Yöre halkından ve çeşitli kuruluşlardan Çevre
Bakanlığına konu ile ilgili olarak şikayet dilekçeleri intikal etmiş olup,
Bakanlık uzmanlarınca Mart 2002 tarihinde santral yerinde incelenmiştir. Tespit
edilen hususlar ve Yönetmelik çerçevesindeki değerlendirmelerini içeren rapor
Ek-12’de yer almaktadır. Söz konusu
rapor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Samsun Valiliği ve şikayetlerin
intikal ettiği yetkili mercilere Çevre Bakanlığı tarafından iletilmiştir.
8.3
Çevre Bakanlığınca Santrallerin Samsun’da Konuşlandırma Ve İşletmeye
Geçiş Sürecinin Kronolojik Gelişimi
Çevre ve Orman Bakanlığınca yapılan çalışmaları,
Bakanlar Kurulu kararı sonrası ve Danıştay 6. Dairesinin söz konusu kararın
iptalinden sonrası olmak üzere 2 grupta toplamak mümkündür.
Bakanlar Kurulu Kararından Sonra Yapılan
Çalışmalar:
Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine Geçici
Madde Eklenmesine İlişkin Yönetmelik, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik ve Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik 29 Eylül 2000 tarih ve 24185 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde
değişiklik yapılması hakkındaki yönetmeliğin iptali istemiyle; TMMOB Çevre
Mühendisleri Odası, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve TEMA Vakfı
tarafından Çevre Bakanlığı aleyhine Danıştay 6. Dairesinde sırası ile
E.2000/7275 kayıtlı, E.2000/7280 kayıtlı ve E.2001/1123-1122 kayıtlı davalar
açılmıştır.
Davaya ilişkin, söz konusu tesislerin HKKY’de
Kirletici Vasfı Yüksek Tesisler grubunda yer aldığından santral bacalarından
çıkan kirletici maddelerin yönetmelikte getirilen sınır değerleri sağlayarak
emisyon iznini almak zorunda olduğu konularını içeren görüşler Çevre Bakanlığı
Hukuk Müşavirliği aracılığı ile Danıştay 6. Daire Başkanlığı’na iletilmiştir.
Mobil yüzer santrallerin ilgili Yönetmeliklere
uyumlu çalışacağına dair çevresel
tedbirleri içeren bilgi ve belgelerin Çevre Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve
ilgili Valiliğe planlama aşamasında iletilmesi gerektiği hususu Çevre Bakanlığı’nın
15 Haziran 2001 tarih ve 2463-7344 sayılı Ek-11’de yer alan yazısı ile Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bildirilmiştir.
Yöre halkından ve çeşitli kuruluşlardan Çevre
Bakanlığına konu ile ilgili olarak şikayet dilekçeleri intikal etmiş olup,
Bakanlık uzmanlarınca Mart 2002 tarihinde santral yerinde incelenmiştir. Tespit
edilen hususlar ve Yönetmelik çerçevesindeki değerlendirmelerini içeren rapor
Ek-12’de yer almaktadır. Söz konusu
rapor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Samsun Valiliği ve şikayetlerin
intikal ettiği yetkili mercilere Çevre Bakanlığı tarafından iletilmiştir.
Danıştay 6. Dairesinin Yönetmelik Değişikliklerini
İptal Kararından Sonra Yapılan Çalışmalar:
İptal kararı Çevre Bakanlığına Ağustos 2002 tarihi
itibarıyla intikal etmiştir. Danıştay 6. Dairesinin kararı gereğince; izin
almadan faaliyetlerini sürdüren mobil santraller için izin prosedürlerinin
tamamlanarak Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde getirilen tüm esasları
sağlayacak şekilde ve çevresel her tür tedbir alınarak faaliyetlerinin
sağlanması bu koşulları yerine getiremeyen mobil santrallerin, Hava Kalitesinin
Korunması Yönetmeliği’nde yer alan esaslar sağlanıncaya ve öngörülen izinler
alınıncaya kadar faaliyetlerinin durdurulmasını içeren yazı Çevre Bakanlığı’nca
02 Eylül 2002 tarihi itibariyle Samsun Valiliğine gönderilmiştir.
Danıştay kararı ve yukarıda bahsedilen hususların
vurgulanarak mobil santralle ilgili olarak gerekli işlemlerin ivedilikle
gerçekleştirilmesini içeren Çevre
Bakanlığı yazısı 03 Eylül 2002 tarihi
itibariyle Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığına iletilmiştir.
Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinde Kirletici
Vasfı Yüksek Tesisler olarak tanımlanan ve söz konusu mobil santrallerin etki
alanında yer alan Karadeniz Bakır İşletmeleri ile TÜGSAŞ’a ait Gübre
Fabrikasının Yönetmeliğe uyumlu çalışması için öncelikle bölgedeki mevcut
kükürt dioksit kirliliğinin azaltılması, baca gazı emisyon sınır değerlerinin
sağlanacak şekilde her iki işletmede tedbirlerin alınması ve tedbirlere ilişkin İş Termin Planı’nın (işletmede kirlilik
kaynağı olan ve baca gazı emisyonları açısından sınır değerlerin aşıldığı her
bir kirletici kaynağın tanımlanması, alınacak tedbirin belirtilmesi, tedbirlere ilişkin proje araştırma
çalışmaları, her bir faaliyetin başlama ve bitiş tarihleri vb. bilgilerin yer
aldığı plan) hazırlanarak planda belirtilen iyileştirmelerin ve gerekli
yatırımların bir an önce hayata geçirilmesinin sağlanmasını içeren hususlar 25
Mart 2003 tarihli Çevre Bakanlığı yazısı Samsun Valiliğine iletilmiştir.
Eylül 2002 ve Mart 2003 tarihlerinde Samsun
Valiliğine gönderilen yazılara istinaden Valilikçe bu konuda yapılan çalışmalar
ile tesislerin son durumları hakkında bilgi talebini içeren 12 Haziran 2003
tarihli anlığı yazısı Samsun Valiliğine iletilmiştir.
9. BİLGİLERİNE BAŞVURULAN TEMSİLCİLERİN BEYANLARINA
İLİŞKİN TUTANAK ÖZETLERİ
9.1 Komisyonu Bilgilendirme Toplantısı (28.05.2003)
PROF DR. OSMAN NURİ ERGUN (19 Mayıs
Üniversitesi-Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi) özetle;
Yanlış
planlamayla başlayan endüstrileşme süreci sonucunda çevrenin endüstriyle
dolduğunu; Tekeköy’ün bu sanayie bağlı olarak gelişmesi sonucu bölgenin hava
kirliliği emisyonları bakımından çok önemli bir boyuta geldiğini; yer seçiminde
iki ayrı firmanın başvurduğunu; birisinin Aksa Enerji Üretim, diğerinin Cengiz
Enerji Sanayi ve Ticaret AŞ olduğunu; sonuç olarak tek emisyon kaynağı
olduğunu; tesisin hiç kirliliği olmayan
bölgeye düşünülmesi halinde, o bölgedeki emisyonların tartışılabilir olduğunu;
ancak 6 nolu fueloilin hiçbir şekilde masum olamayacağını; % 4 denildiğini
ancak inanmadığını %14’e çıkan analizlerin olduğunu; yani, Türkiye’de
kullanılan fueloillerde yüzde 14’e varan kükürtdioksit konsantrasyonlarının
olduğunu;
Mobil santralin sağlık müdürlüğünden alınması
gereken emisyon iznini, tesisin yer seçim kararı verilmediği için alamadığını;
Samsun’da kurulan santrali mobil santral olarak kabul etmediğini;
Odaların başvurusu üzerine, yargının konan ek
maddeleri bozduğunu; yargı bozsa bile, yer seçimi için başvuru yapılmamasının
gerektiğini; ÇED sürecinin başlaması gerektiğini; muafiyetin o anda ortadan
kalktığını; ama, yargı bozduktan sonra ÇED’in yine yapılmadığını; sadece gayri
sıhhi müesseseler yönetmeliğine göre normal emisyon için başvuru yapıldığını;
zaten, gayri sıhhi müesseseler yönetmeliğindeki muafiyetlerinde yine yargı
tarafından Çevre Mühendisleri Odasının başvurusu üzerine 10 uncu Daire kararı ile
bozulduğunu; İfade etmiştir.
CEM KÜKEY (TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Üyesi) özetle;
Türkiye’nin böylesi bir yatırıma, böylesi çevre
düşmanı bir yatırıma o dönem itibariyle ihtiyacı olmadığını; santralın yaklaşık maliyetinin 300 milyon
dolar olduğunu; 300 milyon dolara mal olacak santralden yıllık üretilecek
enerjinin 500 milyon kilovat/saat olduğunu;. aynı tarihlerde Boyabat
hidroelektrik santralinin 600 me***** gücünde 1996-97 yıllarında ihaleye hazır
olduğunu; 1,5 milyar kilovat/saat yıllık üretimin söz konusu olduğunu;
derivasyon tünelinin, ulaşım yollarının
ve site tesislerinin yapıldığını; santralin 2000’li yıllarda bitmesinin söz
konusu olduğunu; onun yerine, 1998’li yıllarda enerji ihtiyacı var diye
Türkiye’nin gündemine mobil santralin sokulduğunu; bunun çok açık bir tercih
olduğunu; İfade etmiştir.
METİN TELATAR (TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
Samsun Şube Bşk.) özetle;
Samsun
Büyükşehir Belediye Başkanının çevre ve diğer mevzuatlarla ilgili karşılaşacak
güçlükler hakkında, yerle ilgili karşılaşılacak sıkıntılar anlamında bir
garanti vermesi üzerine bu santralin Samsun’a taşındığını; Bartın ve Dalaman’da
kamuoyunun baskısı nedeniyle kurulamayan, enerji ihtiyacının olmadığı bir yerde
santral yapmanın, 200-300 milyon dolar gibi yurtdışı kaynaklı parayı burada
sarf etmenin pek akıl kârı olmadığını;
Tamamen
güneydoğudaki küçük santrallerden çok kâr elde edildiğini gören firmaların
dayatmasıyla alınmış siyasî bir karar olduğunu; yani, teknik olarak herhangi
bir ihtiyaca cevap verecek nitelikte olmadığını; Samsun’da toplam kurulu gücü 1300 me*****
olan 4 tane hidroelektrik santralin olduğunu; İfade etmiştir.
CİHAN DÜNDAR (TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İkinci
Başkanı) özetle;
28.11’de
davayı açtıklarını; 26.6.2002 tarihinde de Danıştay’ın kararını verdiğini;
haziran, temmuz ayının sonunda Çevre Bakanlığına tebliğ edildiğini; temmuz
ayının sonundan itibaren gelen mobil santral başvurularına Bakanlığın ÇED
isteyeceğini, ama, zaten çalışmaların başladığını, dolayısıyla, Bakanlığın
bunlara ÇED isteyemeyeceği yönünde Çevre Bakanlığı hukukçularının hukuksal bir
yorum yaptıklarını; Çevre Mühendisleri Odası olarak bu yoruma katılmadıklarını;
faaliyette olan bir tesise ÇED yapılamayacağını; ÇED’in mantığının, planlama
aşamasında olduğunu; şu anda tesis için zaten ÇED’in yapılmasının mümkün
olmadığını;
Enerji Bakanlığına aynı dönemde 1 500 me*****
rüzgâr enerjisi yatırımı için başvuru yapıldığını; şu anda Türkiye’de uygun
potansiyeli olan 300-500 noktada
ölçümlerin yapıldığını; rüzgâr enerjisi konusundaki yatırımların hâlâ bekliyor
olduğunu; bugün “tamam” dediğiniz anda maksimum 1-1,5 yıl içinde üretime
geçebilecek tesislerin olduğunu; İfade etmiştir.
PROF. DR. NEVİN SELÇUK (ODTÜ Kimya Mühendisliği
Böl. Öğretim Üyesi) özetle;
Tüpraştan, gelen kükürt içeriğinin resmî rakamının
% 4-4,5 arasında olduğunu; dolayısıyla %16 kükürtün bir rafineriden çıkmış
olmasının mümkün olmadığını; teknolojik olarak % 4,5’in üzerine çıkmaması
gerektiğini;
Eğer %4,5 kükürtlü bir yakıtı kullanılıyorsa; baca
gazında kükürt dioksit arıtma tesisi varsa, azotoksit arıtma cihazı varsa
burada korkulacak bir şeyin olmadığını; bütün yapılacak işin, tesisin
girdisiyle bacasından çıktısını on line takip etmek olduğunu; bir tesis temiz
çalışıyorsa, hava, su, katı atık yönünden emisyon sınırlarını sınır
değerlerinin altında tutuyorsa, bu tesise, vatanını, milletini sevenin
dokunmayacağını; çalışmıyorsa, Çevre Bakanlığı’nın tesisi kapatması
gerektiğini; İfade etmişlerdir.
PROF. DR. NURİ ERGUN – Bir konuyu düzeltmek istediğini
belirtmiştir.
% 4, % 14
terimlerini kendisinin kullandığını; % 14 Tüpraşın veya Türkiye’deki
rafinerilerinin değeri olmadığını; literatürde % 14’e kadar çıkabilen kükürt
içeriğinin olduğunu; Nevin Selçuk’un herhalde onu Türkiye’de yapılmış analiz
olduğunu zannettiğini; literatür bilgisi olduğunu; İfade etmiştir.
PROF. DR. NEVİN SELÇUK
Fuel-oil 6’nın
istenilen dünya kitabını
getirebileceğini, yüzde 4,5’in üzerinde kükürt içermeyeceğini; çünkü, rafineri
tesislerinin buna göre tasarlandığını; İfade etmiştir.
9.2 Komisyonu Bilgilendirme Toplantısı (04.06.2003)
YUSUF ZİYA
YILMAZ (Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı) özetle;
Yapılması
gerekenin sanayinin kurulmasına engel olmak yerine, çevreyi kirletmesine engel
olarak işsizliğe ve açlığa çözüm bulmak olduğunu; bu düşünceyle kendisinin
yaptırdığı incelemeler sonucu, kurulacak olan Mobil Santrallerin, Çevre
Bakanlığı kurallarına göre çalışma zorunluluğu olduğunu ve baca emisyonlarının
sürekli devletin yetkili birimlerince ölçüleceğini ve denetleneceğini
belirlediğini; işsizlikten kıvranan Samsun’da 200 civarında insana istihdam
yaratacak, yaklaşık 1 500 kişinin de doğrudan veya dolaylı geçinmesini
sağlayabilecek bu tesisin Samsun’da kurulması için Enerji Bakanlığına yazı
yazarak, tesisin Samsun’da kurulması yönünde Büyükşehir Belediye Başkanı olarak
katkı vermeye hazır olduğunu belirttiğini; Enerji Bakanlığı tarafından
seçilerek elde edilen arazinin, Büyükşehir Belediyesinin sınırları dışında,
Tekkeköy Belediyesi sınırları içerisindeki Azot Fabrikası arazisi olduğu için,
bu bölgede yasal yetkisi olmaması nedeniyle, Mobil Santralın kurulmasında
bürokratik işleme katkısının olmadığını; eğer bürokratik bir işleme katkısının
olabilecek olsaydı, olacağını; ama, belediye sınırları dışında olduğu için, herhangi
bir bürokratik işlemin kendisi tarafından yapılmadığını; yer seçimi ve elde
edilmesi, inşaata ruhsat ve izin verilmesi, söz konusu tesis yerinin Büyükşehir
Belediyesi sınırları dışında olması nedeniyle yetkisi dışında olduğunu;
Kendisinin sadece, santralı kuracak olan kişilerin
Samsunda veya Karadeniz sahilinde bir yer aradıklarını öğrenince, Samsun’da
kurmalarına gerekçe olabilecek bir davete ihtiyaçları olduğunu öğrenince, diğer
kurum, kuruluş, firmalara, çeşitli zamanlarda yaptığı iş daveti, çeşitli sanayi
kuruluşunun kurulmasına yönelik davetler benzeri Enerji Bakanlığına yazdığını;
fabrikanın kurulacağı yerin, Samsun İli dahilinde bir yere kurulması esnasında,
elinden gelen her türlü katkıyı vermeye hazır olduğunu belirten bir yazı
yazdığını; şuraya kurarsanız ben size bunun yerini temin ederim, buraya
kurabilirsiniz vs diye herhangi bir öneride bulunmadığını;
Fabrika çalışmadan önce ve fabrika çalışmaya
başladıktan sonra, Samsun İçme suyu tahlil sonuçlarını incelediğini; hiçbir
değişikliğe, hiçbir dikkati çekecek kimyevî madde farklılığına tanık
olmadığını;
Şartnameyi okuduğunu; şartnamenin hem enerji
santralini kuranlara hem de devlete çeşitli müeyyideler getirdiğini;
Kendisinin Enerji Bakanlığına yazdığı yazının
Büyükşehir belediyesi olarak sanayi kuruluşlarının teşvik edilmesine yönelik
olduğunu; bu denli bir tartışma ortamına dönüşeceğini bilseydi, Meclis ve İl
Genel Meclisi ile müzakere edeceğini; ama, o ortamda bu ihtiyacı duymadığını;
İfade etmiştir.
RECEP YILMAZ (TEAŞ İşletme Bakım ve Santraller Eski
Daire Başkanı) özetle;
2001 yılında
bu santrallerin kurulmasına karar verildiğini; miktara göre bir üretimin
taahhüt edildiğini; devletin bunu almayı taahhüt ettiğini; çalıştırmadığı
takdirde, bunların sadece yatırım kaleminin verildiğini; taahhüdün iki kalemden
oluştuğunu; birinin yakıt gideri, diğerinin yatırım gideri olduğunu; eğer,
taahhüt edilen enerjiyi alamıyorsa yatırım kalemini ödemek durumunda olduğunu;
taahhüdü yapan firma taahhüdü yerine getiriyorsa, siz enerji alamıyorsanız, o
zaman, kilovat saat başına, size teslim ettiği enerji miktarı kadar ödemeniz
gereken miktarı yatırım kalemine ödemek zorunda olduğunu; İfade etmiştir.
HALİL ÇİFTÇİ (EÜİAŞ Termik Santraller Müdürü)
özetle;
Firmaya
ürettirilmediği zaman kira bedelinin ödendiğini; eğer, firma, herhangi bir
gerekçeyle santralde üretim yapamazsa, üretemediği miktar kadar kira bedeli
olarak ceza alındığını;İfade etmiştir.
VEDAT ŞAHİN (Devlet Planlama Teşkilatı Enerji
Sektörü Uzmanı) özetle;
1990’lı yıllarda, özellikle 3096 sayılı Kanun
çerçevesinde, daha sonra yap-işlet projeleri gündeme geldiğinde ortaya ciddî
bir kaos çıktığını; bir taraftan kamu projeleri, diğer taraftan özel kesim
projeleri bir arada, ciddî sağlıklı bir arz-talep dengelemesi ve projeksiyonu,
planlaması, yatırım planlaması gerçekleştirilemediğini; bunun sonucunda, bugün
yaşanılan birçok sorununun ortaya çıktığını; bu sorunların çıkışındaki temel
nedenlerden bir tanesinin, özel kesimin yatırımlarını arttırma gayreti ve
isteği içinde olunmasına rağmen, değişik nedenlerle bu projelerin
gerçekleşmemesinin olduğunu;
Mobil santrallerin, tamamen bir Bakanlar Kurulu
kararı yetkisi çerçevesinde TEAŞ tarafından yapılmış, alınmış bir karar
olduğunu; Devlet Planlama Teşkilatı olarak 1996 yılında yapılan çalışmalarda,
yap-işlet-devret projeleri yürümediği takdirde, önümüzdeki dönemlerde ciddî
enerji açıkları olacağını tespit ettiklerini;
TEAŞ’ın yatırım programına, yeni projeler alınması gereğini ortaya koyduklarını;
bu çerçevede, 1996-1997 yıllarında üretim-tüketim dengelerine bakıldığı zaman,
mevcut kapasitenin yeterli olmadığını ve hidrolik santrallere aşırı bir gidiş
olduğunun tespit edildiğini; bunların rakamlarla belli olduğunu;
1996 yılında, hidrolik santral kapasitesi 36,4
milyar kilovat saat iken, bu santrallerden 40 milyar kilovat saat üretim
yapıldığını; 1997 yılında kapasite 37 iken, yine, 40 milyar kilovat saat üretim
yapıldığını; 1998 yılında 37 iken, 42 milyar kilovat saat yapıldığını yani,
normal şartlarda hidroelektrik santrallerden kapasitenin üzerinde enerji
alınmasının, o santralleri ve barajları olumsuz şekilde etkileyen bir yöntem
olduğunu; 1996, 1997, 1998 yıllarında fiilen, mevcut kapasitelerin talebi
karşılamada yetersiz kaldığını; bu dönemde, yedek tesisler ve santraller
düşünülüp yatırım programına koyulduğunu; 1998 yılında da TEAŞ’ın Bakanlar
Kuruluna gittiği ve mobil santral konusunda yetki aldığını; yani, mobil
santrallerin yapımı konusunda yetkilendirme alınırken, sözleşme tarihlerinde
sözleşmeler için girişimde bulunulurken, ihaleye çıkılırken, bir enerji açığı
olduğunun gerçek olduğunu; yalnız, aradan zaman geçtikten ve 2001 yılında yüzde
10’u aşkın bir ekonomik gerileme yaşadıktan sonra, yaklaşık, enerji talep
projeksiyonlarında 20 milyar kilovat saat civarında bir düşüş yaşandığını; bu
düşüşün, geçmişte ihtiyaç olarak gündemde olan projeleri bugün bir arz fazlası
olarak gündeme getirdiğini; sorunların
bu şekilde ortaya çıktığını; İfade etmiştir.
9.3 Komisyonu Bilgilendirme Toplantısı (11.06.2003)
AVUKAT ÜMİT ÖZATA (Samsun Barosu Yönetim Kurulu
Üyesi)
Şartnameye
göre alınması gereken izinler ve bunlara ilişkin muafiyetleri iptal eden
Danıştay kararları sonrasında, mobil ve yüzer elektrik santralleri, bu
santrallerin enterkonekte bağlantısını sağlayacak enerji hatları, santrallerde
kullanılacak olan petrol, petrokimyasal ürün depoları ile limanlar ve
rıhtımlara ilişkin faaliyetlerdeki izinlerden yapımcı firmaların muaf
olmadığını;
TEAŞ Genel Müdürlüğünün tespit edilen yerleri
değiştirme yetkisi olmadığı kanaatinde olduğunu; 14 Nisan 1998 tarih ve 23 313
sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 98/10 826 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında
TEAŞ’a mobil santrallerin konuşlanacağı yeri tespit etme yetkisi verildiğini,
tespit edilen yerlerin değiştirilmesine dair bir yetkinin verilmediğini;
Samsun’da konuşlanan 2 tane mobil santralin Fethiye-Finike ve Bartın-Cide mobil
santralleri olduğunun Bakanlar Kurulu kararıyla da sabit olduğunu; ayrıca, konuşlandırma
yerinin değiştirilmesinin işlevi, sebep, maksat ve amaç yönünden hukuka aykırı
olduğunu;
100 me*****lık 2 santralın Samsun İline bitişik iki
parselde ve yan yana konuşlandırılmasının kanuna karşı hile olduğunu; Samsun
Barosu Yönetim Kurulunun 11.3.2002 tarih ve 2002/136 sayılı Kararıyla mobil
santrallerin Samsun’a konuşlandırma işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması
istemiyle Samsun İdare Mahkemesine dava açtığını; Samsun İdare Mahkemesine
2002/250 esas sayıyla iptal davasına 26.4.2002 tarihinde 2002/384 sayılı
kararla İdarî Yargılama Usulü Kanununun madde 14’e 6 ve 15’e 1a maddeleri
uyarınca yetki yönünden reddedildiğini; dosyanın görevli Ankara 10 uncu İdare
Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini; Ankara İdare Mahkemesi 2002/688
esas sayılı davayı 12.6.2002 tarihinde 2002/840 sayılı kararla 2577 sayılı
Yasanın 15’e 1a maddesi gereğince yetki yönünden reddederek, yetkili yargı
yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Danıştay 10 uncu Dairesine
gönderilmesine karar verdiğini; dosyanın, karardan tam üç ay sonra, 12.9.2002
tarihinde Danıştay 10 uncu Dairesine gönderilerek, 2002/4963 sayılı esasa
kaydedildiğini; Dairenin, 23.9.2002 tarih 2002/3124 sayılı kararla dava konusu
uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna
oybirliğiyle karar verdiğini; Danıştay 10 uncu Dairesinin yetkili yargı yerinin
belirlenmesine ilişkin 23.9.2002 tarihli kararı ise tam 130 gün sonra,
31.1.2003 tarihinde Samsun Barosuna tebliğ edilebildiğini; bunun üzerine,
Ankara 10 uncu İdare Mahkemesi dava dosyasını 2003/130 sayılı esasına
kaydederek 20.2.2003 tarihinde oybirliğiyle verdiği görevsizlik kararını Samsun
Barosuna tebliğ ettiğini; Samsun Barosu tarafından 11.3.2002 tarihinde açılan
yürütmeyi durdurma talepli iptal davasında aradan geçen 16 aya rağmen yürütmeyi
durdurma konusunda bir karar verilmemiş olması nedeniyle takdirlere sunduğunu;
gerçekten, olağanın dışında sürelerin geçtiğini; muafiyetleri düzenleyen
yönetmelik değişikliklerindeki 31.12.2002 tarihinin de bu arada geçtiğini belirtmek
istediğini;
Samsun İlinde kurulmasına karar verilmiş olan mobil
santrallerin Türk Çevre Mevzuatı yönünden meri olan hukuka göre hiçbir ön izin
ve izinden muaf olmadığını; sözleşmenin 20 nci maddesine göre TEAŞ’ın, bu
izinlerin alınıp alınmadığı konusunda yüklenici firmaları denetlemekle yükümlü
olduğunu; denetleme sırasında tespit edilen aksaklıkların sözleşmenin 29 uncu
maddesi gereğince yükleniciye yazılı olarak bildirilmesi ve aksaklıkların giderilmesi için yükleniciye
30 gün süre verilmesi gerektiğini; bildirilen aksaklıkların 30 günlük süre
içerisinde giderilmemesi halinde, sözleşmenin 29 uncu maddesi gereğince TEAŞ
tarafından akdin tek taraflı olarak bilabedel feshedilmesinin hukuken mümkün
olduğunu; özellikle yönetmelik değişikliklerine ilişkin iptal kararının
tebliğinden sonra sözleşmedeki denetleme yetkisinin kullanılmamış olması Türk
Ceza Kanununun 228 ve 240 ıncı maddelerindeki suçu oluşturacak nitelikte olup,
ilgililer hakkında 4483 sayılı Yasa kapsamında soruşturma yapılması gerektiğini;İfade
etmiştir.
YÜKSEL ÖĞÜTEN (Tekkeköy Belediye Başkanı) özetle;
Bu aşamada,
tesisin kurulu bulunduğu Tekkeköy Belediyesinin bazı biçimsel denetleme dışında
bir denetim yapma şansının olmadığını; bu denetimleri yaptıklarını; tesisin
çeşitli ünitelerini çeşitli zamanlarda mühürlediklerini; ancak, mühür hiç
yokmuş gibi; faaliyetlere devam edildiğini; gerekli yasal başvuruları
yaptıklarını; para cezası uyguladıklarını; tesisin yıkılmasına karar
verdiklerini; ilk yıkım kararı aleyhine açılan davada para cezalarının
ödendiğini; Valiliğe yıkım için yazı yazıldığını; bu zamandaki yıkım kararının
hiçbirine itiraz edilmediğini; geniş kapsamlı bir yıkım kararı olduğunu; 2003
yılında yeniden mühürleme ve yıkım kararı aldıklarını; ancak, bu karar aleyhine
dava açıldığını; davanın idarî mahkemede devam ettiğini;
Mobil santralin şubat ayında Tekkeköy sınırları
içerisinde faaliyete geçmesi ile encümende 5.4.2002 tarihinde hem AKSA ve hem
ÇEKA İnşaat Firmalarına para cezası kestiklerini; yıkım kararı aldıklarını; buna
istinaden, bu yıkım kararını Samsun Valiliğine yazıyla bildirdiklerini; gelen
cevabın bu yıkım kararının belediyesince yapılması yönünde olduğunu;
Belediyenin imkânlarının ne olduğunun belli olduğunu;
TEAŞ’a yazı yazdıklarını; TEAŞın firmaların inşaat
ruhsatından muaf olduğunu belirttiğini;
30.12.2002 tarihinde ÇEKA ve AKSA firmalarına hem yıkım kararı hem para
cezası verildiğini; buna istinaden, tekrar, Samsun Valiliğine, Kaymakamlık
vasıtasıyla, bu konuda gerekli yasal işlemlerin yapılması için yazı
yazdıklarını; yazıya şu ana kadar cevap gelmediğini; Kaymakamlığın Samsun
Valiliğine yazdığını, şu ana kadar cevap gelmediğini; mobil santrallerin devamı
yönünde hareketleri gördükten sonra, Cumhuriyet Başsavcılığına mühür fekkinden
dolayı suç duyurusunda bulunduklarını; mahkemenin hâlâ devam ettiğini;
Tekkeköy Kaymakamlığına, Belediye Başkanlığına 3
Haziran 2003 tarihinde bir yazı geldiğini; bu yazıda enerji santralına sıvı
yakıt sağlamak amacıyla ÇEKA Enerji Üretim A.Ş. tarafından boru hattı yapımı
talebinde bulunulduğu, ancak, söz konusu boru hattı ve şamandıra sistemi
yapımının izinsiz olarak tamamlandığı anlaşıldığından 3621-3800 sayılı Kıyı
Kanunu ve ilgili yönetmeliğine göre cezaî işlemin uygulanmasının ve
belgelenmesinin ve söz konusu alanın Tekkeköy Belediyesi sınırları içerisinde
bulunduğundan, 3621-3800 sayılı Kıyı Kanununa göre uygulanacak işlemin
belediyesince yapılması gerektiğinin belirtildiğini; Bayındırlık ve İskân
Bakanlığının ilgi 22.2.2000 tarih ve 3613 sayılı yazısında bu santralin kömür
stok sahası, idarî binası, personel alışveriş, dinlenme ve yemekhane binası,
işletme idare binası, kapı, bekçi binası ve itfaiye binası için ruhsat alınması
gerektiğini; enerji tesisinin entegre parçası olan teknik binalar için tesisin
onaylı imar planlarının olması koşuluyla, yapı ruhsatı aranmasının gerekli
olmadığını belirttiğini; Bir soru üzerine, belediyeye bir tane çöp kamyonunun
ilgili firma tarafından hibe edildiğini;
İfade etmiştir.
KÂMİL KIÇIROĞLU (Tekkeköy Kaymakamı) özetle;
Hem TEAŞ’a
hem de ilgili kurumlara yazıp bilgi istediklerini; çoğu yerden cevap geldiğini;
yazışmaları sadece bilgilenmek açısından yaptığını; ne emisyon ön izni, ne yer
seçim izni, ne inşaat ruhsatı ne deşarj izni, ne de ÇED raporu verecek olan
makamın kendisi olmadığını; bunlarla alakalı kendisinin yapacağı hiçbir şey
olmadığını; Valiliğin, firmaların yer seçim iznini alabilmesi için, evraklarını
tamamlayıp, valiliğe, sağlık müdürlüğüne müracaatlarının sağlanmasını
istediğini; Kaymakamlığın ilgili firmadan 15 Nisanda belgeleri alıp, 16 Nisanda
Sağlık Müdürlüğüne intikal ettirdiklerini; İfade etmiştir.
HAYATİ TEKİN
(Kutlukent Belediye Başkanı) özetle;
Bu olayın her yönüyle yanlış başladığını;
kamuoyundan gizlendiğini; doğalgaza dönülecek denildiğini; halkın tepkisinin yumuşatıldığını;
bunda başarılı olunduğunu; baca çalışıp
da çok yoğun bir şekilde, görüntüsüyle insanları ürkütecek şekilde bir gaz
basıncı yörede oluşunca, insanların telaşa kapıldığını; Samsun’un doğu
yakasında, artık, sebze meyvenin satılamaz olduğunu; insanlar telaşa kapıldığı
için, en son mitingin tepkisinin çok yoğun olduğunu; Samsun’daki pet şişe su
içilmesinin de patladığını; Samsunlunun, suyunu temiz içtiğine inanmadığını;
Yer seçim izni olmadan, emisyon izni olmadan, baca ağzı gaz ölçümü olmadan, ön
çalışma izni olmadan ve imar izni olmadan bu tesisin çalışmaya başladığını;
İfade etmiştir.
9.4 Komisyonu Bilgilendirme Toplantısı (02.07.2003)
ZEKİ ÇAKAN (Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı)
özetle;
1998’den itibaren karşılaşılan enerji darboğazının
nedeninin, 1993-1997 yıllarında planlanan elektrik enerjisi üretim tesisleri
yatırımlarının gerçekleştirilmemesinden kaynaklandığını; enerji ithalatı ve
yeni yatırım imkânları da dikkate alınarak, yapılan değerlendirmelerde, enerji
açıklarının olabileceği ve bu açıkların mobil santrallerden yararlanılarak
kapatılması konusunun, yaptığı araştırmalarda ve aldığı bilgilerde o dönemde
gündeme geldiğini;
O dönemde mobil santral tesisini gündeme getiren
ikinci gerekçenin, 1990’lı yıllarda, özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde yaşanan, şehirlere hızlı göç, bazı iletim yatırımlarının güvenlik
sorunları nedeniyle zamanında bitirilememesi, kaçak elektrik kullanımının
yaygın olması, sulama yüklerindeki hızlı artışlar, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce
yapılmakta olan Özlüce, Batman, Kralkızı, Dicle ve Kargamış HESlerinin ki,
bunların toplam kapasitesinin 725 me***** olduğunu; bunların planlandığı
tarihlerde işletmeye alınamaması ve gecikme dolayısıyla bölge yüklerinin lokal
olarak beslenmesi olduğunu;
İlk grup mobil santrallerin özellikle bu bölgede
seçilmesinin kendisinin yaptığı araştırmalara ve aldığı bilgilere göre, söz
edilen noktasal sorunların çözümüne yönelik olduğunu; önce belirttiği
gerekçelerle, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının 9.3.1998 tarih ve 1265
sayılı yazısıyla Başbakanlığa başvurduğunu; elektrik enerjisine olan ihtiyacın
acil tedbirlerle karşılanması amacıyla, 16.3.1998 tarih ve 98/10826 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararıyla, mobil santrallerin konuşlandırma yerinin tespitiyle,
bu yerlere konuşlandırılacak mobil santrallerin kiralanması ve hizmet alımıyla
işletilmesi yetkisini o tarihte TEAŞ’A verildiğini; o tarihte kendisine verilen
bilgilere göre, Devlet Su İşleri tarafından da, kuraklığın etkilerinin dört beş
yıl devam edeceğinin belirtilmesi, ayrıca, sistemin artan enerji talebinin
karşılanmasındaki sıkıntısı nedeniyle önce belirttiği kriterlere uygun olarak
tespit edilmiş Kırıkkale 130 me*****, Batman 100 me*****, Cide Bartın 100
me***** ve Dalaman Finike’de 100 me***** konuşlandırmak üzere, toplam 430
me***** gücünde yeni mobil santrallerin tesisinin kararlaştırıldığını;
Bartın’a santralin kurulmasıyla ilgili ne bilgisi
olduğunu ne de o dönemde Sayın Bakandan bir ricası olduğunu; tamamen, ilgili
genel müdürlüğün verdiği karara saygılı olduğunu; hem Bartın’da hem de Muğla’da
çevre derneklerinin, çeşitli kuruluşların santrallerin kurulmasına karşı
kampanya başlattıklarını; tüm resmî ve özel kuruluşlara santrallerin çevre
açısından sakınca yaratmayacağı yönünden açıklayıcı yazılar gönderilmesine ve
açıklama toplantıları yapılmasına rağmen, kampanyanın devam ettiğini; bunun
üzerine, ilk olarak, Dalaman Belediyesinin, arazi satışını iptal ettiğini;
Muğla Valiliğinin, santralin Muğla İlinde kurulmaması yönünde, il genel
meclisinin temenni kararını gönderdiğini; Bartın Deniz Üs Komutanlığının
olumsuz görüş bildirdiğini; Bartın Valiliğinin de, santralin kurulmasını uygun
görmediklerini, diğer kuruluşlardan gelen olumsuz yazılardan da bahsederek
belirttiklerini; aldığı bilgilere göre, bunun üzerine, Cengiz İnşaat ve Aksa
Firmaları sözleşmenin de imkân verdiğini belirterek, önce santralleri tepki
olmayacak bir yere kaydırılmasını talep ettiklerini; daha sonra da Samsun’u
önerdiklerini; Samsun’un santral yeri olarak etüdü için TEAŞın bir teknik heyet
görevlendirdiğini; teknik raporda, sistem açısından sakınca olmadığının
belirtildiğini; konunun uzun süre TEAŞ Yönetim Kurulu gündeminde kaldığını;
santrallerin, Bartın ve Dalaman’da kurulmaması doğrultusundaki yazıların,
Samsun’a kaydırılması konusundaki firma taleplerinin ve Samsun Büyükşehir
Belediye Başkanlığının, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına müracaatının çok
yönlü olarak ilgili genel müdürlükçe değerlendirildiğini;
Görev yaptığı dönem içerisinde Bakan olarak, ilgili
genel müdürlüğe veya diğer genel müdürlüklere bu konuyla ilgili olarak herhangi
bir talimat vermesinin söz konusu olmadığını; diğer konularda da görevlilere
hiçbir zaman müdahale etmediğini; çünkü aldıkları kararların ülke menfaati
doğrultusunda olduğuna inandığını; o dönemde yapılanların doğru olduğuna,
hiçbir baskı yapılmadığına inandığını; o dönemde kendisinin görev yapmadığını,
ama yapılan bu işlemlerin doğru olduğuna inandığını; alınan karar içerisinde,
31.12.2002’ye kadar çevreyle ilgili alınan kararda kendisinin Bakan olmadığını; Grup Başkanvekili olduğunu;
ama, o kararın doğru olduğuna inandığını;
Samsun Valisinin de Bartın Valisi gibi aynı
düşüncelerle, aynı şekilde itirazda bulunması halinde ilgili genel müdürlüğün
konuyu bir defa daha değerlendirme gereği duyacağını; Bartın Deniz Üs
Komutanlığının, Valiliğe bir yazı yazdığını; 11.4.2001 tarihinde Ankara Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, 27.4.2001 tarihli kararında Bartın’da
merkezde Topluca Köyü Boğaz mevkii 106 Ada 14 nolu parselde Bartın Çayı kenarında
yapılması gereken mobil elektrik santralının birinci derece doğal sit alanı
sınırları içinde kaldığından yapılmasını, 659 sayılı ilke kararı gereği uygun
olmadığını belirttiğini; yine, Bartın Belediye Başkanlığının Valiliğe hitaben
4.4.2001 ve 412/889 sayılı yazılarında mobil santral kurulacak bölgeyle ilgili
olarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca 1.12.1989 tarihinde onaylanmış bulunan
çevre düzeni planına göre bölgenin tarım ve orman alanı olduğu; 17.3.2001 tarih
ve 24345 sayılı yazı Resmî Gazetede yayımlanan yönetmeliğin 7 nci maddesi
uyarınca çevre düzeni planı olan alanlarda mevzii plan yapılmaz hükmünün
bulunduğunu belirttiğini;
Ayrıca, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Bartın
Valiliğine hitaben 30.4.2001 tarih ve 194/3341 sayılı yazılarında mobil
santralın konuşlandırılacağı arazinin genel müdürlük teknik elemanlarınca
incelendiğini; tahlil için alınacak toprak örneklerinin laboratuara
gönderildiğini; söz konusu arazinin tarım dışı amaçla kullanılıp
kullanılamayacağının toprak örnekleri tahlilinden sonra belirleneceğini ve bu
nedenle daha önceleri genel müdürlüklerince hazırlanan taşınmazın yağışa bağlı
üçüncü sınıf arazi olduğunu; tarım dışı amaçla kullanılmasını mümkün gören
raporun iptal edildiğini bildirdiğini;
Kendisine tesisin doğalgaz ile çalışması ile ilgili
herhangi bir talimat verilmediği gibi, kendisinin de herhangi bir talimat
vermediğini; bu konuyla ilgili genel müdürlük yetkili elemanlarının
çağrıldığında talimat vermediğinin görüleceğini; ilgili genel müdürlük,
sözleşmelere ve şartnamelere uygunsa, doğalgaza çevrilme konusunda gerekeni
yapabilir diye bir toplantıda konuşmasının olabileceğini;
Belediye Başkanında, kendi bölgesine bir yatırım
gelmesiyle ilgili iyi niyetle bir yazı yazdığını; o yazının da
değerlendirildiğini; yazmış olduğu o yazı doğrultusunda bu işlemlerin
başlamasının, olayı biraz daha cazip hale getirmiş olabileceğini; İfade
etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder