Karadeniz'de Kara bir el uzun zamandır gezinip duruyor. Trabzon'da bir Din Adamının Öldürülmesi, Samsun'da yine bir Din Adamının bıçaklanarak yaralanması ve son olarak bir Türk Vatandaşının Katil zanlısının Samsun'da yakalanması. Peki ne istiyorlar bizden; yani Karadenizden...
Hrant Dink cinayeti adi ve ahmakça bir cinayetti. Trabzon’da planlanmış İstanbul’da gerçekleştirilmişti. Bizimle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Katil zanlısının dönüş yolu üzerinde olmamız sebebiyle adımız gündeme geldi. Ogün Samast Samsun İl Jandarma Alay Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü’nün ortak operasyonuyla Samsun Yusuf Ziya Yılmaz Otogarında, kimsenin burnu kanamadan, yakalandı. Zanlının -yakalandıktan sonra çekilen- fotoğrafı bazı basın organlarında yer aldı. Ve ne olduysa ondan sonra oldu. Bir kaşık suda fırtına kopartıldı. Gündem saptırıldı ve fatura Samsun’a çıktı. Bu halkın yakından tanıdığı 4 emniyet görevlisi açığa alındı,4 jandarma görevlisinin de görev yerleri değiştirildi.
Hak elbet yerini bulacak. Bundan şüphemiz yok. Bizim itirazımız Samsun’un bazı basın yayın organları tarafından sorgusuz sualsiz mahkum edilmesinedir. Neydi Samsun’un ve Samsun’daki güvenlik birimlerinin suçu? Niye bütün projektörler bu kentin üzerine çevriliyordu? Bu ülkenin güvenlik birimlerinin geleneğinde yakalanan suçluların Türk bayrağı ya da Atatürk’ün resmi önünde poz verdirilmesi yok mudur?
Gözlerinizi kapayın ve hafızalarınızı şöyle bir yoklayın lütfen. Kaç bölücü eşkıya, kaç silah kaçakçısı, hem de mermilerle yazılmış “ Ne Mutlu Türk Diyene” vecizesinin önünde basın karşısına çıkartılmıştır. Kaç beyaz kadın taciri “ Adalet Mülkün Temelidir” hadisinin altında ve önünde yargılanmıştır. Şimdi aşağıdaki resme iyi bakın.
Şanlı Türk Bayrağının önünde poz veren bu şahıs bu ülkenin de, bu milletin de, bu devletin de ve önünde poz verdiği bu bayrağın da yaşayan en büyük düşmanlarından birisidir. Şimdi soruyorum; bu bayrağın önünde poz verdirilmesi onun kahramanlaştırılması mıdır yoksa bayrağın kutsanması mıdır? Ve yine elinizi vicdanınıza koyarak düşünün ve söyleyin; Apo’ya bayrak önünde poz verdirilmesini eleştiren kimseyi duydunuz mu?
Biz Samsun ve Samsunlu olarak, Hrant Dink cinayetinin ne hazırlanmasında varız ne de uygulanmasında. Ama birileri tarafından kurban seçildik. Resmi makamlar üzerinde anormal bir baskı oluşturuluyor, oluşturulmak isteniyor. Samsunlu “ yakaladık ve yandık” düşüncesine kapılmamalı. Yazık olur. Bunu hak etmiyoruz.
/Osman KARA
SAMAST Ne Demektir?
Trabzonlu Samast ailesinin soyadıdır. Bu soyadını taşıyan aileler çoğunlukla Trabzon, İstanbul, Bursa, Tekirdağ, Ankara, Almanya, Fransa, İsveç'te yaşamaktadır. Ailenin bir kısmı Trabzon'dan farklı yerlere göç edince Nüfus müdürlüklerinden dolayı bu soyadında değişiklikler olmuştur (Samesti, Samasti gibi).
Ailenin bir kısmı 1960'lı yıllarda Bursa'nın Mudanya İlçesinin Göynüklü Köyü'ne yerleşti. Cemil Samast, Oğlu Haydar Samast, Hamdi Samast, Gani Samast, Ahmet Samast, Ali Samast Bursa'ya taşınan ilk ailelerdir. Ailenin mensupları Bursa'da farklı sektörlerde faaliyet gösteriyor. Önemli işlerden birisi de Zeytinciliktir.
Trabzon'da Çal Belediyesi'nin 2 dönem belediye başkanı rahmetli Hayri Samast'tır.
Samast Derneği aile mensuplarına destek amacıyla kuruldu ve faaliyetlerine devam ediyor. Önemli bilişim firmalarından FORSNET Genel Müdürü Orhan Samast ve TÜRKTRUST A.Ş Genel Müdürü Yüksel Samast bu aileye mensuptur (Bursa'ya göç eden Haydar Samast'ın oğludur).
Aile Oğuz Türklerinin bir boyu olan Çepnilerdendir. Anadolu"’nun bir Türk vatanı olmasında çok önemli rol oynadıkları tarih otoriteleri tarafından kabul edilen Çepnilerin Anadolu"’daki varlıkları on ikinci yüzyıla kadar gitmektedir. Onikinci ve onüçüncü yüzyıllara ait belgeler daha çok Çepni varlığından ve onun menşeinden söz etmekte, daha sonraki yüzyıllarda ve özellikle on altıncı yüzyıldan itibaren tutulmaya başlanan Osmanlı tahrir defterlerinden elde edilen bilgiler, Çepnilerin Anadolu"’nun iskânında ve Türkleşmesinde oynadıkları büyük rolü ortaya çıkarmaktadır. Çepniler Doğu Karadeniz bölgesinin Türkleşmesinde önemli rol oynamıştır.
Çepnilerden söz eden en eski yazılı kaynak Kaşgarlı Mahmud tarafından 1072-1076 yılları arasında yazılan Divanü Lûgati"’t Türk"’tür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder