Bilindiği gibi, Anadolu’daki işgalcilere
karşı verilen Türk bağımsızlık savaşı Avrupa kamuoyu tarafından da yakından
takip edilmiştir. Bu çerçevede, Güneybatı Anadolu Bölgesinde geniş bir bölgeyi
büyük beklentilerle işgal eden1 İtalya’da da Millî Mücadele hareketi biraz
endişe daha çok da sempati ile izlenmiştir. Dönemin önde gelen İtalyan
dergilerinden Oriente Moderno, 13 Mart 1921de kurulan Doğu Enstitüsü’nün
(Istituo per L’Oriente) aylık yayın organıdır.
Oriente Moderno 15 Haziran 1921de yayınlanmaya başlamıştır.
Derginin “Programımız” başlıklı tanıtım yazısında, “Dünya Savaşı’ndan sonra
Ortadoğu’da ortaya çıkan yeni durumun İtalya’ya kültürel ve ekonomik avantajlar
sağlayabileceği” belirtilerek, “İtalyan hasmının Doğu dünyası hakkında yeterli
bilgi vermediği ve verilen bilgilerin de çoğunlukla ikinci veya üçüncü elden
olduğu” anlatılmıştır. “Dergimiz, çağdaş Doğu’nun ekonomik ve sosyal durumu ve
şartları hakkında bilgiler verecek, yayınlar yapacaktır” denilen tanıtım
yazısına göre Oriente Moderno, üç kısımdan oluşacaktır. Politika - tarih,
kültür ve ekonomi2 . İslam dünyası hakkında bilgilerin yer aldığı dergide
Anadolu’da verilmekte olan bağımsızlık savaşı ve Türk-İtalyan ilişkileri
hakkında çok fazla olmasa da haberler verilmiştir. Genelde gazete haberlerinden
derlenen derginin incelenmesiyle, kısmen İtalyan ve Avrupa basınının Türk
bağımsızlık savaşına bakış açılarını öğrenmek mümkün olmuştur.
Dergi bir yerde derleme özelliği göstermektedir.
Türkiye, Suriye, Lübnan, Mezopotamya, Filistin, Fas gibi bölgeler hakkında
bilgiler verilmektedir. Bu bilgiler, ilgili ülkenin veya çeşitli Avrupa
ülkelerinin gazetelerinden alınan haberlerden ve hangi gazeteden alındığı
belirtilerek verilmiştir. Dönemin, Times, Daly Herald, Temps, Journal d’Orient,
ikdam, Vakit, Hâkimiyet-i Milliye gibi önde gelen gazeteleri dergideki
haberlerin kaynakları arasındadır. Her ne kadar güncel olaylar hakkında
bilgiler verilmişse de, gerekli görüldüğünde geçmişte konu hakkındaki
olaylardan da söz edilmiştir, İtalya, İngiltere ve Fransa arasında imzalanan 26
Nisan 1915 tarihli gizli Londra Andlaşması3 , yine üç devlet arasında imzalanan
1917 tarihli St. Jean de Maurienne Antlaşması4 ve İtalya Dışişleri Bakanı
Tittoni ile Yunanistan Başbakanı Venizelos arasmda 29 Temmuz 1919’da yapılan gizli
anlaşma5, Misak-ı Millî’nin tam metni6 derginin değişik sayılarında
verilmiştir.
İlk sayısında (Haziran 1921), İstanbul Üniversitesi
ve Ankara’da kurulan yayın ve tercüme komisyonundan söz edilen dergide, Amedeo
Giannini’nin aynı yıl kitap olarak yayınlanan La questione Orientale alla
Conferenza della Pace isimli çalışmasının ilk bölümünün yayınına da
başlanılmıştır.
Konu bakımından derginin bir sınıflandırması
yapılırsa iki başlık altında toplamak mümkündür; 1- Milli Mücadele hakkındaki
haberler ve Türkiye’deki gelişmeler, 2- Türkiye’nin dış politikası ile bu
çerçevede Türk-İtalyan ilişkileri.
I- Milli
Mücadele Hakkındaki Haberler ve Türkiye’deki Gelişmeler:
İlk sayıda, Yunanlıların İzmir ve çevresini işgal
ettikten sonra yaptıkları mezalimi araştırmak üzere kurulan milletlerarası
kurulun Türkiye’de yaptığı incelemelerden7 ve Anadolu Bağımsız Ortodoks
Kilisesi’nden söz edilen8 derginin Temmuz 1921 sayısında, “İstanbul ve Anadolu”
başlığıyla Türkiye’nin ekonomik durumu hakkında çok önemli bir makale
yayınlanmıştır. Yazının girişinde, “İtilaf Devletleri’nin denetimi ve İstanbul
pazarlarındaki yabancı malların çokluğu ve daha önemlisi Anadolu’da işgalcilere
karşı verilen savaş nedeniyle İstanbul Hükümeti’nin hakim olduğu bölgenin ve
gelir kaynaklarının azaldığına” dikkat çekilmiştir. Ankara Hükümeti’nin de
savaş ve ilk sırada bulunan askeri harcamalar nedeniyle zor durumda bulunduğu,
Anadolu’nun belli başlı ithalat-ihracat yapılan limanlarının Antalya, Trabzon,
Samsun ve Zonguldak olduğu, İran’la sınır ticaretinin Erzurum’dan yapıldığı
anlatılmıştır. Yazıya göre İran’dan Mayıs 1920 -Şubat 1921 arasında Erzurum
aracılığıyla yapılan manifatura, şeker, kahve gibi ithal maddeleri için
9.317.822 Türk Lirası ödeme yapılmıştır. Aynı sayıda, Viyana’da yayınlanan Der
Öesterreichisce Volkswirt gazetesinin 2 Nisan 1921 tarihli nüshası kaynak
gösterilerek, Ankara Hükümeti’nin 1921-1922 yılları için bir gelir-gider
bilançosu yayınladığını haber vermiştir. Bu habere göre Ankara Hükümeti bu
yıllar için 79 milyon gelir, 86 milyon gider ve 7 milyon lira bütçe açığı
hesaplamıştır.
Ağustos 1921 sayısında dergide Kürtlerin isyan
ettiğini iddia eden iki haber yayınlanmıştır. “Kürdistan İsyanı Hakkında”
başlığıyla verilen ilk haberde; Kürt isyanının elebaşlarının, güvenliklerini
sağlamak ve milli gelişmelerini teşvik etmek amacıyla büyük bir Kürt kongresi
toplamaya karar verdikleri” duyurulmuştur. Kürt İsyanı Hakkında” başlığıyla
verilen ikinci haber.e göre; “Kürt isyanını bastırmakla görevlendirilen
Nurettin Paşa’nın İradeyi Milliye gazetesinde; “isyanın tamamen bastırıldığı ve
gazetelerin, Sivas, Elazığ, Diyarbakır, Malatya ve Tokat bölgeleri hakkında
verecekleri haberlere sansür getirildiğini duyuran bir bildirisinin
yayınlandığı” belirtilmiştir. Aynı haberin devamında, Nurettin Paşa’nın, Kürt
ayaklanmasının liderlerini hükümete teslim olmaya davet ettiği ve teslim
oldukları takdirde onlara karşı şiddet uygulanmayacağı konusunda güvence
verdiği iddia edilmiştir. Anadolu gazetelerinin Kürt hareketinin Nurettin
Paşa’nın dirayeti sayesinde önlendiğini yazdıklarını belirten dergiye göre,
Daily Telegraph’da, Kürdistan’da, bölgede yaşayanların Türk rejiminden
hoşnutsuzluklarının ve kıtlığın devam ettiği Erzurum’da ekmek bulunmadığı,
köylerin terk edildiği ve insanların zorla askere alındıklarının yazıldığı
duyurulmuştur10.
M. Kemal’in, bir başkan yardımcısı ve 12 üyeden
oluşan Anadolu ve Rumeli Müdafaay-ı Hukuk Grubu’mı kurduğunu Journal
d’Orient’den alınan bir haberle okuyucularına ileten dergi, Anadolu’daki
savaşın gelişimi hakkında haberler de vermiştir, Kemalist birliklerin İzmit
bölgesini ele geçirmesi* ve Bursa istikametine doğru ilerlemeye başlamalarının
İstanbul’da endişe ile izlendiği ileri sürülmüştür. Karadeniz kıyılarında bir
limanda İngiliz Yüksek Komiseri ile M. Kemal Paşa arasında sonuçsuz bir
görüşmenin yapıldığının Reuter Ajansı tarafından 8 Temmuz 1921 günü
duyurulduğunu yazan Oriente Modemo, diğer taraftan 11 Temmuz’da Anadolu
içlerine ilerlemeye başlayan Yunan birliklerinin Eskişehir, Kütahya ve
Afyonkarahisar’ı işgal ettiklerini duyurmuştur. Bu son Yunan zaferinin Atina’da
büyük sevinçle karşılandığına işaret eden dergiye göre, “Yunanlılara avantaj
sağlayan bu durum geçicidir. Çünkü Türkler, yalnızca savunma mevzilerini
güçlendirmekle yetinmiyorlar aynı zamanda Yunanlıları geri püskürtecek
önlemleri de alıyorlar” 11.
M. Kemal Paşa’nın, Sakarya Meydan Savaşı’nın Türk
ordularının zaferiyle sonuçlandığını bildiren açıklamasına yer veren dergi,
TBMM tarafından kendisine “Mareşallik” rütbesi ve “Gazi”lik unvanı verildiğini
de duyurmuştur12.
Dergide yer alan haberler arasında yurt dışında
bulunan Enver Paşa’nın faaliyetleri önemli bir yer tutmuştur. “Ankara Enver’e
Karşı” başlığıyla verilen bir haberde/Türk Bolşeviklerinden Suphi Bey’in,
arkadaşlarıyla birlikte Ankara Hükümeti’nin emri üzerine Kâzım Karabekir Paşa
tarafından denizde öldürülmüş olabileceklerinin Times gazetesi tarafından iddia
edildiği yazılmıştır13. Enver Paşa’ya karşı Hakimiyet-i Milliye gazetesinde bir
makale yayınladığını duyuran dergi14, Enver Paşa ile ilgili haberler vermeye
devam etmiştir. Oriente Moderno’ya göre Anadolu’da, 1921 yılı sonlarında güçlü
bir “Enverist” propaganda yapılmaktadır. Bu amaçla birtakım Enverci subaylar
İstanbul’dan Anadolu’ya geçerek çalışmalara başlamışlardır. Anlaşıldığı
kadarıyla Enver Paşa olayı Milliyetçilerle Sovyetlerin arasında da diplomatik
problemlere yol açmıştır. Ankara Hükümeti Hâriciye Vekili Yusuf Kemal Bey’in
notasına cevap veren Sovyet Dışişleri Komiseri Ciçerin, “Moskova Hükümeti’nin
Enverist politikalara destek verdiği iddialarının doğru olmadığını, hükümetinin
iki devlet arasındaki iyi ilişkilerin devam ettirilmesini istediğini”
bildirmiştir15. İtalyanlarla da ilişki kuran ve bu ilişkiyi devam ettirmeye
özen gösteren Enver Paşa, Haziran 1921’de Roma’ya da gelmiştir16. Enver Paşa’nın
Berlin’de Ocak 1922’de toplanacak “İttihatçı” kongreye katılmak üzere
Moskova’dan Berlin’e geldiğini bildiren dergi17, Bolşeviklerin, Ankara
Hükümeti’nin talebi doğrultusunda Enver Paşa’yı tevkif ettiklerini ve
Anadolu’da da asker ve sivil 84 Enver Paşa taraftarının tutuklandığını ileri
sürmüştür18.
Enver Paşa’nın ve yurt dışındaki ittihatçıların
çalışmalarına sonraki sayılarında da yer vermeye davam eden dergi, Küçük Talat
Bey, Halil Paşa ve diğer İttihatçı liderlerin katıldığı önemli bir toplantının 9
Mayıs 1922’de Batum’da yapıldığını duyurmuştur. Toplantıda konuşan Halil Paşa
gelecekte takip edecekleri politika hakkında açıklamalar yapmıştır. Kongrede,
Enver Paşa ve Cenevre ve Bulgaristan’da bulunan İttihatçılara alman kararların
bildirilmesine karar verilmiştir. Bundan başka Haziran ayının birinci günü
Batum’da başka bir kongre daha toplanmıştır. Enver taraftarlarının Anadolu’daki
faaliyetleri hakkında da bilgi veren dergi, Bolu-Kastamonu yolunda Albay
Galatalı Şevket komutasındaki İttihatçı bir birlikle Ankara Hükümeti’ne bağlı
kuvvetler arasında silahlı çatışma meydana geldiğini iddia etmiştir. Yurt
dışındaki İttihatçıları faaliyetlerini yakından ve biraz da endişeyle izleyen
Ankara Hükümeti, Alman Hükümeti’nden Almanya’daki İttihatçıların faaliyetleri
hakkında resmi bilgi istemiştir19.
Trakya Türk Komitesi 1922 Mart başlarında
İstanbul’daki yüksek komiserlere gönderdiği bir muhtırayla Edirne’nin bir Türk
şehri olduğunu ve bütün Müslümanların şehirlerinin Türkiye sınırları içinde
kalmasını istediklerini bildirdiler. Bundan başka, Tevfik, İbrahim, Yusuf Ziya
ve Ali Galip beylerden oluşan bir heyeti Paris’e gönderdiler20.
Dergiye göre Türkiye’deki gelişmeler ve özellikle
Anadolu’daki Rum tüccarların yaşadıkları bölgelerden sürülmeleri 15 Mayıs 1922’de
İngiltere Avam Kamarası’nda görüşüldü. Bu oturumda İstanbul’daki İngiliz Yüksek
Komiseri’nin konu hakkında gönderdiği iki telgraf okundu. Times’da yayınlanan
bu telgraflardan ilkinde yapıldığı iddia edilen sürgün hakkında geniş bilgi
verilmiştir. Bu telgrafa göre; Türkler azınlıklar hakkında daha önce verilmiş
bir kararı sistemli bir şekilde şimdi uygulayarak Samsun-Trabzon arasındaki
Osmanlı Rumlarını Amasya’da topladıkları gibi Tokat, Sivas ve Kayseri’ye kadar
olan bölgedeki Rumları da Harput’a sürmektedirler. Bu sürgünler sırasında pek
çok ölüm olayı meydana gelmiştir. Amerikalı Dr. Ward’ın geçen yıl Aralık’ta
Harput-Malatya yolunda 150 ceset saymıştı. Onun bir arkadaşı da yine Harput
yolu üzerinde bin 500 ve Harput’un doğusunda iki bin sürgün cesedi saymıştı.
Ölenlerin çoğunu Rum çocuk ve kadınları meydana getiriyordu”. İkinci telgrafa
göre de, “Çok zor şartlar altında yaşayan Trabzon ve hinterlandındaki Rumlar
sürgüne tâbi tutulmuşlardır”. Bu oturumda ve aynı konu nedeniyle 17 Mayıs’da
yapılan görüşmelerde konuşan milletvekilleri Türkiye’yi suçlamışlardır21.
7 Haziran 1922 günü bazı Yunan savaş gemilerinin
Samsun’u bombalamalarını İstanbul ve Ankara hükümetleri İstanbul’daki İtilaf
Devletleri nezdinde protesto etmişlerdir22. Yunan basınından aldığı bir haberi
veren dergi, İstanbul Hükümeti’nin Hâriciye Nâzın İzzet Paşanın İzmit’te
gizlice görüştüğü M.Kemal ile işbirliğini öngören bir anlaşma yaptığını
ihtiyatla bildirmiştir23. İzmir’in otonom bir yapıya kavuşturulduğunu duyuran
Yunanistan bildirilerini ve bunu protesto eden Ankara Hükümeti’nin açıklamasına
yer verilmiştir24.
“Ankara İstanbul Hükümetine Karşı: Yeni Türk
Devleti” başlıklı haberde, TBMM’nin saltanatı kaldırdığını haber vermiş25 ve M.
Kemal Paşanın saltanatın kaldırılışı münasebetiyle yaptığı konuşmayı
yayınlamıştır26 . Sultan Vahideddinin bir İngiliz gemisiyle Türkiye’den
ayrılmasından sonraki gelişmeleri de takip eden dergi, Mecliste yapılan halife
seçiminde, 9 çekimser oya karşılık Osmanlı hanedanından Selim Efendi’ye 3,
Abdürrahim Efendi’ye 2 ve Abdülmecid Efendi’ye de 158 oy verildiğini ve
Abdülmecid Efendi’nin yeni halife seçildiğini duyurmuştur. 18 Kasım’da halife
seçilen Abdülmecid’e TBMM Başkanı M. Kemal Paşa tarafından gönderilen kutlama
telgrafı da verilmiştir27.
II- Türkiye’nin
Dış Politikası:
Oriente Modemo dergisi, Ankara ve İstanbul
hükümetlerinin, başta İtalya olmak üzere dış ilişkilerin de okuyucularına
duyurmuştur.Tabii olarak da Türk-İtalyan ilişkilerine daha fazla önem
verilmiştir28. Bilindiği gibi 1921 Şubatında toplanan Londra Konferansında
Ankara Hükümeti Hariciye Vekili Bekir Sami Bey ile İtalya Dışişleri Bakanı Kont
Carlo Sforza arasında 12 Mart 1921’de bir antlaşma imzalanmıştı. 6 maddelik bu
antlaşmanın tam metni dergide verilmiştir29.
(…)
Dönemin şartlarından ileri gelen bir yakınlaşmanın
Millî Mücadele döneminde Milliyetçilerle Bolşevikler arasında iyi ilişkiler
kurulmasına ortam hazırladığı bilinmektedir. Avrupa kamuoyu gibi İtalyan
kamuoyu tarafından da endişeyle izlenen bu ilişkiler hakkında Oriente Moderno’da
çok sayıda habere yer verilmiştir. Dergide yer alan bir habere göre, Ankara
Hükümeti’nin mâli durumunun iyileştirilmesi amacıyla Bolşevikler tarafından bir
milyon Ruble altın verilmiştir. Haberin devamında, Bolşeviklerin 1921
Ağustosunun son haftasında Samsun ve İnebolu limanlarına aralarında 35 uçak ve
650 atın da bulunduğu çeşitli savaş araçları getirdikleri ve bunların Ankara’ya
götürüldüğü iddia edilmiştir. Buna karşılık Ankara da Sovyetler’e 18 milyon ton
tahıl ve 12 milyon ton kömür göndermiştir46 . Atina’da yayınlanan Patris
gazetesi kaynaklı bir habere göre Kasım 1921’de, Türk milliyetçileri ile
Bolşevikler arasında 12 maddelik gizli bir antlaşma imzalanmıştır47. Times
kaynaklı bir habere göre Araloff Sovyetlerin temsilcisi olarak Ankara’ya geldikten
sonra Ankara Hükümeti ile Türkiye’nin ekonomik durumunun iyileştirilmesini ve
ekonomisini bağımsız hale getirmeyi hedefleyen bir antlaşma imzalamıştır48.
Başka bir habere göre Ankara Hükümeti ile Bolşevikler arasında Moskova -Tiflis
ve Kars arasında direk bir demiryolu hattı inşa etme konusunda bir anlaşma
imzalanmıştır49. Ankara Hükümeti zaferin kazanılmasından sonra da Sovyetlerle
iyi ilişkileri geliştireceklerini açıklamıştır. Türk ordusunun taarruza
hazırlandığı günlerde Vakit gazetesinde yayınlanan Rauf Bey’in telgrafında bunu
görmek mümkündür. Sovyetlerin Dışişleri Komiser Yardımcısı Karahan’a bir
telgraf gönderen Rauf Bey, “Zor günlerimizde yardım elini uzatan ilk güç”
olarak değerlendirdiği Sovyetlerle ilişkilerin önemine dikkat çekmiştir 50.
(…)
SONUÇ
Yer alan haberlerin büyük bir kısmını
değerlendirerek bir Türkiye tablosu çizdiğimiz Oriente Moderno dergisi,
incelediğimiz dönemde İtalya’da ağırlığı olan Doğu Enstitüsü’nün yayın organı
olarak resmi bir özelliğe de sahiptir. Bu çerçevede dergi, İtalyan kamuoyunun
ve daha da çok İtalya’nın resmi politikasını yansıtması bakımından önemlidir.
Özgün çalışmaların yerine ilgili ülkenin veya
Avrupa gazetelerinin haberlerini kaynak olarak kullanan dergideki Türkiye haberlerinin
bir kısmının gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu göz ardı edilmemelidir ki, bu,
haber kaynaklarından ileri gelmiştir. Bu eksikliğe rağmen, halen yayınlanmakta
olan Oriente Moderno dergisi Türkiye tarihi ve Türk-İtalyan ilişkileri
bakımından çok önemli bir kaynaktır.
/Yrd. Doç.
Dr. Mevlüt Çelebi*
KAYNAKÇA:
1 Millî Mücadele dönemindeki İtalyan işgalleri
hakkında bakınız: Mevlüt Çelebi, “Millî Mücadelede İtalyan işgalleri”, Atatürk
Araştırma Dergisi, c. IX, sayı: 26, (Mart 1993), s. 395-416.
2 Oriente Moderno (O.M.)-I-, (15 Haziran 1921), s.
1-2, L’istituto per L’oreinte’nin kuruluşu ve 1943’e kadar yaptığı çalışmalar
hakkında bakınız. Giacomo E. Carretto, “Sapere’ e ‘potere’ L’istituto per
L’oriente, (1921-1943)”, Annall della Facaltâ di Scienze Politiche
dell’Universitâ di Cagliari, volume: IX’. Cagliari, 1983’den ayrı basım, s.
211-230.
3 Bu andlaşmanın 9. maddesi şöyleydi: “Asya
Türkiye’sinin tamamen veya kısmen paylaşılması halinde, İtalya’nın Akdeniz
bölgesinde âdilâne bir pay almasını İtilâf Devletleri tasdik ederler. Osmanlı
imparatorluğu’nun toprak bütünlüğü korunur ve büyük devletlerin çıkar
bölgelerinde değişiklik yapılırsa, İtalya’nın çıkarları da göz önünde
tutulacaktır.Savaş boyunca, Fransa, İngiltere ve Rusya Asya Türkiye’si
topraklarında yerler işgal ederlerse, Antalya iline yakın olan Akdeniz Bölgesi
İtalya’ya verilecek ve İtalya’nın burasını işgal etme hakkı olacaktır.”
4 -O.M.-I-, (15 Ağustos 1921), s. 130.
5 -O.M.-I-, (15 Haziran 1921), s. 6 ve 15 Eylül
1921, s. 212-214. Bu anlaşmaya göre; Trakya ve Kuzey Epir’deki istekleri kesin
olarak gerçekleştiği takdirde Yunan Hükümeti, Anadolu’da Menderes nehrinin
güneyinde kalan topraklar üzerindeki taleplerinden İtalya adına vazgeçmeyi
kabul ediyordu. (Bu çizgi Kuşadası’nın biraz kuzeyinden başlayarak doğuya
doğru, kuzeyde İzmir sancağını Yunanistan’a, güneyde Aydın’ı İtalya’ya bırakarak
devam ediyordu), İtalya, Ege Denizi’nde işgali altındaki adalarda, Rodos hâriç,
egemenlik hakkını Yunanistan’a bırakıyordu. Yalnızca Rodos İtalyan
egemenliğinde kalacak, İtalya, barış konferansının bu adalar hakkında kesin
karar vermesini takip eden iki ay zarfında Rodos’a geniş bir özerklik tanırken,
Yunanistan da kendisine devredilen adalarda İtalya’nın yat, liman, okul İçin
harcadığı parayı İtalya’ya ödeyecekti. Yine bu gizli anlaşmaya göre, İtalya,
Anadolu’ya ait istekleri karşılanmadığı takdirde, bu anlaşmanın bütün şartları
üzerinde serbestçe hareket edebilecekti.
6 -O.M.-I-, (15 Ağustos 1921), s. 154.
7 -O.M.-I-, (15 Haziran 1921), s. 6.
9 -O.M.-I-, (15 Temmuz 1921), s. 121-123. Her ne
kadar dergide Ankara Hükûmeti’nin yayınladığı bütçede 7 milyon liralık bir açık
planlandığı yazılmışsa da, gelir ve gider için verilen rakamlardan
anlaşıldığına göre 7 milyonluk bütçe açığı değil fazlalığı söz konusudur.
10 -O.M.-I-, (15 Ağustos 1921), s. 156.
* Dergide “işgal” (occupata) kelimesi
kullanılmıştır.
(…)
28 Millî Mücadele dönemindeki Türk-İtalyan
İlişkileri hakkında bakınız: Mevlût Çelebi, Milli Mücadele Döneminde
Ankara-İtalya İlişkileri, (1920-1923), İzmir, Dokuz Eylül Üni. Atatürk İlkeleri
ve inkılâp Tarihi Enstitüsü, 1994 (Yayınlanmamış Doktora Tezi).
23 -O.M.-I-, (15 Haziran 1921), s. 18 ve O.M.I, (15
Aralık 1921), s. 394. Bu antlaşmanın tam metnini aynen veriyoruz: 1- Ankara ve
Roma Hükümetleri, Osmanlı Hükûmeti’nin ve sermayesinin yardımı olmadan Antalya,
Burdur, Muğla ve Isparta sancaklarıyla, kısmen Afyonkarahisar, Kütahya, Aydın
ve Konya bölgelerinin ekonomik gelişimini sağlamak için işbirliği yapmaya kesin
olarak karar vermişlerdir. Ereğli Kömür madenlerinde, Türk-İtalyan şirketine
verilecek imtiyazının sınırları daha sonra yapılacak bir anlaşma ile tespit
edilecektir.
2- İmtiyaz, inhisar veya ihtiyari işletme verildiği
takdirde şirket Osmanlı kanunlarına uymayı taahhüt eder.
3- Osmanlı ve İtalyan sermayeleri mümkün olduğunca
işbirliği yapacaklardır. İştirakler yüzde 50’ye kadar varabilir.
4- İtalya Krallığı hükümeti, Türk heyetinin, barış
antlaşması ve özellikle İzmir ve Trakya’nın Türkiye’ye iadesi konusundaki bütün
taleplerini müttefikleri nezdinde müdafaa etmeye söz verir.
5- İtalya Krallığı hükümeti, barışın tasdikinden ve
iki ülke arasında ikinci bir antlaşma yapıldıktan sonra Osmanlı topraklarındaki
birliklerini geri çekmek için resmi bir güvence verecektir.
6- Yukarıdaki şartlar, Türkiye’ye devamlı bir
mevcudiyet ve bağımsızlık temin edecek barış antlaşmasının imzalanmasından
sonra iki taraf arasında yapılacak bir antlaşmadan sonra yürürlüğe girecektir.
30 -O.M.-I-, (15 Haziran 1921). s.22-23.
(..)
----------------------
* Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi -
- ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 31, Cilt:
XI, Mart 1995
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder