Korsanın üstüne oturarak onu rehin alan Samsun’lu işadamı kimdi? Tarih 24 Şubat 1998. Adana - Ankara seferini yapan THY uçağı Diyarbakır’a kaçırıldı. Korsanı mürettebat ve yolcular etkisiz hale getirdi.
TÜRK Hava Yolları’nın (THY) Ankara seferini yapmak üzere dün akşam Adana’dan havalanan RJ 100 tipi `Gaziantep’ uçağı, bir hava korsanı tarafından içinde bomba olduğunu belirttiği oyuncak pandayla kaçırıldı. 36 yaşındaki Mehmet Dağ adlı korsan, sabaha karşı saat 02.00 sıralarında etkisiz hale getirildi.
İçinde 63 yolcu ve beş mürettebatı bulunan TK - 491 sefer sayılı `Gaziantep’ uçağı, Ankara’ya gitmek üzere 21.05’te Adana’dan havalandı. Mürettebatı Kaptan Ali Gürkan, İkinci Pilot Erdoğan Koç, Kabin Amiri Sevgi Akbulut ve hostesler Şöhret İşsever ile Aylin Elbasanlı’dan oluşan uçak, kısa süre sonra rota değiştirerek, doğuya yöneldi. Kaçırıldığı anlaşılan uçağın Diyarbakır istikametine gittiğinin belirlenmesi üzerine, 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı ve 8. Ana Jet Üssü çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Saat 22.40 sıralarında havaalanına doğru inişe geçen uçak, son anda pas geçti. Bir süre havada dolaşan uçak, daha sonra saat 22.46’da piste iniş yaptı.
Özel harekat timlerinin de geldiği havaalanında yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Ayrıca ambulans ve itfaiye ekipleri de pistte yerlerini aldı.
Edinilen bilgilere göre, uçak havalandıktan sonra pilot kabinine giren bir kişi, elindeki paketi göstererek, "Yerinizden kıpırdamayın. Elimde bomba var. Dediklerimi yapmazsanız, patlatırım" diye bağırdı. Korsan, kendisinin Tahran’a götürülmesini istedi. Bunun üzerine uçak, rota değiştirerek, İran’a yöneldi. Ancak pilotun uyarısı üzerine, uçak, yakıt ikmali yapmak için Diyarbakır’a indirildi.
Yapılan ilk görüşmeler sonunda, çoğu hasta 20 yolcu serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar, korsanın kendisini "Allah’ın şehidi" olarak tanıttığını, uçak personeli ve rehin alacağı beş yolcuyla birlikte Tahran’a gitmek istediğini söylediğini ifade etti. 30 yaşlarındaki korsanın Kıbrıs uyruklu olabileceği kaydedildi. THY Genel Müdürü Yusuf Bolayırlı, korsanın üzerinde, bomba olduğu sanılan bir oyuncak ayının bulunduğunu, ayının ağzındaki puronun ise bombanın fitili olduğunu tahmin ettiklerini bildirdi.
Uçak yolcuları arasında Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sedat Ünal, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Ülkü ve YÖK üyesi Prof. Dr. Kazım Türker’in de bulunduğu belirlendi. THY uçağını kaçıran hava korsanı, kendisiyle görüşen yetkililerin üzerlerini çıkararak, uçağa yaklaşmalarını şart koştu. Ardından elindeki paketin tahrip gücü yüksek bir bomba olduğunu öne süren hava korsanı, telsiz anonsuyla iki pilot ve üç mürettebat eşliğinde havalanmak için başka bir uçak istedi. Korsanı teslime ikna için kimliği açıklanmayan bir psikolog, havaalanına getirilerek kuleye götürüldü. Korsanın uçağa yakıt ikmali istemi de kabul edilmedi. Mehmet Dağ adlı korsan sabaha karşı 02.00 sıralarında mürettebat ve yolcular tarafından etkisiz hale getirildi.
Uçakta kimler vardı
Shuman Salatha, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Ülkü, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sedat Ünal, Ahmet Önal, Gürol Bahadır, Aydın Sümer, A. Aziz Yazar, Ahmet Kerpitçi, Dönmez Güler, Ahmet Yardım, Fatih Demirdış, Tunç Öztürk, Hüseyin Kılıç, Hamit İzol, Ömer Meti, Nadir Saygılı, Gülseren Karge, Tuğba Kaymak, Ali Ataklı, Enver Sungur, Seyfettin Tatlı, Yasemin Çolak, Haluk Ergün, Prof. Doğan Taner, Prof. Kazım Türker, Abdelselam Ikak, Haydar Seham, Musa Seyyar, Meryem Maiwald, Erdener Özekli, Osman Uzuner, Adnan Erdem, Serdar Özdemir, E. Volkan Kalyoncu, Ünye Çimento Genel Müdürü Hikmet Dizdaroğlu, Oyak Genel Müdür Yardımcısı Hasan Işık, İhsan Beyazıt, Servet Moran, Vedat Gülşen, Nihat Özdemir, M. Yeşilbağ, G. Bollito, Fahrettin Ulusoy, Seviye Öncel, Sabahattin Ütkür, Fikret Moray, Çağhan Bacaksızlar, Fatih Levent, İbrahim Aydın, Bülent Özdemir, Fatih Kösebalan, Adana Çimento Yönetim Kurulu üyesi emekli Orgeneral Metin Okçu, Adana Çimento Yönetim Kurulu üyesi emekli Orgeneral Halil Sezal, Gökhan Terzioğlu, M. Sait Göksu, Adem Sezginer, Ergin Gürsoy, Hakan Alfat, İsmet Sandalcı, Refik Karahan, Adem Dinçer, Turhan Toydemir, Mehmet Dal.
____________________________________________________
Alaturka
operasyon
PERŞEMBE
26 ŞUBAT 1998
Birbirini o
güne kadar hiç tanımayan 3 "gözükara" yolcunun "cesareti"
sayesinde, ufak tefek komikliklerle uçak kaçırma kâbusu tatlı sona bağlandı.
Türkiye'yi ayağa kaldıran uçak kaçırma olayı,
gözükara 3 yolcunun ancak Türk filmlerinde görülecek türden
"cesaretli" girişimiyle kazasız belasız sona erdi. Uçağa operasyona
hazırlanan terör timlerinin bile takdir ettiği operasyonun 3 kahramanı var.
Ankaralı Avukat Vedat Gülşen, Komili sabunları ve
Wilkinson jiletlerinin Ankara Bölge Müdürü Erdener Özekli, un ticareti yapan
Samsunlu işadamı Fahrettin Ulusoy. Üçü de iş için gittikleri Adana'dan
Ankara'ya THY uçağıyla dönüyorlardı.
Yolcuların sonradan korsan olduğunu öğrenecekleri
Mustafa Dağ elindeki siyah bir poşetle tuvalete girdi. Çıktığında beline bağlı
bir pandayla pilot kabinine doğru yürümeye başladı. Hostesler Mustafa Dağ'a
engel olmak istediler. Ancak pandanın kuyruk kısmına bağladığı saniyeli fitili
gösteren korsan, oyuncağın içinde bomba olduğunu belirtti ve bir puro yaktı.
Puroyu fitile yaklaştırıp "Kıbrıs'tan geliyorum. Evliyim. Eşimle çocuğum
orada. Bu uçağı komutam altına aldım. Kimse kıpırdamasın" diye bağırdı.
Bunun üzerine hostesler yolculara herkesin yerinde oturmasını, müdahale
etmemesini istedi. Bu arada Mustafa Dağ cebinden bir parça saniyeli fitili
çıkarıp yaktı ve koridora attı. Hostes hemen ayağıyla fitili söndürdü.
Korsanla
diyaloglar
Bu sırada yolculardan avukat Vedat Gülşen, korsanla
konuşmaya başladı. Ona neden uçak kaçırdığını sordu. Korsan da anlatmaya
başladı: "Bu oyuncağın içine sıkıştırılmış 1.5 kilo barut, çivi ve fitil
var. Müdahale ederseniz patlatırım. Adım Muhammed, sesimi büyüklere duyurmak
için yaptım. Uçağı Diyarbakır'a indirdikten sonra, 5 yolcuyu daha alıp Tahran'a
gideceğiz. Örgüt mensubu değilim. Kimse psikopat olduğumu düşünmesin.
Cezayir'de İslam'ı İslam'a kırdırıyorlar. Buradaki katliamları Hıristiyanlar'ın
yaptırdığını bilmiyor musunuz? Bu katliamları Fransızlar, gayrimüslimler
yaptırıyor. Ben Allah yolundayım. Avrasya Feribotunu kaçıranlarla aramda bir
fark yoktur. Allah yolunda bu işi yapıyorum. Canımı da ortaya koydum."
Saatler 00.28'i gösterdiğinde, yani uçak
havalandıktan yaklaşık 3 saat sonra uçak yakıt ikmali için Diyarbakır'a indi.
Pilot yolculara "Talimatlara uyduğunuz takdirde hiçbir olağanüstü durum
olmayacaktır. Lütfen sakin olun" uyarısında bulundu. Ancak pilotun
uyarısına rağmen yolcular arasında kıpırdanmalar başlamıştı bile. Özellikle de
birbirlerine hiç tanımayan ama yakın koltuklarda oturan Vedat Gülşen, Erdener
Özekli ve Fahrettin Ulusoy arasında.
Tahran
gönüllüleri
Ceza avukatı olan Gülşen, bu tür olaylarda
korsanların mutlaka bir yardımcısı olduğunu düşünerek etrafa baktı. Korsanın
bir yardımcısı olmadığını anlayınca müdahale etmeye karar verdi. Aynı anda
Özekli ve Ulusoy da onunla aynı şeyleri düşünüyorlardı.
Korsan, uçağı Tahran'a götüreceğini, 5 yolcuyu
yanına alacağını, diğerlerini serbest bırakacağını söyleyince, Gülşen, Özekli
ve Ulusoy gönüllü olarak "Bizi al. Diğerlerini bırak" dediler. Ancak
bu öneri korsandan kabul görmedi: "Ben kimliklere bakarak, seçeceğim"
dedi.
Korsan bundan sonra yolculara sigara içmeleri ve
tuvalete sırayla gitmeleri için izin verdi. Bir hostese de yolcuların
kimliklerini toplama işini verdi. Ardından da toplanan kimlikleri sesli sesli
bir hostese okutmaya başladı. Kimliklerden beşini ayırdı.
Sigara içenlerin ve tuvalete gidenlerin yarattığı
karmaşa sırasında, Özekli, Ulusoy ve Gülşen konuşma fırsatı buldular. Korsanın
profesyonel biri olmadığını, ruhi sıkıntısı bulunan bir kişi olduğu konusunda
görüş birliğine vardılar. Bunun üzerine korsanı etkisiz hale getirmeye karar
verip fırsat kollamaya başladılar. "Gece ilerledikçe yorulacak, dikkati
dağılacak" dediler, korsanı saniye saniye izlemeye başladılar.
Korsan, "elindeki oyuncak ayının içinde bomba
olduğunu" söylüyordu. Gözleriyle uzun uzun incelediler... Korsan farkında
olmadan oyuncağı sıkıyordu. Oyuncak içine çöküyordu. Yani içi boştu. Bomba
yoktu. Sıra müdahaleye gelmişti.
Pilot Operasyona
Karşı
Korsanı etkisiz hale getirme fikirlerini hostesler
aracılığıyla pilota ulaştırdılar. Ancak pilot "Yolcuların yaşamı bizim
için her şeyden önemli, milyondan bir ihtimal de olsa riski göze alamayız.
Yolcular bir şey yapmaya kalkmasın" dedi. Pilotun bu kararı da 3 arkadaşı
yıldırmadı. Erdener Özekli "Ben psikoloji okudum, bu korsan acemi"
dedi. 3'ü de birbirine cesaret verdi.
Korsanın "Uçağı ezilmiş Müslüman halkların
sesini duyurmak için kaçırdım, kimseye zarar vermek istemiyorum" sözleri
onları daha da cesaretlendirdi.
Erdener hosteslere bir kova getirtti. Hostesler,
"Su servisi yapabilir miyiz?" dedikten sonra bir şişe suyu gizlice
Erdener'e verdiler. Erdener suyu kovaya boşalttı. Erdener suyu korsanın üzerine
boca edip sonra da onun şaşkınlığından yararlanıp üzerine atlamayı planlıyordu.
Ancak, korsan Erdener'e yaklaşmayınca bu plan tutmadı. Bir ara Erdener ayağa
kalktı. Korsan "Otur... görüşümü engelliyorsun. Arkadan güvenlik güçleri
gelebilir kapı açık" diye tehdit savurdu. Erdener de "Esir kampında
mıyız? Belim ağrıdı" diyerek korsana karşılık verdi.
Operasyon başlıyor
Sonra korsandan su dağıtmak için izin istediler.
Korsandan izin çıkınca Erdener hostese yardım bahanesiyle ayağa kalktı. Erdener
ani bir hareketle korsanın üzerine atladı ve onu uçağın duvarına yapıştırdı.
Aynı anda yerinden fırlayan Vedat Gülşen de korsanın üzerine çullandı. Korsanı
zaptetmeye çalışan Vedat Gülşen'in yardımına Fahrettin Ulusoy yetişti. 105
kiloluk Ulusoy korsanın üzerine oturarak hareket etmesini engelledi. Sonra da
hareketsiz kalması için şahdamarına bastı. Korsan "Tamam teslim oluyorum.
Vurmayın ne olur vurmayın" diye feryat ediyordu. Sonra hep beraber korsanı
uçağın açık olan kapısından aşağıya attılar. Zaten güvenlik güçleri uçağın
hemen dışında bekliyorlardı. Böylece bir uçak kaçırma olayı da Türk usulü
kurtarma operasyonuyla sona ermişti. YUSUF DEMİR-GÖKHAN ARTAN-MÜSLİM
SARIYAR-HASAN YAYAN (SHA)
MUSTAFA PEKCAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder