27 Şubat 2007 Salı

Atatürk ve Samsun -III



Törenden sonra Hükümet konağını, Askeri ve Mülki hastaneleri ve Samsun İdman Kulübü’nü ziyaret etti. Akşam üzeri  ise  ilk kez Samsuna geldiklerinde kaldıkları ve karargah olarak kullandıkları Mıntıka Palası ziyaret etti. Mıntıka Palas’a geldiklerinde kendilerini bir sürpriz bekliyordu. Otelin sahipleri, Gazi için güzel anılarla dolu bu binayı kendilerine armağan ettiler. Takip eden yıllarda bina, Atatürk’ümüzün Samsuna ilk gelişlerinde kullandığı eşyaların sergilendiği bir Müze haline getirildi. Bu gün Gazi Müzesi olarak hizmete sunulan Mıntıka Palas, Türk Tarihi için ne kadar önemli ise her Türk evladı içinde o kadar öneme haizdir. Milli Mücadelenin ilk karargahı bu müze bugün genç nesli beklemekte ve o genç neslin içinde bulunacağı Milli heyecanı aşılamaktadır.

Mıntıka Palasta eski günlerini yad eden Atatürk, daha sonra ikamet ettiği Şahinzade Remzi Beyin konağına geçti. Konakta bir müddet dinlenen Gazi, daha sonra otomobille İstiklal Tiyatro Binasına gitti.  Ertesi sabah 22Eylül 1924Pazartesi günün bir kısmını Remzi Beyin konağında ziyaret edenlerle geçirdi, Latife hanımda gruplar halinde gelen Samsunlu hanımlarla ilgilendi. Bir müddet sonra Gazi, 15. Tümen karargahını da ziyaret ederek teftiş ve incelemelerde bulundu. Aynı günün Akşamı ise Samsun İstiklal Ticaret Mektebinde Samsunlu öğretmenlerin akşam çayına davet edildiler. 2 saat devam eden bu çay da bir bayan öğretmen, iki erkek öğretmen ve bir müfettiş konuşma yaptı. İlk önce Nemci Terakki Kız Okulu Başöğretmeni Sabiha Hanım heyecanlı bir hitabede bulunur ve şu konuşmayı yapar: “ Gazi Özbabamız, Lütfen sevgili yuvamıza teşrif tenezzülünde bulunmanız hasret hisleriyle çarpan kalbimizde derin ve sonsuz bir şükran duygusu yarattı. Bu gün sizin huzurunuzda hayatımızın en mutlu saatlerini yaşadıkça bu samimi ve değerli dakikalar bizleri ihya ediyor….  Ulu Dayanağımız, Size olan minnettarlıklarımızı ispat ve aziz vatanımızı ihya için bizler, bu irfan yuvalarında düzenli bir çalışmaya girerek bütün varlığımızla çalışacak, yarınlara erdemli yüksek ruhlu anne, geleceğe faydalı elemanlar yetiştirmek için uğraşacağız. Çünkü bundan böyle milletimizin kadınlarının hayatı mükemmel olmazsa, ruhsal eğitim, milli eğitim ve fedakarlık duygusu asla yüksek ve bol olamaz. Çünkü beşiği sallayan eller cihana hüküm eyler.”

Sabiha Hanımın konuşmasından sonra Orta Okul Müdür Muavini Mustafa Mümtaz Bey, öğretmenler adına Canik İlköğretim Müfettişi Hamdi Bey de bir konuşma daha yapar. Genç Cumhuriyet öğretmenlerinin arzu ettikleri muasır medeniyet ile ilgi düşünce ve heyecanlarının İktisadi ve Sosyal konularda tezahürü şekliyle cereyan eden konuşmalar bitince Atatürk heyete dönerek hitapta bulunur:

Bu konuşmalarıyla genç Cumhuriyetinin rotası anlatır aydın topluluğuna. İlmin ve fennin dışında rehber aramanın gaflet, cehalet hatta doğru yoldan sapma olduğunu bildirir. Milletimizin derin, köklü bir geçmişe sahip olduğunu, bu kökleri unutmamamız gerektiğini hatırlatır ve onuruna verilen çay partisinden ayrılırken, okul hatıra defterine şu notları yazar. “…Bütün Türkiye’ye şamil muallimler birliğinin bütün milleti münevver birlik haline getirdiği zaman, Türk milletinin nasıl bir demir kütle olacağını düşünmek cidden büyük bir zevk ve saadettir.”

23 Eylül 1924 Salı günü Atatürk şehrin ihtiyaçları ve sorunları hakkında belediye başkanı ile uzun bir görüşme yaptı. Aynı gün, Batı Trakya’dan, Drama ve Kavala’ dan getirilip Samsuna yerleştirilen muhacirlerin ziyaretini kabul etti. Onların durumları hakkında bilgi alarak, istek ve ihtiyaçlarını dinledi.

Gazi, boş vakitlerini Samsunda eşi ile birlikte kaldığı Şahinzade Remzi Beyin evinde Samsun Kütüphanesinden getirttiği tarih kitaplarını inceleyerek geçirdi. Son gün Remzi Beyin aile albümüne hatıra olarak teşekkürlerini bildiren bir not yazdı. Samsunda geçirdiği bu dört günün sonunda Gazi,24 Eylül 1924 Çarşamba günü sabah saat 10:00 da Erzurum’a gitmek üzere şehirden ayrıldı. Tıpkı Samsuna çıktıkları gibi Yine Havza yolundaydılar. Genç Cumhuriyetin Reis-i Cumhuru 5 yıl önce milli mücadele adına çekilen onca sıkıntının hatıralarıyla dolu duygusal bir yolculuk daha yaptı. Aynı gün saat 13:00’te Havza’ya gelen Atatürk mahşeri bir kalabalıkla karşılanmıştı.                                           

Havzaya gelişleri de tıpkı Samsuna gelişleri gibiydi ve ikinci kezdi.  Hatıralarla, gözyaşlarıyla doluydu o gün Havza! Heyecan içindeki kalabalıktan çığlıklar çığlıkları kamçılıyor, O’ nu tekrar görmenin O’nun la o günleri tekrar yaşamanın duygusu, heyecanı kat kat artırıyordu. Havzalılarla hasret gideren Ulu Önder, aynı duygu ve heyecana kapılıyor ve gizliden gizliye halkının dökülen gözyaşlarına eşlik ediyordu. Neden sonra Havza Kaymakamı ve İskan Müdüründen şehrin sorunları hakkında bilgiler aldı Ulu Önder! Havzası hakkında ki meselelerin görüşmelerinden sonra Mesudiye Oteline geçti ve bir müddet dinlendiler. Burada karargah olarak kullandığı odayı gezerek anılarını tazeliyor, hissiyatı doruklara yükseliyordu...

“ Bu Oda Çocuk! Bu Oda! Milletin bir birine sımsıkı bağlandığına şahit olan bir oda! Bu Oda Çocuk! Bu Oda!  ”

Binlerce Havzalının “Yaşa! Varol! Sedalarıyla inleyen caddeden Belediyeye gidişlerinde, belediye ve cemiyet Erkanını kabul ederek Belediye namına irad olunan nutka cevaben demişlerdi ki;

“Havzalılar!  Sizinle en elemli ve yeisli günlerde tanıştım. Aranızda günlerce kaldım. Bana mazinin hatıralarını hatırlatan şu daire içinde kıymettar mesai ve muavetinizden pek müstefit oldum….Eğer Havzalıların o samimi ve metin hüsnü kabulleri olmasa ve eğer Havza’nın nafi ve şifalı kaplıcaları ahval-i sıhhiyem üzerinde  müspet bir tesir bırakmasaydı emin olunuz ki; İnkılap için çalışamayacaktım. Havza’ya ve Havzalılara çok şey borçluyum, Kalbi Rabıtamı ebediyen saklayacak, sizi hiç unutmayacağım. Kahraman Havza’lılar! İlk cüreti ilk cesareti gösteren ve ilk teşkilat yapan siz oldunuz. İnkılap ve Cumhuriyet tarihinde kahraman Havza’nın ve Havza’lıların büyük yeri vardır.”

Havzada kalamamanın üzüntüsüyle yola çıktığında tıpkı karşılamadaki mahşeri kalabalık eşlik ediyordu. İlk geldiğinde Mustafa Kemal Paşa’larını uzunca misafir etmiş ama bu sefer çok kısa görüşmüşlerdi. Çünkü o’nu bekliyordu Başkent Ankara… Çünkü Onu bekliyordu bütün bir memleket. Çünkü onu bekliyordu vatanın dört bir yanında şehid kanlarıyla sulanmış her bir vatan parçası…

Aradan tam 4 yıl geçmiştir. Genç Cumhuriyet devrimlerle tanışmış muasır medeniyet için bütün bir vatan seferberlik halindedir. En büyük Devrimlerden biri olan Harf Devrimi, bütün bir yurtta büyük bir heyecan içinde yürütülmektedir. Yeni alfabeyi halka öğretmek yine kurtuluş mücadelesini öğreten Gazi Mustafa Kemal’e düşmüştür. Bu amaçla,  23 Ağustosta Tekirdağ ‘da başlattığı yurt gezisini sürdürmektedir. Bursa, Çanakkale, Eceabat, Gelibolu ve Sinop’ tan sonra sıra yine Samsun’dadır.  Tarih 16 Eylül 1928 günlerden Pazar.  Yüce Ata’mızı taşıyan İzmir Vapuru Sinop’tan yola çıkarak saat 15:00’te Samsun’a geldi. Çok muhteşem bir karşılama töreni düzenlendi. Ata’yı karşılamak üzere 9. kolordu ve Garnizon Komutanı Salih Paşa, milletvekilleri, belediye başkanı, Samsun Valisi Kazım Paşa motorla İzmir Vapuruna çıktılar. Gazi’nin İzmir Vapurundan karşılanışını Cumhuriyet Gazetesi

Muhabiri şu sözlerle anlatır: “Sevgili gazimizi taşıyan İzmir vapuru, aheste aheste fener burnundan göründü. Bu esnada halkın sevincine payen yoktu. Tertip edilen karşılama programı mucibince kolordu komutanı, mebuslarımla Vali Paşayı taşıyan motorla diğer motorlar, derhal Gazi İskelesinden hareket ettiler…

            …Bizde gazetemiz namına Sıhhiye motoruna atlayarak karşılamaya koştuk. Büyük halaskarımızı buraya getiren İzmir Vapuruna ilk olarak çıkmak şeref fırsatını bulduk. Karşılama görevine memur zevatın kabulleri esnasında bizde Gazimizin şerefli huzurunda bulunmak saadetine mazhar olduk. Gazi hazretleri beyaz çizgili gömlekli, lacivert renginde bir kostümle, aynı renkte çoraplar ve rugan iskarpin giymişlerdi. Huzurlarında sağ taraflarında kolordu komutanı Salih Paşayı sol taraflarına Samsun Valisi Kazım Paşayı aldılar. Her ikisinin nezaketlerine mukabele iltifat buyurdular. Karşılama heyeti içinde bulunan Tokat Mebusu Mustafa Beye bizzat yanlarına davetle ayrıca iltifatta bulunarak hatırlarını sordular. Ve bilhassa “ Tokatta yeni harflerimizi öğretiyor musunuz? Mustafa Bey diye ayrıca sordular. Gazi hazretleri biraz sonra vapurdan çıkmak emirlerini verdiler. Bej rengindeki pardöselerini giyerek, Çankaya motoruyla Gazi İskelesine çıktılar. Bu esnada bütün fabrikalar, limandaki bütün gemiler düdük çalarak ve top atışları yapılarak resmi selam ifa olundu.”

Gazi Parkı iskelesinden Samsuna çıkan Gazi, halkın büyük coşkusu eşliğinde  Hükümet Konağına geçti. Hükümet konağında bir müddet dinlendikten sonra binanın balkonuna çıkarak halkı selamladı. Daha sonra Hükümet Konağı Genel Meclis salonunda başta Vali Kazım Paşa olmak üzere bütün daire müdürlerini yeni Türk Alfabesinden imtihan etti ve yazım kuralları hakkında bilgiler verdi. Hükümet konağında 3 saat kadar süren bu çalışmalardan sonra, buradan ayrılarak parkın ve ziraat, Osmanlı, İş Bankalarının bulunduğu caddeden, Saathane Meydanı yoluyla belediyeye gitti. Atatürk belediyede bir süre kaldıktan ve yine Türk Harfleri ile yazım kurallarından söz ettikten sonra, o tarihlerde Cumhuriyet Halk Fırkası binası olarak hizmet gören İlk çıktıklarında kaldıkları ve karargah olarak kullandıkları Mıntıka Palas Oteline gitti. Samsunda kaldıkları süre içinde bu binada oturdular. Atatürk Samsun halkının kendilerine gösterdiği yoğun ilgiden pek memnun oludu ve bu husustaki teşekkürlerinin halka tebliğini Belediye Başkanı Rahmi Beyden özellikle rica etti. Atatürk, Mıntıka Palasta akşam dinlenirken bir kağıt üzerine yazdığı notu, bugün bu gün Gazi Müzesi olan Mıntıka Palasta sergilenmektedir. Atatürk, her zamanki üslubuyla, günün tarihini atarak başlattığı bu yazının altını, o günlerde henüz kullanmaya başladığı, Gazi Mustafa Kemal ibaresini temsil eden yeni Türkçe imzasıyla imzaladı. Bu belge, Türkiye’de resmen yeni yazıya geçiş tarihi olan 01 Kasım 1928 öncesi, Ata’nın yeni yazısıyla elimizde olan birkaç belgeden biridir.

Malatya gezisinde olan Başbakan İsmet Paşa da, aynı günün akşamı, Gazinin Yeni Türk Harflerini öğretmek yolundaki gezisine katılmak üzere Samsun’a gelmişlerdi. Akşamı Samsun Muallimler Birliği tarafından İstiklal İlkokulu binasında, Atatürk şerefine bir balo verildi. Bu baloda öğretmenlerle birlikte Samsunun aydın zümresi de hazır bulundu. Atatürk burada da yeni Türk Harfleri ile ilgili konuşmalar yaptı. Bu baloda:”Sarık ve cübbe ile muvaffak olmanın imkanı yoktur. Artık medeni bir millet olduğumuzu cihana ispat ettik” şeklindeki konuşmaları öğretmenler tarafından dakikalarca alkışlandı. Sabaha kadar devam eden balodan Atatürk gece saat 02:00 de, İsmet Paşa da saat 02.30 da ayrıldılar. 17 Eylül Pazartesi gününün büyük kısmını geçirdiği Mıntıka Palas’ta kendilerine İtalya Devlet Başkanı Musolini’den bir telgraf

geldi. İstanbul’a gelen İtalyan İzci çocuklarına gösterilen ilgiden memnunluğunu dile getiren Musolini, minnettarlığını ve şükranlığını sunuyordu…

18 Eylül 1928 Salı günü sabah saat l0:00 da yanlarında Başbakan İsmet Paşa, Sıhhiye Bakanı Refik Bey ve maiyetiyle Amasya’ya gitmek üzere Samsundan ayrıldı.

Makinist Hakkı Efendinin idare ettiği özel bir trenle samsundan ayrılan Gazi’ye, pek gösterişli bir uğurlama töreni yapıldı. Özel tren Samsunu terk edinceye kadar fabrikaların, limandaki vapurların düdük ve siren sesleriyle halkın yoğun tezahüratıyla uğurlandılar...

2 Yıl sonra Atatürk, son fırka tartışmalarının memlekette yarattığı tepkileri yakından görmek, aynı zamanda ölçüsüz çatışmalar yüzünden halk arasında belirmiş olan heyecanı yatıştırmak maksadıyla, İçanadolu, Karadeniz Kıyıları, Güney ve Güney Batı Bölgelerini içeren uzun bir yurt gezisine daha çıkmıştı.  Demokrasiyi Türk halkına tanıtmak ve benimsetmek amacını güden bu gezi kapsamında, 17 Kasım 1930 da Ankara’dan hareket etti.

Gazinin Samsuna yaptığı son üç seyahatin Samsun-Havza-Amasya güzergahının aksine bu defa Ankara’dan hareketle, Kayseri, Tokat, Amasya üzerinden geliyordu.  Amasya’dan, özel bir trenle Samsuna gelmeye hazırlanan Büyük Gazi’yi Samsun Valisi Kazım Paşa Amasya’da karşıladı. Özel Tren, 22 Kasım 1930 Cumartesi günü saat 17:00 de Samsuna gitmek üzere Amasya’dan hareket etti. Samsun istasyonuna ise saat 21:00 de gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, istasyonda bekleyen halkın coşkun alkışlarıyla karşılandı. Karabalığı selamlayarak resmi karşılama törenine geçildi. Tören sonrası istasyondan otomobile binerek tekrar Mıntıka Palasına geldi. İlk Karargahına! Halk Mıntıka palasın önüne yığıldı. Sokakları dolduran bu coşkun halka hitap etmek üzere gecenin o vakti Mıntıka Palasın balkonunda görüldü Ulu Önder. O dakikalarda halk, adeta çılgına dönmüş, sevinç gösterileri an be an artmıştı. Atatürk içeri girdi ama halkın coşkusu dinmiyordu. Kendileri tekrar balkona çıkarak teşekkürlerini ve dağılmalarını rica etti.  Halkı aynı coşku ve heyecanla selamlayarak içeri girdi.

            Ertesi gün yani 23 Kasım 1930 Pazar günü, önce belediyeyi ziyaret etti. Ancak belediye başkanı yerinde yoktu. Yeni kurulan ve 3 aylık bir mazisi olan Serbest Cumhuriyet Fırkası, yapılan mahalli idareler seçimine katılmış, çoğu Ege bölgesinde olmak üzere birçok ilçede belediye başkanlığı kazanmıştı. SCF, Türkiye’de tek bir İlde belediye başkanlığı kazanmıştı. O ilde Samsun’du. SCF Adayı olarak seçimi kazanan Boşnakzade Ahmet Resai Beydi.

Atatürk, Belediye Başkanı Boşnakzade Ahmet Resai Beyin huzuruna çağırılmasını emreder. Belediye başkanı derhal gelir ve konuşmalarında söz Serbest Fırkadan açılır. Gazi, bu fırkanın kendisinden beklenen işleri göremeyeceği, memlekette gericiliğin ve İnkılap dışı akımların bundan yararlanacağı düşüncesiyle Serbest Fırkanın kapatıldığını anlatır. Sonunda Belediye başkanına dönerek;

“Şimdi başkan bey, siz de artık kapatılmış olan partinin Belediye Başkanı olarak görevinizi sürdürmek istemezsiniz, değil mi? İstifa ediniz.”

 Şeklinde çağrıda bulunur. Ama Belediye başkanının yanıtı ilginçtir: “Paşam, ben Serbest Fırka’yı temsil etmiyorum. Bu seçim halkın bana karşı bir güveni şeklinde ortaya çıkmıştır. Eğer bu görevden istifa edersem, halkın gösterdiği yakınlığa ve güvene karşı gelmiş olurum.”

Belediye başkanının bu sözlerine Atatürk sakin ve nazik bir ses tonuyla cevap verir.             

“Düşündüğünüz doğru, dilediğiniz gibi olsun”

Görüşmeden sonra Atatürk, Cumhuriyet Halk Fırkası Samsun teşkilatı üyelerini kabul ederek bir müddet görüştü. Ardından, Samsunda bulunan Trabzon mebusu Hasan, Rize Mebusu Fuat Beylerle birlikte Vali Kazım Paşayı kabul ederek memleket meseleleri hakkında uzun uzadıya görüşmeler yaptı.

Gazi Samsuna bu son teşriflerinde  karargahı Mıntıka Palasın ilk katının Kütüphane yapılması emrini verir ve “Gazi Kütüphanesi “ adıyla 23 Kasım  Pazartesi günü açıldı.

Akşama doğru İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile otomobille sahili takiben yarım saatlik bir gezinti yaptılar. Bu gezinti dönüşünde Bakanın misafir olarak kaldığı Sigara Fabrikasına uğrayarak bir müddet istirahat ettiler. Oradan tekrar Mıntıka Palas’a döndüler.

Samsunda bulundukları 3. gün 24 Kasım 1930 da Çarşamba ilçesini ziyaret ettiler. Çarşambalılar büyük sevinç gösterileriyle karşıladılar Ata’sını. Yol güzergahının sağı ve solu insan kalabalığı ile dolup taşmıştı. Gazi önce belediyeyi ziyaret etti, oradan Cumhuriyet Halk Fırkası binasını ve sonrada Hükümet Konağına gitti. Akşama doğru Çarşamba Türk Ocağını ziyaret eden Atatürk, burada genç öğretmenler, kaymakam mazhar bey ve diğer misafirlerle sohbet etti. Ocağın faaliyetleri ve üye durumu hakkında bilgiler alan Atatürk, Çarşamba Türk Ocağından ayrılırken, ocağın hatıra defterine şu cümleyi yazdı: “Çarşamba Türk Ocağında tanıştığım kıymetli gençlik iftihara layıktır.”

Çarşamba gezisinden memnun ayrılan Atatürk ve beraberindekiler saat 18:00 de Samsun’a dönerler. Dönüşte köylü, şehirli çiftçi, memur, partili veya bağımsız her sınıf vatandaşla temas ediyor, önüne çıkan herkesi dinliyordu. Bir taraftan da inkılap, demokrasi, kültür ve ekonomi meseleleri üzerinde düşüncelerini açıklayan çok özlü konuşmalar yapıyor, halkı bu konuda aydınlatmaya çalışıyordu.

Samsun’a döner dönmez istirahata çekildi Gazi. Kendileri için istirahat ise okumaktı.  Atatürk  okumayı seven, ciddi anlamda çok çok okuyan örnek bir aydındı aynı zamanda.  Öyle ki her istirahat in de okumadan duramaz ve üstelik okuduklarının okunmasını tavsiyeden de geri kalmazdı.  25 Kasım günün büyük kısmını, kaldığı Mıntıka Palas’ta kitap okuyarak geçirdi. Bu gelişlerinin ilk gününde Samsun Gazi Kütüphanesinden üç kitap istemişti. Bu kitaplar şunlardır:

   -Wels’in “ Cihan Tarihi”

    -Büyük Adamlar Serisi

   -Şair Mehmet Enis Behiç Koryürek  tarafından 1925 te yazılan ve Cihan Kütüphanesi  sahibi  Mihran Efendi tarafından yayınlanmış olan “Tarihte Güzel Kadınlar” adlı 128 sayfalık kitap  ilgisini çekmiş ve okumuştu. Öyle ki, ayrılacağı gün, kütüphane memuruna kitapları iade ederken bu kitabı göstererek şöyle demiştir: “Mavi boyalı kalemle işaret ettiğim yerleri halka okutun”

26 Kasım 1930 günlerden Çarşamba, Atatürk’ün bu son gelişlerinin son günüdür. O gün hükümet konağı ve belediyeyi ziyaret ettiler. Ardından Samsun Lisesinde bu günkü adıyla 19 Mayıs Lisesinde Tarih, Coğrafya ve Fransızca derslere girdi. Tarih dersinde “Bu kitabın değişmesi gerekir “ diyerek, kitaptan memnun olmadığını belirtiyor, Coğrafya Dersinde çocuklara dan birinin  Türkiye haritasını çizmesini istiyordu.  Öyle ki çocuklardan biri kalktı ve haritayı çizmeye başladı. Gazi şöyle bir baktı. Sonra, yumuşak bir sesle:

“Oğlum, şu senin harita da bin yıllık bir yurt parçası sınırlarımızın dışında kaldı.”

Çocuk tebeşiri titreyen parmaklarıyla Ata’sına vermek istedi. Gazi büyük bir nezaketle  çocuğun titreyen parmaklarından tebeşiri alarak Güney sınırımızı düzeltti. Herkes kulak kesilmişti; çizdiği sınır Hatay topraklarından geçiyordu. Çocuğa döndü; “Böyle olmayacak mı?” dedi. Bu küçük çocuk, büyük bir cevap vererek herkesi şaşkına çevirdi. “ Sınırlarımız, çizdiğiniz yerden geçer.”

Atatürk, Liseden ayrılarak Samsun Türk Ocağı binasına giderek bilgiler aldı, oradaki gençlerle sohbet etti. Samsun Türk Ocağı’nda büyük bir kalabalık oluşturan Samsunlular Atatürk’e güzel bir konser dinletti ve şiirler okudular. Atatürk Ocakta gördüğü ilgiden ve dinlediği konserden oldukça etkilenmiş ve Ocaktan ayrılırken şunları diyerek; kendilerini bekleyen Ege Vapuruna doğru yola çıktılar.

“Milletin kıymetli ve güzide gençleriyle konuşmak benim için saadettir. Bu saadeti uzatmak isterdim. Fakat, vapuru bekletmemek lazım. Çok memnun oldum”

Sahilde biriken halkın şiddetli alkışları arasında motora binerek Ege Vapuruna geçtiler. Vapur Trabzon’a gitmek üzere saat 16:00 da Samsun limanından ayrıldı. İstiklal için atılan ilk adım şehrine bu gidişleri bir veda idi. Uğurlama, Samsun için Atasına son selamlamaydı… Ata’nın da Samsununu son görüşüydü,  bu son sefer. Aradan geçen 11 yılda çok şeyler değişmiş yeni bir ülke ve bir millet özgürlüğüne kavuşmuştu… Hürriyet için omuz omuza savaşılan Başkumandan Mustafa Kemal Paşası artık bir daha Samsun’ununa gelemeyecekti. Hürriyete attığı ilk adımlar artık Onsuz kutlanacak, Onsuz yaşatılacaktı… Adım attığı her yer şimdi anılarda kalacak ve Samsunlular o anılarıyla hep övüne geleceklerdi.

İstiklalin şerefini yüklenen Samsun, Atasının izinden giderek O’nu hep yaşatacak ve yaşayacaktı. 19 Mayıs 1919 anısına 1931 yılında Avusturalya’ lı heykeltıraş Krippel’e Onur Anıtı yaptırtarak 19 Ocak 1932 törenle açacak, gelecek kuşaklara aktaracaklardı Atalarının attığı her bir adımı… Her 19 Mayıs,  O’nun için her zaman 1919 ruhu olarak kutlanacak ve asil Türk Milletine kendini bir kez daha hatırlatacaktır.

Samsun’u, Milli heyecanı yerinde yaşamadan kendinizi mahrum etmeyin. Bırakın tarihiniz sizi hep kucaklasın. Çünkü o tarih, sizin tarihinizdir!

Hala bize gelmeyi düşünmüyor musunuz?

Bekliyoruz

KAYNAKÇA
-Nutuk Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
-Atatürk ve Samsun “Albay Özen TOPÇU” Samsun 2005
-İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Lise 3 Tarih Kitabı 2005
-Milli Mücadelede Samsun “Yaşar OKAY” 1947
-Atatürk Ansiklopedisi “Kemal Zeki Gençosman” 1971
-Büyük Laurousse 1992
-Hayat Ansiklopedisi 1973
-İl İl Büyük Türkiye Ansiklopedisi Milliyet Yayınları
-Ana Britannica 1994
-Yurt Ansiklopedisi 1982
-Türkler Ansiklopedisi  2002 Yeni Türkiye Yayınları

Samsun Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafIndan hazırlanan metin, Samsun Milli Eğitim Müdürlüğünce kurulan “Eser İncelenme Komisyonu” nca onaylanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder