Bu bıçkın delikanlı ünlü bağlama üstadımız, Orhan Gencebay
Tasavvuf rüzgarlarının estiği, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin sözlerinin sloganlaştığı Samsunlu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Babası Zeki Gencebay hayvan ticaretiyle uğraşır ve kasaplık yapardı. Annesi Habibe ise ev hanımıydı. Orhan müzik hayatına altı yaşında mandolinle başladı. 14 yaşındayken, babası her şeyi satıp aileyi İstanbul'a taşıdı.
1968 yılında Türkiye'nin nüfusu 32 milyon iken, Orhan Gencebay'ın albümü üç milyon sattı (bugün bir albümün altı milyon satması gibi bir durum yani).
Adına kurulmuş, 400'ü aşkın fan kulüp vardı. Hiç sahneye çıkmadığı ve o zamanlar radyo ve televizyonu tekelinde tutan TRT arabesk müzik yayınlamadığı halde gündemden hiç düşmedi. Yaptığı müzik bir yandan da "minibüsçü müziği" diye küçümseniyordu.
1969 yılında Azize Gencebay ile evlendi. 1970'te oğlu Altan doğdu. Resmi olarak 10 sene süren bu evliliğin ardından, 25 senedir yaşamını eski güzellik kraliçelerinden Sevim Emre ile paylaşıyor. Ondan da Gökhan adında bir oğlu var. Bugün hala müzik yaşamını sürdüren Orhan Gencebay da bir zamanlar çocuktu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder