı
Cevat Paşa gibi bazı tanınmış kişiler, İstanbul’daki Amerikan Kurulu’na giderek
bütün Türkiye için Amerikan mandası istediler.
İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe, Damat Ferit’e,
bundan böyle mitinglere izin verilmeyeceğini bildirdi.
İngiliz Yüzbaşısı Hurst, Havza’da Mustafa Kemal’le
yaptığı görüşmede vazifesi hakkında şüphesi olduğunu söyledi.
17.Kolordu Komutan Vekili Albay Bekir Sami Bey,
Alaşehir’den Mustafa Kemal’e bölgesindeki durumu bildiren telgraf gönderdi.
Ödemiş Jandarma Komutanı Yüzbaşı Tahir, Kolordu’ya
sunduğu raporda, “Kuvvetim bir taburu geçti. Adını ‘Yiğit Ordusu” koyduk.
Turgutlu ve Salihli arasında Kuvâ-yi Milliye kurması için Mustafa Efe’yi 100
kadar zeybekle yola çıkardım” dedi.
1 Haziran
1919
Mustafa Kemal, Başbakan Damat Ferit Paşa’ya çektiği
telgrafta, ulusun, bağımsızlığını korumaya kararlı olduğunu, kötü sonuçlara
karşı her türlü özveriyi göze aldığını, ulusal vicdanı yansıtmayan haberlerin
kaygı verici tepkiler doğurduğunu bildirdi. Mustafa Kemal, idarecilere
gönderdiği telgrafla, bölgelerinde Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti’nin teşkilâtı olup olmadığını, varsa temsilcilerinin kimler olduğunu,
başka illerle bağlantısının olup olmadığını sordu.
2 Haziran
1919
Mustafa Kemal, İstanbul’da toplanan Saltanat
Şûrası’nın çalışmaları hakkında Kâzım Karabekir’e gönderdiği telgrafta, “…
Anılan Şûra’da kesin bir karar alınamamıştır. Halen hükûmetin yine eski hükûmet
olduğu, fazla olarak zaafa uğradığı ve İstanbul’da yeniden bir inkilâp ruhu
uyandığı anlaşılmaktadır.” dedi.
3 Haziran
1919
Mustafa Kemal, İngiliz Yüksek Komiserliği’nden
aldığı nota suretini ileten Harbiye Nezareti’nin telgrafına, “Bağımsızlık ve
millî mevcudiyeti imha ve hayatın devamını tehlikeye sokan işgal, suikast ve
tecavüz gibi İzmir havalisinde görülmekte olan olayların benzerlerinin meydana
gelmesine karşı ne milletin heyecan ve vicdanî teessürlerini ve ne de buna
dayanan millî gösterileri önleme ve durdurma için nefsimde ve hiç kimsede
kudret ve kuvvet göremeyeceğim gibi bu yüzden doğacak vakaların ve hadiselerin
karşısında da mesuliyet kabul edebilecek ne komutan ne de idareci ve ne de
hükûmet tasavvur ederim” yanıtını gönderdi.
Havza’da Büyük Cami’de okutulan, Mustafa Kemal’in
de hazır bulunduğu mevlidin ardından Belediye önünde düzenlenen büyük mitingde
halk, mücadele için ant içti. Mustafa Kemal, Havza’dan Sadaret’e, Ege
bölgesindeki işgaller üzerine siyasî ve umumî durum hakkında bilgi isteyen
telgraf gönderdi.
Mustafa Kemal, Havza’dan gönderdiği bir genelgede,
Hükûmet’in Paris görüşmelerine çağrılmasının memnunluk verici olduğunu, ancak
Paris’e gitmeye hazırlanan kurul ile ulusun istekleri arasında uygunluk
olmadığını, Başbakan’ın sınırları belirsiz bir Ermeni özerkliğine razı olduğunu
belirtti.
Mustafa Kemal, mitingler konusunda ne gibi tedbir
aldığını soran Harbiye Nâzırı’na verdiği karşılıkta: “Milletin heyecanını ve
gösterilerini yasaklamak için ne kendimde ne de başkasında hiç bir güç
göremem!” dedi.
Türkiye mandaları üzerinde araştırma yapmak üzere
kurulması öngörülen komisyonun Cirane-King adıyla anılan 7 kişilik Amerikan
kolu, Paris’ten İstanbul’a geldi. Tek çıkar yol olarak Amerikan mandasını gören
parti ve derneklerin temsilcileri tarafından özel törenlerle karşılandı.
4 Haziran 1919
Eski Başbakan Prens Sait Halim Paşa, İngilizler
tarafından sürüldüğü Mondros’ta, İngiliz komutanına yazdığı mektupta, kendisini
Osmanlı Hükûmeti’nin elinden kurtardığı (!) için İngiliz Hükûmeti’ne “derin ve
sarsılmaz minnetarlığını” bildirdi...
5 Haziran
1919
Mustafa Kemal, Sivas, Amasya, Merzifon, Trabzon,
Erzurum ve Erzincan ile bağlantı kurarak, asayiş hakkında edindiği bilgileri
Sadaret’e telgrafla bildirdi.
Balıkesir’de yayımlanan Doğrusöz gazetesi
mandacılığa çattı: İki yol vardır: Ya istiklâl, ya ölüm!”
Mustafa Kemal, Samsun, Amasya, Sivas, Erzincan,
Erzurum, Van, Trabzon, Gümüşhane ve Tokat’taki asayiş durumu hakkında aldığı
bilgileri Harbiye Nâzırlığı’na bildirdi.
6 Haziran
1919
Müttefiklerin Karadeniz Ordusu Başkumandanı General
Milne, Hükûmet’e bir yazı göndererek “ Mustafa Kemal ve yanındakileri derhal
İstanbul’a çağırmanızı talep ederim!” dedi.
7 Haziran
1919
Mustafa Kemal, Samsun yoluyla İstanbul’a
gönderilmekte olan 10.000 sürgü kolu ile 12 top kamasına Havza’da el koydu.
Havza silâh deposundaki silâhları evlere taşıttı.
8 Haziran
1919
Harbiye Nâzırlığı, General Milne’in Mustafa
Kemal’in geri çağrılmasını isteyen önceki günkü yazısına cevap verdi: Mustafa
Kemal, bir ordu kumandanı değil, müfettiştir. Onun gezmesiyle karışıklık olmaz.
Mustafa Kemal, Harbiye Nâzırı Şevket Turgut
Paşa’dan, “Beraberinizdeki istimbotlardan biriyle İstanbul’a gelmeniz rica olunur.”
telgrafını aldı.
Mustafa Kemal’in görevine son verilmesi için Yüksek
Komiser Calthorpe da aynı konuda bir başvuruda bulundu: Başbakan Vekili Mustafa
Sabri Efendi Mustafa Kemal’i görevden aldırmak için yaptıkları müdahaleden
dolayı İngilizlere teşekkür etti.
9 Haziran
1919
Mustafa Kemal, Havza’dan, 17.Kolordu Komutanı
Vekili Albay Bekir Sami (Günsav) Bey’in 31.5.1919 tarihli telgrafını yanıtladı.
“… Kısa sürede ülkeyi düzenli ve güçlü bir örgüte kavuşturmak zorundayız.
Başaracağımıza da itimat edebiliriz. İzmir’in akibeti tüm ülkeyi yasa boğdu;
ancak bağımsızlık için yeni bir azim ve iradenin doğmasını da sağladı. …
Vaziyetinizden ve o taraflar millî teşkilâtından sık sık bilgi vermenizi rica
ederim.”
Havza Camii’nde yapılan toplantıdan sonra meydanda
bir miting yapıldı. Konuşmacılar, bütün milletin silâha sarılması gerektiğini
söylediler.
10 Haziran
1919
Mustafa Kemal, İstanbul’a geri çağrılması üzerine
bir genelge yayımlayarak, millî bağımsızlık uğruna bütün varlığıyla milletle
birlikte sonuna kadar çalışacağına, kutsal bildiği şeyler adına söz verdi.
Mustafa Kemal, Ankara’da 20.Kolordu Kumandanı Ali
Fuat Paşa’yı ve onunla birlikte bulunan Rauf Bey’i, görüşmek üzere Havza’ya
çağırdı. Kimliklerini gizli tutmalarını istedi.
11 Haziran 1919
Mustafa Kemal, Havza’dan Kâzım Karabekir Paşa’ya
telgraf gönderdi: “…Hükûmet, aldatarak İstanbul’a getirtme planını izlediğinden
ben de mümkün olduğu kadar zaman kazanma ve karargâhımı memleket içerisine
sokmak için aynı usulde mukabele ve yazışma yapmaktayım.”
Mustafa Kemal, Harbiye Nâzırı Şevket Turgut
Paşa’nın kendisini İstanbul’a çağıran 8.6.1919 tarihli telgrafına, “… Davet
sebebinin lütfen açıklanmasını rica ederim.” yanıtını verdi.
Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa, neden İstanbul’a
çağrıldığını gizli olarak soran Atatürk’e, “Kıymetli bir generalin Anadolu’da
seyahati kamuoyuna iyi bir tesir yapmayacağı cihetle İngilizlerin kendisini
istediği…” yanıtını verdi.
Mustafa Kemal, Padişah’a çektiği telde,
İngilizlerin emrindeki kişilerin kendisini İstanbul’a çağırdığını,
gitmeyeceğini, millet için gerekirse görevinden ayrılıp çalışmaya devam
edeceğini bildirdi.
12 Haziran
1919
Mustafa Kemal, sabah Havza’dan hareketle öğleden
sonra Amasya’ya gelerek Hükûmet Konağı salonunda bir konuşma yaptı: “Hep beraber
aziz vatanımızı ve bağımsızlığımızı kurtarmak için büyük gücümüzle
çalışacağız!”
20 Eylül 1924
Mustafa Kemal, Lâtife Hanım’la birlikte sabah
Hamidiye kruvazörü ile Ordu’dan Samsun’a geldi, Belediye binasında görüşmeler
yaptı; akşam Şehir Belediyesi’nin onuruna düzenlediği ziyafete katıldı:
“Düşmanın İzmir’e çıktığı günlerde İstanbul’dan çıkarak Samsun’a gelmiştim. Ben
Samsun’u ve Samsun halkını gördüğüm zaman memleket ve millete ait bütün
düşüncelerimin, kararlarımın her zaman yerine getirilebilir olduğuna bir defa
daha kuvvetle inandım. Samsunluların hâl ve vaziyetlerinde gördüğüm, gözlerinde
okuduğum vatanseverlik; ümit ve tasavvurlarımı olumlu kanaate ulaştırmaya kâfi
gelmişti.”
Mustafa Kemal, Hamidiye kruvazörünün hatıra
defterine şunları yazdı: “… Sınırlarının önemli ve büyük parçaları deniz olan
Türk Devleti’nin donanması da önemli ve büyük olması gerekir. O zaman Türk
Cumhuriyeti daha kaygısız ve emin olacaktır. Mükemmel ve güçlü bir Türk
donanmasına sahip olmak amaçtır.”
21 Eylül 1924
Mustafa Kemal, öğleden sonra Samsun’da Hükûmet
Konağı’nı, Komutanlığı, hastaneleri ve Samsun’a ilk gelişinde kaldığı Mıntıka
(Mantika) Palas’ı ziyaret etti, akşam halk arasında tiyatro izledi.
Mustafa Kemal, Samsun-Çarşamba demiryolu hattının
temel atma töreninde bir konuşma yaptı: “Memleket idaresinde cesaretle, kişisel
belirsiz düşüncelerle ne yapılması gerektiğini bilmeyenlere, halkın sağduyusuna
başvurmayı tavsiye etmelidir. Halk, köylüler, bana her yerde iş programını şu
iki kelime ile ihtar ettiler: Yol, mektep!”
22 Eylül 1924
Mustafa Kemal, Öğretmenler Birliği’nin Samsun
İstiklâl Ticaret Mektebi’nde onuruna düzenlenen çaya katıldı. Burada yaptığı
konuşmada şunları söyledi: “Bu çay ziyafetini düzenleyenlere özel olarak
teşekkür ederim. Bu vesile beni, kafaları ilim ve fen ile bezenmiş kıymetli
insanlardan oluşmuş bir topluluk huzurunda bulunmakla pek mutlu etti. Dünyada
her şey için, uygarlık için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici
ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak dalgınlıktır,
bilgisizliktir, doğru yoldan sapmaktır! Yalnız, ilim ve fennin yaşadığımız her
dakikadaki gelişimini kavramak, ilerlemeleri zamanında izlemek şarttır.”
22 Eylül 1924
Mustafa Kemal, Samsun’da Öğretmenler Birliği’ni
ziyaret etti ve Birliğin hatıra defterine şunları yazdı: “… Bütün Türkiye’yi
içine alan Öğretmenler Birliği’nin, bütün milleti aydın birlik hâline getirdiği
zaman, Türk milletinin nasıl bir demir kütle olacağını düşünmek cidden büyük
zevk ve saadettir!”
Mustafa Kemal Paşa, eşi Lâtife Hanım’la birlikte
Samsun’a yaptığı gezide İstiklâl Ticaret Okulu öğrencilerine: “En hakiki mürşit
ilimdir, fendir. İlmin ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir,
delâlettir.” diye seslendi.
23 Eylül 1924
Mustafa Kemal, Lâtife Hanım’la birlikte misafir
edildikleri evin sahibi Şahinzade Remzi Bey’in aile albümüne hatıra olarak
şunları yazdı: “Samsun’da kaldığımız günler içinde misafir olduğumuz Şahinzade
Remzi Bey’in evinde, evin sahibi tarafından gördüğümüz misafirperverliği ve
nezaketi özellikle kaydederim.”
Mustafa Kemal, Samsun’da bazı heyetleri kabul etti
ve şehrin ihtiyaçları hakkında bilgi aldı.
KAYNAK: www.boyutpedia.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder