3.
BÖLGENİN MEVCUT KİRLİLİK DURUMU
3.1 Toprak
Kirliliği
Arazi ve verimli tarım alanları, endüstriyel
emisyonlardan, sıvı ve katı atıklardan çeşitli şekillerde etkilenmekte ve
kirlenmektedir. Yapılan araştırmalar, hava kirliliği ve asit yağmurlarından,
kirlenmiş sulardan, katı atıklardan ve zirai mücadele ilaçlarından toprakların
kirlendiğini göstermektedir.
Çeşitli endüstriyel, egzoz ve ısınmadan kaynaklanan
gazlar topraklara ve üzerindeki bitkilere, doğal vejetasyona ve toprağın
ekolojik yapısına etki etmektedir. Havaya verilen gazlar içinde başta SO2 olmak
üzere NOx , HF ve HC gibi kirletici emisyonlar ve oluşturduğu asit yağmurları
bitki ve toprak üzerinde zararlı etkilere neden olmaktadır. Kirletici gazlar
içinde bulunan partikül maddelerin taşıdığı Cu, Mn, Sn, Hg, Cd, As, Ni ve
benzeri ağır metal ve 17 element toprak ve bitkiler üzerine toplanmaktadır.
2000 yılında, İlde faaliyet gösteren Samsun Gübre
Sanayi (TÜGSAŞ) ve Karadeniz Bakır işletmelerinin ekim alanlarına olan etkileri
araştırılmıştır. Çalışmalar sonucunda topraktaki kalıntı kirleticilerin
miktarları yüzey katlarında fazla olup, özellikle Demir, Bakır, Flor birikimi
belirlenmiştir. Ayrıca, pH da düşme saptanmıştır. Alınan toprak örneklerinin
analizi fabrikalar çevresindeki alanların rüzgar yönüne bağlı olarak 3-6 km arasında yoğun Flor,
Demir ve Bakır emisyonu etkisinde kaldığını göstermiştir. Buna bağlı olarak da
toprak yüzeyinde asitleşme etkisi göstermiştir.
Samsun ilinde özellikle tarımsal ilaçların ve
gübrelerin neden olduğu kimyasal kirliliğin çok fazla olduğu bilinmektedir. Bu
yolla kirlenen toprakların aynı zamanda çeşitli yollarla yeraltı sularını,
akarsuları, denizleri kirlettiği, kirli sularla sulanan topraklarda zararlı
maddeler biriktiği bilinmektedir. Örneğin tarımsal üretimi artırmak için
Yeşilırmak Havzasında (Çarşamba Ovası) yoğun bir gübreleme ve zirai mücadele
yapılmaktadır. Havzada genelde tüm tarım ürünleri ortalaması dekara 3-20 kg arasında ticari gübre
atılmaktadır. Ayrıca genellikle büyük ve küçükbaş hayvanların katı ve sıvı
dışkıları ile yataklık olarak kullanılan sap, saman gibi maddelerden meydana
gelen ahır gübresi de ova tarımında çok yoğun olarak kullanılmaktadır. Yörede
dekara yaklaşık olarak 300-400
kg ahır gübresi kullanılmaktadır.
Yeşilırmak Havzasında bir yılda kullanılan ahır
gübresi yaklaşık olarak 28.000 ton civarındadır. Bu miktarın yaklaşık %25'i
Amonyumnitrat, %75'i ise Amonyumsülfat gübresidir. Her türlü tarımın yapıldığı
Çarşamba Ovasında yüksek oranda pestisit kul- Ianılmaktadır. Uygulanış
biçimleri ve dozaj durumları çok değişik olan bu uygulama sonucu Yeşilırmak,
İlde en çok bu yollarla kirletilmektedir.
3.2 Katı
Atıklardan Kaynaklanan Kirlilik
Evlerden çıkan çöplerle birlikte, endüstriyel,
ticari, madencilik tarım faaliyetleri sonunda ortaya önemli miktarda katı
atıklar çıkmaktadır. Bu atıkların toplanması ve depolanması çeşitli şekillerde
arazi kaybı ve toprak kirliliğine neden olmaktadır.
Son yıllarda görülen nüfus artışıyla birlikte hızlı
şehirleşme ve sanayileşme tüketimin çeşitlenerek artması hayat standartlarının
değişmesi, kişi başına düşen katı atık miktarını yükseltmiştir. Ancak katı
atıkların toplanması ve imhasında henüz istenilen seviyeye ulaşılamamıştır.
Kent çevrelerinde oluşturulan çöp sahaları hem toprağı kullanılamaz hale
getirmekte hem de başta sağlık olmak üzere çeşitli çevre sorunlarına neden
olmaktadır.
Çeşitli faaliyetler sonucu meydana gelen atıklar
genelde hiçbir işleme tabi tutulmaksızın toprak veya su gibi alıcı ortamlara
verilmektedir. Özellikle kentte il merkezi ve ilçelerin büyük bir problemi olan
çöpler arazilere gelişigüzel bırakılmakta ya da gömülmektedir. Toprak bu yolla
hem mikrobiyolojik açıdan kirlenmekte hem de katı atıklardan sızan sular
yeraltı sularını ya da akarsuları kirletmektedir.
Türkiye'de olduğu gibi Samsun'da da nüfus artışı ve
endüstriyel faaliyetlerle birlikte şehirleşmede hızlı bir gelişim içindedir.
Refah düzeyi yükseldikçe tüketim ve bunun sonucu olarak da kişi başına düşen
çöp ve katı atık miktarında artmaktadır. Samsunda çöp toplama işlemi alt
belediyelerce yapılmaktadır. Samsun merkeze bağlı 4 adet belediye bulunmakta olup,
bu belediyeler Gazi, Canik, ilkadım ve Atakum belediyeleridir.
3.3 Su
Kirliliği
Yüzeysel Su Kaynakları:
Su Kaynağı ve
Kirlenme Nedenleri
Karadeniz; Evsel sıvı atık, evsel katı atık, sanayi
atıkları, zirai faaliyetler, denizcilik
Kızılırmak; Evsel atıksular, evsel katı atık,
sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Yesilırmak; Evsel atıksular, evsel katı atık,
sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Mert Irmağı; Evsel atıksular, evsel katı atık,
sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Kürtün Çayı; Evsel atıksular, evsel katı atık,
sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Yılanlı Dere; Evsel sıvı atık, evsel katı atık,
sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Engiz Deresi; Evsel sıvı atık, evsel katı atık,
sanayi atıkları, zirai faaliyetler
Yeşilırmak : Yeşilırmağın önemli yan kolları Kelkit
Nehri, Alavca Suyu, Çekerek Irmağı, Mecitözü Deresi ve Tersakan çayıdır.
Yeşilırmak havza sınırları içinde Tokat, Çorum, Amasya illeri ile Kelkit,
Refahiye, Niksar, Suşehri, Akdağmadeni, Alaca, Merzifon, Kavak, Çarşamba
ilçeleri yer almaktadır. Yeşilırmak doğal sediment yükü ile kalite sınıfı
açısından sorunlu bir akarsudur. Kelkit çayı Dicle'den sonra en fazla alüvyon
yüküne sahip ikinci akarsuyumuzdur. Ancak Yeşilırmak alüvyonlarını dinlenme
sırasında Almus Barajına bırakır.
Özellikle yaz aylarında sanayii atık sularından
dolayı Yeşilırmak ve kollarında bor, deterjan, arsenik, gres ve KOİ
değerlerinin standartlarının üzerinde olduğu ve nehirden sulanan topraklarda da
bor, antimon ve arsenik derişimlerinin yüksek boyutta olduğu daha önce yapılan
çalışmalardan anlaşılmaktadır.
Kızılırmak: Kızılımağın önemli yan kolları Tecer
Suyu, Boğazlıyan Çayı, Delice Irmağı, Karadere, Devrez Çayı, Dadı Çayı ve
Gökırmaktır. Genel olarak Kızılırmağın çözünmüş oksijen açısından normal
olduğu, toplam çözünmüş madde açısından da kalitesinin II. Sınıfa kadar düştüğü
daha önce yapılan çalışmalarda belirlenmiştir.
Tablo 13 ve 14 incelendiğinde, Toplam Koli, E-koli
ve Fekal Streptekok parametrelerinin
dışındaki diğer parametrelerin, Türk
İçme Suyu Standartlarına, Avrupa Topluluğu Standartlarına ve WHO
standartlarına uygun olduğu gözlenmiştir. Ancak tablolardan anlaşılacağı üzere
baraj çıkışından alınan numunelerde mikrobiyal kirliliğin söz konusu olduğu
belirlenmiştir. Baraj çıkışının sıkı denetime tutularak bu kirliliğin önlenmesi
gerekmektedir. İçme suyu arıtma tesisi çıkışından alınan numunelerin analizleri
SASKİ tarafından yapılmaktadır. Ek-1’de verilen
analizler incelendiğinde mikrobiyal kirliliğin arıtım sonrasında
çözümlendiği belirlenmiştir.
3.4 Hava
Kirliliği
Isınma, endüstri tesisleri ve motorlu taşıtlar hava
kirliliği oluşumuna neden olan kaynaklar olup, her ne sebeple olursa olsun
fosil yakıtların (fuel-oil, kömür ve doğalgaz gibi) yakılması sırasında, ortam
oksijeninin ve yanma sıcaklığının az veya fazla olması gibi etkenlerden dolayı
açığa çıkan gaz artıklar (karbon monoksit, kükürt oksitler, azot oksitler,
hidrokarbonlar vb.) ve partikül maddeler atmosfere karışarak hava kirliliğine
neden olmaktadırlar.
3.4.1
Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği
Kentlerimizdeki hava kirliliği özellikle ısınma
döneminin başlaması ile birlikte artış göstermektedir. Kış aylarında ısınmadan
kaynaklanan hava kirliliğinin temel sebepleri arasında; ısınmada düşük vasıflı
yakıtların iyileştirilme işlemine tabi tutulmadan kullanılması, yanlış yakma
tekniklerinin uygulanması ve kullanılan kazanların işletme bakımlarının düzenli
olarak yapılmamasını sıralamak mümkündür.
Bunların yanı sıra hızlı nüfus artışı ve kentlerde nüfus yoğunlaşması,
topografik ve meteorolojik şartlara göre şehirlerin yanlış yerleşmesi ve
dolayısıyla çarpık kentleşme şehirlerimizde görülen hava kirliliğini artıran
etkenler arasında yer almaktadır.
Isınmadan kaynaklanan hava kirliliğinde konutlarda
kullanılan yakıt niteliğinin etkisi büyük olduğundan, Çevre ve Orman
Bakanlığı’nca, illerde yapılan hava kirliliği ölçümlerinin sonuçlarına göre
illerin kirlilik dereceleri belirlenmektedir. İllerin kirlilik derecelerine
göre kullanacakları kömür özellikleri Çevre ve Orman Bakanlığı, Enerji ve Tabii
kaynaklar Bakanlığı ve ilgili diğer kuruluşların görüşleri alınarak belirlenmiş
olup, 17 Mayıs 1999 tarih ve 6260 sayılı Başbakanlık yazısı ile Valiliklere
gönderilmiştir.
Samsun İlinde Sağlık Bakanlığı Bölge Hıfzıssıhha
Enstitüsü Müdürlüğü tarafından hava kirliliği ölçümleri (kükürt dioksit ve
Partikül Madde) yarı otomatik bir cihazla il merkezinde yapılmaktadır. Hava
kirliliği ölçüm sonuçları, her ay Valilik tarafından Çevre ve Orman Bakanlığına
gönderilmektedir. Türkiye’de kış sezonu itibariyle yoğun bir hava kirliliği
yaşandığından hava kirliliği değerlendirmelerinde Ekim-Mart dönemi ölçüm
sonuçları göz önüne alınmaktadır. 1997-2002 yılları itibariyle Samsun ilinde
kükürt dioksit ve Partikül Madde hava kirliliği değerleri Tablo 15 ve Tablo
16’de yer almaktadır.
Yapılan ölçüm sonuçları her yıl aylık olarak
Valilik tarafından Çevre ve Orman Bakanlığına gönderilmekte olup, gelen bu
ölçüm sonuçları kış sezonu itibariyle değerlendirilmekte ve SO2 ve PM açısından 120 µg/Nm3 üzerinde olan
iller 1. derece, 120-60 µg/Nm3 arasındaki
iller 2. derece ve 60 µg/Nm3 altı 3 derece kirli iller olarak
değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda, Tablo 15’deki kış sezonu ortalama
değerleri incelendiğinde Samsun ili özellikle
2001-2002 ile 2002-2003
yıllarında kükürt dioksit açısından 1. derece
kirli iller arasında yer almaktadır. Tablo 16’da yer alan yıllık ortama
değerlerle Tablo 15’de yer alan kış sezonu ortalama değerleri karşılaştırarak
değerlendirdiğimizde ilde ısınma döneminde (ekim-mart) yoğun bir hava kirliliği
sorunu yaşandığı anlaşılmakta olup, sorunun kaynağının ısınma döneminde
kullanılan yakıtlardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Çevre ve Orman
Bakanlığı ile ilgili kurum ve kuruluşların ortak çalışmaları sonucunda illerin
kirlilik derecelerine göre kullanılacak ısınma amaçlı yerli ve ithal kömür
özelliklerinin belirlendiği Başbakanlık
yazısına da atıfta bulunularak, Çevre ve Orman Bakanlığınca her yıl ısınma
döneminde yaşanan hava kirliliği ile mücadele kapsamında hava kirliliğinin
kontrolüne ilişkin bir genelge
Valiliklere gönderilmektedir. Valilikler genelge kapsamında yakıt programlarını
hazırlamakta ve Mahalli Çevre Kurul Kararı ile uygulamaya geçirmektedirler.
Samsun ilinde kullanılan yakıt türü ve miktarı Tablo 17’de yer almaktadır.
Samsun ilinde özellikle ısınma döneminde yaşanan
hava kirliliğinin kaynağı olan ve ilde yakıt olarak kullanılan yakıtlara
ilişkin Tablo-3’de verilen değerler incelendiğinde; İlde katı yakıt
kullanıldığı ve yıllar itibariyle miktarında artış gözlendiğinden ısınmadan
kaynaklanan hava kirliliğinin kontrolü için öncelikle, il merkezinde kalorisi
yüksek ve kükürdü düşük yakıtların
kullanımı ve bu yakıtları en verimli şekilde yakacak yakma sistemlerinin
tercih edilmesi gerekmektedir. Ayrıca,
ilin nüfus artışı, meteorolojik şartları, topoğrafik yapısı, kentleşme,
endüstrileşme ve motorlu taşıt
yoğunluğu gibi faktörler göz önüne
alınarak ilde yaşanan hava kirliliğini azaltacak Temiz Hava Planlarının
hazırlanarak bu planlar bir an önce uygulama geçirilmelidir.
3.4.2 Motorlu
Taşıtlardan Kaynaklanan Hava Kirliliği
Kentlerde ısınmadan kaynaklanan kirlilik kadar
nüfus ve gelir düzeyinin yükselmesine paralel olarak artan motorlu taşıtlardan
kaynaklanan zararlı egzoz gazları da önlem alınması gereken bir sorun olarak
ortaya çıkmaktadır. Benzinli ve dizel taşıtların çıkardığı egzoz gazlarında
bulunan zararlı maddelerin özellikle nüfus ve trafiğin yoğun olduğu büyük kent
merkezlerinde çevreye verdiği zararlar oldukça fazladır. Motorlu kara taşıt
araçlarında atık gaz çıkışları yer seviyesine çok yakın olduğundan, atmosfere
atık gaz emisyonu yayan diğer kirletici kaynaklara göre çok daha büyük
zararlara yol açmaktadırlar. Bu emisyonlar solunum yollarında ve kanda çeşitli
rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Genellikle kent merkezlerindeki karbon
monoksit (CO) emisyonlarının %70-90’ından, azot oksit (NO) emisyonlarının
%40-70’inden, hidrokarbon (HC) emisyonlarının yaklaşık %50’sinden ve şehir
bazında kurşun emisyonlarının %100’ünden, özellikle motorlu taşıtlar sorumludur.
Samsun ilinin özellikle caddelerin dar olması, rüzgar yönünü kesecek şekilde
binaların dizaynı motorlu taşıt emisyonlarının çevresel etkilerini
artırmaktadır. Motorlu araçlardan kaynaklanan kirliliğin önlenmesi amacıyla İl
Çevre Müdürlüğü ve Trafik Şube Müdürlüğü elemanlarınca yılın belli zamanlarında
egzoz emisyon kontrolleri yapılmaktadır. Şehir merkezinde hava kirliliğinin
yaklaşık %40-60’ı motorlu araçlardan kaynaklanmaktadır.
3.4.3
Sanayiden Kaynaklanan Hava Kirliliği
Kalkınmanın ana sektörlerinden birisi olan sanayi
ve çevre arasında çok yönlü ve birbirini etkileyici nitelikte çok sıkı bir
ilişki olup, bu etkileşimin yarattığı
olumlu sonuçlar yanında, çevre koruma açısından önlemler alınmadığı ve uygun
teknolojiler kullanılmadığı takdirde
çevre üzerinde ve toplumda olumsuz sonuçlar doğuran bir dengesizlik sorunu
ortaya çıkmaktadır. Bu dengesizlik sorunu ise; kaynakların tahribine, çevrenin
hızla kirlenmesine ve sanayi sektöründen kalkınmada beklenen yararların giderek
kaybolmasına neden olmaktadır. Sanayi tesisleri kurulurken yer seçiminde sadece
ekonomik kolaylıklar açısından özendirici faktörlere ağırlık verilmesi de hava
kirliliğinin olumsuz etkilerini artırmaktadır. Türkiye’de endüstri
tesislerinden kaynaklanan hava kirliliğinin kontrol altına alınmasına ilişkin
ayrıntılı düzenlemeler, esas itibariyle 2 Kasım 1986 tarih ve 29269 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hava Kalitesinin Korunması
Yönetmeliği ile getirilmiştir.
Çalışmaları ve yapısı uyarınca sağlığı ve çevre
üzerinde önemli olumsuz etkisi olan HKKY- Ek 8’de A ve B listeleri halinde
verilen tesislerin kurulması ve işletilmesi izni bu yönetmelik hükümlerine göre
emisyon izni alınmasını gerektirir.
İl sınırları içersinde yer alan ve Tablo 18’de
sıralanan sanayi tesislerinin her biri Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği
(HKKY)’ne tabi olduğundan, her bir sanayi tesisi söz konusu yönetmelik
kapmasında getirilen emisyon sınır değerleri ve esasları sağlayarak yönetmelik
gereği emisyon izinlerini almak zorundadırlar.
Araştırma Komisyonu inceleme konusu olan mobil
santrallerin kurulu bulunduğu Tekkeköy havzası içerisinde Samsun 1 ve Samsun 2
Mobil Santralleri, Samsun Gübre Fabrikası, Karadeniz Bakır İşletmeleri gibi
Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nde kirletici vasfı yüksek tesisler grubunda
sıralanan işletmeler ile orta ve küçük
ölçekli sanayi kuruluşları bulunmaktadır. Bölgede yer alan sanayi
tesisleri HKKY gereği emisyon izni almak
zorundadır.
Tekkeköy ve civarında hava kirlilik seviyesi ölçüm
istasyonu bulunmadığından, santrallerle aynı pafta üzerindeki alanda kurulu
bulunan Samsun Gübre Fabrikası ile Karadeniz Bakır İşletmelerinin bölge hava
kirliliğine katkı payları hakkında bir değerlendirme yapmak mümkün değildir.
Ancak her iki işletmenin kapasitesi ve kirletici parametreleri, kullanılan
teknoloji vb. etkenler göz önüne alındığında, bölgede yaşanan kükürt dioksit
kirliliği açısından önemli kaynaklar arasında olduğunu söylemek mümkündür. Bölgede hava kirliliğine katkı sağlayacak
sanayi tesisleri Tablo 18’de yer almaktadır.
Tekkeköy Civarındaki Sanayi Tesisleri
Sıra No Tesisin Adı ve Adresi
1-) Ünye Çimento San Tic. A.Ş. Kutlukent/Samsun
2-) AygazDolumTesisi Kutlukent/Samsun
3-) Karadeniz Bakır İşletmeleri Tekkeköy/Samsun
4-) TÜGSAŞ Tekkeköy/Samsun
5-) Yason Akü Tic. A.Ş. Örnek San. Sit. 32. Blok
No:1 Tekkeköy/Samsun
6-) Madeni Mutfak Eşyaları Örnek San. Sitesi 33
Blok No:1 Kutlukent/Samsun
7-) Akın Rejenere Kauçuk ve Lastik Ayakkabı
8-) Altay Kaucuk san. Tic. Ltd. Şti /19 Mayıs San.
Sitesi Samsun
9-) Oto Binbirçeşit Koll. Şti. Organize san. Böl.
Kutlukent/Samsun
10-) Hadde Bakır Filmaşin San. A.Ş.
Kutlukent/Samsun
11-) Yeşilyurt İzabe Tesisleri
12-) DÜELSAN
13-)Samsun Bakır Boru San. Tic. Ltd. Şti
15-)Samsun makine San.
16-) Ak Metal San. Tic. A.Ş.
17-) Yıldız Kimya
3.4.4
Santrallerin Kurulu Bulunduğu Bölgedeki Hava Kirliliği
Türkiye genelinde hava kirliliği ölçümleri Sağlık
Bakanlığı Refik Saydam Hıfzısssıha Merkezi tarafından 76 yerleşimde 198
istasyonda kükürt dioksit ve partikül madde ölçümleri yapılmaktadır. Samsun il
merkezinde 2 istasyon olmakla birlikte 2003 yılında istasyonlardan birinin
arızalanması nedeniyle 1 istasyonda hava kirliliği ölçümleri
gerçekleştirmiştir. Ölçüm sonuçları ve değerlendirmesi Bölüm 9.16.4.1 ‘de yapılmıştır. Ancak mobil santrallerin
kurulu olduğu Tekkeköy’de hava kirliliği
ölçüm istasyonu bulunmamaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığı’nca 2002 yılı
içersinde TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Sistemleri ve Çevre
Araştırma Enstitüsüne yaptırılan “Hava Kirliliği Ölçüm ve İzleme Sistemleri
Projesi” kapsamında yapılan çalışma sonucunda Samsun ilindeki hava kirliliğinin
ölçümü ve izlenmesi için Merkezde 3 adet, kirletici vasfı yüksek tesislerin
kurulu bulunduğu Tekkeköy’de 1 adet, Çarşamba ve Bafra’ya 1 er adet olmak üzere
toplam 6 adet hava kirliliği ölçüm istasyonunun kurulması gerektiği ortaya
çıkmıştır.
Tekkeköy’de sürekli sabit hava kirliliği istasyonu
bulunmadığı için, mobil santrallerin bulunduğu bölgedeki hava kirliliğinin
tespiti için ancak, farklı yerlerde, belirli zamanlarda ve farklı kurum
kuruluşlarca yapılan hava kirliliği ölçüm sonuçlarından yaralanarak
değerlendirme yapmak mümkün olmaktadır. Bu bağlamda yapılan ölçüm sonuçları ve
değerlendirmeleri aşağıda yer almaktadır.
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Tekkeköy
Kaymakamlığı’nın bahçesinde 2001 tarihinde Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs
aylarında günlük olarak SO2 ve toz ölçümleri yapılmış olup, aylık ortalama
ölçüm sonuçları Tablo 19‘da yer almaktadır.
Tablo 19 incelendiğinde, Tekkeköy Kaymakamlığı
bahçesinde yapılan ölçüm sonuçlarının genel itibarı ile Hava Kalitesinin
Korunması Yönetmeliği’nde verilen hava kalitesi sınır değerlerini sağladığı
anlaşılmakla birlikte hava kalitesi ölçüm sonuçlarının o bölgeyi temsil etmesi
için hava kirliliği ölçüm cihazının en uygun yere konulmuş olması önem arz
etmektedir. Bu bağlamda; yapılan ölçümlerin Tekkeköy bazında değerlendirilmesi
uygun olmayacağı düşünülmektedir.
ENVY Tarafından 2002 yılında Yapılan Hava Kirliliği
Seviyesi Ölçümleri:
ENVY tarafından pasif örnekleme yöntemi
kullanılarak Tekkeköy yöresinde bulunan Çırakman köyü, KBİ lojmanları,
Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü noktalarına 1 Mart 2002 tarihinde
yerleştirilen SO2 ve NO2 difüzyon tüpleri 16 Mart 2002 tarihinde değiştirilmiş
ve toplanan tüpler analiz için İngiltere’deki Gradko İnternational LTd. firmaya
gönderilmiştir. Ölçüm sonuçları ve ölçüm noktaları Tablo 20’de verilmektedir.
Ayrıca ENVY firması tarafından Mart 2002 ile Kasım
2002 tarihleri arasında 6 noktada yapılan
SO2 hava kirlilik seviyesi ölçüm sonuçları Tablo 21‘de, NO2 hava
kirlilik seviyesi ölçüm sonuçları ise Tablo 22’de verilmektedir.
2002 tarihinde yapılan ölçüm sonuçları
incelendiğinde; ENVY firması tarafından Mart 2002 ile Kasım 2002 tarihleri
arasında aylık ortalama olarak ölçülen yer seviyesi NO2 ve PM kirlilik değerleri, HKKY’de NO2 ve
PM için verilen UVS ve KVS sınır değerleri sağlamaktadır. Ancak, SO2 kirlilik
değeri özellikle Endüstriyel Bölgede;
Mayıs, Haziran ve Kasım ayları, Tekkeköy’de Haziran ayı itibarı ile aylık
ortalamalar 100 μg/m3 ün üzerinde olduğundan, bu noktalarda saatlik
ve günlük ortalamaların HKKY’nde verilen saatlik ve günlük hedef sınır
değerlerin aşılabileceğini düşündürmekte olup, bu noktalarda saatlik olarak sürekli ölçüm yapılmış olması
halinde SO2 kirliliği açısından doğru bir değerlendirme yapılabilecektir.
Ayrıca, 2002 yılı itibarı ile mobil santraller devrede olmadığı için bu zaman
aralığında ölçülen değerler KBİ, TÜGŞAS ve küçük ölçekli diğer işletmelerden
kaynaklanmaktadır.
ENVY Tarafından 2003 yılında Yapılan Hava
Kirliliği Seviyesi Ölçümleri:
ENVY tarafından
Aralık 2002 den 2003 tarihine kadar 6 noktada yapılan hava kirliliği
ölçüm sonuçları Tablo 24’de verilmektedir.
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 11-17/07/2003
tarihleri arasında değişik noktalarda karbon monoksit, kükürt dioksit ve azot
dioksit kirleticileri ölçülmüş olup, ölçüm sonuçlarını içeren rapor Ek-2‘de yer
almaktadır.
2003 tarihinde yapılan ölçüm sonuçları
incelendiğinde; ENVY firması tarafından Ocak 2003 ile Mayıs 2003 tarihleri
arasında aylık ortalama olarak ölçülen yer seviyesi SO2 kirlilik değeri özellikle Endüstriyel Bölgede; Mayıs, ayı itibarı ile aylık ortalama 100 μg/m3
ün üzerinde olduğundan, bu noktada saatlik ve günlük ortalamaların
HKKY’nde verilen saatlik ve günlük hedef sınır değerlerin aşılabileceğini
düşündürmekte olup, bu noktada saatlik
olarak sürekli ölçüm yapılması halinde SO2 kirliliği açısından doğru bir
değerlendirme yapılabilecektir.
Hava kalitesi ölçümlerinin değerlendirilmesine
yönelik ölçümlerin en az 6 ay süre ile yapılması gerektiğinden, Çevre ve Orman
Bakanlığı tarafından 11-17/07/2003 tarihleri arasında değişik noktalarda, sadece
bir gün süre ile yapılan karbon monoksit, kükürt dioksit ve azot dioksit
ölçümleri ile ilgili bir değerlendirme
yapılamamaktadır.
3.4.5
Santrallerin Mevcut Hava Kirliliğine Katkı Payı
Bir tesisten atmosfere verilen her bir kirleticinin
toplam kütlesel debi değerinin HKKY Ek-2’de yer alan sınır değerleri aşması
halinde HKKY Ek-2 gereği tesisin bölge hava kalitesine katkı payının
belirlenerek, tesis etki alanı içersinde aşan parametrelerin hava kirlilik
seviyesinin ölçüm ve tespitinin yapılması gerekmektedir.
Mobil santrallerin kurulu bulunduğu alanda aynı
pata üzerinde yer alan HKKY kapsamında kirletici vasfı yüksek tesisler
grubundaki Samsun Gübre Fabrikası (TÜGSAŞ) ile Karadeniz Bakır İşletmeleri
bölgede yaşanan kükürt dioksit kirliliğinin ana kaynakları arasında yer
aldığından öncelikle bu işletmelerden kaynaklanan kükürt dioksit miktarının da
belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu işletmelerin kükürtdiokist açısından
durumuna bakacak olursak:
Karadeniz Bakır İşletmeleri: 1970’li yıllarda
ülkemizin en büyük blister bakır üreticisi olarak faaliyete geçen Karedeniz
Bakır İşletmelerinde; Flotasyon Tesisi, İzabe Tesisi ve Sülfürik Asit Fabrikası
mevcuttur. Blister bakır üretimi 38.760 ton/yıl, sülfürik asit üretimi 282.000
ton/yıl’dır. Söz konusu işletmenin en
önemli kükürt dioksit kirliliği yaratan tesisi, Sülfürik Asit Fabrikasıdır.
Bakır elde etmek için kullanılan hammaddenin (CuFeS2 içerikli) fuel-oil ile
yakılması sonucunda; gerek yakıt içerisindeki gerekse hammadde içindeki kükürt, kükürt dioksit haline getirilmekte, oluşan
kükürt dioksit Tek Kontak Yöntemi ile % 98 verimle Sülfürik Asit
Fabrikasında sülfürik aside (H2SO4)dönüştürülmektedir. Sülfürik Asit
Fabrikası bacasından atılan kükürt dioksit miktarı, işletme yetkililerinden
alınan bilgilere göre; 13-30
kg SO2 / 1 ton H2SO4’dir. Hava Kalitesinin Korunması
Yönetmeliği’ne göre “Sülfürik Asit
Üretim Tesisleri” bacasından izin verilen kükürt dioksit miktarı 5
kg SO2/1 ton H2SO4’dir. Yıllık sülfürik asit üretimine
bağlı olarak ve bir yılda 330 gün çalıştığı göz önüne alınarak, atmosfere
verilen SO2 miktarı yaklaşık 11,1-25,6 ton/gün arasında olmaktadır. Bu bağlamda
söz konusu tesiste sınır değeri sağlayacak şekilde yatırım yapılması
gerekmektedir. İşletme yetkililerince yapılacak yatırım bedeli 40-50 milyon
Dolar olarak belirtilmiştir.
Samsun Gübre Fabrikası: Kompoze Gübre Üretim
Tesisi, DAP Gübre Üretim Tesis Fosforik Asit I Tesisi, Fosforik Asit II Tesisi,
Sülfürik Asit Üretim Tesisi, Kompoze Gübre Üretim Tesisi, Ürün Soğutucu Kompoze
Gübre Üretim Tesisi, Toz Arıtım Sistemi, Sülfürik Asit Üretim Tesisi, Kül
Islatma Tamburu ve Kazan Dairesi yer
almaktadır. Söz konusu fabrikanın en önemli kükürt dioksit kirliliği yaratan
ünitesi, Sülfürik Asit Tesisi olup yıllık üretim kapasitesi 214.000
ton/yıl’dır. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Sistemleri ve Çevre
Araştırma Enstitüsü Çevre Bölümü tarafından hazırlanan Emisyon Raporunda;
Sülfürik Asit Üretim tesisinin kullanım gazında hacimsel SO2 oranının % 6.8-%7 ve aside dönüşüm derecesinin % 98 olduğu belirtilmektedir. HKKY
EK-7.8.3.(b)’ye göre; kullanın gazında hacimsel oksijen miktarının % 6-8 arasında olduğu
tesislerde dönüşüm derecesi %99’da tutulması gerekmektedir.% 98
dönüşüme bağlı olarak Sülfürik Asit Fabrikası bacasından atılan kükürt dioksit
miktarı 13,6 kg
SO2 /ton H2SO4’dir. Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’ne göre “Sülfürik
Asit Üretim Tesisleri” bacasından izin
verilen kükürt dioksit miktarı 5 kg SO2/ ton H2SO4’dir. (Yıllık sülfürik asit üretimine bağlı olarak
ve bir yılda 330 gün çalıştığı göz önüne alınarak, atmosfere verilen SO2 miktarı yaklaşık 8,8
ton/gün olmaktadır.) Bu bağlamda söz
konusu tesiste sınır değeri sağlayacak şekilde yatırım yapılması gerekmektedir.
İşletme yetkililerince, Sülfürik Asit Fabrikasının yaklaşık 1 yıldır
çalıştırılmadığı, gübre üretiminde kullanılan, sülfürik asidin Karadeniz Bakır
İşletmeleri’nden ve daha ucuz olması nedeniyle ithalat yoluyla
karşılandığı belirtilmiştir.
KBİ, TÜGSAŞ, Samsun I ve Samsun II mobil
santrallerinden atmosfere verilecek olan kükürtdioksit kirleticilerine ilişkin
bilgiler Tablo 25’de yer almaktadır.
Samsun Mobil santralinden kaynaklanan kirliliğin
mevcut hava kirliliğine katkı payının tespiti amacıyla; Enerji ve Çevre
Yatırımları A.Ş. (ENVY) tarafından tesisin kurulu bulunduğu Tekkeköy ilçesi
sınırları içersinde ve tesisle aynı ada parseli üzerinde hava kirliliği
bakımından kirletici vasfı yüksek tesisler grubunda yer alan TÜGSAŞ (Türkiye
Gübre Sanayi A.Ş.) ve KBİ (Karadeniz Bakır İşletmeleri)’de göz önüne alınarak,
Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Kurumu (United States Environmental
Protection Agency-USEPA) tarafından geliştirilen ISC (Industrial Source Complex) olarak bilinen hava kirliliği
yayılım modeli kullanılmıştır. Modelleme çalışmalarında, Samsun Meteoroloji
istasyonundan kaydedilen saatlik sıcaklık, rüzgar, basınç, nem oranı,
bulutluluk ve kar verileri ile tomografik
yapıya ilişkin veriler kullanılarak Samsun İl merkezinden Çarşamba
İlçesi yakınlarına kadar uzanan 20
km x 23
km lik bir etki alanı içerisinde 500 m x 500 m boyutlarındaki 1953
adet alıcı noktadaki yer seviyesi konsantrasyonu tespit edilmiştir. Modellemede
kullanılan parametreler Tablo 26’da verilmiştir.
Senaryolar:
Senaryo 1. Mobil santrallere ait baca yüksekliği 40 m ,
Senaryo 2. Mobil santrallere ait baca yüksekliği 90 m ,
Senaryo 3.Mobil santrallerden kaynaklanacak
kirleticilerin konsantrasyon değerlerinin HKKY Ek-7.1.2’yi sağlamak zorunda
olduğu gerçeğinden hareketle ilgili sınır değerler alınarak ve yüksekliği 40 m ,
Senaryo 4.Mobil santrallerde üretilen buharın
TÜGSAŞ’a verilmesi dolayısıyla TÜGRAŞ’daki buhar üretim kazanlarının devre dışı
kalması durumu ile mobil santral baca yüksekliği 40 m ,
Senaryo 5. Mobil santralde yakıt olarak doğal gaz
kullanıldığı durumdur.
Enerji ve
Çevre Yatırımları A.Ş. (ENVY) tarafından mobil santrallerin kurulu bulunduğu
Tekkeköy ilçesi sınırları içersinde ve santrallerle aynı ada parseli üzerinde
hava kirliliği bakımından kirletici vasfı yüksek tesisler grubunda yer alan
TÜGSAŞ (Türkiye Gübre Sanayi A.Ş.) ve KBİ (Karadeniz Bakır İşletmeleri)’de göz
önüne alınarak, TÜGSAŞ+KBİ birlikte, sadece mobil santraller ve TÜGSAŞ+KBİ+
Mobil Santraller birlikte çalıştığı
zaman bölgeye verilecek kirlilik payları hava kirliliği yayılım modeli
kullanılarak hesaplanmıştır. Hesaplama sonuçlarından, mobil santral kurulmadan
önce bölgede TÜGSAŞ ve KBİ’nden kaynaklanan
SO2 açısından kirlilik
olduğu anlaşılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder